Son yıllarda özellikle şehir hayatında yaşayan anne babaların çocuklarıyla birlikte vakit geçirirken en çok tercih ettikleri aktivitelerden biri alışveriş yapmak. Ancak alışveriş sırasında kimi zaman ebeveynlerle çocuklar arasında çatışma yaşanabiliyor. Peki bu tartışmaların kaynağında neler var ve uzmanlar bu konuda neler öneriyor?
Alışveriş esnasında çocukların istediklerini yaptırmaya çalışması, ebeveynleri bazen sonu gelmeyen bir yarışa sokabiliyor. Çocuğa sakin ya da sert davranmanın işe yaramadığı hatta çocuğun istediği yapıldığında hırçınlığının devam ettiği bu gibi durumlarda, ebeveynler bir de etrafı rahatsız etmenin tedirginliğini yaşayıp kontrolsüz davranabiliyor. Peki ebeveynlerle çocuklar arasında yaşanan bu sorun nasıl gelişiyor ve ebeveynler hangi çözüm yollarına başvuruyor? Bu sorunun cevabını önce ebeveynlere sonra da bir uzmana sorduk.
“Benim çözümüm ne istiyorsa onu yapmak”
14 aylık bebeği olan Kübra Genç “Çocuğum çok çabuk sıkılıyor. Alışveriş yaparken sürekli arabanın içinde olmak onu sıkıyor çünkü aslında o da gezmek istiyor. Mesela evde sürekli hareket ettiği için alışveriş yaparken bebek arabasının içinde olmak bunaltıcı oluyor onun için” diyor. Çocuğuyla alışveriş yaparken zaman zaman sorun yaşadığını belirten Genç, “Oyuncaklarla, yiyeceklerle oyalamaya çalışıyoruz, kucağımıza alıyoruz ya da mağazadan çıkarıp yürütüyoruz ancak her zaman işe yaramıyor” derken eşi Yusuf Genç ise “Benim çözümüm ne istiyorsa onu yapmak. Genelde ne istiyorsa ver diyorum eşime” diyerek kendi çözümünü paylaşıyor.
“Kendimizi yemek katına atıyoruz”
Çocuğuyla kaliteli vakit geçirmek isteyen ebeveynler için hem kendilerine hem de çocuklarına hitap edebilecek yerlerin sayısının az olması da bazı aileler için sorun yaratabiliyor. Ayşegül Yıldız, bu duruma çözüm olarak alışveriş merkezlerine gitmeyi tercih eden ebeveynlerden. Genellikle dışarıda düzgün yürüyüş alanları ve parklar olmadığı için alışveriş merkezlerine gittiklerini söyleyen Yıldız “Çocuklarım aslında kalabalıktan dolayı çok bunalıyor. Zaten bu yüzden onlarla birlikte alışveriş yapamıyoruz. Onlar bunalınca kendimizi yemek katına atıyoruz. Çözümümüz bu” diyor.
“Her istediklerini almak mümkün değil”
Görüş aldığımız ebeveynler arasında diğerlerinden farklı bir yöntem kullanan kişi ise Meryem Öz. En küçükleri 26 aylık olmak üzere dört çocuk sahibi olan Öz, “Alışverişte özellikle küçük yaştaki çocuklarım sürekli bir şeyler almamı istiyor. Tabii her istediklerini almak mümkün değil. Dolayısıyla istediği şeyin alternatifinin evde olduğunu söylüyorum ya da isteyeceğini tahmin ettiğim yiyecek veya eşyaları yanımda taşıyorum. Büyük ölçüde sorunumuzu çözüyor bu yöntem” diyerek kendi çözüm önerisini paylaşıyor.
İstediğini yaptırmaya çalışan çocuğa nasıl davranmalı?
Her ne kadar ebeveynler, çocuklar hırçınlaştığında onların dikkatini dağıtmak, yemek yedirmek için oyalayıcı yöntemlere başvursalar da uzmanlar bu tip ödüllerle çocuğa yaklaşılmaması gerektiğini söylüyor. Uzman Klinik Psikolog Hatice Vildan Yıldız konuyla ilgili “İstediği yapılmadığında ağlayan çocuğu yemek yedirmeye götürmek aslında onun için bir ödül oluyor. Böyle yapan ebeveynler çocukta ‘Demek ki her koşulda istediğimi yaptırabilirim’ gibi yanlış bir algı oluşmasına sebep oluyor ve bu bir davranış örüntüsü halinde seyrediyor” diyor.
Pek çok uzman gibi Yıldız da alışveriş sırasında öfke nöbeti geçiren çocukları olan ebeveynlerin sorunun kaynaklandığı noktayı tespit etmeleri ve çocuklarını iyi bir şekilde gözlemlemeleri gerektiğini düşünüyor. Yıldız, “Çocukların alışveriş sırasında öfke krizi geçirmesinin pek çok sebebi olabilir. Bazı çocuklar bu durumu kullanır, kazanç yolu olarak görür. Mesela ağlayarak dediklerini yaptırmayı öğrenen çocuklar alışverişte de istediklerini aldırmak için öfke nöbeti geçirir. Ayrıca ebeveyn eğer çocuğa bir ürünü almak için söz verdiyse ama sözünü tutmadıysa çocuk öfkelenebilir” diyerek sorunun kaynağının neler olabileceğine dikkat çekiyor.
