6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye, yüzyılın en büyük felaketlerinden biriyle sarsıldı. Kahramanmaraş ve Hatay başta olmak üzere on bir ilimizde derin yaralar açan bu depremler, sadece binlerce can kaybına ve büyük yıkıma neden olmakla kalmadı, aynı zamanda kentsel dönüşümün ve dayanıklı yapılaşmanın ne kadar hayati olduğunu da acı bir şekilde hatırlattı.
Türkiye Sigorta Birliği organizasyonunda, iş insanlarımız ve sigorta acentelerimizle bir araya gelmek üzere 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde Kahramanmaraş ve Hatay’a gerçekleştirdiğimiz iki günlük ziyaret, sadece geçmişi anmak için değil, geleceği daha güvenli inşa etmek için de önemli bir adımdı. Bu buluşmada, depremin ardından sarılan yaraları yerinde görüp, dayanışmanın gücünü hissettik. Aynı zamanda, kentsel dönüşümün sadece bir inşaat faaliyeti değil, toplumsal bir dönüşüm olduğunu bir kez daha anladık.
Depremler, yerleşim yerlerinin güvenliğini, yapı standartlarını ve şehirleşme politikalarını yeniden gözden geçirme gerekliliğini net bir şekilde ortaya koydu. Dayanıklı kentler inşa etmek, sadece mevcut binaların güçlendirilmesiyle sınırlı kalmamalı; aynı zamanda toplumsal dayanıklılığı artıracak sosyal politikalarla desteklenmelidir. Kentsel dönüşüm şehirlerin yeniden tasarlanması, insan hayatını merkeze alan, sürdürülebilir ve güvenli yaşam alanları oluşturulması sürecinde temel bir rol oynamaktadır.
Sigorta sektörü olarak, bu dönüşümde kritik bir görev üstlenmekteyiz. Riskleri doğru analiz edip, uygun sigorta çözümleri sunarak insanların güvenli ve sürdürülebilir yaşam alanlarına kavuşmalarını destekliyoruz. Bina tamamlama sigortası gibi yenilikçi ürünlerle inşaat sürecinde karşılaşılabilecek öngörülemeyen tüm riskleri teminat altına alarak projelerin eksiksiz ve zamanında tamamlanmasını sağlıyor, depreme dayanıklı yapıların hayata geçmesine katkıda bulunuyoruz.
Bununla birlikte, depreme karşı alınacak önlemlerin ve kentsel dönüşümün etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesi için, mevcut vergi ve harç yüklerinin de gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bankaların teminat mektuplarında vergi ve harç istisnası uygulanırken, sigorta işlemlerinde bu maliyet yükü müteahhitlere yansımakta ve projelerin yalnızca yüzde 6’lık bir teminat altında kalmasına neden olmaktadır. Projelerin yüzde 100’ünün sigortalanması, bina tamamlama sigortası ile sağlanmalı; böylece tüm riskler kapsam altına alınarak, hak sahiplerinin, konut alıcılarının, finansman sağlayanların ve müteahhitlerin hakları güvence altına alınmalıdır. Vergide adalet sağlanması, kentsel dönüşümü daha cazip hale getirecek ve güvenli yapılaşmayı destekleyecek en önemli adımlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz canları bir kez daha rahmetle anarken, sarılan her yaranın dayanışma ile güçlendiğini görmek, geleceğe daha güvenli adımlarla ilerlemek için bizlere ilham vermektedir. Bu acı deneyimi unutmadan, hem fiziksel yapılarımızı güçlendirmek hem de toplumsal dayanıklılığımızı artırmak adına atılacak her adım, daha güvenli yarınlar için büyük önem taşımaktadır.