“Sigortacılık ve Özel Emeklilik Sektörlerinde İç Sistemlere Dair Yönetmelik” resmi gazetede yayınlandı. Peki yeni yönetmelikte neler var?
25 Kasım 2021 tarihinde resmi gazetede yayımlanan “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Sektörlerinde İç Sistemlere Dair Yönetmelik” bu alanda etkinlik gösteren kurum ve kuruluşların yapılarını güçlendirmeyi ve uygulamalarının uluslararası standartlarla entegrasyonunu sağlamayı amaçlıyor.
Yeni yönetmelik ICP ve Solvency II ile uyumlu
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) yaptığı açıklamada yeni yönetmeliğin sadece sigorta şirketlerini değil özellikli kuruluşlar, brokerler ve belirli bir ölçüde acenteleri de kapsadığını belirtti. Bu anlamda sektördeki tüm paydaşların hizmet kalitesini yükseltmeyi amaçlayan iç sistemlere dair yönetmeliğin verimli şekilde işlemesi için sektörden herkesin katılım ve katkısının önemli olduğunu vurguladı.
Yeni hazırlanan yönetmelik temelde sektörün yönetim anlayışını güçlendirmeyi, kurumsal yetkinlikleri ve sigortalılara sunulan hizmet kalitesini artırmayı hedefliyor. SEDDK bu yönetmelik sayesinde sektör uygulamalarının Temel Sigortacılık Prensipleri (ICP) ile uyumlu hale getirildiğini belirtti. Aynı zamanda yönetmelik, Avrupa Birliği Solvency II standartlarının kurumsallık ve şeffaflık maddeleri ile uyumlu. Peki ülkemizdeki temel sigortacılık prensipleri ve Avrupa Birliği Solvency II standartları neler?
Temel sigortacılık prensipleri nelerdir?
Temel Sigortacılık Prensipleri'nin (ICP), Türkiye'deki mevzuat ile ortak noktaları/uyumlu noktaları yedi başlık altında incelenebilir.
● Mutlak iyi niyet prensibi: Mutlak iyi niyet prensibi sigorta sözleşmelerinin güven üzerine kurulu olmasını temel alır. Buna göre her iki tarafın da sigortalı ve sigorta şirketi, sözleşmenin kabul edilip edilmemesini etkileyecek her türlü bilgiyi, taraflar birbirinden talep etmese bile, birbirine sağlaması gerekli.
● Sigortalanabilir menfaat ilişkisi prensibi: Sigorta konusu, ister mal ister yaşam kaybı olsun maddi bir değere karşılık gelmelidir. Örneğin hayat sigortalarında yaşam; nakliyat sigortalarında gemi ve yük, sigorta konusu olarak alınır. Sigorta edilen şeye gelebilecek zarar tamamen tesadüfi veya sigortalının kontrolü dışında gerçekleşmişse ve geniş kitleleri etkileyen bir sonuç yoksa sigorta edilebilir.
● Rizikonun varlığı prensibi: Riziko yani tehlike, gerçekleşmesi kesin olmayan ya da gerçekleşme tarihi belli olmayan, sigortalı ve sigortacının dışında gerçekleşen zararlara denir. Rizikonun rastlanabilir ve hukuken sigorta edilebilir olması gereklidir.
● Yakın sebep prensibi: Bir hasarın sigorta kapsamında karşılanabilmesi için söz konusu rizikonun poliçede belirtilmiş olması ve hasarın yine poliçede yer alan en yakın sebepten kaynaklanmış olması gerekir.
● Tazminat prensibi: Sigorta sözleşmesi temelde sigortalının ekonomik durumunu zarardan önceki haline getirmeyi amaçlar. Bu sebeple tazminat değeri hasar gören malın hasar almadan bir gün önceki değerine göre hesaplanır.
● Rücu prensibi: Sigortalıya gelen zarar sigortacı tarafından tazminat olarak ödendikten sonra sigortacı bu zararı veren kişi veya kurumdan aynı değerde tazminat talep edebilir.
● Hasara katılım prensibi: Hasara katılım prensibi temelde tazminat prensibini de koruyarak sigortacının hasarı diğer sigortacılarla paylaşmasını sağlar. Buna göre bir sigorta konusu birden fazla sigortacı tarafından sigortalandıysa tazminat paylaşılabilir.
Avrupa Birliği Solvency II projesi nedir?
Solvency II projesi, Avrupa Birliği’nin sigorta ve reasürans şirketlerindeki sermaya yeterliliğine dair düzenlemelerini kapsıyor. Riske dayalı olan bu sistemde sermaye, şirketlerin risk yapılarına ve bu riskleri nasıl yönettiklerine göre belirleniyor. Bir diğer öne çıkan özelliği ise Solvency II’nun kural bazlı değil ilke bazlı bir sistem öne sürmesi. Bu sayede şirketler hedef sermayelerini belirlerken tamamen ya da kısmen kendi iç modellerine bağlı kalabiliyor. Ayrıca ekonomik ilkeleri benimseyen bu yaklaşım hedef sermaye belirlenmesinde hem varlık hem de yükümlülük kaynaklı risklerin göz önüne alınarak piyasa değerlerine göre hesaplanmasına olanak sağlıyor.
Yeni yönetmelikte neler var?
SEDDK tarafından yapılan açıklamada şeffaf yönetim anlayışının güçlendirildiği, güçlü bilgi sistemleri ve iş sürekliliği yapısı kurulduğu belirtilen yönetmelikten göze çarpan birkaç madde şu şekilde:
● “Sigortalıların alacaklarına tekabül eden teknik karşılıkların hesaplanması ve yeterliliği konularında sorumlu kılınan, kuruluşun fiyatlama politikası ve reasürans anlaşmalarının yeterliliği başta olmak üzere mali durum hakkında teknik çalışmalar yapmakla” sorumlu aktüerya birimine dair gerekliliklere, ICP ve Solvency II yönergelerine uyumlu olarak ilk defa bu yönetmelikte yer verildi.
● Şirketlerin faaliyetlerinin sürekli olarak takip edilmesi ve istenen performansın sağlanması amacıyla denetim komitesi kurulması ve bu üst kurulun iç fonksiyonlarının düzenli olarak kontrol edilmesine dair düzenlemeler yapıldı.
● Sigortalıların ve katılımcıların kesintisiz hizmet almasını sağlayan iş sürekliliği konusunda ilk defa bu yönetmelikte düzenleme yapıldı.
● Siber risk yönetimi ve sigortacılığa özgü uygulama biçimleri göz önüne alınarak bilgi sistemlerinde yapılması gerekenler detaylı bir şekilde belirtildi. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından yayımlanan Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi’ne veya belirlenecek COBIT standardına uyum zorunluluğu getirildi.
● Kaynakların daha etkin ve verimli kullanılabilmesi için kaynakların ortak kullanımına dair düzenlemeler yapıldı.
Kaynak:
“Sigortacılık Temel İlkeleri, Standartları, Rehberleri ve Değerlendirme Metodolojisi” - International Association of Insurance Supervisor (2013)
“Sigorta Sektöründe Sermaye Yeterliliği ve Türk Sigorta Sektörünün Solvency II Kapsamında Değerlendirilmesi” - Emine Öner Kaya, Semih Hüseyin Tokay, Bekir Kaya (2014)