Tüketimin pervasızca yapıldığı günümüz dünyasında, geri dönüşüm projelerini hızla hayata geçirmek artık bir zorunluluk. Atıklardan fayda sağlamak ekonomi için de büyük bir gereksinim. Türkiye’de hayata geçirilmek istenen geri dönüşüm ve sıfır atık projeleri iyi niyetle ilerlerken özellikle, atıkların toplanması ve halk eğitimleri konularındaki eksikler göze çarpıyor.
Dünyadaki geri dönüşüm hareketi, 2. Dünya Savaşı sonrasında kaynak sıkıntısı nedeniyle başladı. Batılı ülkelerin 1940’lı yıllarda başlattığı çalışmalar, tüketimin doruğa çıktığı 2000’li yıllarda büyük bir enerji üretimine dönüştürüldü. Geri dönüşümle birlikte kağıt, plastik, cam, elektronik eşyalar, demir, çelik, bakır, kurşun, kauçuk gibi atık maddelerin geri kazanılıp kullanılması çevre kirliliğini önlüyor, doğal kaynakların tüketimini azaltıyor ve sonucunda büyük bir ekonomik tasarruf sağlıyor.
Dünyada her yıl ortaya çıkan 2.1 milyar ton atığın büyük bölümü, düzenli çöp depolama alanlarına gömülüyor. Bu miktar, potansiyel olarak 4.5 milyar varil petrolle eşdeğer bir enerji içeriyor. Söz konusu enerji miktarı, dünya elektrik tüketiminin yüzde 10’unu karşılayabilecek seviyede. 2010 yılından bu yana dünyadaki 900 geri dönüşüm tesisinde 0.2 milyar ton atık dönüştürülerek 130 trilyon kilovat-saat elektrik üretildi. 2006-2010 döneminde atıktan enerji üretimine yapılan yatırımların 4.8 milyar dolardan 7.1 milyar dolara çıktığı belirlenmişti. 2021 yılına kadar ise bu rakamın yıllık 27 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Türkiye’de geri dönüşüm 20 yıl önce başladı
Türkiye’de geri dönüşüm çalışmalarının başlangıcı, 1991 yılına dayanıyor. Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ile özel sektörün piyasaya sürdüğü atıkların geri dönüşümüne dair zorunluluklar getirildi. Bugün Türkiye'de yılda 25 milyon ton evsel atık, 1,2 milyon ton endüstriyel atık, 100 bin ton tıbbi atık ve 530 bin ton e-atık ortaya çıkıyor. Sadece cep telefonu atığının yılda yaklaşık bin ton olduğu tahmin ediliyor.
Ülkemizde günlük kişi başına toplanan ortalama atık miktarı 1,17 kg. Üç büyük şehre bakıldığında; İstanbul’da 1,30 kg, Ankara’da 1,14 kg ve İzmir’de 1,32 kg atık toplanıyor. Kişi başına günde oluşan en çok atık sırasıyla Muğla, Balıkesir, Aydın, Antalya, Tekirdağ’da oluşuyor. Kişi başına günde en az atık oluşturan iller ise Kahramanmaraş, Trabzon, Mardin, Erzurum ve Kayseri.
Türkiye'de geri dönüşüm sektörü, özel sektör ve belediyelerin katkılarıyla birlikte bugün ortalama 5 milyar euroluk bir pazar haline gelmiş durumda. 2010 yılına kadar yüzde 35 olan geri dönüşüm oranı ise 2012 ve sonrasında yüzde 40 civarına yükseldiği görünüyor. Geri dönüşüm sektöründeki lisanslı yatırımcı sayısı 450’ye ulaşmış durumda. Geri dönüştürülen atıkların oranı ise şöyle: Yüzde 43 kağıt, yüzde 27 plastik, yüzde 12 cam, yüzde 8 tekstil ürünleri, yüzde 4 metal.
Belediyeler geri dönüşümün lokomotifi
Çevre Mühendisleri Odası (TMMOB) 2019 Dünya Çevre Günü Türkiye Raporu’na göre, 2016 yılında 1397 belediyenin 1390 tanesinde (Muş, Bingöl ve Yozgat illerindeki bazı belediyeler hariç) atık hizmeti veriliyor. 2016 yılı için atık hizmeti verilen nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 92,5. 2016 yılında belediyeler tarafından toplanan atık miktarı yaklaşık 31,6 milyon ton.
839 belediye yaklaşık 9 milyon ton atığı belediye çöplüğüne, 606 belediye 19,3 milyon ton atığı düzenli depolama tesislerine ve 390 belediye ayrı topladıkları cam, metal, kağıt, plastik vb. yaklaşık 3 milyon ton atığı geri kazanım yapan lisanslı tesisler ile biyogaz ve kompost tesislerine gönderiyor. Atık miktarlarına göre bakıldığında 31,6 milyon ton atığın yüzde 61,2’si düzenli depolama tesislerine, yüzde 25,8’i belediye çöplüklerine ve yüzde 9,8’i geri kazanım tesislerine gönderilirken, yüzde 0,2’si açıkta yakılarak, gömülerek ve dereye-araziye dökülerek bertaraf ediliyor.
Geçtiğimiz yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi, halkı geri dönüşüme teşvik edecek bir projeyi harekete geçireceğini duyurdu. Şehrin farklı noktalarına kağıt, metal ve plastik atıkları geri dönüşüme kazandırmak için koyulacak otomatlar sayesinde, atıkların geri dönüşüm bedeli kadar miktar, İstanbulkart’a kredi olarak yükleniyor.
