Çevre konulu bu filmleri izlediniz mi?

Çevre konulu bu filmleri izlediniz mi?

Bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü “Plastik Kirliliğini Yenmek” temasıyla Hollanda ve Fildişi Sahilleri ev sahipliğinde yapılıyor. Bu özel güne yakışan çevreci filmleri derledik.

5 Haziran Dünya Çevre Günü bu yıl “Plastik Kirliliğini Yenmek” temasıyla Hollanda ve Fildişi Sahilleri ev sahipliğinde düzenleniyor. Her yıl farklı bir tema eşliğinde, farklı ülkelerin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 5 Haziran Dünya Çevre Günü, 2019’da “Hava Kirliliğini Yendi”; 2020’de “Doğa Zamanı”; 2021’de “Ekosistem Restorasyonu”; 2022’de “Yalnızca Bir Dünya” temalarıyla; sırasıyla Çin, Kolombiya, Pakistan ve İsveç ev sahipliğinde gerçekleşti.

Biz de bu vesileyle çevreci temalara odaklanan filmlerden 10’unu sizin için seçtik. Bu yılın “Plastik Kirliliğini Yenmek” temasına atıfla plastik kirliliğine odaklananlara öncelik verdiğimiz listedeki filmlerde, insanlığın doğadan kopuşunun eleştirisinin yanı sıra karanlık gelecek senaryolarını da görüyoruz. 

Belgesel yapım plastik istilasını gözler önüne seriyor.
Belgesel yapım plastik istilasını gözler önüne seriyor.

Craig Leeson’dan “A Plastic Ocean” (Plastik Okyanus)

2016 yılı yapımı “A Plastic Ocean”, Avustralyalı gazeteci Craig Leeson tarafından yönetilen, tek kullanımlık plastik ürünlerin dünyamıza verdiği zararı oldukça iyi anlatan bir belgesel. Gezegenimizdeki en büyük canlılardan biri olan mavi balinayı filme almak için aradığı sırada okyanusta karşılaştığı plastik atıklardan etkilenip bu filmi çekmeye başlayan Leeson’a, rekortmen serbest dalış sporcusu ve çevre aktivisti Tanya Streeter eşlik ediyor. Film, okyanuslardaki plastik istilasını gözler önüne sermesi açısından dikkat çekiyor. 

Soylent Green, çevre felaketlerini konu eden ilk Hollywood bilimkurgularından.
Soylent Green, çevre felaketlerini konu eden ilk Hollywood bilimkurgularından.

Richard Fleischer’dan “Soylent Green” (Açlık)

1973 yılında çekilmiş bir bilim kurgu Soylent Green. Film, 1966 yılında Harry Harrison tarafından yazılmış bilimkurgu “Make Room! Make Room!” ( Yer Açın! Yer Açın!) romanını temel almış. 2022 yılında geçen hikaye, nüfus artışı ve endüstriyel çevre kirliliği nedeniyle insanların doğal gıdalara ulaşamadığı bir çağda New York’ta geçiyor. Şehirde 40 milyon kişinin yoksulluk ve açlıkla mücadele ettiği zamanlar yaşanıyor. Suyun çok azaldığı bu distopik dünyada insanlar “soylent” isimli bir gıdayla besleniyor. Soylent; soya ve lentil (mercimek) kelimelerinden üretilmiş bir sözcük. Soylent Green ise sanayinin Soylent Red ve Soylent Yellow‘dan sonraki son ürünleri. Bu gofret tarzı Soylent Green yiyeceği çok daha lezzetli ve besleyici. Ancak az üretiliyor. Resmi açıklamalara göre okyanus planktonlarından yapılıyor ancak gerçek öyle değil! Richard Fleischer’ın yönettiği ve polisiye bir olay örgüsüne sahip olan film, gelecekte yaşanabilecek çevre felaketlerini konu eden ilk Hollywood bilimkurgularından olma özelliği taşıyor.

