Radyo dalgaları yerine ışığı kullanan bir ağ teknolojisinin birçok faydasının olabileceğini fark eden bilim insanları, ışığa yeni bir görev veriyor. Aydınlatmada kullanılan cihazlar, sessiz sedasız bir de internet erişimi sağlasa nasıl olur? Karşınızda, Li-Fi...
Kablosuz ağların evrimi onları daha güvenli hale getirdi, hızı da artırdı. Her ne kadar ortalama kablolu hattın performansını kablosuz olarak yakalamak hala mümkün değilse de, 4K içeriği internetten evimize geldikten sonra izlediğimiz cihazlara aktarabilecek altyapıları kurmamız mümkün oluyor. Kablolu ve kablosuz bağlantı arasında internet protokolü açısından ise fark yok. Hatta ağ katman modeline baktığımızda, yedi katmandan yalnızca en alt seviyede olan fiziksel katmanda bir fark var. Geri kalan tüm iletişim ve üzerine çalışan uygulamalar aynı biçimde işliyor.
Aydınlatma ışığından internete
Li-Fi olarak adlandırılan teknoloji ise bu fiziksel katmanı, tıpkı kablodan akan elektronlardan radyo dalgalarına doğru geçirdiği değişim gibi bir değişime tabi tutuyor. Artık veriyi ışık iletecek; yani elektromanyetik dalgaların gözle görülebilir kısmından bahsediyoruz.
Wi-Fi teknolojisini kullanan kablosuz ağlar radyo dalgalarını kullanıyor. Bu radyo dalgaları 2,4 GHz lisanssız frekansı kullanıyor; daha yeni ürünler ise 802.11ac için 5 GHz lisanssız frekansı kullanıyor. Optik kablosuz iletişim (optical wireless communication) sınıfında olan Li-Fi ise görünen ışık spektrumunu, hatta bildiğiniz aydınlatma ışığını bile kullanabiliyor. En güçlü yanı da zaten bu. LED aydınlatmaya geçiş esnasında akkor ve floresan ampulleri değiştirip LED taktığımız yerlerde bile bu teknolojiyi kullanmak mümkün.
İşin sırrı LED’de
Li-Fi teknolojisinin temelinde LED ampuller var. Elektrik verilince ışıldayan akkor ampuller veya yüksek gerilime sahip floresan ampullerden farklı olarak LED ampulleri, elektronik devreler olarak tanımlayabiliriz. Elektrik verildiğinde ışıyan yapıları ve bunu çok kısa süre içinde yapabilmeleri, onları Li-Fi için uygun hale getiriyor.
Li-Fi sistemlerinde gözün anlayamayacağı hızda açılıp kapanan LED ışık kaynakları, 0 ve 1’lerle iletişim kurulacak bit ve baytları karşıya aktarmayı sağlıyor. Bu, gözlerimizin algılamadığı hızda bu işlem olduğu için, epileptik sorunları olanlar bundan etkilenmiyor ve ışık esas işi olan aydınlatma görevini yerine getirmeyi sürdürüyor.
Bu iletişim sistemini anlattığımızda aklınıza ilk gelen şey tek yönlü bir iletim olabilir. Bu noktada ağ erişimine sahip cihazın da üzerine yerleştirilen LED ampuller aracılığıyla cevap verdiğini, aydınlatma sisteminin bir noktasına yerleştirilen gözlerin de cihazdan aydınlatma sistemine doğru gelen veri akışını algıladığını belirtelim. Tabii gündelik hayatta sıklıkla kullandığımız akıllı telefonların yakın zamanda Lİ-Fi gibi bir teknolojiye kavuşmayacağını söylemek yanlış olmaz.
Wi-Fi’den daha güvenli
Wi-Fi için kullanılan radyo dalgalarının sağlığa bir zararı olmadığı belli; bu anlamda bir artısı yok. Fakat radyo dalgaları aynı zamanda etrafa yayılma, duvarları aşma yeteneğine sahip ve istediğiniz yerden erişebileceğiniz ağların zayıf kısmı da burada ortaya çıkıyor. Kötü niyetli kişilere ağınızı, parolanızı bilmeseler bile açıyorsunuz ve sosyal mühendislikle etkisi artırılabilir bir saldırı imkanı yaratıyorsunuz.
Li-Fi için bu durum söz konusu değil; doğrudan birbirini görebilen veya yüksek verimlilikle duvarlardan yansıyan ışıkla iletişim kurulduğu için, ağ yapınız odanın içinde ve duvarların arasında kalıyor.
Radyo dalgaları, duyarlı ekipmanlar üzerinde istenmeyen etkiler yaratabilir. Bu etkiyi de ortadan tamamen kaldıran Li-Fi, hem kapalı alan nedeniyle güvenli hem de radyo dalgaları nedeniyle oluşacak girişim sonucu ortaya çıkacak elektromanyetik parazitlere karşı dirençli bir sistem sunuyor. Hastane yoğun bakım birimleri ve uçaklar, bu tür hassas alanlar olarak, ilk ticari kullanıma girmesi muhtemel yerler arasında.
Daha vakit var
Şu an için Li-Fi hızları gayet düşük. Her ne kadar reklam amaçlı şekilde ışık hızında bağlantı gibi gösterilse de, genel kullanımda performans teorik 100 Mbps seviyesine ancak yaklaşıyor. Bu da ideal koşullarda geçerli rakamlar. Ayrıca geliştirme anlamında birçok firma kendi ürünleri arasında çalışan sistemler geliştiriyor. Şubat ayının başında toplanan ve içinde hem geliştiriciler hem sektör devleri hem de Airbus gibi yan endüstriden potansiyel müşterileri barındıran Li-Fi Konferansı, umarız bu alanda tek bir ses olup tüm süreci doğru yönetme yeteneğine sahip bir kurumsal yaklaşım sağlanmasına önayak oldu. Li-Fi teknolojisi belirli alanlarda önemli avantajlara sahip. Bugünkü Wi-Fi gibi yaygınlığa ulaşmasını beklemek yakın zamanda hayal olsa da, buna ihtiyacı olan sektörler için standartların belirlenmesi iyi bir başlangıç olacak.