Engelliler için erişilebilir sigortacılıkta son durum

Engelliler için erişilebilir sigortacılıkta son durum

3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engellilerin problemleri çok daha görünür oluyor. Bu bağlamda sigorta sektörü de son dönemde “erişilebilir sigortacılık” kavramını çok daha fazla benimsiyor.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü, 1992 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 47/3 sayılı kararıyla ilan edilen özel bir gün. Bu sembolik hareketle engelli bireylerin haklarına, toplumsal yaşama eşit katılımına ve erişilebilirlik konusundaki küresel farkındalığına dikkat çekmek amaçlanıyor. 1975’te BM’nin Engelli Hakları Bildirgesi’ni kabul etmesi ile başlayan bu serüven, 1981’in Uluslararası Engelliler Yılı ilan edilmesi ve 1983–1992 arasında yürütülen “Engelliler İçin BM On Yılı” çalışmalarıyla şekillenen uzun soluklu bir hak mücadelesine dayanıyor.

Bugün ise 3 Aralık; ayrımcılığın azaltılması, kapsayıcı politikaların geliştirilmesi ve engelli bireylerin yaşamın her alanında görünür ve eşit olması için küresel bir çağrı niteliğinde. Bu noktada sigorta sektörü, son yıllarda “erişilebilir sigortacılık” kavramını yalnızca bir sosyal sorumluluk alanı değil, aynı zamanda hak temelli bir hizmet standardı olarak benimsemeye başladı.

 ABD, AB ve Avustralya başta olmak üzere birçok ülkede sigorta şirketlerinin engelliliği “yüksek risk” gerekçesiyle kullanmasına sınırlama getirildi.
ABD, AB ve Avustralya başta olmak üzere birçok ülkede sigorta şirketlerinin engelliliği “yüksek risk” gerekçesiyle kullanmasına sınırlama getirildi.

Dünyada özellikle 2020 ila 2025 arasında sigorta erişilebilirliği ve dijitalleşme çerçevesinde bakıldığında engellilerin dijital başvuru, uzaktan tazminat, görme/işitme engelliler için erişilebilir arayüzler talep etmesiyle yeni standartlar oluştuğu görülüyor. Örneğin ABD, AB ve Avustralya başta olmak üzere birçok ülkede sigorta şirketlerinin engelliliği “yüksek risk” gerekçesiyle kullanmasına sınırlama getirildi. Özellikle yaşlanma ve kronik rahatsızlıkların artmasıyla uzun süreli bakım sigortası modelleri gelişiyor. Engelli çalışanlar için işveren destekli poliçeler oluşturuluyor. Engellilerin istihdamını artırmak için işverenlere vergi indirimi veya engelli dostu sigorta paketleri sunuluyor.

Türkiye’de ise engellilerin özel sigortaya erişimi konusunda ayrımcılığın azaltılması yönünde tartışmalar söz konusu. Trafik sigortalarında görülen pozitif ayrımcılık, sigorta arayüzlerinde erişilebilirlik standartlarına odaklanılması gündemde. Her ne kadar engelli bireylere özel tamamen yeni sigorta ürünleri pazarda henüz yaygınlaşmasa da mevcut yönetmeliklerde yapılan değişiklikler, özellikle indirim ve tarifelerde engelli bireylerin lehine önemli açılımlar getiriyor. Böylece sektör, ürün çeşitliliğini artırmaktan önce, mevcut ürünlerin erişilebilirliğini güçlendirme yönünde somut adımlar attı.

Trafikte bahsi geçen düzenlemenin nedeni, engelli bireylerin sigorta hizmetlerine erişiminde yaşadığı yüksek prim maliyetleri sorunuydu. Son dönemde bu konuya yönelik olarak bir düzenlemeye gidildi. SEDDK’dan yapılan basın duyurusu ile ‘Engelli Bireylere Özel İndirimli Trafik Poliçesi’ uygulamasının 1 Şubat 2026 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği duyuruldu. Düzenleme ile Ulusal Engelli Veri Sistemine kayıtlı engelliler, trafik sigortasında yüzde 20’ye varan ek indirimden yararlanacak. 

Erişilebilir sigortacılık, sosyal sorumluluk olmanın çok ötesinde ekonomik katılım, bağımsız yaşam hakkı ve finansal güvenlik açısından temel bir gereklilik olarak görülüyor.
Erişilebilir sigortacılık, sosyal sorumluluk olmanın çok ötesinde ekonomik katılım, bağımsız yaşam hakkı ve finansal güvenlik açısından temel bir gereklilik olarak görülüyor.

“Erişilebilir sigortacılık” artık hizmet standardı

Engelli bireylerin sigorta süreçlerinde karşılaştığı zorluklar sadece ekonomik değil; aynı zamanda bilgiye erişim, iletişim, dijital kullanım ve süreç yönetimi başlıklarını da içeriyor elbette. Bu nedenlerle de sektör, hizmet tasarımını yeniden gözden geçiriyor:

  • Poliçe başvuru ve yenileme süreçlerinde engelli dostu dijital arayüzler yaygınlaştırılıyor.
  • Çağrı merkezi ve müşteri iletişim birimlerinde erişilebilir iletişim standartları uygulanıyor.
  • Görme ve işitme engelliler için poliçe dokümanlarının alternatif formatlarda sunulması yaygınlaşıyor.
  • Hasar süreçlerinde engelli bireyin dezavantaj yaşamaması için özel destek hatları ve hızlandırılmış işlem adımları oluşturuluyor.

Bu yaklaşım, engelli bireylerin sigortacılık alanında yalnızca “müşteri” olarak değil, aynı zamanda “hak sahibi” olarak görülmesinin bir yansıması. Tüm bunlarla beraber sektörde henüz engelli bireyler için tamamen ayrı tasarlanmış ürünler yaygın değil. Bunun yerine, var olan ürünlerin engelli bireylerin ihtiyaçlarına uyarlanması, mevzuatın sağladığı indirim ve avantajların standart uygulama haline getirilmesi ve risk değerlendirme modellerinin daha kapsayıcı hale getirilmesi tarzında yöntemler kullanılmaya başladı. Bunlar da gösteriyor ki sektör, “yenilik” kavramını yalnızca yeni poliçe türleri oluşturmak olarak değil, mevcut sistemleri herkes için erişilebilir kılmak şeklinde yeniden yorumluyor.

Özetle, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, sigorta sektörünün engelli bireylere yönelik tüm hizmetlerini yeniden değerlendirmesi için önemli bir hatırlatıcı nitelik taşıyor. Yeni sigorta türleri oluşturmak zaman alabilir elbette. Ancak yapılan yönetmelik değişiklikleri ve indirim uygulamaları, sektörü çok daha kapsayıcı bir yapıya dönüştürmede güçlü bir zemin oluşturuyor. Erişilebilir sigortacılık, artık yalnızca sosyal sorumluluk olmanın çok ötesinde ekonomik katılım, bağımsız yaşam hakkı ve finansal güvenlik açısından temel bir gereklilik olarak görülüyor.