Komşumuz Gürcistan’ın en yüksek dağı Kazbek, Kafkas Dağları’nın en güzel zirvelerinden biri. Kazbek; muhteşem görünümü, mitolojik efsaneleri ve çevresindeki tarihi yapılarıyla maceraseverleri kendine çekiyor.
Yurt dışına çıkmak, farklı doğal oluşumları, dağları, insanları tanımak istiyor ancak bunları, yüksek döviz kurları ve vize engelleri yüzünden yapamıyorsanız, sizlere bir önerimiz var. Komşumuz Gürcistan’ın muhteşem Kafkas doğasını görmek, 5 bin metrenin üzerindeki en yüksek dağı Kazbek’e tırmanmak ve dağın eteğindeki tarihi Tsminde Sameba Kilisesi’ni ziyaret etmek için çok zorlanmanıza gerek yok.
Kafkas Dağları’nın Gürcistan uzantısına ve Kazbek Dağı’na ulaşmanın iki yolu var. Birincisi ve en kolayı, İstanbul’dan Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e uçakla yaklaşık iki saate ulaşmak.
İkincisisi, İstanbul başlangıcıyla Trabzon üzerinden Tiflis’e otobüsle ulaşmak. Bu ikinci yolun maliyeti düşük ancak 2.5 gününüzü yolda geçirmeniz gerekiyor.
Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e vardıktan sonra, Kazbek Dağı’na yolculuğunuz fazla uzun değil. Başkent ile dağın eteğinde bulunan Kazbegi-Gergedi Köyü arasında 135 kilometre bulunuyor. Tiflis’ten kalkan otobüsler, yaklaşık üç buçuk saatte sizi köye ulaştırabiliyor. Tabii bu yolu Tiflis’te araç kiralayıp da kat edebilirsiniz.
Kazbegi Gergedi Köyü, 1800 metrede ve dağın eteğindeki son yerleşim noktası. Köy sakinleri, dağ turizmi için gelen misafirlere oldukça alışkın. Köyün hemen girişindeki küçük büfelerden faaliyetiniz için gerekli yiyecekleri temin edebiliyorsunuz. Özellikle kurutulmuş balıklar açıkta satılıyor ve çok rağbet görüyor. Kafkas Dağları’nın bu bölümüne herhangi bir faaliyet için geldiyseniz, ilk gününüzü köydeki otellerden birinde geçirmenize hiç gerek yok. Buradan kiralayacağınız bir araçla köyün hemen yukarısındaki dağ evine veya kamp kuracağınız alanlara çok kısa bir zaman içinde ulaşabilirsiniz.
Konforlu dağ evi
Köyün 50 metre yukarısında dağcılar için yapılmış oldukça konforlu, iki katlı bir dağ evi var. Giriş katında yemek masası, ocak, temiz su ve daha önce gelen dağcıların bıraktığı bolca yiyecek bulunuyor. Ayrıca su ısıtıp duş alma imkanı da var. Üst katta son derece konforlu yataklar ve bolca battaniye mevcut. Burada uyku tulumu açmaya bile gerek yok.
Dağ evinin son derece iyi niyetli ve tok gözlü bir bekçisi Zürabi, 56 yaşında ve dağ evinden sadece 10 metre aşağıdaki evde yaşıyor. Zürabi her türlü ihtiyacı gidermenize yardımcı oluyor.
Sabah erken bir vakitte dağ evinden, Kazbek Tırmanışı için ana kamp olarak kullanılan 3700 metredeki Mateo Kampı’na hareket ediyoruz. 1900 metredeki ünlü Tsminda Sameba Kilisesi’nin yanından geçtikten sonra, kampa kadar patika yollardan oldukça rahat bir yürüyüş yolu var. 2900 metredeki düz ve korunaklı alanda ilk kamp yerinin adı Gergeti-Sabertse Geçidi. Kamp bölgesinden iki dakika uzaklıkta Gergedi Buzulu’ndan akan buzul sularını görebilirsiniz. Kamp yeşillikler içinde ve oldukça etkileyici bir manzaraya sahip.
700 yıllık kilise
Tabii bu yanından geçtiğimiz kiliseden bahsetmeden olmaz. Çünkü bu kilise Gürcistan’ın en ünlü ve etkileyici yapılarından biri. 2170 metredeki kilise, Holy Trinity veya Tsminda Sameba olarak da biliniyor.
