Yapay zeka konusunda her yeni gün yeni gelişmelere şahit oluyoruz. Konuyla ilgili ardı ardına gelen raporlar da ilginç sonuçlar ortaya koyuyor.
Kimilerine göre korkutucu kimilerine göre muhteşem bir şekilde gelişen yapay zeka, gündemden düşmüyor. Yapay zeka geniş bir çerçeveden ele alınıp tanımlandığında, insanların yaşamlarını iyileştirmek için bilgisayar sistemlerinin işleyişinin sınırlarını zorlayarak makinelerin doğal bir şekilde hareket etmesini ve insanların günlük olarak yaptığı birçok görevi yerine getirmesini sağlayan sistemler bütünü olarak tanımlanıyor. Yapay zekanın belki de en önemli getirisi, çeşitli karmaşık işlemlerin uçtan uca otomasyonu ile sonuçlanan ve insan hatasını azaltan işlere imza atması.
Gelecek vizyonlarında distopik ya da ütopik resimlerde başrolü alan yapay zeka, günümüzde dahi kullanım alanı açısından hayli geniş. Bu perspektiften baktığımızda yapay zekanın, sanal asistan veya chatbot’lar, spor faaliyetleri, üretim, stok ve envanter yönetimi, otonom araçlar, sağlık hizmetleri ve tıbbi görüntüleme analizi, depolama ve lojistik tedarik zinciri, tarım ve çiftçilik gibi son derece geniş bir yelpazede kullanımı söz konusu.
Dolayısıyla yakın gelecekte birçok iş kolunda ciddi değişimler yaşanması kaçınılmaz. Son dönemde iki ayrı kuruluşun yayımladığı iki farklı raporda da yapay zekanın yakın geleceğe ve mesleklere etkilerine ilişkin tahminlerde bulunuluyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü/Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD) raporuna göre yapay zekanın ilerlemesi 'tehlikeli veya sıkıcı' olarak görülen işleri azaltabilir. Şirketlerin yenilikçi dijital ürünler tasarlamaları amacıyla gereken inovasyon kültürünün kurulması için çalışan GOOINN ise raporunda, gelişmelerin gidişatından 2030 yılında pazarın 2 trilyon dolara yükselmesini bekliyor.
Eşi benzeri görülmemiş hızda ilerleme
OECD’nin "İstihdam Görünümü 2023" başlıklı raporunda yapay zekanın iş gücü kalitesine etkisine dikkat çekiliyor. Yapay zekanın, işgücü piyasası üzerinde önemli bir etkiye sahip olmasının kaçınılmaz olduğu vurgulanan raporda, işlerin niceliğinden çok niteliğinin etkilendiği kaydediliyor.
Raporda yapay zekanın istihdama gelecekteki etkisi ise “belirsiz” olarak değerlendiriliyor. Ancak yapay zeka alanında eşi benzeri görülmemiş bir hızda ilerleme kaydedildiğinden neredeyse tüm faaliyet sektörleri ve mesleklerin yapay zekadan etkileneceği de kaydediliyor.
Raporda, yapay zekanın etkisi dikkate alındığında, en yüksek otomasyon riski altında sınıflandırılan mesleklerin istihdamın yaklaşık yüzde 27’sini oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Bu sektörler arasındaki inşaat, çiftçilik, balıkçılık ve ormancılık gibi düşük ve orta vasıflı işler en fazla risk altında olan alanlar olarak tanımlanıyor. Bu da demektir ki yüksek beceri gerektiren meslekler de otomasyon riski altında.
Rapora göre yapay zekanın istihdam üzerinde olumsuz etkilerine dair şu an için kanıt az. Yine de zaman içinde söz konusu olumsuz etkilerin görülmesi mümkün olabilir. Bu hızlı ilerlemenin 'tehlikeli veya sıkıcı' olarak görülen işleri azaltabileceğine de vurgu yapılıyor. Aynı zamanda çalışanların 5’te 3’ünün gelecek 10 yıl içinde işlerini tamamen yapay zekaya kaptırma konusunda endişeli olduğu, ayrıca sektörlerinde ücretlerin de yapay zeka nedeniyle düşeceği korkusu duyduğu aktarılıyor.
Raporda verilen mesaj ise hükümetlerin işverenleri daha fazla eğitim sağlamaya, yapay zeka becerilerini eğitime entegre etmeye ve yapay zeka iş gücünde çeşitliliği desteklemeye teşvik etmesi gerektiği.
GOOINN’in 2023 Yapay Zeka Raporu’nda yapay zekadaki tüm geliştirmelere, açıklanabilir yapay zekaya, yapay zeka etiğine ve robotik yapay zekanın yeni sınırlarına temas ediliyor.
Rapora göre yapay zeka inovasyonunun hızını artıran en önemli faktörlerden biri geçmiş veri kümelerine erişimin daha ekonomik hale gelmesi. Sağlık tesisleri ve devlet kurumları yapılandırılmamış verileri daha erişilebilir hale getiriyor. Bu ne demek? Zengin veri kümelerine erişim sağlayan yeni nesil bilgi işlem sistemleri, bilişimcilerin ve araştırmacıların inovasyon çalışmalarını hızlandırıyor.
Diğer yandan derin öğrenme alanındaki gelişmeler de havacılık, tıp, imalat ve otomotiv gibi birçok sektörde yapay zekanın benimsenmesini ve devreye alınmasını kolaylaştırıyor. Kaldı ki bir noktadan sonra -teknolojik yeniliklere adapte olma zorunluluğu açısından- bu kaçınılmaz da oluyor.
Derin öğrenmeyi sağlayan neural network (yapay sinir ağı) ise ayrı bir önem taşıyor. Bu sistem sayesinde benzer kalıplar belirlenip her daim geçerli çözümlere ulaşılabiliyor. Neural network doğru ve kesin versiyonlar geliştirmek için geleneksel makine öğrenme sistemlerinin yerini alıyor. Raporda ayrıca yeni makine öğrenimi tekniklerinin yapay zeka sürümlerinin eğitilmesinde ve kullanım şeklini değiştirmesinde kullanılmasının beklendiği de belirtiliyor.
Yazının girişinde de belirttiğimiz üzere yapay zeka destekli sistemler; insan hatalarını azaltmaya, tekrarlayan görevleri ve süreçleri otomatikleştirmeye, büyük verileri sorunsuz bir şekilde işlemeye, hızlı karar vermeyi kolaylaştırmaya, dijital asistan işlevi görmeye, tehlikeli görevleri etkin bir şekilde yerine getirmeye, süreçlerin ve iş akışlarının iyileştirilmesine yardımcı olmaya, tıbbi uygulama desteği sunmaya ve tam zamanlı çalışmaya olanak veriyor. Yapay zekanın sunduğu tüm bu avantajların bir dizi sektörü artan bir ivme ile dönüştürmeye devam edeceğine hiç şüphe yok.
KAYNAKLAR
bloomberght.com
gooinn.co