Çocuğunuza isim seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Anlamı, fonetiği, sevilen bir aile büyüğüne ait olması ya da bambaşka kişisel sebepler... Peki interneti hiç hesaba kattınız mı?
Ebeveynlerin çocuklarına karşı sorumluluklarının kapsamının sınırları neler? Bu sınırları, içinde bulunduğumuz çağın koşulları hangi oranla ve nasıl etkiliyor? Teknolojik gelişmelerle beraber hızla değişen koşullarıyla dikkat çeken 21. yüzyılda, aileler çocuklarının gelecekteki “sanal” yaşantılarını da hesaba katmalı mı; yoksa bu düşünülmesi gerekenler listesinde arka sıralarda mı?
Bu soruların kaynağı geçtiğimiz ay İngiliz Independent gazetesinde yayımlanan bir haber. Haberde tüm dünyada "Millenial" diye adlandırılan milenyum neslinin, diğer adıyla Y kuşağının, doğacak çocuklarını “online” hayata hazırlamayı seçtiğine ve Y kuşağına mensup bu ebeveynlerin sayısındaki artışa vurgu yapılıyor.
Bu değerlendirme, OnePoll tarafından GoDaddy için yapılmış bir araştırmaya dayandırılıyor. Yaşları 24 ila 38 arasında değişen, Y kuşağından 1000 ebeveyn ile 39-53 yaş grubu yani X kuşağına mensup 1000 ebeveynin katıldığı bir araştırmaya...
İnternet ebeveynliği nasıl değiştirdi?
İnternetin ebeveynliğe yaklaşımı nasıl etkilediğini sorgulayan araştırma, çocuğun sanal dünyadaki varlığına dair planların, henüz dünyaya gözlerini açmadan önce yapılmaya başladığı fikri üzerine kurgulanmış. Araştırma, farklı kuşakların bakış açısı ve tutum farklarını göz önüne sermesiyle de dikkat çekici.
Genel kanıya göre 1965-1980 yılları arasında doğanlar X kuşağına mensup kabul edilirken 1981-1996 doğumlular Y kuşağına dahil ediliyor. 1990'ların ikinci yarısı ve 2000'lerde doğanlar ise Z kuşağı kapsamındalar.
Beş aileden biri isim seçerken alan adlarına bakıyor
Araştırma sonuçlarına göre, Y kuşağına mensup her beş aileden biri, uygun olan alan adlarını göz önüne alarak çocuğuna isim koyacağını ya da bunu göz önüne alarak çocuğuna verdiği ismi değiştirmeyi düşüneceğini belirtiyor.
Bu noktada, internet sitelerine karşılık gelen adres, bir nevi kimlik olarak düşünülebilecek olan alan adlarının (domain'lerin); kolay, akılda kalıcı ve içerikle uyumlu olmasının çağımızda çok büyük önem taşıdığını hatırlatmak gerek.
Kişisel siteler sosyal medya profillerinin yerini alabilir
X ve Y kuşakları kıyaslandığında Y kuşağı çocuklarının sanal hayatını daha fazla düşündüğü ortaya çıkıyor. Sonuçlara göre, çocuğun online ortamda güçlü bir şekilde var olmasına verilen önem, kuşaklar arasında neredeyse iki kat artmış. Y kuşağı ailelerin yüzde 48'i erken yaşta sanal ortamda etkili bir şekilde var olmanın önemli olduğunu söylerken, X jenerasyonunda bu düşünceyi benimseyenlerin oranı yüzde 27.
Ayrıca bu genç ebeveynler, çocuklarının kendi web sitelerini kurması konusunda da proaktif bir tutum içerisindeler. Yüzde 38'i çocuğu için bir internet sitesi kurmuş veya kurmayı düşünüyor. X kuşağına baktığımızda, bu oran yüzde 20.
Ailelerin yüzde 37'lik bir kesimi ise kişisel internet sitelerinin gelecekte sosyal medya profillerinin yerini alacağını düşünüyor.
