Sadece altın rengi yaprakların yere düşmesini izlemek bile keyif verir insana. Rehavetten kurtulup, huzurlu ve sakin bir tatil için ne güzel bir zaman.
“Tatil mevsimi bitti” diye düşünenlerdenseniz, kulağınızı dört açıp bizi bir dinleyin. Balık istifi kalabalıklara girmeden, doğanın bize sunduğu tüm güzelliklere şahit olabileceğiniz, farklı kültürleri deneyimleyebileceğiniz, konaklama için dünyalar kadar harcama yapmadan seyahat edebileceğiniz en güzel mevsim sonbahar.
Çayınızı, kahvenizi, kaleminizi, kâğıdınızı hazırlayın!
Bizzat deneyimlediğimiz, sonbaharda gezilecek 10 muhteşem yeri sizler için derledik.
Hazırsanız başlayalım !!!
- Renk Cümbüşü; Munzur Vadisi
Kartpostal gibi manzaraları, dağ yürüyüşü rotaları, çağlayan suları, buzul gölleri ile muhteşem bir doğaya sahip Munzur Vadisi Milli Parkı, sonbaharın tüm güzelliklerine kolayca ulaşabileceğiniz ender yerlerden biri.
Tunceli merkezden daha çok turist ağırlayan Ovacık ilçesinde, dilerseniz bungalov evlerde konaklayarak, dilerseniz kamp yaparak macera dolu bir sonbahar tatili yapabilirsiniz.
“Güvenlik” dediğinizi duyar gibiyiz ancak burada her şey yolunda hiç merak etmeyin.
Tunceli Munzur'da yapmadan dönme ;
- Munzur çayı üzerinde rafting yapın,
- Munzur dağlarında doğa yürüyüşüne çıkın,
- Mercan vadisini keşfe çıkın,
- Kırk Merdiven şelalelerini görün,
- Munzur çayı kenarında kahve için,
- Kinkor Mantarı, Işgın, Gulik ve Kenger yemelisin,
- Munzur Çayı üzerinde Zipline yapın,
- Cuba Cafe’de yerel lezzetleri deneyin,
- Kırmızı benekli alabalık yemeden dönmeyin.
- Yedi Renkli Göl; Eğirdir
Mevsim sonbahar olunca, doğal güzelliklerin ve renklerin dansını izleyebileceğiniz muhteşem yerlerden biridir Eğirdir gölü. Öyle ki; gün içinde güneş ışıklarına göre farklı renklere büründüğü için “yedi renkli göl” olarak da anılır. Mükemmel bir sonbahar tatili için ne ararsanız var.
Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölü olan Eğirdir gölü, ışıl ışıl suyu ve çevresindeki mis gibi koku saçan ağaçları ile sizi de kendisine hayran bırakacak. Göl üzerine uzanan, dar sokakları ve taş evleri ile İtalya’daymışsınız hissi veren Yeşilada ve mükemmel bir yürüyüş alanı olan Canada sizi de çok etkileyecek.
Eğirdir'de yapmadan dönme ;
- Eğirdir merkezden Yeşilada’ya yürüyüş yapın,
- Akpınar köyü seyir terasından göl manzarası izleyin,
- Altınkum plajından kiralayıp kano turu yapın,
- Doğa yürüyüşü ile Sivri Tepe’ye çıkın,
- Yeşilada’da levrek yemelisiniz,
- Bisiklet ile Kovada Gölü’nü gezin, şanslıysanız yabani kuşlar size kendini gösterecektir,
- 765 metre uzunluğundaki Zindan mağarasını görün,
- 30 dakika mesafedeki Yazılıkaya Kanyon’unu gezin, ünlü düşünür Epiktetos'un mermere kazıdığı “Hür İnsan“ şiirini gözleriniz ile görün.
- Taşın Dile Geldiği Yer; Mardin
Farklı dinlere mensup insanların tarihi miraslarını koruyup bir arada yaşadığı, yukarı Mezopotamya’nın kendine özgü mimarisi en eski ve en çok merak edilen şehirlerden biri Mardin.
