Kış aylarında hayvan barınaklarının nelere ihtiyacı olduğunu öğrenmek için bir araştırmaya başladık. Yedikule Hayvan Barınağı aradığımız yerlerden biriydi. Bu barınağın kuruluş hikayesi ilgimizi çekince, kurucu Meral Olcay ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Tabii, Olcay bize barınakların ihtiyaçlarını da anlattı.
Yıllardır duyarız Yedikule Hayvan Barınağı’nın adını ancak birçoğumuz barınağın geçmişini, nasıl bugünlere geldiğini bilmiyor. Hayatta bazen verilen kararlar insanı yol haritasından saptırır ya, Yedikule Barınağı da böyle bir değişim sonunda ortaya çıkmış. Nasıl mı? Mimar Meral Olcay, 1999 yılında bir sabah trafikte sıkışınca işe daha da geç kalmamak için kestirme yol bulmak amacıyla Sur Dibi istikametine giderek Yedikule Barınağı’nın bulunduğu bölgeden geçer. Moloz ve çöp döküm bölgesi olan bu sahanın etrafında ilerlerken, dikiz aynasına yaşlı bir adam ve arkasından gelen 25 köpek takılır. İşte her şey o an başlar.
Olcay, o günleri hatırlayınca şu kelimeler dökülüyor ağzından: “Bir baktım adamcağız elindeki çuvaldan köpeklere ekmek veriyor. ‘Amca sen ne yapıyorsun?’ diye sordum. ‘Kızım bunları buraya atıyorlar, ıssız yer burası. Ölmesinler diye ben de ekmekle besliyorum’ dedi. ‘Amca ben buraya çok yakın bir yerde çalışıyorum, benim de köpeğim var. Sen merak etme ben her gün buraya yiyecek getiririm, bu hayvanları birlikte besleriz’ dedim.”
Belediye de destek verdi
Meral Olcay, hayvanlara bakarken “Alt tarafı 25 hayvan, üstesinden gelirim” diye düşünmüş ilk başta. Ancak işler düşündüğü kadar kolay yürümemiş: “Eskiden Fatih Belediyesi’nin ya da diğer belediyelerin barınak kavramı yoktu. O yıllarda tek barınak İBB’nin Alibeyköy’deki barınağıydı. Dönemin Fatih Belediye Başkanı’na gidip ona verdiğim hizmetten bahsettim. ‘Ben barınak projesini çizeyim, siz de bizim temel ihtiyaçlarımızı karşılayın. Gerisini biz gönüllüler olarak hallederiz’ dedim. Teklifim onaylanınca 2000 yılında inşaata başladık.”
“Tam anlamıyla bir sevgi evi”
Birçok kişi rehabilitasyon merkezleri ile barınakları bir sanıyor. Meral Hanım bize bu iki merkezin arasındaki farklılıkları şu cümlelerle açıklıyor: “Barınağımızın kuruluşu, 2004 yılında çıkan 5199 sayılı Hayvan Koruma Yasası’ndan önceye 1999-2000 senelerine dayanıyor. O zamanlar böyle bir yasa olmadığından rehabilitasyon merkezi diye bir şey de yoktu. RM kavramı hayatımıza 2004 yılında yasal açıdan zorunlu olarak girdi. Aslında RM’ler için devletin desteği ile açılmış olan kısırlaştırma merkezleri diyebiliriz. İlçe belediyelerinin ihaleyle taşeron firmalara işlettiği yerler olan rehabilitasyon merkezleri, prosedür gereği kısırlaştırır ve yerine bırakır. Rehabilitasyon merkezleri ile barınaklar arasındaki fark bu. Yedikule Hayvan Barınağı, Türkiye’de gönüllü olarak hizmet veren tek yer, tam anlamıyla bir sevgi evi.”
“Düzenli bağış çok önemli”
Meral Olcay, Yedikule Hayvan Barınağı’na destek olmanın yollarını da anlattı:
“Derneğimiz bağışlarla ayakta duruyor. Türkiye’de, yurt dışındaki gibi hayvanlara bağış yapma alışkanlığı yok. Bağışçı sayımız bu nedenden dolayı çok çok az. Hayvansever çiftlere yönelik nikah şekerleri, davetiyeler; yeni doğan bebekler için ‘Hoş Geldin Bebek’ şekerleri gibi ufak detaylarla dikkat çekmeye çalışıyoruz. Bunun haricinde, barınağımızda özel ürünlerin satıldığı, kişiye özel tasarımların yer aldığı bir PATİ SHOP’umuz ve kahvaltı yapılabilecek ya da çocuklar için doğum günü organizasyonları düzenlenecek PATİ CAFE’miz var. Yakında Sevgililer Günü var. Bizim de her sene yapmış olduğumuz, sanatçıların da katıldığı Sevgi Günü etkinliğimiz var. Geçen sene Hayko Cepkin’den Tuna Arman’a kadar birçok sanatçı gelmişti.”
Koruyucu aile projesi
Bu yazıyı okuduktan sonra, sizin de içinizde bir köpek edinme duygusu yeşerdiyse fakat bazı sebeplerden dolayı evde hayvan bakmakta zorlanacağınızı düşünüyorsanız, hiç üzülmeyin. Çünkü Yedikule Hayvan Dostları Derneği’nin mükemmel bir projesi daha var! Meral Olcay bu projeyi bütün detaylarıyla bize şöyle anlattı: “Bir diğer çok önemli projemiz de koruyucu aile projesi. Buradaki yaşlı, bakıma muhtaç bir köpeğin koruyucu ailesi olabilirsiniz. Ona özel tasma alarak, aşılarını karşılayarak, ayda 100 TL aidat ödeyerek ve en önemlisi buraya gelip sevginizi vererek bir köpeği kendinize dost edebilirsiniz.”
Kış aylarında hayvanlara nasıl yardım edebilirsiniz?
Kışın en soğuk günleri henüz Türkiye’yi terk etmedi. Her ne kadar, Yedikule Barınağı’ndaki hayvanlar sokaktakilere göre çok daha şanslı olsa da onların da soğuk kış günlerinde ihtiyaçları oluyor. Meral Olcay kış günlerinde hayvanların nelere ihtiyacı olabileceğini de anlattı: “Kış mevsiminde battaniye, yorgan, ısıtıcı, halıfleks gibi ihtiyaçlar oluyor. Kulübelerin içine mutlaka battaniyeler seriyoruz. Yaşlı bölümüne yorganlar, yastıklar koyuyoruz. Aslında kışın ısınmak için bir evin neye ihtiyacı oluyorsa bizim de ona ihtiyacımız oluyor. Eğer bize ulaştırmak istediğiniz bir şeyler varsa nakliye yapabilirsiniz. Barınağa ziyarete gelebilirsiniz ya da kargoyla yollayabilirsiniz. Yeter ki isteyin çünkü burası bir sevgi yuvası, bir çocuk yuvası.”
Yedikule Barınağı’na siz de yardım eli uzatmak isterseniz, yedikulehayvanbarinagi.com ve www.yhdd.org.tr sitelerini ziyaret ederek neler yapabileceğinize göz atabilirsiniz.