Anneler Günü ve nesiller arası bağların kutlaması

Anneler Günü ve nesiller arası bağların kutlaması

Anneler Günü kapıda ve bu özel gün, annelerimize saygı göstermenin ve sevgimizi ifade etmenin en güzel zamanı! Bu yazıda Anneler Günü'nün tarihine bir göz atacak ve bu özel günün kime hitap ettiğine birlikte göz atacağız.

Anneler Günü’nün tarihi

Anneler Günü, dünya genelinde annelere olan sevgi ve saygının kutlandığı özel bir gün ama bu kutlamaların kökeni oldukça ilginç bir tarihe dayanıyor. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri'nde ve birçok ülkede mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanan Anneler Günü'nün kökeni, 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar uzanıyor.

Anneler Günü'nün modern kutlama geleneği, Anna Jarvis'in 1908'de annesi Ann Jarvis'in anısına bir anma töreni düzenlemesiyle başladı. Anna Jarvis, annesi Ann Jarvis'in toplumsal hizmetleri ve annelere olan sevgisi nedeniyle onu bir gün onurlandırmaya karar verdi. İlk Anneler Günü kutlaması, Anna Jarvis'in önderliğinde 10 Mayıs 1908'de West Virginia'da gerçekleşti.

Anna Jarvis'in Anneler Günü'nün resmi olarak tanınması ve kutlanması için verdiği çaba, 1914'te ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından Anneler Günü'nün resmi tatil ilan edilmesiyle sonuçlandı. O zamandan beri, Anneler Günü ABD'de ve birçok ülkede mayıs ayının ikinci pazar gününde kutlanıyor.

Anneler Günü kimin için?

Annlere Günü, her yıl olduğu gibi yine bir tartışma konusu haline geldi. Bu özel günde öncelik kimin olmalı? Küçük çocukları olan anneler mi yoksa kayınvalideler ve büyükanneler mi? Bu soru, sosyal medyada geniş bir tartışmaya yol açtı.

Today isimli gazetede yer alan habere göre Kuzey Carolina'da yaşayan 53 yaşındaki bir anne olan Mellissa Grice, TikTok videosunda, Anneler Günü'nü sadece çocuklarının bakımıyla meşgul olan annelere ayıran genç bir kullanıcının bu tavrını eleştirdi. "Bu konuda annelerin, kayınvalidelerin ve büyükannelerin ezilmesinden çok bıktım... Genç nesil bizi tamamen kurtlara mı attı?" diye soran Grice ayrıca yaptığı paylaşımda, anne olmanın yaşla birlikte değişen bir görev olduğunu savunarak bu özel günü herkesin kutlanması gerektiğini vurguluyor.

Genç annelerin bir kısmı ise Anneler Günü'nün yalnızca kendilerine ait olduğunu savunuyor. İlk anne olduğu günü hatırlayan 30 yaşındaki Emily Wehner, çocuklarıyla birlikte geçirdiği zamanın önemli olduğunu belirtiyor. Ona göre Anneler Günü, genç annelerin annelik yolculuğunu kutlamak için ayrılmalı ve diğer aile bireyleri ayrı bir günle onurlandırılmalı. Bu tartışmalar, Anneler Günü'nün herkes için farklı bir anlam ifade ettiğini ve kutlanması gerektiğini gösteriyor. Her annenin sevildiğini ve değerli hissettiği bir gün olmalı. 

 Annenin kollarındaki sıcaklık, nesilden nesile geçen bir sevgi bağının simgesi.
Annenin kollarındaki sıcaklık, nesilden nesile geçen bir sevgi bağının simgesi.

Nesiller arası kopmaz bağ

Kadınlık kimliği, geçmişten gelen üç neslin bir araya gelmesiyle şekilleniyor. Anneler Günü'nün yaklaşmasıyla, kadınlık kimliğinin biyolojik mirası ve zihinsel bağları üzerine düşünmek önemli. İki ayrı bilimsel araştırma, bu bağların derinliğini ve önemini vurguluyor.

Birinci bahsedeceğimiz araştırmada, bir bireyin anneannesi hamileyken o bireyin DNA'sının annesinin rahminde bulunduğu tespit edildi. Bu araştırma, bir bireyin anneannesi hamile olduğunda, anneannenin taşıdığı hamilelik sırasında geçirdiği deneyimlerin, anneannenin karnındaki bebeğin DNA'sını etkileyebileceğini gösteriyor. Dolayısıyla, anneannenin hamilelik döneminde maruz kaldığı çevresel faktörler veya yaşadığı duygusal deneyimler, torunun genetik yapısını etkileyebiliyor. Bu bulgu, kadınlık kimliğinin oluşumunda genetik bağların yanı sıra duygusal ve zihinsel etkileşimlerin de önemli bir rol oynadığını gösteriyor.

 Kadınların arasındaki nesiller arası bağlar, kadınlık deneyiminin derinliklerindeki köprüleri oluşturuyor.
Kadınların arasındaki nesiller arası bağlar, kadınlık deneyiminin derinliklerindeki köprüleri oluşturuyor.

İkinci araştırmada ise her birinin en az bir biyolojik torunu 50 kadın incelendi. Bu kadınların beyin aktiviteleri incelenerek, torunlarıyla olan duygusal ve zihinsel bağların özel bir şekilde işlendiği gözlemlendi. Bu bağların, genetik bağların yanı sıra duygusal ve zihinsel niteliklere de sahip olduğu görüldü. Dolayısıyla diyebiliriz ki torunlarla olan ilişki de kadınlık kimliğinin inşasında önemli bir role sahip. Anneanneler ve dedeler, torunlarıyla özel bir bağ kuruyorlar. Bu ilişki, sadece sevgi dolu anılarla değil, aynı zamanda deneyimlerin ve bilgilerin aktarımıyla da güçleniyor. Bu, bir nesilden diğerine geçen bir miras ve aile bağlarını güçlendiriyor.

Bahsetmiş olduğumuz araştırmalar, anneler, kızlar ve torunlar arasındaki bağın kadınlık kimliğinin temelini oluşturduğunu ortaya koyuyor. Her bir neslin birbirine aktardığı değerlerin ve deneyimlerin kadınlık kimliğinin oluşumunda kritik bir rol oynadığını gösteriyor.

Bu özel gün, annelerin, kızların ve torunların bir araya gelerek kutladığı bir mirasın simgesi. Annelerimizin ve annelerimizin annelerinin bize kattığı değerleri ve deneyimleri kutlayarak, kadınlık kimliğinin köklerine olan bağlılığımızı pekiştiririyoruz. Sevgi ve saygıyla Anneler Günü'nü bütün nesiller olarak kutlamak, geçmişten gelen mirası gelecek nesillere aktarmanın bir yolu olarak görülebilir.

Kaynaklar:

https://www.today.com/parents/moms/mothers-day-moms-grandmothers-rcna149818

https://www.history.com/topics/holidays/mothers-day

https://babycreysi.com/family/the-connection-between-grandmother-and-grandchildren-is-more-significant-than-with-her-children/

Alparslan, B. (2020). Nesiller Arası Aktarımda Kadınlık ve Annelik İnşaları (Doktora tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Psikoloji Anabilim Dalı, İstanbul.