Kilise 14. Yüzyılda yapılmış. Kazbek Dağı’nın tırmanış yolunda, 1900 metrelik bir tepenin üzerine kurulan kiliseye köyden bir saatlik bir yürüyüşle çıkmak mümkün. Tabii isterseniz taksi tutarak da kiliseye ulaşabilir ve gezebilirsiniz. Ancak bu bir saatlik doğanın içinde yapacak bir yürüyüşten sonra bu muhteşem yapıya ulaşmak, sizi çok daha mutlu edecek.
Mateo Kampı
1850 metredeki dağ evi yerine, kamp yükleriyle 2900 metredeki Gergeti-Sabertse Geçidi’ne ulaşıp ilk günkü kamp orada kurulabilir. Bu köye ne zaman ulaştığınızla ilgili bir karar.
Biz geç bir saatte köye ulaştığımız için ilk gün kampımızı 2900 metreye taşıyamadık. Böylece 3700 metredeki Mateo Kampı’na kadar 1750 metre irtifa almak zorunda kaldık.
2900 metreden 3700 metredeki Meteo Kampı’na ulaşmak oldukça zahmetli. Kamp alanından 200 metre sonra Gergedi Buzulu’nun üzerinden yapılan yürüyüşün her on metresinde bir buzul çatlakları bulunuyor. İyi havada pek sorun yaratmayan çatlaklar sisli havalarda oldukça tehlikeli olabiliyor.
Gergedi Buzulu paralel geçildikten sonra 80 metrelik bir çarşak tırmanışı ile Meteo Kampı’na varılıyor. Bu kampın ve barınağın bir adı da Betlemi Dağ Evi.
Meteo son derece geniş taştan bir barınak. Yaklaşık 60 dağcıyı barındırabiliyor. İçeride 15 kadar oda ve bir de yemek odası bulunuyor. Ancak Mateo Barınağı çok da temiz bir yer değil. Dağcıların çoğu rutubet içindeki barınakta kalmaktansa dışarıya çadırlarını kurmayı tercih ediyorlar.
Kazbek Zirvesi’ne tırmanış
Kazbek Kafkasya’nın Elbrus’dan sonraki en popüler zirvesi. Bir piramidi andırıyor ve yüksekliği 5047 metre. Dağdaki ilk tırmanış 17. yüzyılda adı bilinmeyen bir Gürcü tarafından gerçekleştirilmiş. İlk bilinen tırmanış ise 1868'de Douglas Freshfield tarafından yapılmış.
Kazbek’in tırmanış ayları haziran-temmuz-ağustos. Ancak bu uygun mevsimler dışında kış dağcılığını tercih edenler, şartların kötü olduğu zamanlarda da zirveyi zorluyorlar.
Ana zirve tırmanışı için gece yarısı uyanıp hazırlıklarınızı yapmalı ve gün ağırmadan yola çıkmalısınız. Çünkü zirve tırmanışı oldukça uzun ve zahmetli. Bu yüzden dağa antrenmanlı ve formda gitmek şart. Meteo Kampı’ndan irtifa alarak dağın çevresi dolaşılıp kuzey yüzüne geçiliyor. 4400 metreden sonra uzun bir kulvardan tırmanılıyor. Dağın son 100 metresi 45 derece eğimli buz bir kulvar. Sonra bir sırt sisteminden zirveye yürünüyor.
4000 metreden itibaren iple yürümek şart. Buzul çatlakları oldukça tehlikeli. Son 100 metrede rotanın durumuna göre sabit hat kurulabilir. Zirve tırmanışı performansa göre altı-dokuz saat arası değişiyor. Dağın inişi ise yaklaşık üç saat.
Prometheus’un acılar diyarı
Kazbek Dağı’nın, tıpkı Ağrı Dağı gibi mitolojik bir hikayesi var. Kazbek, Tanrı Prometheus’un Zeus tarafından zincire vurulduğu yer. Prometheus, ateşi tanrılardan çalıp insanlara veren bir titan ve insanların en büyük dostu olarak biliniyor. Zeus, Prometeus’u bu yaptığından dolayı ceza olarak Kazbek Dağı’na zincirliyor. Bir kartal gelip ciğerinden parça koparıyor ve gece Prometheus’un cigerleri yenileniyor. Her gün bu işkenceye maruz bırakılıyor. Bu işkence nesiller boyu sürüyor ve en sonunda Herakles, Zeus’un da izniyle Prometheus’u bu korkunç işkenceden kurtarıyor.