Dönüşümde Üsküdar modeli
Üsküdar Belediyesi, daha iyi bir gelecek için Sıfır Atık hedefiyle “Dönüşümde Üsküdar Modeli” adlı başarılı bir projeyi başlattı. Proje kapsamında 900 kişiden oluşan ekip, tüm Üsküdar’da kapı kapı dolaşarak özellikle ev hanımlarına ve aile bireylerine geri dönüşümün önemini ve geri dönüşüm kapsamında evde yapılabilecekleri içeren eğitimler verecek.
Türkiye’nin en büyük ekonomisi haline gelen geri dönüşümün ev hanımlarına, okul müdürlerine, öğrencilere, site yöneticilerine ve muhtarlara uygulamalı olarak anlatılacağı projede, “Ayrıştırma nasıl olmalı, çöpleri ayrıştırırken nelere dikkat edilmeli? ” sorularına yanıt verilecek. Üsküdar Belediyesi, proje kapsamında geliştirdiği “Dönüşümde Üsküdar Modeli” ile çöpten ayda yaklaşık 1 milyon TL’lik gelir elde edecek. Projeyle ayda 5 bin ton atığın geri kazandırılması hedefleniyor.
Sıfır Atık Projesi
Sıfır Atık Projesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda geliştirilmiş ve 2017 yılında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Sıfır Atık Projesi Tanıtım Toplantısı ile tüm Türkiye’de uygulanmasına yönelik çalışmalar başlatılmış bir proje. Sıfır Atık Projesinin, 2023 yılına kadar aşamalı olarak tüm Türkiye’de hayata geçirilmesi hedefleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan'ın liderliğinde yürütülen “Sıfır Atık Projesi” şu an bir seferberlik havasında ilerliyor.
Sıfır Atık; israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan bir hedef.
Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım süreci içinde değerlendirilmeden bertarafı hem maddesel hem de enerji olarak ciddi kaynak kayıpları yaşanmasına neden oluyor. Dünya üzerindeki nüfus ve yaşam standartları artarken tüketimde de kaçınılmaz şekilde bir artış yaşanıyor. Bu durum doğal kaynaklarımız üzerindeki baskıyı artırıyor, dünyanın dengesini bozuyor ve sınırlı kaynaklarımız artan ihtiyaçlara yetmiyor. Bu durum göz önüne alındığında, doğal kaynakların verimli kullanılmasının önemi daha da ortaya çıkıyor. Bu nedenle ki son yıllarda tüm dünyada sıfır atık uygulama çalışmaları hem bireysel hem kurumsal hem de belediye genelinde yaygınlaşıyor.
Geri dönüşümdeki sistem problemleri
Üsküdar Belediyesi’nin yaptığı sıra dışı proje, diğer belediyelerin iyi niyetli çalışmaları, özel ve diğer devlet kurumlarının sıfır atık ve geri dönüşüm konusundaki çabaları dışında sistemde bir takım sorunlar da bulunuyor.
Öncelikli sorun, Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum yasaları gereğince yapılması gereken mevzuatların çok gerisinde bulunması. Avrupa Birliği ile 2009 yılı Aralık ayında başlayan çevre müzakereleri, bu alandaki tüm uygulamaları zorunlu hale getirdi. Türkiye’ye gelen çok sayıda yükümlülük, aynı zamanda ciddi bir yatırım ihtiyacını da ortaya çıkarıyor. Çevre alanında uyumlaştırılması gereken 300’den fazla mevzuat var. Çevre yatırımları içinde şu ana kadar en fazla ambalaj atıkları konusunda olumlu adımlar atıldığı gözleniyor.
Sektör faaliyetleri 20 yıllık kısa bir geçmişe sahip olması nedeniyle önemli sorunlarla karşılaşılıyor. Türkiye'de atık yönetimi ile ilgili 15'e yakın yönetmelik uygulanıyor ancak bu yönetmelikler Avrupa'daki örneklerine göre zayıf kalıyor. Türkiye'de katı atık ayırma tesislerinin yeterli olmaması, kaynakta toplamanın uygulanmaması nedeniyle Avrupa Birliği müktesebatına uyum yakalanamıyor.
Sokak toplayıcıları
Bir milyona yakın küçük ve büyük ölçekli işletmenin faaliyet gösterdiği sektörde, 500 bin toplayıcı bulunduğu tahmin ediliyor. Bu toplayıcıların % 25’inin kayıt dışı olması nedeniyle net rakam bilinmiyor.
Ambalaj malzemeleri üreten firmalar, bu ürünlerin atıklarını toplamakla da yükümlü. Ancak bu firmalar yeterli ağa sahip olmadıkları için bu görevi tam olarak yerine getiremiyorlar. 500 bin sokak toplayıcısı, üretici firmalar ve belediyeler bu konuda koordinasyon içinde çalışamıyorlar. Çünkü toplayıcıların büyük bir bölümü kayıt dışı çalışıyor ve toplanan maddeler tam olarak kayıt altına alınamıyor.
Daha kapsamlı bir eğitim şart
Tabii önemli bir mesele de Türk halkının hala geri dönüşüm konusunda bilinçsiz olması. Atıkların değerlendirilmesindeki en önemli safha, atıkları kaynağında ayrıştırmak. Ev atıklarını anında ayrıştırıp geri dönüşüm kutularına atılması durumunda sağlıklı bir geri dönüşüm de yapılmış oluyor. Belediyelerce sokaklara konulması gereken sıfır atık ve geri dönüşüm kutuları, özellikle İstanbul’un bazı işlek caddelerinde bile bulunmuyor. Bu anlamda, bilinçli bir vatandaş, geri dönüşüme yollamak için ayırdığı maddeleri atacak bir yer bulamıyor. Atıklar ayrışsa bile, geri dönüşüm kutularının yetersiz oluşu bu konudaki en önemli zaaf.