Şehrimizi paylaştığımız sokak hayvanları ile daha uyumlu bir yaşam sürmek aslında hiç zor değil. Yalnızca onların ihtiyaç ve hassasiyetini doğru tespit etmek yeterli.
Tatil, iş ya da yaşamak için Türkiye dışına çıkan herkesin ortam bir söylemi vardır: “Burada sokaklarda hep bir şeyler eksik gibi.” Biz size bu eksikliğinin sebebini hemen söyleyelim: Dünyada Türkiye dışında pek çok ülkede “sokak hayvanı” kavramı yok. Yani özellikle Avrupa ve ABD’de bir metro girişinde mayışıp yatan bir kedi ya da bir dükkan önünde keyif çatan bir köpek görmek neredeyse imkansız.
Peki ülkemizde günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olan ve günümüze neşe katan sokak hayvanları konusunda yeterince bilgimiz var mı? Ya da onlar için neler yapabiliriz hiç düşündünüz mü?
Düzenli besleme istasyonları oluşturun
Son yıllarda ne yazık ki insanı derinden etkileyen pek çok hayvana şiddet haberiyle sarsılsak da öte yandan ülkemizde hayvanseverlikle ilgili ciddi bir eğilimin oluştuğunu görmek de mümkün. Özellikle büyük şehirlerde hayvan dernekleri ve belediyelerin de ön ayak olmasıyla birlikte minik dostlarımıza önemli yardımlar yapılıyor. Bu desteklerin en önemlisi de kuşkusuz ki sabit besleme istasyonları. İstanbul’da Maltepe, Kadıköy ve Beşiktaş gibi ilçelerin park ve bahçelerinde rastlayabileceğimiz bu istasyonlar, sayı itibariyle ne yazık ki oldukça yetersiz kalıyor. Bu yüzden mahallenizde, sokağınızda ya da apartmanımızın önünde sabit besleme istasyonları kurarak hem sokak hayvanlarının daha temiz beslenmesini hem de ortamda görüntü kirliliği oluşmasını engelleyebiliriz. Bu tarz kapalı ve sabit istasyonlar kurmak için örneğin 5 litrelik pet şişeleri kesip mama / su hazneleri oluşturabiliriz. Yine sokaklarda yaşayan kedi ve köpeklere mümkün olduğunca kuru mama / konserve mama vererek hijyenik bir şekilde beslenmelerini sağlayabiliriz.
Eğer evdeki yemek artıklarını sokaktaki dostlarımızla paylaşmak isterseniz de dikkat etmeniz gereken birkaç önemli nokta var: Özellikle köpekler doğaları gereği güçlü bir çiğneme yetisine sahip oldukları için onlara tavuk kemiği ya da kemikli tavuk eti vermemek gerek. Aksi halde çiğneme ile ufalanıp neredeyse kırık cam parçası kadar keskinleşen tavuk kemikleri dostlarımıza zarar verebilir. Yine soğan / sarımsak ve meyve atıkları sokak kedilerinde toksik etkiler yaratabilir. Bunlar dışında evinizde artan tüm et ve süt ürünlerini sokak hayvanları ile rahatlıkla paylaşabilirsiniz.
Sokak hayvanlarının davranış biçimleri konusunda bilgi sahibi olun
Son yıllarda epeyce kırılsa da ne yazık ki ülkemizde hala sokak hayvanları konusunda ciddi bir önyargı var. Özellikle her an saldırma potansiyeli olduğuna inanılan sokak köpekleri konusunda bilgilenmek, sadık dostlarımızla uyum içinde yaşamanıza yardımcı olabilir. Bu konuda bilinmesi gereken en önemli konu, aç bir sokak köpeğinin içindeki avcılık dürtülerinin ortaya çıktığıdır. Dolayısıyla kuracağınız mama istasyonları sayesinde civardaki köpeklerin saldırma olasılığının büyük ölçüde önüne geçebilirsiniz.
Yine yavru köpeklerin minik ısırmalarının normal olduğunu kabul etmek gerekli. Ayrıca tüm köpeklerin kuyruğunu gizlediğinde / kulaklarını geriye yatırdığında endişe duyduğunu ya da kuyruğu aşağıda, kulakları dik ve ağzı açık olduğunda oyun / sevgi istediğini bilmek onlarla daha kolay iletişim kurmanızı sağlayabilir. Köpeklerdeki havlama davranışının da insanlardaki konuşma davranışından pek farklı olmadığını bilmek ise yerli yersiz havlayan dostumuzun aslında sizi korkutmak istemediğinin bir kanıtıdır.
Mahallenizde / sokağınızda yaşayan hayvanları öğrenmeye çalışın
Eğer yaşanan yer çok izole bir site ya da bölge değilse, bugün hepimizin oturduğu sokak / caddede yaşayan belli başlı sokak hayvanları vardır. Yeri sabit olan yani o bölgeyi yuva olarak işaretleyen hayvanları saptamak hem onların yaşam koşullarını iyileştirmeye hem etraftaki tehlikeleri bertaraf etmeye hem de minik dostlarımızın kontrolsüz çoğalmalarına engellemeye yardımcı olabilir. Uygun medikal koşullarda kısırlaştırma konusunda, belediyelerin veterinerlik işleri müdürlüklerinden ya da sokak hayvanlarına ücretsiz destek veren özel kliniklerden yardım alabilirsiniz.
Ücretsiz klinik destek alabileceğiniz birimleri öğrenin
Dış mekandaki zorlu koşullara çoğunlukla dayanıklı olsalar da sokak hayvanları da ne yazık ki enfeksiyon, bulaşıcı hastalık ya da yaralanma gibi sağlık sorunlarıyla sık sık karşılaşabiliyor. Civarınızda yaşayan hayvanların yaşayabileceği olası sağlık sorunlarında ücretsiz klinik destek alabileceğiniz birimleri öğrenmek ve bu birimlerle irtibat halinde olmak ortak yaşamınıza önemli katkılar sağlayabilir. Daha önceki yazılarımızda detaylı şekilde anlattığımız Pati Birliği platformunun yanı sıra HAYTAP, HAÇİKO, Çak Bi Pati gibi sivil toplum kuruluşları ve tabii ki belediyelerin ilgili birimleri bu konuda en büyük destekçiniz olabilir.