2019’un saldırıya uğrayan son sanat eseri ünlü sanatçı Pablo Picasso'nun 1944 tarihli Bust of a Woman’ı oldu. 1900’lü yılların başlarında dahi örneklerini gördüğümüz sanat eseri saldırıları günümüzde ne durumda?
İngiltere'nin başkenti Londra'daki Tate Modern Galerisi'nde bulunan Bust of a Woman tablosu, kübizm akımının kurucularından ünlü ressam Pablo Picasso’nun imzasını taşıyor. 26 milyon dolar değer biçilen 1944 tarihli tablo, 2019’un bitmesine günler kala saldırıya uğradı. Tablonun 20 yaşındaki bir saldırgan tarafından tahrip edilmesi, dünya basınında da genişçe yer buldu. Duruşmasının 30 Ocak’ta gerçekleşmesi planlanan ve o zamana dek tutukluluğu devam edecek olan saldırganın saldırı amacı ise açıklanmadı.
Bu durum Türkiye’de ve dünyada sanat eserlerine yönelik saldırıların yalnızca bir örneği. Her yıl farklı sanat dallarından eserlerin tahrip edilmesi, kaçırılması ve güvenlik sebebiyle yer değiştirmesi haberlerini görüyoruz. Çoğu zaman niyetin açıklanmadığı bu olaylarda genellikle politik görüşler ya da kültürel çatışmalar rol oynuyor. Fransız Devrimi, Çin Kültür Devrimi gibi politik değişimler pek çok sanat eserinin yok edilmesiyle sonuçlanırken, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu da sanat eserlerinin ikonoklazm (ikona kırıcılığı) kapsamında yok edildiği evrelerdi. Her ne kadar kulağa çağ dışı gibi gelse de bu tip geniş çaplı saldırılar hâlâ devam ediyor. Yakın zaman örnekleri arasında, 2001 yılında Taliban tarafından dinamitle yok edilen Bamyan Buda heykelleri de bulunuyor.
Modern zamanın hedef tahtası: Sanat eserleri
● Sanat eserlerinin, içinde bulunulan dönemin sembolik hedef tahtası olmaları yeni bir durum değil. Ünlü İspanyol ressam Diego Velázquez'in 1651 yılında tamamladığı Aynadaki Venüs tablosu, politik ve sosyolojik gerilimin etkisini ilk elden hissetmişti. Londra Ulusal Galerisi'nde sergilenen tablo, 10 Mart 1914'te kadın hakları savunucusu Mary Richardson tarafından tahrip edildi. Tabloya et satırı ile saldıran Richardson, Venüs'ün omuzlarının altında kalan bölgede yedi yarık açtı. Bu saldırının sebebi ise dava arkadaşı Emmeline Pankhurst'un bir önceki gün tutuklanmasıydı.
● Richardson, Kadınların Sosyal ve Siyasal Birliği adına verdiği beyanatta "Hükümetin, modern tarihteki en güzel karakter olan Bayan Pankhurst'e zarar vermesini protesto etmek için mitolojik tarihteki en güzel kadının resmini yok etmeye çalıştım" dedi.
● Dünyada ünlü başka bir eser olan Davut heykeli de benzer bir saldırıyı atlattı. Rönesans dönemi heykel sanatının başyapıtlarından biri olan kabul edilen ve Michelangelo’nun 1504 tarihinde tamamladığı heykel, 1991 yılında sanatçı Piero Cannata’nın saldırısına uğradı. Ceketinin altına sakladığı çekiçle heykele saldıran sanatçı, etkisiz hale getirilmeden önce heykelin sol ayağının ayak parmaklarına zarar verdi.
● Yakın zamandan bir örnek ise Miami Pérez Sanat Müzesi’nde yaşandı. 17 Şubat 2014'te yaşanan saldırıda Floridalı bir sanatçı olan Maximo Caminero, Çinli sanatçı Ai Weiwei imzalı, değeri 1 milyon dolar olarak belirlenen bir vazoyu paramparça etti. Protestonun sebebi ise sergiye ev sahipliği yapan müzenin, yerel sanatçıların işlerine yeterince yer vermemesiydi.
Bireysel sebepli saldırılar da yaygın
Sanat eserlerine yönelik her saldırının arkasında daha büyük bir amaca hizmet eden sembolik intikamlar yer almıyor elbette. Ruhsal sorunlardan muzdarip saldırganların hedefi olan eserler kadar, basit bir muzipliğe kurban giden eserler de mevcut.
● Leonardo da Vinci'nin en bilinen eseri olan Mona Lisa da tarihi boyunca saldırganları kendine çekmeyi başardı. Bunun sonucu olarak da günümüzde en iyi korunan sanat eserlerinden biri oldu. 1956'da Ugo Ungaza Villegas adında bir gencin esere attığı taş sonucu sol dirseğin yakınında bir pigment kaybı yaşanmış ancak bölge tekrar boyanmıştı. Yıllar içinde tabloya pek çok farklı saldırı da gerçekleşti. Günümüzde Mona Lisa’yı koruyan kurşun geçirmez cam, saldırganların esere zarar vermesini önlemeyi başarıyor.