Filmle ilgili seyirci yorumlarına bakıldığında, mercanların halinin seyirci üzerinde ciddi bir etki bıraktığı anlaşılıyor.
Filmle ilgili seyirci yorumlarına bakıldığında, mercanların halinin seyirci üzerinde ciddi bir etki bıraktığı anlaşılıyor.

Jeff Orlowski’den “Chasing Coral” (Mercan Peşinde)

2017 yapımı bir Netflix orijinal belgeseli olan “Chasing Coral”ın konusu, yok olan mercan kayalıkları. Okyanus ekosistemlerinin temellerini oluşturan mercanların ölüme gidişini konu alan belgeselde, birbirinden renkli ve canlı mercanlar giderek solup beyazlaşıyor. Birbirini takip eden olaylar zincirinde mercanlardan sonra küçük balıklar ve büyük balıklar da giderek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Şu bilgiyi de not düşelim: Okyanuslarda yalnızca son birkaç yılda yüzde 30’a yakın mercan öldü. 

Hollywood klişelerini kullansa da The Day After Tomorrow, Avrupa ve Amerika’yı yönetenlere ciddi bir eleştiri niteliğinde.
Hollywood klişelerini kullansa da The Day After Tomorrow, Avrupa ve Amerika’yı yönetenlere ciddi bir eleştiri niteliğinde.

Roland Emmerich’den “The Day After Tomorrow” (Yarından Sonra)

Roland Emmerich’in yönettiği 2004 yapımı “The Day After Tomorrow” filmi, başta ABD olmak üzere batılı zengin ülkelerin liderlerini, bilim insanlarının küresel iklim değişiklikleriyle ilgili uyarılarına kulak tıkamakla eleştiriyor. Hollywood felaket filmi klişelerine bağlı kalan Roland Emmerich, Kuzey Amerika ve Avrupa’nın buzul çağına girdiği, Avrupalı ve Amerikalıların evsiz kaldığı bir dünya sunuyor. 

Genellikle neşeli olan animasyon türünü sevenleri, bu kez biraz daha duygusal bir film bekliyor.
Genellikle neşeli olan animasyon türünü sevenleri, bu kez biraz daha duygusal bir film bekliyor.

Andrew Stanton’dan “WALL-E” (Vol-i)

Andrew Stanton’ın yönettiği 2008 yapımı WALL-E, bir temizlik robotunun insanların çöp gezegen haline getirip terk ettikleri Yeryüzü’nde tek başına kalmasına odaklanıyor. Bir hamamböceği ve özenle sakladığı bitkisi dışında çevresinde başka canlı olmayan WALL-E, yalnızlıktan çok sıkılmıştır. Bu sırada WALL-E, uzaylı bir medeniyetten Dünya’ya gelen bir uzay gemisinden inen robot EVE’e âşık olur. WALL-E, hem her yaştan animasyon severe sesleniyor, hem de tüketim toplumu ve doğaya karşı duyarsızlığa anlamlı bir eleştiri getiriyor.

Cowspiracy belgeselini önemli kılan taraflardan biri, izleyenleri beslenme alışkanlıkları konusunda düşünmeye davet etmesi.
Cowspiracy belgeselini önemli kılan taraflardan biri, izleyenleri beslenme alışkanlıkları konusunda düşünmeye davet etmesi.

Kip Andersen&Keegan Kuhn’dan “Cowspiracy: The Sustainability Secret” (Cowspiracy: Sürdürülebilirliğin Sırrı)

2013 yapımı Kip Andersen&Keegan Kuhn yönetimindeki, “Cowspiracy: The Sustainability Secret”, hayvancılık, ormansızlaşma, su tüketimi, çevre kirliliği, yağmur ormanlarının tahribatına kadar birçok konuya değinen bir belgesel. Yaşadığımız dünyanın gerçeklerini gözler önüne getiren, en büyük doğa katliamlarına ışık tutan belgesel, özellikle beslenme alışkanlıkları konusunda değişikliğe neden olabilecek doneler sunması açısından da önemli. 

Filmde Halla’nın çocuk evlat edinme isteğiyle iç içe geçen çevre için mücadelesi mizahi bir üslupla ele alınıyor.
Filmde Halla’nın çocuk evlat edinme isteğiyle iç içe geçen çevre için mücadelesi mizahi bir üslupla ele alınıyor.

Benedikt Erlingsson’dan Kona fer í stríð / Woman at War (Dağ kadını)

2018 yapımı Benedikt Erlingsson imzalı “Kona fer í stríð / Woman at War”, doğasıyla hayran bırakan ülkelerden İzlanda’da geçiyor. Komik olduğu kadar güçlü de olan Halla, bir yandan en büyük hayali olan çocuk evlat edinmeye çok yaklaşmıştır. Diğer yandan da ülkesinin doğal güzelliklerini tehdit altında bırakan bir endüstriye karşı savaşmak zorundadır. Filmde, Nordik mizahını, İzlanda’nın doğa manzaralarını ve çevre aktivizmini bir arada izleyebiliyoruz.

“The East”, eko-terörizm üzerine bir kurmaca film.
“The East”, eko-terörizm üzerine bir kurmaca film.

Zal Batmanglij’den “The East” (Doğu)

Zal Batmanglij’in yönettiği 2013 yapımı “The East”, eko-terörizm üzerine bir kurmaca film. Başarılı bir polisiye olan “The East”te eko-terörist bir grubun peşine düşen istihbarat uzmanının tanık oldukları, onu doğru olanın ne olduğunu sorgulamaya itiyor. The East’in başrollerini Brit Marling, Alexander Skarsgard, Ellen Page ve Patricia Clarkson gibi ünlü isimlerin paylaşıyor olması da filmi ilgi çekici kılıyor. 

Animasyon ustası Japon yönetmen Hayao Miyazaki’nin yazıp yönettiği film, doğa ve hayvan sevgisi üzerine bir öykü anlatıyor.
Animasyon ustası Japon yönetmen Hayao Miyazaki’nin yazıp yönettiği film, doğa ve hayvan sevgisi üzerine bir öykü anlatıyor.

Miyazaki’den Princess Mononoke (Prenses Mononoke)

Animasyon ustası Japon yönetmen Hayao Miyazaki’nin yazıp yönettiği film, 1997 yapımı animasyon film, Japon halk hikâyeleriyle fantezi ögelerini çevreci temalarla başarılı bir şekilde bir araya getiriyor. Filmde, Ashitaka, orman hayvanlarıyla madenciler arasındaki savaşın ortasında bulur kendini. Hayvanların lideri olan ve kurtlar tarafından yetiştirilen Prenses Mononoke’ye âşık olur. Doğa ve hayvan sevgisinin aşk ve macerayla birleştiği özel bir film.

Filmde Meryl Streep, Karen Silkwood’u canlandırıyor.
Filmde Meryl Streep, Karen Silkwood’u canlandırıyor.

Silkwood

Silkwood, Mike Nichols tarafından yönetilen, Meryl Streep, Cher ve Kurt Russell gibi ünlü aktörleri buluşturan 1983 yapımı Amerikan biyografik drama filmi. Aynı zamanda bir plütonyum işleme fabrikasında çalışan Karen Silkwood’un da gerçek hikâyesi... Karen, işçilerin zehirli maddeyle temas ettiğinden şüpheleniyor. Ancak yoksulluk ve çaresizlik nedeniyle işçiler çalışmaya devam ediyor. Karen, yetersiz önlemler nedeniyle kendisinin de zarar görmüş olduğunu fark edince harekete geçiyor. Film sadece çevreci temasıyla değil, işçi sınıfının hayatından kesitler aktarmasıyla da öne çıkıyor.