Yine aynı araştırmaya göre milenyum nesli, çocukları yürümeye başlayana kadar geçen zamanda ortalama 107 fotoğrafını paylaşmış oluyor. Aynı süre zarfında 56 fotoğraf daha az paylaşıyor X kuşağı aileler. Ve Y kuşağının yüzde 54'ü ultrason fotoğrafını internet ortamında yayınlamayı seçerken, bir önceki kuşakta bu oran yüzde 23'te kalmış.
Ailelerin kendi tecrübeleri etkiliyor
Geçmiş nesle kıyasla çoğunlukla dijital çağda yetişen Y neslinin, kendi tecrübelerini de göz önünde bulundurduğunda “sanal dünyada daha etkili şekilde bulunmak” konusuna daha fazla önem veriyor olmaları çok da şaşılacak bir sonuç değil. Araştırmaya katılan Y kuşağı temsilcilerinin yarısından fazlasının ilk sosyal medya profilini 10-17 yaş arasında açmış olması da bu durumu destekleyici nitelikte.
Kişisel tecrübelerin etkisi de araştırma sonuçlarıyla gözler önüne seriliyor: X kuşağı kendi cep telefonuna ve sosyal medya profiline ilk olarak 17 yaşında sahip olmuşken, Y kuşağında bu yaş 15. Yine X kuşağı aileler, çocuklarına ilk cep telefonunu 13 yaşında almışken, Y kuşağında cep telefonu kullanımına izin yaşı 12.
Kuşaklar arası yaklaşım farklarını bir kenara koyarsak, araştırma yaştan bağımsız olarak her ailenin çocuklarının dijital kimliğini önemsediğini de ortaya koyuyor. Anket katılımcılarının yüzde 94'ü çocuklarıyla internet ortamında sorumlu bir şekilde nasıl var olacakları üzerine konuşmayı planladıklarını belirtmiş.
Farklı jenerasyonların bir diğer ortak özelliği ise çocuklarının kendi sosyal medya profillerini oluşturmalarına izin vermeleri üzerine... Araştırma gösteriyor ki, hem X hem de Y jenerasyonu ebeveynlerin çocuklarına sosyal medya hesabı açma izni verdikleri yaş 13.
Kişiliğini sanal ortama en iyi şekilde yansıtmak
GoDaddy'nin trend uzmanlarından Melissa Schneider, Independent'a verdiği görüşte, çocukları henüz bebekken iyi bir okula kaydettirmenin artık yeterli olmadığını ve ailelerin çocuklarının başarısını garantilemek adına yolun başında internet site isimlerini düşündüklerini belirtmiş. Şu anda hayatın büyük bir bölümünün internette yaşandığını ve dolayısıyla günümüz ebeveynlerinin de bu online hayatta çocuklarının iyi bir yer edindiklerinden emin olmak istediklerini söylemiş. Özetle, kişiliğini internet ortamına doğru ve etkili bir şekilde yansıtmanın önemini bilen bu ebeveynlerin, bu konudaki eğitime de önem verdiğinin altını çizmiş.
Zaten anket yanıtlarına göre de Y kuşağı ebeveynlerin yüzde 29'u, X kuşağı katılımcıların ise yüzde 17'si kendi kişisel domain ve/veya internet sitesine sahip durumda.
Neden şimdiden alan adı alıyorlar?
Araştırma sonuçları, Y kuşağında çocukları adına alan adı almayı planlayan ailelerin gerekçelerine de yer veriyor:
1. Gelecek kullanım için isim hakkını almış olmak amacıyla. (Yüzde 54)
2. Çocuğa interneti nasıl kullanması gerektiği üzerine eğitim verirken bir araç olarak kullanmak amacıyla. (Yüzde 46)
3. Kendi isimlerinin internet üzerinde de kullanım hakkına sahip olmanın önemli olduğunu düşündükleri için. (Yüzde 41)
Ailelerin, çocuklarının kendilerine ait kişisel web sitesi olmasına yükledikleri anlamlar da farklı motivasyonlar barındırıyor. İşte ailelerin çocuklarının internet sitelerini hangi amaçlarla kullanacaklarına dair düşünceleri:
1. İş arama süreci (Yüzde 48)
2. Üniversite başvuruları (Yüzde 45)
3. Sosyal medyanın yerini kişisel web sitelerinin alacağına olan inançları (Yüzde 38)