Yaz tatili bitti, okullar açılıyor, milyonlarca çocuk ders başı yapıyor. Bir yandan okula ilk defa kayıt olanlar, diğer yandan uzun süren tatilin ardından yeniden uyum sağlaması gereken öğrenciler... Çocukların ve ailelerin yeni eğitim döneminde uyum sağlamaları gereken konuları Pedagog ve Aile Danışmanı Öznur Simav’a sorduk.
Çocuklar uyum sağlamakta neden zorlanıyorlar?
Okula yeni başlayan çocuklar kendilerini bambaşka bir dünyanın içinde bulurlar. Doğdukları günden, okula başladıkları ilk güne kadar ev ortamında geçen hayatları birdenbire değişir, 40 dakika sınıfta oturma, ders dinleme, teneffüse çıkma ve sonrasında sınıfının yerini bulma, tuvaletin yerini öğrenme, kantinde sıra bekleme gibi daha birçok bilmediği, görmediği ve tecrübe etmediği bir yaşamla yüz yüze gelir. Doğal olarak okula gitme ve ders yapma haline geçiş yapmakta zorlanırlar.
Veliler ne yapmalı, nasıl davranmalılar?
Bu uyum sürecinde sadece çocuklar değil, veliler de stres altında kalır ve bu da çocuklara olumsuz yansır. Anne ve babalar duydukları kaygıyı çocuklarına yansıtmamalı, çocuklarıyla birlikte bulundukları ortamlarda gerginlik ve endişe yaşanmamalıdır. Bebeklik döneminden yeni çıkmış, hayatı oynayarak öğrenen çocukların üzerinde gereksiz baskı ve yasaklar uygulayarak onları okul ortamından soğutmamalılar.
Veliler çocuklarının okula başlamasını gözlerinde çok büyütmemeli ve bu durama özel anlamlar yüklememeliler. Okul yaşantısı çocuğa abartılı bir şekilde yansıtılırsa çocuk, endişe duyabileceği bir ortama gideceği mesajını alır. Mümkünse okulla ilgili alışverişler birkaç güne sıkıştırılmadan daha uzun zaman aralıklarında yapılmalı, alışveriş sırasında bazı şeyleri çocukların seçmesine izin vermelidirler.
İlk günler ebeveynlerin kademeli olarak sınıfta, sınıf dışında, okul bahçesinde görünmeleri sağlanmalı, fakat bu süreç uzun tutulmamalıdır. Özel sorunu olan ve uyum sağlamakta zorlanan çocuklar vakit kaybetmeden pedagoglara yönlendirilmelidir. Geç kalınması aileyi, sınıfı ve okulu olumsuz etkileyebilir.
Okul öncesi ve sonrasında ne tür konuşmalar çocuklara yardımcı olur?
Veliler, çocuklarıyla yapacakları konuşmalarda kendi okul deneyimlerinden yaşadıkları eğlenceli durumlardan bahsederek rahatlamalarını sağlayabilirler. Anne ve babalar çocuklarına okuldaki kuralları anlatarak, bu kuralların onlar için var olduğunu, belli saatlerde ders yapılması gerektiğini, ders saati dışında dinlenmeye vakitlerinin olacağını, her zaman oyun ve teneffüs olursa birçok güzel bilgiyi öğrenemeyeceklerini, sakin ve güler yüzlü bir şekilde, çok fazla detaya girmeden ifade etmeliler. Burada amaç okulun iyi ve güvenli bir yer olduğunu çocuğun kafasında canlandırmasına yardımcı olmaktır. Bunların dışında okula gitme ve okuldan ayrılma saatleri çocuğa net bir şekilde söylenmelidir. Çevreye karşı olan diyaloglarda “Kızım ya da oğlum bu yıl okula başlayacak, bakalım ne yapacağız?” şeklinde konuşmalar eş, dost ve akrabalar yanında kesinlikle yapılmamalıdır.
