Podcast’ler, Spotify’ın içerik ağına dahil olunca birden yükselişe geçti. Birçok farklı temada yayınlanan Türkçe içeriklerin hızla arttığı bu yeni cephe, uzun ömürlü olacak mı? Yoksa çabuk sönecek bir balon mu?
Birkaç yıl öncesine kadar yalnızca “internet kurtları”nın takip ettiği bir içerik türü olan podcast’ler, Spotify’ın içerik ağına dahil olmasıyla birlikte adeta patlama yarattı. Birçok farklı temada yayınlanan Türkçe içeriklerin de hızla arttığı bu yeni cephe, uzun ömürlü olacak mı? Yoksa birkaç sene içinde internetin derin çöplüğünü mü boylayacak? İşte yeni başlayanlar ve podcast yayıncısı olmayı düşünenlerin meraklarını giderecek podcast dosyamız...
Podcast nedir?
Öncelikle podcast kavramını açıklamakla işe başlayalım: Teknoloji devi Apple’ın iTunes platformu ile hayatımıza soktuğu bir terim olan Podcast, aslında iPod’daki “pod” ve yayıncılık manasına gelen “broadcasting” sözcüklerinin bir araya gelmesi ile oluşuyor. Özetle tıpkı blog yazarlığı ya da YouTube’da video içerik üreticiliği gibi bireylerin kendi kaydettikleri sesli yayınları, dijital ortamlarda paylaşmaları esasına dayanan podcasting için “geleneksel radyoculuğun yeni medya tarafından yeniden ele alınmış hali” diyebiliriz.
Hâlihazırda podcast formatı için özel olarak geliştirilmiş mobil platformlar aracılığıyla dinlenen podcast’ler, geçtiğimiz yıl Spotify’a gelen podcast güncellemesi ile artık çok daha geniş kitlelere ulaşıyor. Özellikle trend takibi / yorumu, motivasyon, sohbet ve eğlence odaklı podcastler günümüzde Y ve Z kuşağı internet kullanıcıları tarafından fazlasıyla ilgi görüyor.
Podcast yayıncılığında bir gelecek var mı?
Bireysel podcast yayıncılarının yanı sıra artık büyük gazeteler, dergiler ve medya kuruluşları da podcast mecralarında boy gösteriyor. Bunun başlıca sebebi ise genç ve eğitimli internet kullanıcısının mobil cihaz kullanım eğilimleri ve yaşam rutinlerine dayanıyor. Yani Y ve Z kuşağına mensup internet kullanıcısı artık güncel bir içeriği online gazeteden okumak ya da radyoda belli bir yayın saatine bağlı kalarak tüketmek yerine o içeriğin podcast formatını dinleyerek içerikten çok daha esnek şekilde faydalanabiliyor. Özellikle okula / işe giderken yolda geçirilen zamanlarda, sporda ve gece yatmadan önceki saatlerde çokça dinlenen podcast’ler bu özelliğiyle kullanıcıların içerik üzerinde harcadığı vakti ciddi ölçüde artırıyor. Bu yüzden de ABD’nin önde gelen gazeteleri New York Times ve Huffington Post, açtıkları podcast kanallarında günlük haberleri bu yeni formatta sunarak geleneksel yayıncılara öncülük ediyorlar.
Spotify ağına dahil olması ile birlikte çok daha geniş kitlelere ulaşan podcast yayıncıları elbette bireyler ve geleneksel medya unsurları ile sınırlı değil. Ünlüler, kanaat önderleri, influencer’lar ve konusunda uzman kişiler de yaptıkları tematik podcast yayınlarıyla ciddi dinlenme rakamlarına erişiyorlar. Dünyanın en çok kazanan televizyoncularından Oprah Winfrey’in yayınladığı ve her bölümde işinde başarılı bir ünlüyü ağırladığı motivasyon temalı Super Soul Conversations, bu aralar Netflix’te yayınlanan After Life dizisiyle beğeni toplayan İngiliz komedyen Ricky Gervais’in kendi adını taşıyan podcast kanalı ve NBA efsanesi Shaquille O'Neal imzası taşıyan popüler kültür podcasti The Big Podcast bu “ünlü işi” podcastlere iyi birer örnek. Hâlihazırda Türkiye’nin en çok dinlenen podcasti unvanına sahip olan O Tarz Mı? ekibinde de ünlü rock müzisyeni Can Bonomo yer alıyor.
Podcast yayıncılığını paraya çevirmek
Yeni medya kişilere öyle geniş bir özgürlük alanı tanıyor ki artık elinde iyi kötü bir kamerası olan herkes YouTube’a içerik üreterek kendini “YouTuber” olarak tanımlayabiliyor. Benzer şekilde podcast yayıncısı olmanın temelinde de anlatılacak bir hikayenin ve ses kaydedebilmek için gerekli teknik altyapının olması yatıyor. Tabii başarılı bir podcast yayıncısı olmak için hitabet yeteneğinden önce anlamlı ve fayda sağlayan içerikler üretmek geliyor.
Podcast’lerde şu an için geleneksel radyo ve YouTube’daki gibi içeriğin orta yerinde başlayan süreli reklam modelleri olmadığı için bu içerik tipi aslında “içeriğin kendini satması” ile gelire dönüştürülebiliyor. Örneğin spor motivasyonu üzerine konuların konuşulduğu, konusunda uzman konukların ağırlandığı ve konu hakkında sürükleyici anekdotların anlatıldığı bir podcast kanalının, gelir modeli bir spor giyim markasının sponsorluğu olabilirken; kadın sağlığı ile ilgili bir podcast’te yayıncı içeriğin içine entegre ettiği ürün tavsiyeleri ile doğal reklam yoluyla gelir elde edebiliyor. Aslında “reklam gibi görünmeyen” reklamlar sayesinde podcast formatlı içerikler akışları bozulmadan çok daha geniş kitlelere, çok daha etkili şekilde erişmiş oluyorlar.