Dinlerin ve dillerin şehri olarak ta adlandırılan bu eşsiz şehri ziyaretimizde özellikle eski Mardin’in, dar sokak aralarında gördüğümüz hoşgörü bizi çok etkilemişti. Şehir adeta bir açık hava müzesi. Birbirinden özel taş işçilikleri ile süslenmiş onlarca konaktan birini seçip, çatısında eşsiz Mezopotamya manzarasına karşı çayınızı yudumlayabilirsiniz. Mardin gezisi için sonbahar en güzel zaman.
Mardin'de yapmadan dönme ;
- Dar sokaklarında yürüyün,
- Mezopotamya’nın Efes’i olarak tanımlanan Dara Antik Kentini gezin,
- Süryanilerin, Mardin’deki en önemli ibadethanelerden birisi olan Deyrulzafaran Manastırı’nı gezin,
- Birçok âlimin yetiştiği Kasımiye Medresesi’ni keşfedin,
- Revaklı, Bakırcılar ve Marangozcular çarşısını gezin,
- Anadolu’da ki ilk camilerden Mardin Ulucami’yi görmelisin,
- Muhteşem bir konak içerisindeki Mardin Müzesini gezin,
- Kartal Yuvası’ndan (Mardin Kalesi) Mezopotamya manzarası izleyin,
- Midyat konaklarında çay için,
- Roma imparatorlarının bağış yaptığı Mor Gabriel Manastırı gezin,
- Telkari atölyelerini gezin,
- Kaburga dolması yemeden dönmeyin,
- Süryani şarabını deneyin,
- Badem şekerinin tadına bakmayı sakın unutmayın.
- Masalların Başladığı Yer; Kapadokya
Yeryüzünde eşi benzeri bulunmayan, “dünyanın yeni 25 harikası” arasında gösterilen, Türkiye’nin her şehrini detaylıca gezmiş bir çift olarak söyleyebiliriz ki, Türkiye’nin en özel 5 yerinden biri Kapadokya’dır.
Doğa koşulların adeta bir ressam gibi işlediği masalsı bir coğrafya burası. Doğal ve tarihi güzelliklerin yanında balonların süslediği peri bacalarının gün batımında daha da kızıllaşan manzaraları ile romantizm dolu muhteşem zamanlar geçirebileceğiniz eşsiz bir güzellik. Buranın en güzel zamanı ise sonbahar bizce.
Kapadokya'da yapmadan dönme ;
- Peri bacalarından oluşan vadilerde yürüyün,
- Dünyanın en garip müzelerinden biri seçilen saç müzesini görün,
- Kızılçukur Vadisi’nde güneşi batırın,
- Erken kalkın ve Aşk Vadisi’nde balonların dansını izleyin,
- Göreme açık hava müzesindeki yaşam kompleksini görün,
- Kapadokya’nın en yüksek peri bacası Uçhisar Kalesi’nden manzara izleyin,
- Adına heykel dikilen efsane dizi Asmalı Konak’ın çekildiği konağını gezin,
- En çok turist ziyareti alan Üç Güzeller’i görün,
- Kapadokya’nın bacası Ortahisar Kalesi’ni gezin,
- 50.000 kişinin yaşayabildiği yeraltı şehirlerinde dolaşın,
- Avanos’ta ücretsiz çömlek yapımını deneyimleyin,
- Bütçeniz uygunsa balon turu yapın,
- Şarap evlerinde tadım yapın,
- Atlı safariye katılın,
- Sarı Sonbahar; Datça
Datça yaz aylarında o kadar ön planda ki, herkes şiirlere konu olmuş sarı sonbaharını unutur. Marmaris’ten sonra kıtanın ucuna doğru olan uzun yolculuğu sebebi ile sonbaharda çok keşfedilememiş yerlerinden biri bizce.
