Makine zekası olarak da bilinen yapay zeka, modern dünyada kullanılan bilgisayar yeteneği olarak da tanımlanabilir. Ki geçtiğimiz yıl itibariyle bu yeteneği oldukça kurcalar, derinlerine inmeye çalışır ve çıkan sansasyonel haberler ile bir hayli derin sorular cevaplar olduk. Eğitimi, sağlığı, sosyal hayatı derken iş yaşantımıza da büyük etkisinin olacağını öğrendiğimiz bu kavram bizleri nelerle sınayacak dersiniz? Aklımızdaki sorulara yön vermek adına Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör ile bir araya geldik. Gelecek adına konuştuk.
Yapay zeka teknolojiyi ve bilimi bir araya getiriyor
Murat Erdör, insanların aklını kurcalayan teknolojilerden ve genellikle bilgisayar bilimleri ile ilişkilendirilse de matematik, biyoloji, psikoloji, felsefe ve diğer farklı bilimler ile de yakından ilgilenen yapay zekayı, “Makinelerin karmaşık problemlere insanlar gibi çözümler üretmesini sağlamayı amaçlayan bir bilim dalı.” olarak tanımlıyor. Fakat aslında bu kavramın hayatımızda yarım asırlık bir geçişi olduğunu da belirterek biraz da yapay zekanın tarihine de değiniyor: “Şaşıracaksınız ancak popülerlik anlamında günümüzde altın dönemini yaşayan kavram, yarım yüzyıldan uzun bir geçmişe sahip. Yapay zeka kavramı ilk olarak Stanford Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. John McCarthy tarafından 1956 yılında ortaya atılmıştı.”
Yapay zeka günümüzde askeri uygulamalardan, bilgisayar oyunları ve eğlence dünyasına kadar geniş bir yelpazede değerlendiriliyor. Erdör ise bu alanları genişleterek uygulama biçimlerinden bahsediyor: “Bu alanların yanında bankacılık, gayrimenkul, otomotiv, sağlık ve sigorta şirketlerinde müşteri davranışları ve bilgilerin işlenmesi gereken alanlarda da yapay zeka kullanılıyor. Yapay zeka konusundaki yatırımların son dönemde çok fazla artması ise, birçok sektörün bu konudan beklenti içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Günümüzde isminden çokça söz ettiren ve hayatımıza giren sanal asistanlar, akıllı arabalar, sohbet ve destek balonları, güvenlik sistemleri, akıllı ev sistemleri, kendi kendilerine hareket edebilen robotlar bu beklentilerin kanıtı niteliğinde.”
İnsanoğlu her zaman iş hayatında olacak
Özellikle robotların iş piyasasına girmesinden ve yapay zekanın ilerlemesinden dolayı hem mavi hem de beyaz yakalı çalışanların işlerini kaybedecekleri konuşuluyor. “Mesela fabrika işçileri, stajyer avukatlar, gazetelerdeki köşe yazarları, garsonlar ilk akla gelen kişiler oluyor. Bir avukat yürüttüğü davayla alakalı benzer olanları araştırması için stajyere verip bir hafta içinde 4-5 dava hakkında bilgi sahibi olurken, artık on binlerce davanın özetini bir saatte alabilecek. Milyonlarca ürünün akıllı fabrikalarda kişiye özel üretilmeye başladığı bu dönemde, mavi yakalı işçilerin çoğu yerini yavaş yavaş robotlara bırakacak. Bu ve buna benzer birçok örnek verebiliriz ancak bu dönemde ülkelerin büyüme rakamlarının artması ve yeni mesleklerin ortaya çıkışı sayesinde aslında korkulduğu gibi bir işsizlik olacağını düşünmüyoruz.” Erdör, açıklamalarında iş hayatında insan elinin mutlaka bir yerlerde olacağını belirterek: “Robot teknolojisi çok konuşuluyor ama robotlar her konuda insanın yerini tutamaz. İnsan, doğası ve gelişimi gereği farklı bir organizmadır. Liderlik ve yaratıcılık gibi yeteneklere sahip. Yapay zeka ürünleri bu özelliklere sahip olmadığından ve birçok konuda hukuki altyapılar tam oluşmadığından, olası hataların sorumluluğunu üstlenecek birisi gerekiyor. İşte bu yüzden insanoğlu her zaman iş hayatında olacak.” şeklinde yaptığı açıklamasıyla korkulanların aksine robot teknolojisinin bir yere kadar geçerli kılınabileceğini belirtiyor.
Yapay zeka çalışan profillerini değiştirecek
“Dünyanın özellikle son 20-30 yıl içerisinde yaşadığı büyük değişim ve teknolojinin geldiği noktayı göz önüne aldığınızda, bugün hayatımızın önemli bir kısmının matematikle çevrili olduğu söylemek yanlış olmaz.” diyerek Erdör, aslında bu durumun iş ve özel yaşamımızın tamamını kapsadığı söylüyor. Bu alanın yanı sıra, yapay zeka çalışmalarının ortaya koyduğu ürünler ve dijitalleşme süreci, dijital çalışanı da yarattı diyebiliriz. Murat Erdör, bu konula pozitif bakış açısını sözlerine de yansıtıyor. “Dijital çalışanda, sanal asistanlar, akıllı arabalar, güvenlik sistemleri gibi hayatına giren birçok yapay zeka ürünü ile entegre çalışıyor, çalışmak da zorunda. Bu dijital çalışan profili, dijital dünyanın bir parçası ve söylemleri, yorumları, tepkileriyle iş-çalışma dünyasına ve dijital dünyaya önemli katkılar sunuyor ve bu dünyanın şekillenmesinde önemli rol oynuyor. Yakın gelecekte yapay zekayı çalışma hayatına entegre eden, teknolojiye adaptasyon sorunu yaşamayan, yenilikleri yakından takip eden, popüler iş yazılımlarını kullanabilen, aynı anda birden fazla işe odaklanıp hızlıca sonuç alan kişiler iş dünyasında çoğalacak.”
Ofis ortamından paylaşımlı ofislere geçildiği, çalışanların toplantılarını ağırlıklı olarak online yapacağı, mobil olunduğundan mesafelerin anlamsızlaşacağı, ofisteki işlerin takibini kolaylaştıran yazılımların artacağı bir iş dünyasında gelecekte çalışıyor olacağız. Ve bu söylenenler yavaş yavaş hayatımıza entegre edilmiş vaziyette diyebiliriz.
Gerçekleştirilen araştırmalar da yapay zekanın iş dünyamıza etkisini gözler önüne seriyor. Bu alanda MIT tarafından yapılan anket çalışmalarında yapay zekayla iş sektörünü yeniden şekillendirmek çok yakın bir gelecekte gerçekleşeceğe benziyor. İşte o anketin sonuçları: