Olimpiyat tarihinden bilinmeyenler

Olimpiyat tarihinden bilinmeyenler

1896 – Atina

Olimpiyatlar ilk kez düzenlendi. Spyridon Samaras müziğini bestelediği ve Kostis Palamas’ın sözlerini yazdığı Olimpiyat Marşı da ilk kez 1896’da çalındı. Ancak Olimpiyat Marşı olarak resmen kabul edildiği 1960 yılına dek açılış törenlerinde hep farklı müzikler çalındı.

1900 – Paris 

Kimliği belirsiz küçük dümenci Hollanda takımının şampiyon olmasında büyük role sahipti.
Kimliği belirsiz küçük dümenci Hollanda takımının şampiyon olmasında büyük role sahipti.

Görsel Kaynak: wsj.com

Olimpiyatlar, Paris’teki Dünya Fuarı’nın bir parçası olarak düzenlendi. Tenis, futbol, polo, kürek ve halat çekme karşılaşmalarında takımlarda farklı ülkelerden sporcular yer alabiliyordu. 1900 olimpiyatlarının en ilginç anı Hollanda’nın dört kürekli filika yarışında aniden yeni bir dümenciye ihtiyaç duyması oldu. Hemen oracıkta bulunan bir Fransız çocuk dümene geçti ve Hollanda takımı yarışı birinci tamamladı. Dümenci çocuk madalya törenine katıldı, fotoğraflarda yerini aldı ve sonra ortadan kayboldu. Bugün bile o çocuğun kim olduğu bilinmemektedir ve fotoğraflara bakınca yedi ila 12 yaşları arasında olduğu tahmin edilmektedir.

1908 – Londra 

Pietri diskalifiye edildi ama büyük sempati topladı.
Pietri diskalifiye edildi ama büyük sempati topladı.

Görsel Kaynak: wikimedia.org

Adı hiç bilinmeyen İtalyan atlet Dorando Pietri, 1908 Londra Olimpiyatları’na maraton dalında katıldı. Yarışın favorisi Güney Afrikalı Charles Hefferon’u finişe iki kilometre kala geçti. Ancak kendisi de tükenmişti. Stadyuma girdiğinde tam aksi istikamette koşmaya başladı. Sersemlemiş Dorando’yu yetkililer finişe doğru yönlendirdi. Bu da işe yaramadı, birkaç kez düştü, kalktı, yeniden koştu. Bu sırada ABD’li John Hayes stadyuma girince görevliler Dorando Pietri’yi yerden kaldırıp finiş çizgisini geçmesine yardım etti. Sonuç olarak Dorando Pietri “yardım alarak yarışı tamamladığı” için diskalifiye edildi ama olimpiyatları izleyen herkesin sempatisini kazandı. Dönemin İngiltere Kralı VII. Edward’ın eşi Kraliçe Alexandria da bu sevgiyi karşılıksız bırakmadı ve Dorando Pietri’yi gümüş bir kupa ile ödüllendirdi.

1920 – Antwerp 

İlk kez 1920 olimpiyatlarında kullanılan bayrak, olimpiyatların da simgesi haline geldi.
İlk kez 1920 olimpiyatlarında kullanılan bayrak, olimpiyatların da simgesi haline geldi.

1916 Olimpiyatları Birinci Dünya Savaşı nedeniyle iptal edilmişti. Belçika’nın Antwerp kentinde düzenlenen olimpiyatlarda Baron de Coubert’in tasarladığı ve beş kıtanın birliğini simgeleyen Olimpiyat Bayrağı ilk kez göndere çekildi ve ilk kez barışın simgesi olarak güvercinler uçuruldu. O yılki oyunlarda 72 yaşındaki İsveçli atıcı Oscar Swahn, “koşan geyiğe çift atış” dalında takımıyla birlikte gümüş madalya kazandı. Swahn, halen “bir olimpiyatta madalya kazanmış en yaşlı sporcu” unvanını korumaktadır.

1928 – Amsterdam

Olimpiyat ateşi yakma geleneği 1928 Amsterdam’da başladı. Açılış töreninde Yunanistan’ın ilk, ev sahibi ülkenin son sırada yer alması geleneği de bu olimpiyatlarda başladı. 1928’in en ilgi uyandıran olayı ise Avustralyalı kürekçi Henry Pearce’in yarışın tam ortasında yoluna çıkan ördek ailesinin geçişine izin vermek için durmasıydı. Pearce yine de yarışı kazandı ve altın madalya aldı.

1936 – Berlin 

Jesse Owens Berlin’de uzun atlamada da altın madalya kazandı. İkinci, Alman Luz Long, üçüncü ise Japon Naoto Tajima idi.
Jesse Owens Berlin’de uzun atlamada da altın madalya kazandı. İkinci, Alman Luz Long, üçüncü ise Japon Naoto Tajima idi.

Hitler, 1936 Olimpiyatlarını Avrupa’nın ortasında yükselen aşırı milliyetçi akımın propagandasını yapmak için bir fırsat olarak görüyordu. Özellikle “ari ırk” olarak nitelediği Alman ırkının yarışlarda üstün gelmesi en büyük beklentisiydi. Ancak bir kişi, hem de beyaz ırktan olmayan biri, ABD’li atlet Jesse Owens, bu beklentileri yerle bir etti. Yarışları dört altın madalya ve üç dünya rekoru ile tamamlayan Owens’ı memleketi ABD’de başka bir sürpriz bekliyordu. Dönemin ABD Başkanı Franklin Roosevelt, elini sıkmak ve kutlamak için Owens’ı Beyaz Saray’a davet etmedi! 1936, Türkiye’nin de madalya aldığı ilk olimpiyat oldu. Grekoromen 61 kiloda Yaşar Erkan altın madalya kazanırken serbest güreş 79 kiloda ise Ahmet Kireççi bronz madalyanın sahibi oldu.

1948 – Londra

1940 ve 1944 olimpiyatları İkinci Dünya Savaşı yüzünden yapılamadı. Savaş yorgunu olduğu halde 1948 Olimpiyatları’na İngiltere talip oldu ki o tarihte hala temel tüketim maddeleri İngiliz halkına karne ile veriliyordu. 1948 Olimpiyatları, Türkiye’nin güreşte en büyük başarıyı gösterdiği etkinlikti. Nasuh Akar, Gazanfer Bilge, Celal Atik, Yaşar Doğu, Ahmet Kireççi ve Mehmet Oktav kilolarında altın madalya alırken Halit Balamir, Adil Candemir, Kenan Olcay, Muhlis Tayfur ile gümüş, Halil Kaya ile de bronz madalya kazandı. Atletizmde de Ruhi Sarıalp üç adım atlamada bronz getirdi.

1952 – Helsinki

15. Olimpiyat Oyunları’nda İsrail ve SSCB ilk kez katılan ülkeler arasında yer aldı. 1952 Olimpiyatları, aynı zamanda kadınlar jimnastik dalında 40 yıl sürecek Sovyet hakimiyetinin de başlangıcıydı. Çekoslavakya’dan Emil Zatopek ise 5000 metre, 10 bin metre ve maratonda üç altın madalya kazanarak unutulmazlar arasına girdi.

1956 – Melbourne

Okyanusya’da düzenlenen ilk olimpiyat oyunları olan etkinliğin bir özelliği daha vardı: Güney-Kuzey yarıküredeki mevsim farklılığı yüzünden yaz olimpiyatları, ilk kez kuzey yarıküre için kış mevsimine denk geldi ve karşılaşmalar 22 Kasım-8 Aralık tarihleri arasında yapıldı.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin yoğun çabalarıyla Doğu ve Batı Almanya, siyah-kırmızı-sarı renkte ortak bir bayrak altında olimpiyatlara katıldı. Milli marş olarak da Beethoven’in 9. Senfonisi’nin “Neşeye Övgü” isimli koral kısmı çalındı.

1960 – Roma 

Abebe Bikila, antrenmanlarını da yalınayak yaptığı için çıplak ayakla koşmakta zorlanmadığını söyledi.
Abebe Bikila, antrenmanlarını da yalınayak yaptığı için çıplak ayakla koşmakta zorlanmadığını söyledi.

Görsel Kaynak: newafricanmagazine.com

Dünya boks tarihine adını altın harflerle yazdıracak Muhammed Ali, ilk kez 1960 Roma Olimpiyatları’nda adını duyurdu. Hafif ağır sıklette üç kez Avrupa Şampiyonu olan Zbigniew Pietrzykowski’yi yenen Muhammed Ali, altın madalya almaya hak kazandı. Ali, o tarihte İslamiyet’i seçmeden önceki ismiyle yani Cassius Clay ile tanınıyordu.

1960 Olimpiyatları, belki de gelmiş geçmiş en ilginç maraton yarışına sahne oldu. Bir çobanın oğlu olan ve Etiyopya İmparatoru Halile Selassie’nin korumalığını yapan atlet Abebe Bikila’nın aslında sporla pek bir alakası yoktu. Zaten 1960’ta Etiyopya adına yarışacak atlet de Wami Biratu olarak açıklanmıştı. Ancak Biratu bir futbol maçında ayak bileğini kırınca son dakikada Bikila takıma alındı. Yarış günü geldiğinde ise asıl sorunla karşılaştı: Ona verilen ayakkabı ayağına uymuyordu ve giyebileceği başka bir spor ayakkabısı da yoktu! Antrenmanlarını da hep çıplak ayakla yapan Bikila, yarışı da çıplak ayak koşmaya karar verdi. Bitiş çizgisini iki saat 15 dakika 16 saniye ile geçtiğinde hem bir dünya rekoru kırmış oldu hem Olimpiyatlar’da altın madalya kazanan ilk Sahra Altı Afrikalı oldu hem de dünyanın sevgilisi haline geldi.

1964 – Tokyo

Olimpiyat meşalesini yakan atlet Yoshinori Sakai Hiroşima doğumluydu ve gelenekselleşmiş bu gösteri için özel olarak seçilmişti. Çünkü Sakai, tam da 6 Ağustos 1945’te yani atom bombasının atıldığı gün Hiroşima’da doğmuştu ve savaş sonrası Japonya’nın yeniden dirilişinin simgesi olarak meşaleyi yakması için seçilmişti. 

1968 – Mexico City 


Smith, 2008’deki bir röportajda yaptıkları protesto için “Özgürlük ve insan hakları için bir çığlıktı. Görülmek zorundaydık çünkü duyulmadık” dedi.
Smith, 2008’deki bir röportajda yaptıkları protesto için “Özgürlük ve insan hakları için bir çığlıktı. Görülmek zorundaydık çünkü duyulmadık” dedi.

Görsel Kaynak: ronfanfair.com

Yüksek atlamada bazı sporcuların çubuğun üzerinden sırtüstü atladığını biliyorsunuz. Bu atlama şekli 1968 Mexico City Olimpiyatları’na dek hiç denenmemişti ve ilk deneyen de ABD’li Dick Fosbury idi. O günden itibaren “Fosbury Flop” olarak adlandırılan hareket yüksek atlamanın vazgeçilmezlerinden biri. Bu arada, Fosbury’nin her atlayışta Meksikalı seyircileri büyülediğini ve tüm stadyumun Fosbury atlarken “Oley” diye bağırdığını da ekleyelim.

1968’in efsane hareketi ise ABD adına yarışan iki siyahi atletten geldi. 200 metrede altın madalya alan Tommie Smith ile bronz madalya alan John Carlos, madalya töreni için kürsüye çıktıklarında ABD’de siyahlara yönelik linçleri protesto etmek için ellerine siyah eldiven takıp yumruklarını havaya kaldırarak milli marşı dinlediler. Bu, uluslararası arenada siyah ırkın sesini duyurmaya yönelik ilk etkili protesto olarak da tarihe geçti. İki atletin olimpiyat kürsüsüne çıktıkları sırada öğrencisi oldukları San Jose Eyalet Üniversitesi’nin bahçesine ikilinin eylemini yüceltme amaçlı bir heykel bile dikildi.

1972 – Münih 

“Minskli Serçe” olarak adlandırılan Olga Korbut sadece 1,5 metre boyu ve 37 kilo ağırlığıyla Münih’te olağanüstü performans sergilemişti.
“Minskli Serçe” olarak adlandırılan Olga Korbut sadece 1,5 metre boyu ve 37 kilo ağırlığıyla Münih’te olağanüstü performans sergilemişti.

Münih Olimpiyatları, bugün bile sportif başarılarla değil Münih Katliamı ile anılır. Bunun nedeni de Filistin Kurtuluş Örgütü içinden ortaya çıkan Kara Eylül adlı bir terör grubunun, olimpiyat köyünde İsrailli sporcuların kaldığı bloğu basarak 11 sporcuyu rehin alması; sporcuların ikisini baskın sırasında, kalan yedi sporcu ve iki antrenörü de kurtarma operasyonu sırasında öldürmesiydi. Gelişmeler üzerine pek çok ülke olimpiyatlardan çekildi ve yoğun protestolar başladı. Batı Almanya, sporcuları kurtarmak için gerektiği gibi çaba göstermemekle suçlandı ancak Batı Almanya’nın o tarihte özel eğitimli asker bulundurması ve askeri birimlerini uluslararası sorunlarda kullanması yasaktı. Baskın da kurtarma operasyonu da bugün bile tartışılıyor. Hatta katliam, 2005 yılında çekilen Munich filmine de konu oldu.

1972’de spor adına öne çıkan iki isim vardı: ABD’li yüzücü Mark Spitz ve SSCB’li jimnastikçi Olga Korbut. Spitz, beşi bireysel ikisi takım yarışlarından olmak üzere toplam yedi altın madalya kazandı. Olga Korbut ya da 1.50 boyu ve sadece 37 kiloluk ağırlığıyla “Minskli Serçe” ise Sovyet jimnastik ekibinin yıldızıydı. Denge ve yer hareketlerinde altın madalya aldı. Asimetrik paralelde tek kelimeyle kusursuz bir seri sunduğu halde hakemlerin 9.8 puan vermesi bugün bile haksızlık olarak değerlendirilir. Korbut, jimnastik sporunun tüm dünyada yaygınlaşması ve sadece zarafetin değil akrobatik hareketlerin de bu spora dahil olma sebebidir.

1976 – Montreal 

Romen Nadia Comanaci, olimpiyat tarihinin tam puan 10 alan ilk sporcusu oldu. Fotoğraf
Romen Nadia Comanaci, olimpiyat tarihinin tam puan 10 alan ilk sporcusu oldu. Fotoğraf

Görsel Kaynak: apnews.com

1976 Montreal Olimpiyatları 22 ülkeyi kapsayan Afrika boykotuna sahne oldu. Bunun sebebi de Yeni Zelanda Rugby takımının ırkçı Güney Afrika’ya uygulanan uluslararası spor ambargosunu kırıp ülkedeki karşılaşmalara katılmasıydı. Tanzanya’nın çağrısıyla 28 Afrika ülkesi Montreal 1976’yı boykot etti.

Olga Korbut nasıl 1972’nin jimnastik yıldızıysa, 1976’nın yıldızı da 14 yaşındaki Romen jimnastikçi Nadia Comanaci oldu. Asimetrik paralelde ilk 10 tam puanı almayı başaran Comanaci de Korbut ile birlikte jimnastik sporuna nesiller boyu ilham vermeyi sürdürdü.

1980 – Moskova

Olimpiyatlar, ikinci kez boykota sahne oldu. 1980’de ilk kez bir Demir Perde ülkesinde düzenlenen olimpiyatları protesto eylemini de ABD başlattı. ABD, sporcularının katılmasını yasaklarken İngiltere gibi bazı ülkeler protesto eden tarafta yer aldıkları halde katılıp katılmama kararını sporcularına bıraktı. Türkiye dahil 66 ülke yarışmalardan çekildi. Yalnız 1980 Moskova’nın maskotu Ayı Mişa, olimpiyatlara katılsın katılmasın herkesin sevgilisi oldu.