Can Yücel’in “Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için / Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin / Bir iş açacaksın sen başımıza yangın mı olur artık, bahar mı?” dizelerini yazdıran güzel Datça’da sonbahar, size özel 52 muhteşem koy sunuyor. Bu ne güzel bir zenginlik, öyle değil mi ?
Kış aylarında bile çok soğumayan bir iklime sahip bu cennet köşede yaşayanlar, denizin en güzel zamanının da sonbahar aylarında olduğunu söylerler.
Datça'da yapmadan dönme ;
- Eski Datça’nın çiçek kokulu taş sokaklarında yürüyün,
- Datça restoranlarında balık ve o birbirinden özel mezeleri deneyin,
- Gece sevgi yolunda yürüyün,
- Knidos’ta gün batımı izleyin,
- Anadolu'nun Akdeniz'e uzanmış en uç noktası olan Deveboynu Feneri’ne tırmanın,
- Karia yolunu keşfedin,
- Hayıtbükü, Palamutbükü, Kargı, Ovabükü koylarını gezin,
- Can Yücel’in evini görün,
- Datça’nın ünlü Bademli lezzetlerini tadın,
- Datça gazozu içmeden dönmeyin,
- Dalış etkinliklerine katılın.
- Datça şarabını tadın,
- Mehmet Ali Ağa Konağı’nı gezin,
- Yazın yer bulmanızın neredeyse imkansız olduğu Aktur’da kamp yapın.
- Dünyanın En Eski Şehirlerinden Biri; Diyarbakır
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Diyarbakır, sonbaharda güzel. Öyle hemen açmayın gözlerinizi. Diyarbakır’da sıcak sizi kavurmadan, rahatça gezmek istiyorsanız, Eylül ve Ekim ayları çok ideal. Hatta biraz soğuk çok sorun olmaz derseniz, Kasım ayını da içerisine katabilirsiniz.
Diyarbakır gezerken aramızda konuşurken hep hayıflandık. “biz buraya gelmek için neden bu kadar geç kaldık” Sonbaharda şöyle kültür turu da olsun istediğiniz bir tatil ise planınız Diyarbakır’ı mutlaka öneririz size. Tarihi 9.000 yıla dayanan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kadim şehirde gezilecek yerler o kadar çok ki, buraya birkaç gün ayırmalısınız.
Diyarbakır'da yapmadan dönme ;
- Unesco tarafından Dünya Mirası kabul edilen, Diyarbakır surlarını ve Hevsel bahçelerini keşfet,
- İslam âleminin 5. Harem-i Şerifi Diyarbakır Ulu Camini ziyaret etmelisin,
- Sibernetiğin babası El Cezeri'nin yaptığı güneş saatini görmelisin,
- Camiinden ayrı şekilde duran, 4 Ayaklı Minareyi görmelisin,
- On Gözlü Köprü’den efsanevi Kırklardağı manzarası izle,
- Atatürk’ün karargâhı Gazi Köşkü’nü görmelisin,
- Sahabe türbelerinin olduğu Hz.Süleyman Camiini görmelisin,
- Diyarbakır müzesini gezmelisin,
- Ziya Gökalp’in doğduğu evi ziyaret etmelisin,
- Sülüklü Han’da Süryani şarabını denemelisin,
- Eğil baraj gölünde mutlaka tekne turu mutlaka yapmalısın,
- Hasan Paşa Hanı’nda kahvaltı yapmadan olmaz,
- Özellikle ciğer, burma kadayıf ve lahmacun yemeden dönme.
- Huzurun Başkenti; Bozcaada
“Sessiz sedasız bir yerde kafa dinlemek istiyorum ama denizi koklamam lazım” diyenlerdenseniz sonbaharda Bozcada, sizin için en doğru yerlerden biri. Türkiye’nin en güzel adalarından birisi olan Bozcaada’nın en özel mevsimi sonbahardır. Yaz aylarındaki vıcık vıcık insan kalabalığı yoktur. Sessiz, sakin ve tam bir huzur adasına dönüşür. Özellikle Eylül ayındaki bağbozumu şenlikleriyle başlayan dönemde başka güzel emin olun.
