Falcıların kurduğu cümleler genel geçer sözlerden mi ibaret yoksa hepsi de kişiye özel kehanetler mi?
Fal baktırırken sarf edilen sözler nasıl oluyor da her seferinde doğru çıkıyor? Kişilik tahminlerinin bu kadar tutması normal mi?
Umut her zaman ikinci bir kalp gibi yaşar insanın içinde. Çıkmaza giden her yolda ilk ona başvurulur. Umudun insanlara en kolay ve kısa yoldan ulaşma biçimi de yüzyıllardan beri hayatımızda yer edinmiş olan fal ve türevleridir. Aşkında aradığını bulamayanlar, geleceğinden endişe duyanlar, parasal sıkıntılar içinde olanlar, sağlık sorunlarıyla boğuşanlar ilk soluğu falcılarda ya da astrologlarda alır. Peki büyük ümitlerle kapıları arşınlanan falcılar gerçeği ne kadar bilebiliyor? Veya bize mi öyle geliyor?
Barnum Etkisi fikrinizi değiştirebilir
İşte bütün bu sorular akıllarda dönüp dolaşırken geçmişten gelen iki cümle, tokat gibi çarpıyor yüzümüze. “Başarımın sırrı, bende her zaman herkes için bir şeyler olmasıdır” ve “Her dakika dünyaya yeni bir enayi gelir”. Bu cümleler, 1810 ile 1891 yılları arasında yaşamış olan Amerika’nın ünlü pazarlamacısı, iş adamı ve Ringling Bros. and Barnum & Bailey adlı sirkin kurucularından olan P.T. Barnum’a ait.
Herkesin inanmak istediği şeye inandığı bir dünyada yaşadığımızı düşünen Barnum, bu etkiyi iş dünyasında mükemmel bir şekilde kullanır. Takvim yaprakları 1948 yılını gösterdiğinde, bu etki çok daha profesyonel bir bakış açısı ile yeniden masaya yatırılır. Amerikalı psikolog Bertram Forer, astrolojik analizlerin ne kadar genel geçer yorumlardan ibaret olduğunu kanıtlamak isteyince öğrencilerine unutulmayacak ve yıllar boyunca Forer etkisi adıyla anılacak olan bir deney yapar.
Forer Etkisi
Öğrencilerini bilimsel bir teste tabi tutmak isteyen Forer, onlara sınavdan aldıkları puanlara göre tamamen kendilerine özel olarak hazırlanmış olan kişilik testleri verdiğini söyler. Ancak gerçek hiç de göründüğü gibi değildir. Öğrencilerin yanıtlaması için verdiği kişilik ölçeklerinin hepsi de birbirinin aynısıdır. Bundan habersiz olan öğrenciler, derecelendirilmesi istenilen cümlelerin aslında alelade burç yorumlarından farksız olduğunun da bilince değildir.
“1. Beni hiç yansıtmıyor 2. Beni pek yansıtmıyor 3. Beni az çok yansıtıyor 4. Beni biraz yansıtıyor 5. Beni tamamen yansıtıyor” şeklinde yanıtlanarak puan verilecek olan testte yazılan tahminler ise şundan ibarettir:
- Başkalarının sizi beğenmesine, size hayran olmasına ihtiyaç duyuyorsunuz ama aynı zamanda kendinize eleştirel olmaya da eğilimlisiniz.
- Kendi yararınıza çevirebileceğiniz halde kullanmadığınız önemli bir kapasiteye sahipsiniz.
- Kişiliğinizin bazı zayıf yönleri var ama genelde bunları telafi etmeyi başarıyorsunuz.
- Bazen doğru kararı verip vermediğiniz ya da doğru şeyi yapıp yapmadığınız konusunda kafanızda ciddi şüpheler uyanıyor.
- Dışarıdan disiplinli ve özgüvenli gözükürken, içten içe kaygılı ve güvensizsiniz.
- Bağımsız bir düşünür olmakla gurur duyuyorsunuz ve başkalarının iddialarını tatmin edici kanıt olmadan kabul etmiyorsunuz ama kendinizi başkalarına açarken çok açık, çok içten olmayı akıllıca bulmuyorsunuz.
- Belli bir miktarda değişiklik ve farklılığı tercih ediyorsunuz; kısıtlamaların, sınırlandırmaların içinde kalmak sizi mutsuz ediyor.
