Ortalama 70 – 80 yıllık yaşam maratonunun en can alıcı kilometre taşlarından biridir üniversiteye başlamak. Bu dönemde özellikle başka bir şehirde okuyacaksanız duyulan heyecan kat be kat artar çünkü artık çocukluktan resmen çıkıp, kendi kanatlarınla uçmanın zamanı gelip çatmıştır. Biz de kendi deneyimlerimizden yola çıkarak bu yıl “kendi kanatları ile uçmaya” başlayacak taze üniversiteliler için nasihat kokmayan 10 tavsiye hazırladık.
1. Hayatınızın en neşeli dönemini ardınızda bıraktığınızı unutmayın
Kabul ediyoruz üniversite hayatı genelde eğlenceli, renkli ve şen şakrak geçer. Ancak itiraf etmeliyiz ki geçmişe dönüp baktığımızda en çok özlenen anılar genelde lise sıralarında geçenlerdir. Çocukluğun ve ilk gençliğin o kendine has vurdumduymazlığı, üniversite çağında yerini zamanla sorumluluklara ve yetişkin olmanın monotonluğuna bırakır. O yüzden siz siz olun, lise anılarınızla ve lise arkadaşlarınızla bağınızı koparmayın. İnanın ileride sizin için çok ama çok kıymetli olacaklar!
2. İlk seneyi kendinizi keşfetmeye ayırın
Mevcut sistemde, hayatımız boyunca icra edeceğimiz mesleğe; diğer bir deyişle hayatımızın geri kalanını nasıl yaşayacağımızın kararını 18 yaşında veriyoruz. Haliyle bu yaşta yapılan tercihler her zaman çok da isabetli olmayabiliyor. Bu yüzden okuyacağınız bölümle ilgili tereddütleriniz varsa ilk seneyi kendinizi keşfetmeye ve bölümünüzü gerçekten içselleştirmeye ayırın. Eğer bunu başarmakta güçlük çekiyorsanız ya da kendinizi bölümünüze ait hissetmiyorsanız, yol yakınken dikey geçiş vb. seçenekleri düşünün. Unutmayın bu konuda ne kadar erken harekete geçerseniz o kadar iyi.
3. Mutlaka çalışma deneyimi edinin
Paraya ihtiyacınız olsun ya da olmasın –ders yoğunluğunuz izin verdiği müddetçe- yarı zamanlı / proje bazlı işlerde çalışın. “Ne çalışması ya? Ben öğrenciliğimin tadını çıkartacağım” diyenler olabilir. Aslında kısmen haklısınız ama bir de kendi kazandığınız parayla dilediğiniz gibi bir öğrencilik hayatı yaşadığınızı düşünün! Kısacası üniversite hayatınızda çalışarak, o festival senin, bu etkinlik benim gidebileceğiniz; üstüne üstlük parayla satın alamayacağınız kadar değerli deneyimler edinebileceğiniz bir öğrencilik yaşamış olursunuz.
4. Yemek yapmayı öğrenin
Hayatta kalmak için gereken en temel becerilerden biri olan yemek yapmaktan kaçmayın! Bunca yıldır enfes anne yemekleriyle beslenmiş olsanız da iş yuvadan uçmaya gelince yeme – içme mevzusu başlı başına bir sorun haline gelebilir. O yüzden üniversiteye başladığınızda ev / stüdyo daire / apart tarzı mutfağı olan bir yerde konaklayacaksanız, “Ay ben yumurta bile kıramam hadi pizza söyleyelim” laflarını bırakıp kendinizi YouTube’da kolayca bulabileceğiniz şahane yemek videolarının güvenli kollarına bırakın. İyi yemek yapmak iyi bir sosyal çevrenin kapılarını kolayca aralayabilir, bizden söylemesi.