Birbirinden güzel, huzur dolu plaj ve koylarında yürüyüş yaptıktan sonra, akşam saatlerinde günbatımının keyfini doyasıya yaşayabileceğiniz bir atmosfer sunacak size.
Bozcaada'da yapmadan dönme ;
- Bağ yoluna girerek, üzüm bağları arasında gezin,
- Şarap tadımları yapın,
- Yöresel zeytinyağlıları mutlaka deneyin,
- Polente Feneri’nde günü batırın,
- Reçel tezgâhlarının birinden mutlaka süt reçeli alın,
- Bozcaada kalesini gezin,
- Sahil balıkçılarında balık yemelisin,
- Ada mantısını mutlaka deneyin,
- Çiçek Pastanesi’nde Bozcaada Bademlisini unutmayın.
- Renklerin Ahengi; Abant
Yeşilin, sarının, mavinin her tonunu görebileceğiniz cennet köşelerimizden biri Abant.
Doğanın en özel manzaralarını cömertçe sunduğu, ünlü bir ressamın tablosu gibi. Sonbahar tatili için adeta biçilmiş bir kaftan. İsterseniz kamp yapabilir isterseniz bütçeniz dahilindeki otelleri seçebilirsiniz. Öyle çok uyuyamazsınız burada. Günün her anını değerlendirmek isteyeceksiniz. Hiçbir şey yapmasanız bile, gün ışığının manzara ile dansını kaçırmamalısınız.
Abant'da yapmadan dönme ;
- Göl etrafında yürüyüş yapın ve yeşilin bin bir tonuna şahit olun,
- Fayton turlarına katılın,
- Göl üzerinde sandal gezisi yapın,
- Bol bol fotoğraf çekin,
- Samandere Köyü’nü ve Samandere Şelalesi’ni görün,
- Abant Köy Pazarı’ndan organik köy ürünleri alın,
- Sofrada, kırmızı benekli alabalık olan bir akşam yemeği yemeyi unutma.
- Çiçek Kokulu; Kazdağları
Şelaleler, yaprak ormanları, deniz manzaraları, yürüyüş yolları, termal suları, eski Osmanlı köyleri ve tertemiz oksijeni ile Kazdağları ideal sonbahar rotalarından biridir.
Efsaneleri ile ünlü Kazdağlarında, doğanın size sunabileceği güzelliklerin sayısı hayli fazla. Yenilenirsiniz adeta. Yaz aylarında çok bilinen bölgelerde mangal dumanı altında kalabilirsiniz ancak sonbahar öylemi. Sonbahara saklar tüm güzelliğini. Barındırdığı 800’den fazla bitki çeşidinin zenginliği ve benzersizliği bakımından, dünya için kritik önem taşıyor. Bölgeye kendi aracınız ile gelirseniz, yapabileceklerinizin sayısı artacaktır.
Kazdağları'nda yapmadan dönme ;
- Hava müsaitse, 1726 rakımlı efsanevi Sarıkız tepesine çıkın,
- Kazdağları seyir terasından körfez manzarası izleyin,
- Zeus Altarı’nda günü batırın,
- İstanbullu sanatçıların keşfedip, renklendirdiği Adatepe köyünü gezin,
- 700 yıllık ahşap süslemeleri ile ilgi çekici Yeşilyurt köyü camiini görün,
- Adına filmler çekilen, efsanesi ile ünlü Hasanboğuldu şelalesine yürüyün,
- 27 km uzunluğundaki Şahinderesi Kanyonu’nda safari turlarına katılın,
- Darıdere bölgesinde akan nehirlerin oluşturduğu doğal göletleri gezin,
- Köylülerin doğal ürünlerinden deneyin,
- Zeytinyağı almadan dönmeyin,
- Güre’de balık yemelisiniz,
- Hanlar mevkiinde Gülsüm ananın muhteşem menemeni yemeden dönmeyin.