- Bazı zamanlar dışa dönük, sokulgan ve sosyalsiniz; bazı zamanlarsa içe dönük, sakıngan bir kapalı kutu oluyorsunuz.
- Bazı arzularınız gerçekçi olmaktan çok uzak.
Bu yapılmış olan tahminlerin çoğunun size de uyduğunu fark ettiyseniz, yalnız değilsiniz. Çünkü öğrencilerin 0’den 5’e kadar yaptıkları puanlama sonrasında alınan ortalama sonuç oldukça şaşırtıcıdır: 4.26! Sınıftaki öğrencilerin bu astroloji kitabından çıkma cümlelerin tamamen kendilerine özel sanmaları Forer’a göre aslında hiç de tesadüf değildir. Kişiye özelmiş gibi duran bu cümleler o kadar genel geçer tespitlerdir ki herkese uyma olasılığı oldukça yüksektir. Daha sonraları Forer’ın yapmış olduğu bu çalışma tekrarlanır ve sonuç yine hep aynı ortalamaları gösterir.
Forer etkisinde işin özü, tamamen kişiye özel gibi duran tahminlerin aslında popülasyonun geniş kitlesine uyduğunu göstermekten geçiyor. İnsanların kendileri ile ilgili iyi bir şeyler duymaya olan özlemi, ortaya fal baktırma zaafını çıkartıyor. Elbette bunu bir eğlence olarak sınırlandıranlar da var ancak bu deneyler bütün gerçekleri de gözler önüne seriyor.
Astrolojiye Farklı Bir Bakış; Richard Dawkins
Britanyalı evrimsel biyolog ve yazar Richard Dawkins, astrolojik tahminlerin de insanlar üzerinde ne kadar genel geçer yorumlarda bulunduğunu, yaptığı çalışmalarla kanıtlıyor. Hazırladığı küçük deneyde rastgele 20 kişi seçerek onlardan oğlak burcunun o haftaki yıldız falını okumasını istiyor fakat hepsine de okuduklarının kendi yıldız falları olduğunu söylüyor. Sonuç ne mi? Fal sonucunun sadece oğlak burcu ile uyumlu olması gerekirken yıldız falının kendisiyle uyumlu olduğunu söyleyenlerle uyumlu olmadığını söyleyenleri sayısı birbirine eşit çıkıyor!
Kısacası fal ve astroloji kişiye özel bir gelecek belirlemektense, toplumun geneline uyan ifadelerle karşısındakinin kalbinde derin bir yol açıyor. “Bu aralar sıklıkla mutluluk üzerine düşünüyorsun”, “Kandırılmaktan hoşlanmıyorsun”, “Dürüstlük senin için en önemli şey” gibi herkes için geçerli olabilecek cümleler, kişiye özel olarak sunulunca Forer ya da Barnum etkisinin ne denli destekleyici olabileceğini gösteriyor.
Biraz da eğlenmemize mi baksak? Su falı!
Türkiye’de ve dünyada birçok kişi geleceğini fallara ve falcılara emanet ederken bunu sadece eğlenceli bir sosyalleşme aracına dönüştürenlerin de sayısı pek az değil. Eskiden genelde sadece tarot falı, iskambil falı, kahve falı, el falı gibi fallar revaçtayken günümüzde su falı gibi fallar da birçok kırık kalbin dermanı oluyor. Peki nedir bu su falı?
Öncelikle su falı bakan kişinin “doğa üstü” yeteneklere ve enerjiye sahip olması gerekiyor. Konsantrasyon ihtiyacının oldukça yüksek olduğu bu fala bakarken sessiz, loş ve sakin bir ortam olmazsa olmazla arasında yer alıyor. Odaklanmanın oldukça yüksek olduğu su falında zihin yoğunluğu yaşanacağından günde iki-üç kez bakılabiliyor. Fala bakan kişi tarafından bir bardağa ya da tasa su konularak oluşan dalgalanmalar yorumlanıyor. Suyun içine şahsi eşya koyarak da bakanlar olsa da en basit ve temel yöntem, baktıran kişiye cevabını bilmek istediği sorular sorularak suyun doğal gidişatından yola çıkılarak yorum yapılması.