Koronavirüs salgını yavaş yavaş kontrol altına alınsa da tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Markete giderken liste yapmayı, maskenizi ve alışveriş çantanızı almayı unutmayın.
Türkiye, mart ayından bu yana verdiği koronavirüs salgını sınavından çıkmaya hazırlanıyor. Virüs kaynaklı ölümlerin azalması, vaka sayılarının her geçen gün düşmesiyle birlikte normalleşme sürecine geçiş de başlıyor. Ancak bu süreç, salgının Türkiye'de görülmeye başladığı ilk günler kadar kritik diyebiliriz. Koronavirüs salgını kısmen kontrol altına alınmış olsa da hepimizin bir süre daha sosyal hayatını da kontrol altında tutması şart. Bireysel olarak alınacak tedbirler, kendimizi ve yakınlarımızı korumak adına hayati önem taşıyor. Bu sıralar neredeyse tek ve mecburi uğrak yerimiz olan marketlerde alışveriş yaparken alacağımız önlemler büyük önem taşıyor.
Kalabalık olmayan saatleri tercih edin
Uzmanların, salgının ilk günlerinden bu yana defalarca altını çizdiği üzere, kalabalıktan uzak durma ve sosyal mesafe kuralı market alışverişinde de ilk kural elbette. Bu nedenle markete gitmek yerine online sipariş vermek çok daha risksiz. Zaten iki aydır sanal marketler alışverişlere zor yetişiyor diyebiliriz. Ama koronavirüs tehlikesinin azalması nedeniyle, evde bunalan pek çok kişi haftada bir kez de olsa alışverişini kendi yapmak isteyebilir. İşte bu noktada altın kurallar devreye giriyor. Markete gitmek için; kalabalık olmayan saatleri tercih etmek gerekiyor. Bu nedenle sabah saatleri aslında market alışverişi için en uygun saatler diyebiliriz. Bu tedbir virüse yakalanma riskinizi düşürecektir. Ancak zamanlamanızı doğru ayarlayamaz ve kalabalık bir markete girmek zorunda kalırsanız, alışverişi en kısa sürede tamamlamanızı öneriyoruz. Yaz aylarında marketlerdeki klimaların da daha fazla çalışmaya başlaması virüsün yayılmasını hızlandırabilir.
Poşet almayın kendi alışveriş çantanızı taşıyın
Peki marketten eve virüs taşımadan, güvenli alışveriş yapmanın püf noktaları nelerdir? Satın aldığımız ürünleri evde nasıl temizlemeliyiz? İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, salgın tehlikesi geçse bile temizliğin hayatın bir parçası olması gerektiğini belirterek market alışverişi sırasında alabileceğimiz basit ama hayati tedbirleri şöyle anlattı:
Maske şart!
Herkes maskesini takmalı ve markete giderken evden kendi alışveriş çantasını yanında götürmeli. Bunu alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor. Naylon poşet kullanmak hem kendimize hem de doğaya zarar verir. Üstelik artık poşetler ücretli yani keseye debile zararlı. Sağlık açısından bakarsak; naylon poşetler saatlerce kasada duruyor. Kasiyer mecburen paralara dokunduğu elleriyle poşete dokunuyor. Bu nedenle kendi alışveriş çantanızı yanınızda taşımanız riski azaltmanın önemli bir yoludur. Ayrıca aldığınız ürünleri de çantanıza kendiniz yerleştirin. Sosyal mesafenizi koruyarak market alışverişinizi gerçekleştirdikten sonra ödemeleriniz mümkünse temassız ödeme ile gerçekleştirmeye çalışın.
Eldiven kullanmak yanlış
*Alışveriş sırasında eldiven kullanılması son derece saçma ve yanlış. Kişi eldivenle kendini koruduğunu düşünüyor ama bu aksine virüs yayılmasını kolaylaştırıyor. Çünkü elinde eldiven olan kişi ürünlere daha fazla dokunuyor ve bu yolla virüsü farklı yüzeylere taşıyor olabilir. Halbuki ellerin üzerinde mikroorganizma yığılımı olmaz. Elimizin kendine ait florası vardır. En iyi yol ellerimizi yıkamak veya çantamızda taşıyacağımız el antiseptikleri ile ellerimizi temizlemektir. Bununla beraber tabii ki ellerimizi temizlemeden yüzümüze dokunmamamız gerekiyor.
Çamaşır suyu değil sabun kullanın
Marketten aldığımız ürünlerin temizliği konusunda çok fazla bilgi kirliliği var. Ambalajlı ürünlerin temizliği sırasında fazla kimyasal kullanmak doğaya zarar vermekten başka hiçbir işe yaramaz.
Bu nedenle ürünlerin çamaşır suyu ya da benzeri kimyasallarla temizlenmesi doğru değil. Aldığınız ambalajlı ürünleri direkt lavabonun içerisine koyup hazırladığınız sabunlu bezle veya sabunlu su ile yıkayıp durulayın. Sonrasında ise kağıt havlu ile kuruladıktan sonra güvenle buzdolabına ya da raflara kaldırabilirsiniz. Bu sizi ve evinizi sadece koronavirüsten değil tüm mikroplardan koruyan bir yöntemdir. Yani sokağın, depoların toz ve pisliğini evlerinize taşımamış olursunuz. Kısacası sokağın pisliğini dolaba koymamalısınız.
Sebze ve meyveler öncelikle çamurundan arınması için sudan geçirilmeli. Sonra büyük bir kabın içerisine iki litre kadar su koyup sebzeleri üzerine biraz sirke ekleyerek beş dakika kadar bekletmeliyiz.
Gıda ellenmez
Açıkta satılan her gıda tehlikelidir. Ancak artık bu konuda bilinçlendik. Pazarlarda artık kurubaklagiller poşetlenerek satılıyor. Ekmekler de mutlaka poşete girmeli. Bu nedenle bir kez daha altını çizerek söylüyorum; koronavirüs tehlikesi olsun ya da olmasın gıda ellenmez!
Liste yapmak, marketteki alışveriş süresini kısaltır
Alışverişe çıkmadan önce mutlaka liste yapılmalı. Bir evin haftalık tüketimleri bellidir. Oluşturduğumuz listemiz doğrultusunda alışverişlerimizi haftalık yapmamızda fayda var. Bildiğiniz üzere gıda ürünlerinin belirli bir raf ömrü var. İhtiyacınızdan fazla ürünü gereksiz stok yaptığımız taktirde ürünler tazeliğini kaybedebilir. Alışverişlerinizi oluşturduğunuz liste doğrultusunda yapmanızı öneriyorum çünkü bu alışveriş sürenizi ciddi oranda kısaltır. Aynı oranda riskinizde azalmış olur.