Yaz aylarında türlü modelini ayaklarda gördüğümüz sandaletler, tarihin bilinen en eski ayakkabıları. Gelin eski insanlardan modern dünyaya kadar geçen zamanda sandaletlerin hikayesine bakalım.
Bugün moda dünyasının en önemli tüketim malzemelerinden biri olan ayakkabılar, insanın ayağını daha çok soğuktan, yaralanmalardan koruma ihtiyacının bir uzantısı olarak doğdu. Ayakkabının tarihi de kıyafetlerin tarihi kadar eski. Bilim insanlarının tahminine göre ilk ayakkabılar, Buzul Çağı sırasında -yaklaşık 5 milyon yıl önce- hayvan derisinden yapılmış. İlk insanlar dış etkilere karşı ayaklarını korumak amacıyla ağaç kavuklarının parçalarından, yapraklardan ve sonraki yıllarda da beslenmek için avladıkları hayvanların derilerinden ilk ayakkabıları üretmiş. Bizim konumuz sandalet olduğundan, tarihin ilk sandaletlerine odaklanıyoruz.
Tarihin ilk sandaletleri biraz da şaşırtıcı bir biçimde, Amerika Birleşik Devletleri’nin Oragon eyaletinde 1938 yılında Oregon Üniversitesi arkeolog Luther Cressman’ın yürüttüğü kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkıyor. Kazılar sırasında Fort Rock mağarasında karşılaşılan, volkan külleri arasında hiç bozulmadan kalmış 300 çift sandalet bilim insanlarını şaşırtıyor. Şaşırtıcı olan sandaletlerin çok fazla olması ve neredeyse hiç bozulmadan kalması. Fort Rock mağarasındaki örnekleri bulan arkeolog Luther Cressman’ın yürüttüğü kazı çalışmalarının alanı genişletilince aynı sandaletler Oregon’un güneydoğusu ile Nevada'nın kuzeybatısında da bulunmuş. Rendelenmiş adaçayı kabuğundan yapıldığı anlaşılan sandalet çeşitlerine bakıldığında kışın da giyilmiş olabileceği düşünülmüş. Etnograflar, günümüze daha yakın zamanlarda Fort Rock bölgesinde yaşayan Klamath ve Paiute Kızılderililerinin tül sazlarından ve adaçayı kabuğundan, bazen buzlu bataklık sularında ayakları korumak, sıcaklığı yalıtmak amacıyla kuru otlarla doldurulmuş ayakkabılar yaptıklarını da belgelemiş.
Fort Rock sandaletlerinin bir diğer önemi ise çocuk boyutundan yetişkine kadar -her numarada- boy boy örneğini görmenin mümkün olması. Civardaki yedi farklı bölgeden toplanan yirmiden fazla bireysel sandalet örneğinden elde edilen lifler, ancak 10 yıl sonra 1948’te radyokarbon yöntemiyle tarihlendirildiğinde yaşlarının yaklaşık 9 bin 100 - 10 bin 400 yıl arasında değiştiği görülmüş. Bu tespit de Fort Rock sandaletlerini “dünyanın en eski doğrudan tarihli ayakkabıları” unvanına kavuşturuyor.
Fort Rock sandaletlerinin büyük kısmı Oregon Üniversitesi Doğal ve Kültürel Tarih Müzesi'nde sergileniyor. Nevada Eyalet Müzesi, Klamath ve Lake County müzeleri ve Oregon Tarih Derneği'nde de bu sandalet örneklerinden görmek mümkün. Hem sandaletler hem de mağara içi ve çevresinde araştırmalar günümüzde dahi devam ediyor. Cressman'ın 1938'deki keşfi olan ve Kuzey Amerika'daki insan işgali için en eski kanıtları sunan Fort Rock mağaraları bu nedenle arkeoloji tarihi açısından da önemli kabul ediliyor.
Günümüzün modasında Eski Mısır ve Eski Yunan izleri
Günümüzdeki şekli ve kullanımı itibarıyla sandalet görünümündeki ilk ayakkabıların nerede görüldüğüne gelirsek sıcak iklimli ülkelerde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Kaynaklara göre Mezopotamya’da MÖ 3 bin yılından önce Mısır sandaletlerine benzer sandaletler, Sümer askerleri tarafından kullanılıyormuş. MÖ 2 bin yılından sonra ayağa bantlarla bağlanan sandaletler yaygınlaşmış.
Yaratıcılık hasletleri ve estetik algıları gelişmiş olan Eski Mısırlılar, MÖ 3 bin 500 yıllarında ısıtılmış kumda ayaklarının kalıplarını çıkartıp bu kalıplarda şekillendirdikleri tabanı ham deriye veya tahtaya bağlayarak sandaletler üretmiş. Bu tür sandaletlerden örneklere, yapılan kazılarda Eski Mısırların mezarlarında sıkça rastlanıyor. Hatta Eski Mısır’da bu tür sandaletler, giyen kişinin statüsünü göstermeye yarayan en önemli giysi kabul ediliyor. Eski Mısır’ın kadınları mücevherlerle süsledikleri ayaklarını sergiliyor, erkekler ise deri kayışlara ender bulunan değerli taşlar taktırıyor. Ancak şöyle de bir önemli detay var ki Mısır uygarlığına ait sanat eserlerinde hükümdar ve tanrılar devamlı çıplak ayaklı olarak görülüyor. Sandaletlerin bu dönemlerde sadece ev içinde ya da törenlerde giyildiği tahmin ediliyor.