1984 - Los Angeles

1984 yılındaki oyunlar boykot edilen üçüncü olimpiyat oldu. Bu kez boykotçu taraf, Demir Perde ülkeleri ile SSCB müttefiki 14 ülkeydi ancak onlar da boş durmadı. Temmuz-Ağustos 1984’te Dostluk Oyunları adı altında alternatif bir olimpiyat düzenlediler.

1988 – Seul 

18 Kasım 2017 günü hayata veda eden Naim Süleymanoğlu, spor otoritelerine göre halen dünyanın en iyi haltercisidir.
18 Kasım 2017 günü hayata veda eden Naim Süleymanoğlu, spor otoritelerine göre halen dünyanın en iyi haltercisidir.

Seul Olimpiyatlarının açılışında duygusal anlar yaşandı. Olimpiyat meşalesini taşıyan kişi, 76 yaşındaki Koreli atlet Sohn Kee-Chung idi. Kee-Chung, aslında 1936 Berlin Olimpiyatları’ndaki maratonun galibiydi. Fakat o tarihte Kore, Japon işgali altında olduğu için bir Japon adıyla, Kitei Son olarak altın madalya kazanmış ancak Japon ulusal marşı çalınırken saygı duruşunda bulunmayı reddetmişti.

Türkiye’yi en fazla gururlandıran olimpiyat hiç kuşkusuz 1988 Seul Olimpiyatları idi. Daha önce Bulgaristan adına karşılaşmalarda yer alan Naim Süleymanoğlu, Bulgaristan hükümetinin ülkede yaşayan Türk asıllı vatandaşlarına yaptığı baskılar sebebiyle 1986 Melbourne Dünya Halter Şampiyonası’nda Türkiye’ye iltica etti. Süleymanoğlu, Bulgaristan’ın karşı hamlesiyle az kalsın Seul’e Türkiye adına katılamıyordu. Türkiye’nin Bulgar hükümetine 1 milyon 250 bin dolar ödemesiyle sorun çözüldü ve Naim Süleymanoğlu Türkiye adına yarışabildi. Koparmada 152,5 ve silkmede 190 kilo kaldıran Süleymanoğlu ya da “Cep Herkülü”, altı dünya ve dokuz olimpiyat rekoru kırdı. Özellikle silkmede kaldırdığı 190 kilo, kendi vücut ağırlığının üç katının 10 kilo fazlasına denk geliyordu ve bu rekor hala kırılamamıştır. Süleymanoğlu, Türkiye’ye güreş dışında ilk altın madalyasını kazandıran sporcuydu. Kariyeri boyunca sekiz kez dünya şampiyonu oldu ve 46 kez dünya rekoru kırdı. 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları dahil üç kez art arda Olimpiyat Şampiyonu oldu.

1992- Barcelona 

NBA maçlarını tüm dünyanın takip ettiği yıllarda, NBA yıldızlarından oluşan Amerikan basketbol takımı büyük ilgi gördü.
NBA maçlarını tüm dünyanın takip ettiği yıllarda, NBA yıldızlarından oluşan Amerikan basketbol takımı büyük ilgi gördü.

ABD, basketbol dalında kesin bir başarıyı hedeflediği için 1996’da bir ilki denedi ve Basketbol Milli Takımı’nı o sırada NBA’de oynayan sporculardan seçti. Takımda kimler yoktu ki! Michael Jordan, Charles Barkley, Magic Johnson, Scottie Pippen, Larry Bird, Karl Malone, Patrick Ewing… En yakın rakibine ortalama 44 sayı fark atan bu takım, kısa sürede Dream Team olarak adlandırıldı.

