İsveç, ülke genelindeki atıkların sadece yüzde 5’inin faydaya dönüştürülemediği bir geri dönüşüm cenneti. Bu ütopyanın ardındaki gizli kahramanlardan biri de tüm dünyaya yayılmasını dilediğimiz “Atma, tamir et” akımı.
QBlog’ta daha önce İsveç’in dünyaya kazandırdığı ve en basit anlatımla hayatta mutluluğu yakalamanın sadelik ve dengeden geçtiğini savunan Lagom felsefesinden bahsetmiştik. Yani İsveçlilerin kültürleri gereği, daha az tüketerek ve maddi tatminlerin yerine manevi olanları koyarak mutlu olduklarını artık az çok biliyoruz.
İşte İsveç, son yıllarda dünyayı kasıp kavuran Lagom ve Hygge felsefelerinden sonra şimdi de ilhamını bu Nordik dünya görüşlerinden alan “Atma, tamir et” akımı ile gündemde.
İsveç’in geri dönüşüm karnesi “yıldızlı pekiyi”lerle dolu
Görsel Kaynak: sweden.se
Sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm konusunda dünyadaki pek çok ülkeye örnek teşkil eden İsveç’in icraatleri saymakla bitmiyor. Toplam atıklarının yüzde 90’dan fazlasını çeşitli amaçlarla yeniden değerlendiren İsveç hükümeti, özellikle plastik atıkların dönüştürülmesi konusunda ciddi yol kat etmiş durumda. 2018 yılı itibarıyla mecliste geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik politikaları için bir komisyon oluşturan İsveç hükümeti, bizim de 2019 başı itibariyle dahil olduğumuz ücretli poşet uygulamasının da önderi.
Halihazırda WTE (Waste to Energy) yani “Atıktan Enerjiye” isimli program dahilinde geri dönüşüme giremeyen çöplerden enerji elde etmeye başlayan İsveç, özellikle evsel atıkları değerlendirme konusunda dünyaya adeta ders veriyor. Bu atıklarla biyogaz, elektrik ve organik kompost gübre gibi faydalar üreten İsveç Çevre Bakanlığı’nın 2020 hedefi ise “Sıfır Atık” parolası ile ülke dahilinde işlenmemiş hiçbir çöp bırakmamak.
İsveçliler neden yenisini almak yerine tamir etmeyi tercih ediyor?
Tüm dünya zehirli atık ve karbon salınımı sorunu ile boğuşurken İsveç, geri dönüşüm hareketini yalnızca devlet otoriteleri nezdinde yürütmüyor. Çünkü İsveçliler kültürel olarak sadık kaldıkları yaşam görüşü ve devletin yarattığı doğa bilincinin de etkisiyle geleneksel tüketim alışkanlıklarını reddediyorlar. Yani gelir düzeyi ne olursa olsun İsveçliler, kullandıkları herhangi bir eşya bozulduğunda/yıprandığında bu eşyayı atıp yenisini almak yerine, söz konusu eşyayı onarmayı ya da dönüştürmeyi tercih ediyorlar. Peki 2019 senesi itibarıyla kişi başına düşen yıllık gelirin 55 bin 41 dolar olan İsveç’te insanlar niçin bozulan/eskiyen eşyalarını yenileriyle değiştirmiyor?
İlk sebep olarak, İsveçlilerin satın aldıkları her yeni eşyanın karbon ayak izlerini artıracağını bilmelerini gösterebiliriz. Yani İsveçliler herhangi bir şey satın alırken ya da atarken yalnızca kendi ihtiyaçlarını değil, söz konusu malzemenin doğada kaybolma süresinden tutun da, üretim süreçlerinde ortaya çıkan karbon miktarına kadar pek çok farklı parametreyi hesaba katıyorlar. Küresel iklim krizine karşı 50 yıllık eylem planları şimdiden hazır olan bir ülkenin vatandaşlarının böylesi bir bilince sahip olmamalarına şaşırmamak gerekiyor değil mi?
İsveçlilerin “Atma, tamir et” akımına bu derece sıkı sıkıya bağlı kalmalarının ardında yatan bir diğer sebep ise bu refah seviyesi yüksek halkın giyim, ev eşyası, elektronik vb. gibi eşyalara çok fazla para harcamak istememesi. İsveçliler bahsettiğimiz bu harcama kalemlerinden kısarak tasarruf ettikleri parayı seyahat, eğitim ve yetenek geliştirme gibi deneyim odaklı şekilde değerlendirmeyi tercih ediyorlar ki bu tercih de zaten Lagom felsefesinde değindiğimiz “Daha az tüket, daha çok yaşa” mottosunu destekler nitelikte! “Atma, tamir et” akımının İsveç’te bu kadar yaygın olmasının ardındaki son sebep ise İsveçlilerin, eskimiş ya da fonksiyonunu yitirmiş bir eşyayı tamir etmenin insanı daha “işe yarar” hissettirdiğine inanmaları.
“Atma, tamir et” akımına dahil olmak için neler yapabilirim?
Aslına bakarsanız eşyaları daha uzun süre kullanmak, değerlendirmek ya da dönüştürmek için üstün bir el becerisine sahip olmak şart değil. Tam tersine biraz yaratıcılık, biraz da sabır eşyaları çöpe dönüştürmeden uzun yıllar kullanımda tutmak için yeterli. Size ilham verecek şu önerilere göz atabilirsiniz:
● Delinmiş, yırtılmış ya da çeşitli nedenlere aşınmış giysileri problemli bölgelerin üzerine eğlenceli armalar dikerek yeniden kullanabilirsiniz.
● Yine rengi atmış jean ve giysilerinizi aktarlardan temin edebileceğiniz çok uygun fiyatlı tekstil boyaları ile kolayca boyayabilirsiniz.
● Boyası aşınmış ya da çizilmiş mobilyalarınızı hiçbir ön işlem gerektirmeyen çok amaçlı boyalarla boyayarak yeniden hayata döndürebilirsiniz.
● Kullanılamayacak durumda olan ev eşyalarınızı, başka amaçlarla kullanmak için dönüştürmeyi deneyin.
● Evinizde mutlaka profesyonel amaçlı bir yapıştırıcı bulundurun. Bu sayede ayakkabı ve terliklerinizde oluşan küçük hasarları çok fazla büyümeden onarabilirsiniz.