Eski Yunanlılarda ise ayakkabıcılık mesleği önemli bir yere sahipti. Bunu hem antik çağa ait kaynaklardaki bilgilerden hem de vazo, kabartma ve diğer eserler üzerindeki tasvirlerden anlıyoruz. Bu kaynaklardan ayakkabı atölyeleri, ayakkabı imalatında kullanılan aletler ve bunları kullanan ustalar hakkında pek çok bilgi edinmek mümkün. Araştırmalara göre Yunan kadınları, sokakta çıplak ayakla ya da sandaletle gezer, ev içlerinde yumuşak, kapalı ayakkabılar giyermiş.
Etrürya (Etruscan) kadın ahşap sandaletleri Antik Mısır ve Antik Yunan kültürlerinde karşımıza çıkıyor. Bunlar, çivilerle süsleniyor ve kenar kısımlarının her tarafı dar bronz şeritlerle donatılıyor. Bu tip sandaletlerin İyonik bronz versiyonu Yunanistan Eğriboz Adası’ndaki Etrürya kalıntılarında bulunmuş. Bu ahşap sandaletlerin Roma dönemi boyunca kullanımda kaldığı “Tyrrhenian Sandaleti” olarak isimlendirildiği de biliniyor.
Dolayısıyla ayakkabı daha çok da sandalet modasının başlangıcı olarak rahatlıkla Eski Yunan uygarlığı kabul edilebilir. Roma döneminde de gerçek bir ayakkabı modası çalışması görülüyor. Ayakkabılar konusunda Bizans da Roma’nın mirasına sadık kalmış olsa da imparatorlar, yönetim kadroları ve varsıl kesimde mücevherli ayakkabılar dikkat çeken farklılıkları. Antik Mısır’dan başlayarak denenmiş tüm ayakkabı modelleri, sonraki dönemlerin ayakkabı modası için esin kaynağı olmuş. Özellikle Avrupa’da, yaklaşık on yıllık zaman dilimlerinde ayakkabı modası önemli değişiklikler göstermiştir. Her ülkede özellikle kral, kraliçe ve saray çevreleri moda ikonluğu yapmıştır. Hatta bazı modeller o kral veya kraliçenin ismi ile anılmış.
Günümüz modasında da açık olarak görüyoruz ki tarihsel süreçte kullanılan sandalet modellerinde görülen bazı ayrıntılar, form değişiklikleri uygulanarak tekrarlanıyor. Çağımızda giyilen “Girit”, “Bodrum” ve “Akdeniz” sandaleti olarak adlandırılan sandaletlerin tarihteki örneklerine ne kadar benzedikleri de ortada. Bu yazıyı okuduysanız, rahat ve şık sandaletlerin geçmişinin uyandırdığı düşünceler bu yaz sandaletlerinizle attığınız adımlarda size eşlik edebilir.
- MÖ 1332-1323 yılları arasında hükümdarlık yapan Tutankhamun, ortopedik sandaletler giyiyordu. Eski Mısır’ın çocuk kralı Tutankhamun, genellikle ortopedik sandaletler giydiği çarpık ayağına yardımcı olması için 130 bastonla gömülmüş. Bu sandaletlerin tabanlarında düşmanlarının resimleri bulunuyormuş ki bu her zaman düşmanlarını çiğneyebileceği anlamına geliyormuş. Bu bilgilere 1922 yılında yapılan çalışmalarda mezarı keşfedilince ulaşıldı.
- MÖ 800-146 yılları arasında yaşayan Helenler ayakkabı giymeye başladıklarında, ayakkabı yapımcıları malzeme olarak deri, keçe, yumuşak kumaş veya tahta kullanmış. Sığır postunu tabaklamayı keşfedince de kösele yapmayı başarmışlar. Derileri renklendirmeyi de başaran Helenler, varsıl kesim için altın rengi veya altın kaplama ayakkabılar da yapmış. Helenler gerçek bir ayakkabı modası yaratıp ayakkabı modellerine özel isimler bile vermişler.
- Batı mitolojisinde de ayakkabı figürleri oldukça fazla geçiyor. Örneğin Yunan Tanrısı Merkür’ün altından kanatlı sandaletler giydiğini gösteren heykelde olduğu gibi. Antik Yunan mitolojisinde rüzgâr tanrısı olarak kabul edilen Hermes’in ayağına giydiğinde uçtuğuna inanılan altından “pedila” ile resmedildiği vazo ya da türlü eşyalar söz konusu. MÖ beşinci yy. sonlarına doğru bulunan vazolarda da Atina’da zafer tanrıçası Nike’nin toprağın elden gidişi ve savaş alanından çekilme figürünün simgelenmesi, bağı çözülmüş sandaletler ile gösterilmiş.
- Eski Çin’de MÖ 200'lü yıllarda ayakkabılar statü simgesiydi. Köylüler samandan ayakkabılar, aristokratlar ise turkuaz renkli iyi kumaştan bazen de ipekten terlikler giyerlerdi.
- Japonlar’da da sandalet eski zamanlardan günümüze kadar önem arz eden bir eşya. Tarihte Japon sandaletlerindeki her bir şeklin ayrı bir mevkii veya mesleğe işaret ettiği biliniyor. Japonların günümüzde de rastladığımız en eski sandaletleri tabanı tahta olanlar.
- Tarihte ilk ayakkabı loncalarını kuran Romalılar aynı zamanda sağ ve sol ayağa göre kalıplanmış ayakkabılar geliştirilerek ayakkabıcılık tarihinde de önemli bir adım atmış. Ancak Bizans Dönemi’ne gelindiğinde uzuvların açık olması kabul edilemez hale gelmiş ve buna ayaklar da dâhil edilmiş. Erkek ve kadınlarda sandaletlerin yerini tamamen kapalı ayakkabılar yer almıştır.
KAYNAKLAR
www.oregonencyclopedia.org
www.worldhistory.org
www.metmuseum.org