● 1985'te Rembrandt'ın 17. yüzyıl tarihli eseri Danaë, Rusya'daki Hermitage Müzesi'nde saldırıya uğramış, aklı dengesinin yerinde olmadığı belirlenen saldırgan önce tuval üzerine sülfürik asit atmış, daha sonra da resmi bıçakla iki kez kestirmişti. 12 yıl süren uzun bir restorasyon süreci sonunda tekrar sergilenmeye çıkarılan eser, o zamandan beri zırhlı bir camla korunuyor.
● Kimi saldırıların arkasında ise daha masumane sebepler yatabiliyor. 24 Şubat 2006'da, 12 yaşındaki bir çocuk, Detroit Sanat Enstitüsü'nde sergilenen ve Helen Frankenthaler'in imzasını taşıyan The Bay’in restorasyona gönderilmesine sebep oldu. Dört ay süren restorasyon çalışmalarının sebebi ise küçük çocuğun çiğnediği sakızı esere yapıştırmasıydı.
Yerli cephede de şiddetin izleri var
Her ülke sanatçılarının olduğu gibi ülkemizdeki sanatçılar da eserlerinin tahrip edilmesiyle mücadele etmek zorunda kalıyorlar.
● Mehmet Aksoy’un Kars’ta başladığı İnsanlık Anıtı eseri, ülkenin en iyi hatırlayacağı yıkım süreçlerinden birini geçirmişti. 2011’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isteği üzerine yıkılan heykel, henüz tamamlanamadan yok olmuştu. Ancak Anayasa Mahkemesi (AYM), Mehmet Aksoy’un eserinin yok edilmesiyle, sanatçının ifade ve sanat özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi ve tazminat ödenmesine hükmetti.
● İspanyol sanatçı Almacino Gonzales Andres tarafından yapılan ve İzmir Metro İzmirspor İstasyonu'nda sergilenen ahşap heykel Müzisyen de yıllar içinde tekrar tekrar saldırıların hedefi olmuştu.2016 yılının Mayıs ayında, ‘müstehcen’ olduğu gerekçesiyle saldırıya uğrayarak tahrip edilen ahşap heykel, kısmen onarılarak yerli ve yabancı heykeltraşlar tarafından eski yerine konulmuştu. Ancak ceza almamış olan saldırgan bir ay sonra tekrar heykeli tahrip etmişti.
● Bir başka tahribat haberini de Marmaris’ten duymuştuk. Geçtiğimiz yıl Kızkumu Plajı'nın simgesi haline gelen 1.5 metre uzunluğundaki Prenses heykeli de kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce tahrip edildi. Kızkumu efsanesindeki Bybassos Kralı'nın güzel kızının tasvir edildiği alçıdan heykelin eli, saldırı sonucunda elini kaybetti.
● Sanata gösterilen şiddet yalnızca fiziksel müdahale ile de kalmıyor. 2016 yılında gerçekleşen Contemporary İstanbul baskını bu durumun en önemli örneklerinden biri. Türkiye’nin en önemli çağdaş sanat fuarlarından Contemporary İstanbul’da sergilenen bir heykel, göbeğindeki II. Abdülhamit çizimi nedeniyle, kendilerini muhafazakar olarak nitelendiren eylemcilerin hedefi haline gelmişti. Tekbirli tepkilerle heykelin kaldırılmasını talep eden eylemciler sebebiyle heykel geçici olarak kaldırılmıştı. Yaşanan gerginliğin ardından Contemporary İstanbul bir basın açıklaması yaparak eserin kalacağını açıklasa da heykeltraş Ali Elmacı eserini sergiden çekmeyi tercih etmişti.
● Çalışmalarını yurt dışında sergileme imkanı bulan sanatçılarımız için de durum farklı değil. Banu Cennetoğlu’nun Liverpool Bienali’nde sergilenen The List eseri de saldırıların odak noktası oldu Geçtiğimiz yıl 12 Temmuz’da Liverpool’un Great George sokağındaki 280 metrelik bir duvara yerleştirilen ve üzerinde şimdiye kadar Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken hayatını kaybeden 34 bin 361 kişinin isim listesinin yer aldığı eser, sergilenmeye başladığı günden beri şiddete maruz kaldı. 28 Temmuz’da kimliği belirsiz kişilerce kaldırılan eser yeniden hazırlanarak eski yerine yerleştirilmiş ancak 12 Ağustos’ta yine kimliği belirsiz kişiler tarafından yırtılarak tahrip edilmişti. İngiliz basınına konuşan sanatçı, saldırının, insanlara uygulanan şiddetin bir yansıması olduğunu ve eseri olduğu gibi bırakmaya karar verdiğini söylemişti.
Sanat yok edilmek için mi yaratılır?