5. Öğrenciliğin nimetlerinden sonuna kadar yararlanın
İndirimli seyahat, indirimli sinema bileti; öğrenci menüsü, öğrenci tarifesi… Bu saydıklarımızın dünyanın en tatlı nimetleri olduğunu ne yazık ki insan mezun olunca anlıyor. Bu yüzden siz siz olun, öğrenciyken pasonuzu son damlasına kadar kullanın; öğrenci indirimi yapan sanatsal etkinlikleri ve uçak / otobüs firmalarının indirimli bilet kampanyalarını takip edin. Ha bir de “Ah keşke yeniden öğrenci olsam” dedirten Interrail efsanesi var ki, bunu yapmanız gerektiğini artık söylemiyoruz bile!
6. Her tür insanla diyalog kurmaya çalışın
Ortalama 4-5 senenizi geçireceğiniz şehirdeki kültürel yapıyı anlamaya ve ona uyum sağlamaya çalışın. Okuduğunuz üniversitede de aynı şekilde ülkenin dört bir yanından gelen bambaşka karakterlerle karşılaşacaksınız. Bu noktada kendinizi “uzaylı” gibi hissetmek yerine, herkesten öğreneceğiniz farklı bir şey olduğunu ve karşılaştığınız tüm bu karakterlerin hayatınızda birer renk olacağını unutmayın.
7. Kantin, yemekhane ve kütüphanede takılmayı ihmal etmeyin
Özellikle devam zorunluluğu olmayan bölümlerde okuyan ya da derslerle arası olmayan öğrenciler genelde kendilerine kampüs hayatının dışında bir yaşam kurarlar ama bilmezler ki üniversite hayatının tadı en iyi kampüste çıkar! Bu yüzden okuldaşlarınızla tanışıp kaynaşabileceğiniz ortak alanlarda takılmaktan kaçınmayın. Çünkü en eğlenceli sohbetler hep fakülte kantininden, en sıcak sınav tüyolarını merkez kütüphaneden çıkar!
8. Bir süre yurtta kalın
Ortak yaşamla ilgili verilecek en iyi sınavlardan biri de hiç kuşkusuz yurt hayatıdır. Aile evindeki krallığınızın yani biricik odanızın kıymetini daha iyi anlayıp, müstakbel bir ev kuşu olmanın en kestirme yolu yurtta kalmaktır. Hele de nispeten daha kalabalık nüfusa sahip bir devlet yurdunda kalıyorsanız artık gerçek bir “survivor” oldunuz demektir! Banyo sırası, kantin sırası; oda arkadaşlarıyla düşülen anlaşmazlıklar, özel alanların kısıtlılığı vb. derken, bir yıllık yurt hayatının sonunda kendinizi kriz yönetimi ve insan ilişkileri yönetiminde epey bir yol kat etmiş olarak görebilirsiniz.
9. Öğrenci değişim programlarını araştırın
Öğrenciyken yapılacak en iyi şeylerden biri de öğrenci değişim programlarına katılmaktır. Bunu yapan öğrenciler, altı ay – bir senelik bir yurt dışında yaşama deneyimi kazanır, yabancı dil pratiği yapma fırsatı bulur ve henüz mezun olmadan öz geçmişlerine havalı bir üniversitenin adını yazma lüksüne sahip olurlar. Bu kısa yurt dışında okuma macerasından kalan eğlenceli anılar da işin cilası olur.
10. Paranızı idare etmeyi öğrenin
Öğrenciliğin insana katacağı en büyük meziyetlerden biri de az parayla idare edebilme yetisidir. Eğer burslarla veya ailenizden aldığınız harçlıklarla geçinecekseniz, her kuruşunuzun değerini ekstra önemseyin. Yukarıda bahsettiğimiz gibi hem okuyup hem çalışmayı planlıyorsanız insanlarla para ilişkilerine girerken dikkatli olun. Kimseden borç almayın ya da kimseye borç vermeyin. Ayın başında zorunlu giderlerinizi bir kenara ayırdıktan sonra kalan parayı en etkili şekilde kullanmayı öğrenmek sadece 3 ayınızı alacak!
Bu yıl üniversiteye başlayacak herkese yıllarca anlatmak isteyecekleri kadar şahane bir üniversite hayatı diliyoruz