Birleşmiş Milletler Üniversitesi, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) ve Uluslararası Katı Atık Birliği (ISWA) tarafından her yıl sonunda yayınlanan Küresel E-Atık İzleme Raporu, Türkiye’nin elektronik atık cennetine dönüştüğünü ortaya koyuyor
Elektronik Atıkların Geri Dönüşümünü Destekleme Derneği (EAGD) e-atığı, “Evlerde ya da iş yerlerinde sıkça kullandığımız televizyon, radyo, bilgisayar, yazıcı, çamaşır makinesi, buzdolabı, bulaşık makinesi, müzik çalar, klimalar, kablolar vs. gibi günlük hayatımızda kullandığımız miadı dolan ürünlerin geri dönüşüm amacı olmaksızın atılması” olarak tanımlıyor.
ITU’nun yayımladığı Küresel E-Atık İzleme Raporu’na göre, 2016 yılında dünyada 44,7 milyon ton e-atık oluştu; bu da Paris’in önemli sembollerinden Eyfel Kulesi’nin tam 4.500 katına tekabül ediyor. Pek çok ülkede e-atık yönetmeliklerine göre çeşitli mevzuat değişiklikleri yaşansa da rapor, son iki yılda yüzde 8 oranında artan e-atığın, sadece yüzde 20’sinin geri dönüştürüldüğünü ortaya koyuyor. Araştırmacılar 2021 yılında e-atık miktarının 52,2 milyon tona çıkacağını öngörüyor.
Asya e-atıkta ilk sırada
Küresel E-Atık İzleme Raporu, hangi ülkelerin ne kadar e-atık oluşturduğunu ve ne kadarını geri dönüşüme kazandırdığını istatistiklerle ortaya koyuyor.
Kıta bazında bakıldığında 2016 yılında Asya, dünya nüfusuna oranı nedeniyle, 18,2 milyon tonla e-atık miktarının en fazla olduğu bölgelerden biri. Asya’yı 12,3 milyon tonla Avrupa ve sırayla 11,3 milyon tonla ABD, 2,2 milyon tonla Afrika, 0,7 milyon tonla Okyanusya takip ediyor. Okyanusya, dünyada kişi başı 17,3 kg ile en çok e-atık oranına sahip kıta ve yalnızca yüzde 6 e-atık dönüşüm oranına sahip.
E-atık yönetmeliği açısından bakıldığında, Batı Asya olarak adlandırılan bölgede yer alan Kuveyt, Katar gibi milli geliri yüksek ülkelerin de yer aldığı bölgede sadece Türkiye, Kıbrıs ve İsrail’de AEEE (Atık Elektrik ve Elektronik Eşyaların Kontrolü) yönetmeliği uygulanıyor.
E-atıkta Avrupa ikinci sırada yer alsa da, yüzde 35 ile en yüksek elektronik atık toplama oranına sahip. Rapora göre en fazla e-atık üreten ülke, 7 bin 211 kilotonla Çin olurken, ikinci sırada 6 bin 295 kilotonla ABD yer alıyor. Türkiye ise 177 ülkenin bulunduğu listede 623 kilotonla 17. sırada yer alıyor.
Kişi bazında bakıldığında ise dünya ortalaması 6,1 iken Türkiye, kişi başına 7,9 kilogram e-atık üretimi ile dünya ülkeleri arasında 73. sıraya yerleşiyor. Kişi bazında e-atık üretimine bakıldığında ise listenin zirvesinde bulunan Norveç, kişi başına 28,5 kilogram e-atık ile ortalamanın neredeyse 3,5 katına ulaşıyor. Norveç’i 24,8 kilogramla İngiltere ve 23,9 kilogramla Danimarka takip ediyor.
Eski elektrikli ve elektronik cihazların geri dönüşümü mümkün
Dünya nüfusunun yüzde 66’sının yaşadığı 67 ülkede, özellikle 2014 yılında yüzde 44 artış gösteren e-atık için bir yönetmelik çıkarıldı. Türkiye de e-atık yönetmeliklerinde Avrupa Birliği’ni takip ediyor. 2002’de AB’nin Elektrikli ve Elektronik Eşyalarda Bazı Zararlı Maddelerin Kullanımının Sınırlandırılmasına İlişkin Direktifi ile Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya Direktifi’nden 10 yıl sonra Türkiye’de Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü, özetle AEEE yönetmeliği yürürlüğe girdi.
AEEE Kontrolü Yönetmeliği ile birlikte üreticiye, tüketiciye ve tabii geri dönüşümle ilgili görevlendirilen başta belediye olmak üzere kurumlara ciddi görevler düşüyor. Evsel e-atıkların toplanmasında belediyeleri görevlendiren yönetmeliğe göre, belediyelerin, vatandaşın evinden AEEE’leri alarak lisanslı işleme tesislerine göndermesi gerekiyor. Bu nedenle siz de kullanmadığınız elektrikli ve elektronik cihazlarınızı direkt çöpe atıp e-atığa dönüştürmektense, ev ya da iş yerinizin bağlı bulunduğu belediye ile irtibata geçerek bunları iletebilirsiniz.
İthal elektrikli ve elektronik cihazlardan artık AEEE’ye uygun olmayanlar, ülkemizde kullanım için ithal edilemiyor. Evsel olmayan AEEE’lerin toplanması, işlenmesi ve bertaraf edilmesi amacıyla bir sistem kurmakla, elektrikli ve elektronik eşya üreticileri yükümlü. Ayrıca elektrikli eşya dağıtıcıları da, kendilerinden yeni bir ürün (örneğin buzdolabı) aldığınızda, eski ürünü sizden almakla yükümlü. Zaman zaman eski makinenizi getirin, yenisini indirimle alın kampanyaları da aslında bu döngünün bir parçası.
E-atıklarla 60 farklı element doğaya karışıyor
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) tahminine göre elektronik atıkların içinde 60 farklı element bulunuyor. Rapora göre, e-atıkların uygun şekilde geri dönüşüme gönderilmemesi, yakılması, doğaya bırakılması insan sağlığı ve çevreyi tehdit ediyor. Telefonlar, dizüstü bilgisayarlar, buzdolapları, sensörler, televizyonlar ve diğer elektronik cihazların e-atığa dönüşmesiyle, içlerinde bulunan cıva, kurşun, kadmiyum ve alev geciktirici gibi tehlikeli maddeler suya, havaya ve toprağa karışarak insan sağlığı ve çevre için ciddi risk oluşturuyor.
Dünya ekonomisi 55 milyar Euro kaybetti
ITU’nun tahminine göre e-atıklar ile birlikte 500 ton altın, 12.2 milyon ton plastik, 2.2 milyon ton bakır, 2,5 milyon ton alüminyum, 16,3 milyon ton demir, 200 ton paladyum ve 1600 ton gümüş çöpe atılmış oluyor.
Geçtiğimiz sene oluşan 44,7 milyon e-atık geri dönüştürülseydi, dünya ekonomisine 55 milyar Euro katkısı olacaktı. Ülke olarak ise geri dönüştüremediğimiz e-atıklar nedeniyle 2016 yılında 767 milyon Euro kayıp yaşadık.