Veliler iş birliği yaparak çocuklarını bir araya getirmeli
Çocukların ilk gün stresini azaltmak için okula daha önceden tanışmış olduğu arkadaşlarıyla birlikte gitmesi kendini daha iyi hissetmesini sağlayabilir. Aynı sınıfta olacakları belli olan çocukların velileri iş birliği yaparak çocuklarını oyun parkında bir araya getirip tanışmalarına yardımcı olabilirler. Çocuklar okula başladıktan sonra uyku saatlerine çok daha fazla önem verilmeli, yeteri kadar uyumaları ve dinlenmeleri sağlanmalı, stres ve gerginlikten uzak tutulmalıdır. Velilerin çocuklarıyla birlikte okullarda alıştırma programlarına katılması, ilköğretim birinci sınıfların bir hafta önce eğitim – öğretime başlaması, okulun kalabalık hale gelmeden alışma sürecinin daha sakin atlatılmasına yardımcı olacaktır.
Okula yeni başlayan çocuklar ne tür korkulara sahip olurlar?
Çocuklar açısından heyecan, korku, kimi zamanda coşkulu bir serüven halini alan okul yaşamı ister istemez birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. “İlk defa tanıştıkları bu büyük ve kalabalık ortamda ya kaybolursam ne yaparım? Yarın geldiğimde sınıfımı bulur muyum? Tuvaletim gelirse ne yapacağım? Anne ve Babam beni almaya gelecekler mi? Bana burada zarar verirler mi?”gibi başlıca korkulara sahip olurlar.
Peki, bu korkulardan nasıl kurtulacaklar?
Çocuğunuza karşı her zaman sabırlı, anlayışlı ve saygılı olmalısınız. Bugün yetişkin insanların bile anlayamadığı, çözemediği birçok endişe, korku ve kaygılandığı duyguları vardır. Bunun bilincinde olmanız sabırlı olmanız konusunda yardımcı olacaktır. Ayrıca çocuğunuzun bir birey olduğunu bilmeniz ve buna göre davranmanız işinizi kolaylaştıracaktır. Onunla yaptığınız her konuşmada dürüst, gerçekçi, samimi ve güler yüzlü olmaya özen göstermeniz sorunların çözümünde etkili olacaktır.
İlköğretimde yaz tatilinden sonra okula uyum süreci
Uzun tatil döneminde çocuklar ister istemez tatil rahatlığına son derece alışmış olurlar. Bu tatilin nerede ve kimlerle geçirildiği de okula yeniden uyum sağlamayı etkileyen bir faktördür. Yazlıkta geçirilen uzun bir tatil süreci oradaki yaşamın çocuk tarafından benimsenerek, sanki yaşam orada devam edecekmiş gibi bir duyguya kapılmasına neden olabilir. Bu sebeple okul yaşamının başlayacağı yere bir hafta ya da on gün önce giderek, gerekli hazırlıkların başlatılması, günlük yaşamda kurulan cümlelerin içinde okuldan, ders çalışmaktan bahsedilmesi çocuğun okul yaşamını hatırlamasına ve bunun bir sorumluluk olduğunu anlamasına yardımcı olacaktır. Artık evde yaşamın yeniden başlaması, çevrenin değişmesi ve kendi yaş gurubundaki arkadaşlarıyla tekrar iletişim kurmasıyla uyum süreci tamamlanmış olur.
Veliler, çocukların okul yaşantısında sağlık koşullarını da öncelikli olarak düşünmeliler. Okullarda hijyen koşulları, sınıfların kalabalık olması, okulun uzak olması ve servis kullanmak zorunda kalınması, hassas bünyeli çocuklarda kapalı ortamlarda uzun süreli bulunma gibi konular, uyum süreçlerini ciddi anlamda etkileyen unsurlar olarak öne çıkıyor. Ailelerin eğitim anlamında beklentileri ise çocuk açısından nasıl bir süreç yaşayacağını belirliyor. Yani, üst düzey bir eğitim mi hedefleniyor yoksa soysal anlamda daha yeterli bir okul mu tercih ediliyor, bütün bunlar çocukların hayatlarını doğrudan etkileyen uyum sağlamalarını kolaylaştıran ya da zorlaştıran faktörler olarak ortaya konuyor.