“Sabiha Rıfat Gürayman” Türkiye’nin ilk kadın yüksek inşaat mühendisinin hikayesi

“Sabiha Rıfat Gürayman” Türkiye’nin ilk kadın yüksek inşaat mühendisinin hikayesi

Tarihe geçen bazı kadınların karakterleri ve ilkeleri, kendi yolunda korkusuzca ilerlemeleri, onları öncü ve örnek isimler haline getirir. Bu yıl 85’inci ölüm yıldönümünde aynı özlemle ve minnetle andığımız Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı Anıtkabir'in inşaatında da görev alan Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisi Sabiha Rıfat (Ecebilge) Gürayman gibi.

Onun hikayesi nice özgün ve Cumhuriyet’e yakışır başarılarla parlayan bir hayatı anlatıyor. Sabiha Rıfat’ın öyküsü, 1910 yılında Makedonya'nın Manastır şehrinde başlıyor. Sabiha Rıfat’ın babası Rıfat Bey bir yüzbaşıydı. Yüzbaşı Rıfat Bey ve ailesi Kurtuluş Savaşı sırasında görev verilince İstanbul'a göçüp Üsküdar semtine yerleşti. Sabiha Rıfat, çok küçük yaşlarda büyük acı ve zorluklarla tanıştı. Annesi ve küçük kardeşi tüberküloza yakalanan Sabiha Rıfat, genç yaşta annesini kaybetti.

Sabiha Rıfat, bir röportajında “Savaş yıllarında yokluk, babamın asker olması, işgal kuvvetlerinin baskıları sık sık yer değiştirmemize sebep oldu. Bütün bunlara rağmen eğitimim yarıda bırakılmadı” diyordu.
Sabiha Rıfat, bir röportajında “Savaş yıllarında yokluk, babamın asker olması, işgal kuvvetlerinin baskıları sık sık yer değiştirmemize sebep oldu. Bütün bunlara rağmen eğitimim yarıda bırakılmadı” diyordu.

“Aile içinde yaşadığımız büyük acılar…”

1991'de İTÜ Vakfı Dergisi'ne verdiği bir röportajda Sabiha Rıfat, “Aile içinde yaşadığımız büyük acılar nedeniyle savaşın bittiği yılların coşkusunu yaşayamadık bile” sözleriyle o yılları şöyle anlatıyordu: "Benim ilk hocalarım annem ve babamdı. Daha ilkokula başlamadan okuma yazma öğrenmiştim. Babam 1906 yılında Harbiye'den mezun olmuş, birçok cephelerde savaşmış, yaralanıp esir düşmüştü. Savaş yıllarında yokluk, babamın asker olması, işgal kuvvetlerinin baskıları sık sık yer değiştirmemize sebep oldu. Bütün bunlara rağmen eğitimim yarıda bırakılmadı, bu konuda birçok kararı da kendim vermek zorunda kaldım. Onlarda da bana karşı 'Başarabilir mi?' kuşkusu hiçbir zaman oluşmadı. Ben de direncimi yitirmeden sonuna kadar dayandım."

Başarılı bir öğrenci olarak dikkat çeken Sabiha Rıfat, Nişantaşı Kız Ortaokulu'nu bitirip İstanbul Kız Lisesi'ne kaydoldu. Tam o döneme denk gelen 1927 yılında Mustafa Kemal Atatürk, bugün İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) olarak bilinen Mühendis Mektebi'ne (Mühendishane-i Bahr-i Hümayun) kadınların da alınmasını salık verdi. Sabiha Rıfat, Gümüşsuyu'ndaki okula giderken matematiğe olan yeteneğinin farkındaydı, dahası öğretmenleri de onu yetenekli bulup yüreklendiriyordu. Nişantaşı'ndaki ortaokulunun yardımlarıyla son anda belgelerini tamamlayıp Mühendis Mektebi’ne başvuran Sabiha Rıfat, lise mezunları arasından sıyrılıp sınavı kazandı. 1933 yılında arkadaşı Melek (Ertuğ) ile beraber kazandığı üniversiteden 350 erkek öğrenciyle mezun oldu.