Atletizm pistinde yaşananlar ise herkesi duygulandırdı. 400 metre yarı finalinde İngiltere adına yarışan Atlet Derek Redmond yarış sırasında sakatlandı. Sedye ile pist dışına çıkarılmayı reddetti ve finişi hedefleyerek aksaya aksaya koşmaya devam etti. Seyirciler arasında olup biteni izleyen babası, bu manzaraya daha fazla dayanamadı ve oğlunun yanına gidip ona destek olarak koşmasına yardım etti. Jim Redmond, kendisini uyaran, dışarı almaya çalışan tüm yetkilileri geri çevirdi ve oğluyla birlikte yarışı tamamladı.

1996 – Atlanta 

1996’nın Olimpiyat ateşini yakan Muhammed Ali, o tarihte 10 yılı aşkın süredir Parkinson hastalığıyla mücadele ediyordu.
1996’nın Olimpiyat ateşini yakan Muhammed Ali, o tarihte 10 yılı aşkın süredir Parkinson hastalığıyla mücadele ediyordu.

Görsel Kaynak: yaz8.com

1996 Olimpiyatları’nın meşalesini taşıma görevi bir efsaneye, Muhammed Ali’ye verildi. Ali, 1960 yılında ilk olimpiyat altın madalyasını kazanmış ancak ülkesine döndüğünde, bir restoranda yemek yeme isteği sırf siyahi olduğu için reddedilmişti. İddia o ki Muhammed Ali de madalyasını Ohio Nehri’ne atmıştı. Boksöre, açılış töreninin ardından yeni bir madalya verilmesinin sebebi de buydu.

Atlanta da tıpkı Münih gibi terörle anılan bir olimpiyat oldu. Karşılaşmaların yapıldığı alanın yakınında yer alan Centennial Olimpiyat Parkı, adının aksine olimpiyat alanına, dolayısıyla olimpiyat güvenlik sistemine dahil değildi. 27 Temmuz sabahı parka konan bir bombanın patlamasıyla iki kişi öldü, 110 kişi de yaralandı.

Atlanta’da Türk halterci Halil Mutlu 54 kiloda altın madalya kazandı. Mutlu da, tıpkı Naim Süleymanoğlu gibi üst üste üç olimpiyatta altın madalya aldı.

2000 – Sydney 

Aborjin yerlisi Cathy Freeman ve diğer Aborjin sporcular sayesinde, dünya Avustralya yerlileri hakkında epey bilgi edindi.
Aborjin yerlisi Cathy Freeman ve diğer Aborjin sporcular sayesinde, dünya Avustralya yerlileri hakkında epey bilgi edindi.

Görsel Kaynak: thetimes.co.uk

Açılış töreniyle Sydney bir ilki başardı: Kuzey ve Güney Kore delegasyonu, ilk kez bu olimpiyatlarda belirledikleri ortak bir Kore bayrağı altında açılış törenine katıldı.

Irkçı söylemlerin yavaş yavaş terk edildiği dünyada, Avustralya da kendi adına bir ilki başardı: 628 kişilik sporcu kafilesinde 11 Aborjin yerlisi vardı hatta bunlardan biri, Cathy Freeman, olimpiyat meşalesini yakan isimdi. Freeman tam 10 gün sonra 400 metre yarışında altın madalya kazandı.

2000 Sydney’de gönülleri fetheden isim Ekvator Ginesi’nden yüzücü Eric Moussambani oldu. Yarışlardan sadece sekiz ay önce yüzmeyi öğrenen, hayatında bırakın olimpik ölçülerde bir havuzda yarışmayı öyle bir havuz bile görmeyen Moussambani, erkekler 100 metre serbest stilin ilk turunda yarışmak üzere havuz kenarına geldiğinde kuşkusuz çok heyecanlıydı çünkü Sydney’e gelene kadar 100 metre yüzeceğini bile bilmiyordu ve kendisine 50 metre yüzeceği söylenmişti. Ancak hiç beklenmeyen bir şey oldu: İki rakibinin ikisi de yanlış çıkış yüzünden diskalifiye edildi ve Moussambani turu tek başına tamamladı. Hatta finişe doğru epey zorlandı ve boğulma tehlikesi geçirdi. Moussambani, olimpiyat tarihinin en yavaş 100 metre yüzme rekorunu da 1 dakika 52 saniye 72 salise ile kırdı! Elbette finalde yarışamadı ama spordan kopmadı ve ilerleyen yıllarda Ekvator Ginesi yüzme takımının antrenörü oldu.