“Sorumluluk erken yaşta verilmeli”
Konunun sebeplerinden birisi olarak yanlış ebeveyn tutumları gösteriliyor. Dünyaca ünlü psikolog Jean Piaget’ye göre çocukta alışveriş yapma bilinci sanıldığı gibi sekiz yaşlarında değil dört yaş gibi çok erken bir dönemde başlıyor. Ancak özellikle ülkemizde anne babalar çocukları bu konuda özgür bırakmakta çekiniyor. Türkiye’de çoğu anne babanın korumacı tutum sergilediğini söyleyen Yıldız’a göre, çocuğa sorumluluk vermek gerekiyor hatta sorumluluk verilen çocuklar alışveriş sırasında daha az sorun yaratabiliyor. Yıldız, konuyla ilgili “Irk, millet ayrımı yapılmasına karşıyım ama özellikle Avrupa ülkelerindeki ebeveynleri gözlemlediğimde çocuklarına hep bir sorumluluk verdiklerini görüyorum ki ülkemizdekilere göre çocukların iç disiplini daha çok gelişiyor. Bu da alışverişte gerçekleştirilen davranışların iyileştirilmesinde bir etken oluşturuyor” diyor.
Peki sorunun kaynağının farkında olan ama ne yapması gerektiği konusunda işe yarayan çözümler üretemeyen anne babaların ne yapması gerekiyor? Yıldız’a göre anne babaların bu tip olumsuz durumlarda olay öncesi, sırası ve sonrasında izlemesi gereken bazı adımlar var.
Çatışma öncesinde yapılması gerekenler:
- Alışverişe çıkmadan önce çocukla birlikte kurallar belirlenmeli.
- Çocukla alışverişte nasıl davranılması gerektiği üzerine ve istediklerini sakin bir şekilde anlatması için bir sözleşme yapılmalı.
- Çocuğun fizyolojik ihtiyaçları alışverişten önce karşılanmalı. Uykusunu almayan, karnı aç olan bir çocuk alışverişte sorun çıkaracaktır. Ayrıca alışverişte onun da satın alınmasını istediği şeyleri gitmeden önce ona sormak gerekir.
- Çocuk eğer okuma yazma biliyorsa alışveriş listesi tutması için yardımı istenebilir, bu sayede onun da ekonomik açıdan söz hakkı elde etmesi sağlanabilir.
- Paraları öğrenen bir çocuğa alışverişe çıkmadan önce cebinizde ne kadar para bulunduğunu gösterebilir, hatta kendisinin saymasını isteyebilirsiniz. Böylece çocuk alışverişte somut olarak ne kadar harcayabileceğinizi önceden görmüş olur.
Olay sırasında yapılması gerekenler:
- Çocuk eğer daha fazla şey almak istiyorsa ona paralarının neye yettiği, neye yetmediği hatırlatılabilir.
- Herhangi bir öfke anında çocuğa yaptıkları anlaşma hatırlatılabilir.
- Çocuk öfke krizine girdiğinde duygu yansıtması yapılabilir. Ona öfkesini anladığınızı ifade edebilirsiniz. Örneğin çocuğa “Şimdi ne kadar öfkeli olduğunu anlayabiliyorum. Seninle alışverişe çıkmadan önce anlaşma yapmıştık. Ama paramız sadece bunu almaya yetiyor. Ağlaman ikimiz için de fayda sağlamıyor” demek ve ardından çocuğa alınacak ürün konusunda seçim hakkı sunmak iyi bir yöntem olacaktır.
- Çocuğun da alışverişe katılması sağlanmalıdır, ona kapasitesi ölçüsünde sorumluluk verilmelidir. Mesela poşeti tutma, gücü yetebiliyorsa alışveriş arabasını sürme, alışveriş listesini kontrol etme, kasada parayı çocuğun vermesini sağlama gibi alışkanlıklar kazandırılmalı.
Olay sonrasında yapılması gerekenler:
- Çocuk bu davranışı her zaman yapıyorsa ve sözleşme yapmak, ona seçim hakkı sunmak vb. saydığımız yöntemler işe yaramıyorsa sorunun başka bir sebebi olabilir. Bunun için uzman yardımı alınabilir.
- Ebeveynler çocuklara olumlu davranış sergilediklerinde ödül verebilir. Örneğin sinemaya gitmek, sevdiği oyuncağı almak, sevdiği yemeği yedirmek gibi ödüller, çocuk olumlu davranış sergilediğinde kullanılmalıdır.
- Çocuk her olumlu davranış sergilediğinde, her uslu durduğunda ödüllendirilmemelidir. Aksi takdirde çocuğa olumlu davranışı kazandırmak güçleşebilir. Ara sıra ödüllendirmek, en doğru çözümdür.
- Alışverişte sinir krizi geçirmek, eşyaları dağıtmak vb. olumsuz davranış sergileyen çocukların olay sonrasında yemek yemek, eğlence merkezine gitmek gibi istediği etkinlikler yapılmamalıdır. Aksi halde çocuk bunu yaptığı kötü şeyin ödüllendirilmesi olarak algılayacaktır ve sonrasında her alışverişe çıkıldığında bu davranışını sergileyecektir.
Daha çok tepkilerini aşırı şekilde ve saldırgan yollarla (vurmak, itmek, bağırmak gibi) gösteren çocukların alışverişte de öfke krizleri geçirdiğini belirten Yıldız, ebeveynlerin soruna yönelik değil çözüm odaklı düşünmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Günlük hayatta işlevselliği bozduğu ve ailenin kişiler arası ilişkilerini zedelediği takdirde psikolojik destek alınabileceğini söyleyen Yıldız, ebeveynlerin çocuklarının ve kendi davranışlarını iyi bir şekilde gözlemlemesi gerektiğini vurguluyor.