Okuldaki eğitimi sırasında çok yönlü kişiliğiyle dikkat çeken Sabiha Rıfat’ın Türk spor tarihine geçen özelliğine de değinmek gerekiyor. Kadınlardan kurulu ilk voleybol takımı Rıfat’ın eğitim gördüğü zamanlarda, 1927 yılında Fenerbahçe Kulübü'nde oluşturuldu. Yazık ki Sabiha Rıfat'ın kaptanlık ettiği kız takımının ömrü, rakipsizlik nedeniyle iki yıldan fazla sürmedi. İşin ilginci takım dağılınca Sabiha Rıfat erkek takımında birçok resmi maçta forma giydi.

İkinci Dünya Savaşı sürerken yabancı firmaların da güçlükler çıkarması sonucu Anıtkabir inşaatı zaman zaman durakladı. Ancak işi sonuna kadar götürmeye kararlı Gürayman, Anıtkabir'in inşaatı bitene dek görevini sürdürdü.
İkinci Dünya Savaşı sürerken yabancı firmaların da güçlükler çıkarması sonucu Anıtkabir inşaatı zaman zaman durakladı. Ancak işi sonuna kadar götürmeye kararlı Gürayman, Anıtkabir'in inşaatı bitene dek görevini sürdürdü.

Sabiha Rıfat, o dönemin Yüksek Mühendis Mektebi, şimdinin İstanbul Teknik Üniversitesi’nden ilk kadın inşaat mühendisi olarak 1933'te mezun oldu. Ardından Ankara'ya, Bayındırlık Müdürlüğü'nde bir göreve atandı. Görevi kapsamında Türkiye’nin birçok bölgesindeki okul inşaatlarında görev alan Sabiha Rıfat, 1936 yılında çalışmayı ısrarla talep ettiği bir köprü inşaatıyla adını duyuracak hatta köprüye kendisine ithafen “Kız Köprüsü” denecekti.

Ankara'nın Beypazarı ilçesinde Karaboğaz mevkiinde yapılacak bir köprünün inşaatında çalışmak isteyen ancak kadın olduğu için şehir dışında görev yapmasına valilik düzeyinde karşı çıkılan Sabiha Rıfat, ısrarlı talebi sayesinde köprü inşaatında tek kadın olarak çalıştı. O dönemin zor şartlarında köprü inşaatında görev alan, ancak paralarını alamadıkları gerekçesiyle işi bırakmak isteyen işçileri durdurdu. Köprünün ne kadar elzem olduğunu, ne kadar önemli bir işe imza attıklarını da söyleyerek işçileri yola devam etmeye ikna etti. Korkusuz ve asla vaz geçmeyen kişiliğiyle tanınan Sabiha Rıfat, Cumhuriyet kadınına yakışır bir tavırla şantiyeye koştu, işçilerle birlikte çalıştı ve hem köylülerin hem de işçilerin sevgisini, saygısını kazandı. Şantiyenin zor şartlarında işçiler ile beraber köprünün inşası tamamlanana dek kaldı. Yöre halkı, asıl ismi Karaboğaz olan köprüye, Sabiha Rıfat’a olan sevgileri nedeniyle 'Kız Köprüsü' ismini verdi. Sabiha Rıfat’ı Anıtkabir ve TBMM'nin inşaatlarında da görev almaya götüren süreç böyle başladı.

Sabiha Rıfat hayatı boyunca ülkenin değişik yerlerinde birçok okul, hükûmet konağı ve resmi binanın yapımında görev aldı. Tüm bu aktif iş hayatı sırasında 1939 yılında okul arkadaşı olan yüksek mühendis Remzi Gürayman ile evlendi. 