- Cennetin Yeryüzüne Yansımış Hali; Ölüdeniz
Sonbaharda kurtarılmış tatil bölgelerinden biri daha. Sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da en ünlü tatil rotalarından biridir. Ölüdeniz ve çevresi yerinde durmayı sevmeyen, sonbahar gezginleri için birçok seçenek barındırıyor.
Yazın tablo gibi görüntüler verir Ölüdeniz ancak bizce en güzel zamanı sonbahar ayları. Sakin ve sessiz. Konaklama imkânı fazla ve bu aylarda çok daha uygun. 2006 senesinde “Dünyanın En İyi Kumsalı” olarak ismini tarihe altın harflerle yazdıran Ölüdeniz, tarihi ve doğal güzellikleri ile herkesi kendisine hayran bırakan muhteşem bir coğrafya.
Ölüdeniz'de yapmadan dönme ;
- Ölüdeniz kordon boyunda yürüyün,
- Babadağ’dan Ölüdeniz’in mavi manzarası izleyin,
- Faralya’dan Kelebekler vadisinin sunduğu muhteşem manzarada kahve için,
- Terkedilmiş Kayaköy sokaklarında yürüyün,
- Şövalye adasında gezintiye çıkın,
- Yamaç paraşütü yapın,
- Saklıkent Kanyonu’nun da yürüyün,
- Gemile adasında kilise tünellerini keşfedin,
- Likya yolunda doğa yürüyüşü yapın,
- Hava iyiyse tekne turlarına katılın,
- Gün batımında Yediburunlar manzarasını kaçırmayın,
- Et kapama yemeden dönmeyin.
- Gurme Turu; Gaziantep
Sonbaharda gezeyim ama kendimi de şımartayım, farklı lezzetler tadayım diyenler için tam bir gurme turu olabilir. Ancak; Gaziantep’in gezilecek o kadar çok yeri var ki, yedikleriniz boşa gidebilir bizden söylemesi :)
Sabaha ciğer, beyran ve katmer ile başladığımız gazi şehire bizim gibi gelen herkesin ilk amacı yemek yemek oluyor. Haksız da değiller. Yemek yemekten fırsat kalan zamanlarda da bu güzel şehri gezmeye başlıyorsunuz.
Gaziantep'de yapmadan dönme ;
Önce Gezelim;
- Gaziantep Kalesi’nden panaromik şehir manzarasını izlemelisin,
- Dünyanın en büyük mozaik müzesi Zeugma’yı keşfe çık,
- Çingene Kızı mozağini mutlaka görmelisin,
- Ünlü Bakırcılar Çarşısında mükemmel el sanatlarına şahit olacaksınız,
- Buram buram baharat kokularının yayıldığı Zincirlik Bedesten Çarşısını gezmelisin,
- Şahinbey savaş müzesini mutlaka gezmelisin,
- Tahmis Kahvesinde menengiç yada dibek kahvesi yudumla,
- Ünlü aşçı Emine Göğüş’ün mutfak müzesini gez,
- Küratörlüğünü Sunay Akın’ın yaptığı Oyuncak Müzesi’nde geçmişe dön,
- Köklüce Kanyonu’nda kamp yap,
Şimdi Yiyelim;
- Ciğer yemeden güne başlanılmaz,
- Sütün eşlik ettiği Katmer,
- Beyran çorbası içmeden olmaz,
- Baklavayı söylemiyoruz bile,
- Bir Küşleme yapıyorlar ki; vazgeçemezsiniz,
- Antep usulü Alinazik. Bayılacaksınız,
- Yuvalama. En sevdiklerimizden biri oldu,
- Son olarak olmazsa olmaz lahmacun, yemeden dönmeyin
Quick Yurt İçi Seyahat Sigortası
Yurt İçi Seyahat Sigortası, Türkiye içinde ister tatil ister iş amaçlı tüm seyahatlerinizde beklenmedik durumlara karşı yanınızdadır.
Yurt içi seyahatlerinde beklenmeyen olaylar canını sıkmasın.
Detaylı bilgi için: