Çatalca’nın Hallaçlı Köyü yakınlarındaki Melekler Şehri Barınağı, 400’den fazla hayvanın korunup kollandığı, tedavilerinin yapıldığı bir hayvan cenneti.
Son zamanlarda tanık olduğumuz hayvan cinayetleri, onlara karşı duyarsızlığı ve ilgisizliği de gözler önüne serdi. Diğer yanda Bu duyarsızlığa kayıtsız kalmayan hayvanseverlerin yaptığı çalışmalarsa yürekten alkışı ve takdiri hak edecek cinsten.
Bu örneklerden biri, İstanbul yakınlarındaki Çatalca’nın Hallaçlı Köyü’ne kurulan Melekler Şehri Barınağı. Şu sıralara dernekleşme yolunda ilerleyen barınak, 400’den fazla hayvana yuva olup onların sağlık, yiyecek ve barınma ihtiyaçlarını karşılıyor. Kurucusu Koray Öztaş’ın ve hayvanseverlerin maddi ve manevi yardımları ile ayakta durmaya çalışan barınağın, acil karşılanması gereken ihtiyaçları bulunuyor.
Melekler Şehri Barınağı’nın kuruluş öyküsünü ve işlevlerini Koray Öztaş ve barınağın gönüllülerinden Yemekteyiz programının renkli yarışmacısı Pınar Doğruyol ile konuştuk.
Koray Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Melekler Şehri Barınağı’nın kurucusu ve yöneticisiyim. Diş hekimlerine yönelik ilaç satışları yapıyorum. Haftanın altı günü barınağa gelerek yardıma muhtaç hayvanlarla ilgileniyorum.
Bu barınağı kurma fikri nereden aklınıza geldi?
Yıllar önce Beykoz Ormanı’ndaki aç ve yardıma muhtaç hayvanları doyuruyor ve hasta, yaralı hayvanları pansiyonlara yerleştiriyordum. Daha sonra bu görevi arkadaşlarıma devrettim ve yardımlarıma bireysel olarak devam ettim. Yaralı hayvanları koyduğum pansiyonlardan birinde yaşadığım talihsiz bir hayvan ölümü, beni çok etkiledi ve kendi hayvan barınağımı kurma fikri bende gelişmeye başladı. Sonra Çatalca Hallaçlı Köyü yakınlarındaki bu alanı buldum ve bugünkü haline getirdim. Şu an barınakta benimle birlikte altı kişi çalışıyoruz.
Barınağın dernekleşme sürecinden bahseder misiniz?
Temmuz ayında dernek fikrimizi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Ben dernekte sahanın görünen yüzü olacağım. Dernek başkanımız sayın Erman Vardar olacak. Derneği işlevini herkese doğru anlatarak ve elimizden geldiğince tanıtımını yaparak burayı Avrupa çapında bir hayvan barınağı haline getirmeyi planlıyoruz.
Barınağın şu anki kapasitesi nedir? Kaç hayvana bakım sağlıyorsunuz?
Başta kiraladığımız alan iki dönümdü. Sonrasında komşu alanları da kiraladık. Şimdi daha rahat ve geniş bir arazimiz var. Şu an için yaklaşık 400 hayvan, barınağımızda şifa buluyor ve besleniyor. Bu sayının büyük oranı köpek. Yaklaşık 50 de kedimiz var ancak kedilerin büyük kısmı bizden sadece yiyecek ihtiyacını karşılıyor ve ormanlık alanda barınıyor.
Veteriner ihtiyacını nasıl karşılıyorsunuz?
Çalıştığımız veterinerler belirli aralıklarla barınağımıza geliyor. Bu zaman aralığı 15 gün ve bu günlerde kontrole gelen veteriner sayısı en az üç. Kontrol sırasında bir sorunu olan hayvanı direkt kliniğe götürülüyorlar. Ancak acil bir durum olduğunda hayvanları araçlara koyup direkt biz veterinerlere götürüyoruz.
Barınak şu an için hayvanlara ne gibi yararlar sağlıyor?
Vücudunda kırık olan, uyuz hastalığına yakalanmış, kan ve parazit hastalıkları olan hayvanları bu barınağa alıyor, bakımlarını yapıyor ve tedavilerini gerçekleştiriyoruz. Özellikle dışarıda yaşamaya alışkın sokak köpekleri dışındaki cins köpekler, sahipleri tarafından dışarı atıldıklarında yaşama şansları çok az. Bu tip köpekler daha çok korumaya muhtaçlar. Bu tip köpekleri alıyor ve yaşamlarını sürdürmelerini sağlıyoruz.
Barınağın şu anki ihtiyaçları nelerdir?
Bir takım mimari düzenlemelere ihtiyacımız var. Barınağı bölümlere ayırmamız gerekiyor. Bazı alanları panel çitlerle çevirmeliyiz. Bazı hayvanları birbirinden ayırmak gerek çünkü birbirlerine zarar verebiliyorlar. Gençlik hastalığı olan köpeklerin bulunduğu alanı düzenlememiz ve bu bölümü başka bir alana taşımamız, daha hijyenik bir ortam yaratmamız gerekiyor. Yaz mevsimi için güneşliklere ihtiyacımız olacak. Yaz sıcağında bu kadar hayvanın serinlemeye ihtiyacı var. Bu yüzden barınağımızın bir bölümüne havuz yapmayı planlıyoruz. Çünkü sıcakta köpekler serinlemezlerse kalp krizi riskleri artıyor. Ayrıca ilaç konusu bizim için çok önemli, özellikle antibiyotiklere çok ihtiyacımız oluyor.
Bu kadar hayvanın mama ihtiyacı nasıl karşılanıyor?
Aylık mama giderimiz 15 kiloluk 650 paket civarında. Bu toplamda 9 bin 750 kiloluk mamaya denk geliyor. Günlük harcadığımız mama miktarı ortalama 22 paket. Bu mamaları sadece barınakta dağıtmıyoruz. Çevredeki besleme noktalarında ve köylerde her gün düzenli olarak mama dağıtıyoruz. Bu yoğun ihtiyacımızı hayvanseverlerin mama yardımlarıyla karşılamaya çalışıyoruz.
Nasıl finanse ediyorsunuz?
Çalışanların maaşlarını, alanın kirasını, barınaktaki ufak tefek tadilatları ve hayvanların ilaç ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Özellikle gençlik hastalığı ile ilgili yurt dışından ilaç getirmemiz gerekiyor. Bu ilaçları sponsor desteği ile temin ediyoruz. Yaklaşık 70 tane koruyucu ailemiz var. Bu aileler 70 hayvanın her türlü aşı ve yiyecek ihtiyacını karşılıyor. Bunun dışındaki 330 hayvanın tüm ihtiyaçları benim üzerimde. Bunun dışında dostumuz Erman Vardar’ın da bu barınak için çok ciddi maddi katkıları oluyor. Şarkıcı Hadise’nin ablası Hülya Açıkgöz’ün de barınağın inşa edilmesi sırasında bize çok ciddi maddi katkıları olduğunu söylemeliyim.
Türkiyedeki hayvan hakları ile ilgili düşünceleriniz neler?
Özellikle 5199 nolu yasasında çok ciddi boşluklar görüyorum. Hayvanlar eşya veya bir mal olarak görülüyor, onlara canlı muamelesi yapılmıyor. Hayvanlara yapılan işkencelerin, tecavüzlerin para cezası dışında bir cezası yok. Kedisini köpeğini terk edenlerin mutlaka cezalandırılması gerekiyor. Ülkemizdeki belediyelerin barınaklarının durumu içler acısı. Özellikle hijyen konusunda çok büyük sorunlar var. Kısırlaştırılmaya götürülen sokak hayvanları kanlı ishal ve gençlik hastalığına yakalanıyorlar.
Yemekteyiz programı ile tanıdığımız Pınar Doğruyol, çok sıkı bir hayvansever. Resim öğretmeni ve güzellik uzmanı olan Doğruyol, kendini hayvanlara adamış biri. 2014 yılından beri Koray Öztaş ile birlikte, sokakta kalmış ve hasta hayvanlara yardım eli uzatıyor.
Hayvan sevgisi sizde nasıl başladı?
Hayvanlarla büyüdüğümü söyleyebilirim. Kurt köpeğinden şempanzeye hatta yengeçe kadar bir çok hayvana baktım. Çok sevdiğim bir köpeğim vardı, onu kaybedince çok üzüldüm ve bir daha hayvan almamaya karar verdim. Bu karardan birkaç gün sonra karşıma yaralı bir kedi çıktı ve hemen sahiplendim. Sonra bir iken iki oldu, sonra da üç... Ayrıca dışarıda baktığım 10 kedim, 20 de köpeğim var. Tabii bir de bu barınaktaki hayvanlar var.
Melekler Şehri Barınağı sizin için ne ifade ediyor?
Bizler bu barınak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Özellikle Koray Bey, bu konuda çok fedakar. Barınağımızın bir çok eksiği var. Parke taşları döşenmesi, çit sorunu, jeneratör sorunu yanında yaz için bir de havuz ihtiyacımız var. Zaten buraya gelen herkes bu ortamı, sevgiyi görecek ve mutlaka yardımda bulunacaktır, buna eminim.
Sizin bu barınağa sağladığınız katkı nedir?
Koray Bey, ihtiyaçları genelde Instagram adresinden duyuruyor. Ben de bu ihtiyaçları anında kendi çevreme iletiyorum. Söylediğim üç kişiden biri yardım elini uzatıyor. Ancak bu oranı çok az buluyorum. Ben de maddi ve manevi olarak katkı vermeye devam ediyorum. Özellikle insanlar tarafından zarar görmüş hayvanların ameliyat edilmesi gerekiyor. Bu ameliyat paralarını kendi aramızda topluyoruz.
Türkiye’deki hayvanlara karşı duyarsızlıkla ilgili düşünceleriniz neler?
İnsanın insana saygısı olmayınca hayvanlara hiç olmuyor. Yapılan bu işkenceler ve duyarsızlıklar kalbimi acıtıyor. Benim çocuğum yok ama tüm baktığım hayvanları çocuklarım olarak görüyorum. Öncelikle gündemde olan yasanın bir an önce çıkarılması gerek. Hayvanlara yapılan zulmün cezasız kalmaması için bu yasa şart. Birileri ağır bir ceza alsa bu caydırıcı olacak ve bir daha kimse yapmaya cesaret edemeyecek.