Prof. Emin Onat ve Prof. Orhan Arda'nın projesi olan Anıtkabir'in inşaatı 9 Ekim 1944'te görkemli bir temel atma töreni ile başladı ve yaklaşık 10 yıl sürdü.
Prof. Emin Onat ve Prof. Orhan Arda'nın projesi olan Anıtkabir'in inşaatı 9 Ekim 1944'te görkemli bir temel atma töreni ile başladı ve yaklaşık 10 yıl sürdü.

1941 yılına gelindiğinde Koordinasyon Bürosu ile TBMM inşaatının kontrol şefiklerinde bulundu. Sabiha Rıfat Gürayman’ın yaşamını değiştiren ve adını tarihe yazdıran Anıtkabir'in inşasında baş kontrol mühendisliği görevine layık görülmesiydi. Prof. Emin Onat ve Prof. Orhan Arda'nın Anıtkabir inşaatı projesi, 9 Ekim 1944 yılında görkemli bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir'in inşaatının kontrol şefi Ekrem Demirtaş'ın 29 Aralık 1945'te görevinden ayrılmasıyla Sabiha Rıfat Gürayman bu pozisyona geçti. Yaklaşık 10 yıl süren proje ile ilgili Milliyet gazetesinde 1973 yılında üç gün boyunca yayımlanan yazı dizisinde Sabiha Rıfat Gürayman, Atatürk’e olan minnet ve borçluluk hissinin küçük de bir parçasını ödeyebildiğini ifade ederek özetle şunları söylüyordu: "1945'te bir kış günü idi… O gün müteahhide inşaat sahasını teslim ettim. Müthiş duygulanmıştım. Geride bıraktığım uzun yılları ve yürüdüğüm yolu düşündüm. Büyük devrimciye olan borcumun ağırlığı altında eziliyordum. Bu borcun hiç değilse küçücük bir parçasını ödeyebilmek için bu ne kadar güzel bir rastlantı idi."

Sonunda Anıtkabir tamamlandı; Atatürk'ün naaşı nakledildi, Anıtkabir Millî Eğitim Bakanlığı'na devredildi. Sabiha Rıfat Gürayman, Millî Eğitim Bakanlığı Teknik Müşavirlik kadrosuna getirildi. Bu görevden 1963 yılında kendi isteğiyle emekli oldu.

Erkek meslektaşları ile aralarında bir fark görmediğini yaşamı boyunca yineleyen, dahası bunu ortaya koyduğu eserlerle de gösteren Sabiha Rıfat Gürayman, bir röportajında, “Erkek meslektaşlarıma aramızda bir ayrıcalık görmüyordum, yadırgamıyordum. Kim bilir, belki de beni başarıya götüren önemli bir nedendi bu” diyordu.

Hayatı zorluklar ve bir o kadar da başarıyla dolu olan Sabiha Rıfat Gürayman, eşi Remzi Gürayman'ın 1993'te hayatını kaybetmesinden sonra yerleştiği İzmir'de, 4 Ocak 2003'te, 93 yaşında yaşamını kaybetti.

Sabiha Rıfat Gürayman, cesur ve vizyoner kişiliğiyle Cumhuriyet kadının güçlü bir neferi olarak bugüne ve yarınlara ışık tutarak yaşamaya devam ediyor.

KUTU---KUTU

Kız Köprüsü koruma altında

Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisinin yaptığı Karaboğaz (Kız Köprüsü), bakım ve onarıma ihtiyaç duyduğundan 1998 yılından sonra kullanım dışı kaldı. Karayolları Genel Müdürlüğü, Kız Köprüsü'nün gelecek kuşaklara aktarılması için Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na başvurdu. Kurul, uzmanlarının yaptığı inceleme sonunda kültür varlığı niteliği taşıdığı belirlenen köprünün 2018 yılından itibaren tescilli yapı olarak korunmasına, ilaveten onarılmasına karar verdi.

KAYNAKLAR

Cumhuriyet Gazetesi

BBC Türkçe

fenerbahcetarihi.org