2004 – Atina 

Birgit Fischer, hem Doğu Almanya hem de günümüzün Almanya’sı için mücadele etti.
Birgit Fischer, hem Doğu Almanya hem de günümüzün Almanya’sı için mücadele etti.

Görsel Kaynak: mittelhessen.de

2004 olimpiyatlarında dünya “tüm zamanların en fazla madalya kazanan olimpiyat yüzücüsü” Michael Phelps ile tanıştı. Phelps, Atina’da altısı altın toplam sekiz madalya ile dünyanın ilgisini ilk burada çekti. Kano sporunun en iyi kadın kanocularından biri olarak bilinen Alman Birgit Fischer kano dalında altı olimpiyatta sekiz altın madalya almıştı ve bu madalyaların ikisini Doğu Almanya, diğerlerini de Almanya adına kazanmıştı. Sydney Olimpiyatları sonrasında emekliliğini ilan etti ancak Atina için yine Alman kano ekibinde yer aldı. 18 yaşında Moskova’da yarıştığı için en genç ve 42 yaşında Atina’da yarıştığı için en yaşlı olimpik kano şampiyonu oldu.

2008 – Pekin 

Usain Bolt’un yarış kazandıktan sonra yaptığı bu hareket, kısa sürede internet fenomeni haline geldi.
Usain Bolt’un yarış kazandıktan sonra yaptığı bu hareket, kısa sürede internet fenomeni haline geldi.

Görsel Kaynak: olympics.com

Usain Bolt ya da dünyanın yaşayan en hızlı adamı, 2008 Pekin Olimpiyatları’nda 100 ve 200 metre yarışlarını kazanarak ülkesi Jamaika’ya iki altın birden götürdü. Yetmedi, 2012 Londra Olimpiyatları’nda da hem madalyalarını artırdı hem de rekor üstüne rekor kırdı. ABD’li yüzücü Michael Phelps ise sekiz günde sekiz madalya alarak rekor kırdı.

2012 – Londra 

Attar, ülkesi Suudi Arabistan’dan övgüden çok eleştiri topladı.
Attar, ülkesi Suudi Arabistan’dan övgüden çok eleştiri topladı.

Görsel Kaynak: chron.com

Bu olimpiyat oyunları, en fazla izleyici akınının yaşandığı olimpiyatlar oldu ve 20 milyonu aşkın turist Londra’ya akın etti.

Michael Phelps’in madalya çılgınlığı bu olimpiyatlar da sürdü ve Phelps tarihin en fazla madalya kazanan olimpiyat şampiyonu oldu. Phelps, 2012 Londra’dan sonra toplam 19 madalya sahibiydi. Kariyerine 2016 Rio’da da devam edecek ve 23’ü altın olmak üzere toplam 28 madalya kazanacaktı.

Suudi Arabistanlı Sarah Attar ile Vudjan Ali Seraj Abdülrahim Şahrahani ise bir ilki gerçekleştirdi ve Suudi Arabistan’ın yasağı kaldırmasının ardından ülkeleri adına olimpiyatlarda yarışan ilk sporcular oldular. Attar, kadınlar 800 metre yarışına başı kapalı ve vücudunun tamamını örten bir eşofmanla katıldı. Sonuncu olması seyirciyi pek ilgilendirmedi çünkü Londra Olimpiyat Stadı’ndaki pek çok seyirci alkış ve tezahüratla kendisine destek verdi.

2016 – Rio 

 Halterci Katoatau, ülkesi Kiribati’nin batma tehlikesini dans ederek duyuruyor.
Halterci Katoatau, ülkesi Kiribati’nin batma tehlikesini dans ederek duyuruyor.

