Bugün birçok hastalığın perde arkasına baktığımız zaman karşımıza inflamasyonun çıktığını görebiliriz. İltihaplanma anlamına gelen inflamasyonun; artrit, kalp rahatsızlıkları, astım, yüksek tansiyon, diyabet gibi yaygın hastalıklarla bir bağ kurmasından ötürü hayatınıza antienflamatuar besinleri katmanızda fayda var.
Günümüzde uyguladığımız birçok diyet şekli iltihapla ilgili çok da hassas olmayabiliyor. Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nün raporunda günümüz modern diyetlerinin; mikro ve makro besin yetersizliklerine koruma sağlamasına rağmen iltihaplanmaya, enfeksiyonlara, alerji riskinin artmasına, kanser oranının çoğalmasına ve oto inflamatuar hastalıklara sebep olabileceği belirtilmiş. Peki daha sağlıklı beslenmemizi sağlayacak antienflamatuar besinler hangileri?
Yeşil yapraklı sebzeler
Yeşil yapraklı sebzeler, flavonoidleri yenilemede rol oynayan antioksidan açısından oldukça zenginler. Ispanak, pazı, lahana gibi yeşil sebzeleri günlük diyetinize katabilirsiniz. Yeşil sebzeleri pişirmek istemiyorsanız, çiğ olarak salataya katabilir ya da bir blender yardımıyla karıştırarak detoks suyu hazırlayabilirsiniz.
Çin lahanası/marulu
Mükemmel bir antioksidan ve mineral kaynağı olan Çin lahanası üzerinde yapılan araştırmalar, içeriğinde 70’i aşkın antioksidan fenolik madde bulunduğunu gösteriyor. Çin lahanasını yemeklerinize katabileceğiniz gibi çiğ şekilde salatalarınızda da tüketebilirsiniz.
Pancar
Yoğun rengiyle mükemmel bir antioksidan olduğunu belli eden pancar, enflamasyonun neden olduğu hücre bozukluklarıyla savaşmakta birebir. Pancarı diyetinize dahil ederek hücre onarımına katkıda bulunabilir ve vücudunuzdaki iltihapla savaşmayı çok iyi bilen potasyum ile magnezyum miktarını çoğaltabilirsiniz.
Böğürtlen, yaban mersini, karadut (kırmızı meyveler)
Kırmızı meyve grubu, oldukça güçlü bir antioksidan ve antienflamatuar olarak karşımıza çıkıyor. Müthiş bir antioksidan madde olan kuersetin ile dolu kırmızı meyveler, doğal kanser savaşçısı niteliğini de taşıyor.
Kereviz
Yapılan son araştırmalar, antioksidan ve antienflamatuar yönü güçlü olan kerevizin tansiyon, kolesterol ve kalp hastalıkları üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. Potasyum da içeren kereviz tohumlarının bakteriyel enfeksiyonlarla savaşma konusunda oldukça başarılı olduğu biliniyor.
Brokoli
Potasyum ve magnezyum açısından zengin olan brokoliyi, başlı başına güçlü bir antienflamatuar besin olduğundan günlük diyetinize rahatlıkla katabilirsiniz. Flavonoid, bolca vitamin ve karotenoid yüklü olan brokoli mükemmel bir antienflamatuar besin olarak biliniyor.
Somon
En iyi Omega-3 yüklü gıdalardan biri olarak kabul edilen somon, iltihaplanmayı azaltan özelliği ve doğal bir antienflamatuar olması sebebiyle oldukça tercih ediliyor. Omega-3, iltihaplanmayı azaltmanın yanı sıra artrit, kanser ve kalp rahatsızlıkları riskinde de düşüş sağlıyor.
Ceviz
Eğer diyetinizde kırmızı ete fazla yüklenmek istemiyorsanız, size güzel bir haberimiz var! Protein ihtiyacınızı ceviz ve diğer kuruyemişlerden almaya özen gösterebilirsiniz. Günlük beslenme programınız boyunca bir avuç ceviz yiyebileceğiniz gibi salatalarınıza da ekleyebilirsiniz.
Chia tohumu
Omega-3 ve Omega-6 yağlarını aynı anda sunan Chia tohumunu düzenli olarak tüketerek kolesterol ve tansiyonunuzu kontrol altına alabilirsiniz. Ayrıca bu besin sayesinde iltihaplanmayı azaltabilir ve kalp sağlığınızı da koruyabilirsiniz.
Hindistan cevizi yağı
Son yıllarda ülkemizde de sık sık kullanılan Hindistan cevizi yağının, iltihaplanmayı azaltma ve medikal ilaçlarla kıyaslandığında artriti daha hızlı iyileştirme gibi özellikleri olduğu biliniyor. Yüksek ısıya dayanıklı olan bu yağı sebzeleri sotelerken kullanarak diyetinizdeki antienflamatuar etkisini artırabilirsiniz.
Zencefil
Ayurveda tıbbı, zencefilin antienflamatuar gücünün kaydedilmiş tarihten de önce geldiğini belirtiyor. Vücut ısısını yüksek tutan zencefil, bu sayede organlarda oluşan toksin birikiminin dağılmasına yardımcı oluyor. Taze ya da kurutulmuş olarak yemeklerinizde de kullanabileceğiniz zencefili çay olarak da tüketebilirsiniz.