Görsel Kaynak: time.com

Güney Amerika’da düzenlenen ilk olimpiyatlar olan 2016 Rio, Zika virüs tehdidi altında başladı. Olimpiyat için inşa edilen bazı binalar da henüz tamamlanmamıştı. Yine de 2016, Brezilya’nın neşeli ortamından olsa gerek coşkuyla başladı ve bitti. Jamaikalı Usain Bolt üç, ABD’li Michael Phelps ise beş altın madalya daha kazandı.

ABD’li kadın atlet Abbey D’Agostino 5000 metre yarışında ön çapraz bağlarından sakatlanıp piste yığılınca, yardımına gelen Yeni Zelandalı Nikki Hamblin oldu. İkisi de yarışı birlikte tamamladı. Kuşkusuz bu manzara pek çok kişinin gözlerini yaşarttı ama izleyenlere kahkahalar attıran bir sporcu da vardı: David Katoatau. 150 kiloda halterde müsabakalara katılan Katoatu, halteri kaldırmayı başarsa da başaramasa da sonunda mutlaka dans ediyordu. Kiribati adında, Pasifik Okyanusu’nun ortasında yer alan bir ada ülkesi adına yarışan Katoatau, dans etme sebebini sonra açıkladı. Ülkesi Kiribati iklim değişikliği yüzünden giderek sular altında kalıyordu. Kiribati’yi bilmeyen, adını hiç duymamış onca insana karşılık Katoatau bu sempatik dansıyla tüm dünyanın yaşadıkları soruna ilgi göstermesini istiyordu.

2020 – Tokyo 

İtalyan Gianmarco Tamberi, kürsüyü paylaşabileceklerini öğrenince Barshim’i kucakladı ve ikisi de gözyaşlarına boğuldu.
İtalyan Gianmarco Tamberi, kürsüyü paylaşabileceklerini öğrenince Barshim’i kucakladı ve ikisi de gözyaşlarına boğuldu.

Bu olimpiyatlar COVID-19 salgınına denk geldiği için 2021’de düzenlenebildi. 2020 Tokyo’nun en unutulmaz anlarından biri erkekler yüksek atlamada yaşandı. Katarlı Mutaz Essa Barshim de İtalyan Gianmarco Tamberi de 2,37 ile karşılaşmayı tamamladı. Jüri başkanı, yönetmelik gereği iki atlete de baraj atlayışı yapabileceklerini söyledi. Barshim “İkimiz de altın madalya alabilir miyiz?” diye sorunca başkan “Mümkün. Tabii siz isterseniz…” diye başladığı cümlesini tamamlayamadı çünkü iki eski dost, sadece birbirlerine bakıp birinciliği paylaşmayı tercih etti. Bunun en önemli nedeni, ikilinin 11 yıllık arkadaşlığı idi.

2016 Rio Olimpiyatlarında Rus sporculara devlet eliyle doping uygulandığının anlaşılması sonucu 67 sporcunun yarışmalara katılmasına izin verilmemişti. Bunun devamı olarak Rusya dört yıl boyunca yaz ve kış olimpiyatlarından, Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası’ndan ve 2022 yılı sonuna kadarki dünya şampiyonalarından men edildi. Doping ile işi olmayan masum sporcuların mağdur olmaması için Rus sporcuların 2020 Olimpiyatları’na Rusya Olimpiyat Komitesi adı ve bayrağı altında katılmalarına izin verildi. Altın madalya kazanan sporcular ise Rus Milli Marşı yerine Çaykovski’nin Birinci Konçertosu’nun bir bölümünü dinledi.

Türkiye, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda bugüne dek hiç altın madalya almadığı iki branşta altın madalya kazandı. Bunlardan biri okçulukta Mete Gazoz’dan, diğeri de kadınlar ortasıklet boksta Busenaz Sürmeneli’den geldi. 


Quick Ekstrem Sporlar Sigortası

İhtiyacınız olan ekstrem spor sigortasını seçin, yeni maceralara gönül rahatlığıyla atılın.

Detaylı bilgi için:

quicksigorta.com/Ferdi-Kaza-Sigortasi-ekstrem