Günümüzde adı genelde çocuklarla anılsa da hiperaktivite bozukluğu, aslında yetişkin bireylerin yaşam kalitesi için de ciddi bir tehdit. En önemli etkisi ise üretkenlik üzerine…
İlk belirtilerini çocukken veren ve yetişkin çağa gelindiğinde çok daha farklı boyutlara gelebilen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, yani kısa adıyla DEHB, günümüzde mobil cihaz kullanımının da yaygınlaşmasıyla adeta patlama yapan nöröpsikiyatrik bozukluklar arasında gösteriliyor. Peki verimliliği, başarıyı ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bu duruma karşı nasıl önlemler alınması gerekiyor?
Yetişkinler belirtileri okumakta güçlük çekiyor
Toplumdaki görülme oranı çocuklarda yüzde 8, ergenlerde yüzde 6 ve yetişkinlerde ise yüzde 4 olan DEHB, genelde okul çağında fark ediliyor ve zaten doğaları gereği daha dürtüsel davranan çocuklardaki aşırı dikkat eksikliği hekimlerce DEHB olarak değerlendiriliyor. Okul saatleri boyunca sabit oturmakta zorlanma, okuma derslerinde sık sık satır atlama ve grup aktivitelerinde kopukluk yaşama gibi belirtiler çocukluk dönemi DEHB’sini kolayca ele veriyor. Ancak yetişkinlerin kendi yaşadıkları DEHB’nin belirtilerini kolayca okumaları her zaman mümkün değil.
Tıpkı toplumdaki görülme sıklığı gibi, yaş ilerledikçe DEHB’nin belirtileri de azalabiliyor. Bu da yetişkinlerin yaşadıkları sorunun farkına varmalarını güçleştiren bir diğer etken. Yine günden güne dozu artan rekabet koşulları, ağır çalışma şartları ve dijitalleşmeden ötürü gün boyunca normalin çok üzerinde bilgiye maruz kalmanın yarattığı yorgunluk ve dalgınlıklar da zaman zaman DEHB belirtilerini perdeleyebiliyor. Yine anksiyete bozuklukları, madde kullanımı / bağımlılığı, obsesif kompülsif bozukluk ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklar da yetişkinlere DEHB teşhisi konmasını güçleştirebiliyor.
DEHB’nin en tipik belirtileri neler?
Türkiye Psikiyatri Derneği yetişkinlerde görülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun en tipik belirtilerini organize olamama, başlanılan işi sonuca erdirememe, zaman yönetimi konusunda yetersiz kalma ve bilgiyi yeterli performansla alıp işleyememenin bir getirisi olarak akademik düşünceden uzaklaşma olarak raporluyor. Özetle DEHB’den muzdarip olan yetişkinler, zaman içinde kendi bilişsel potansiyellerini yeterince kullanamıyor ve genellikle bu durumun farkında oluyor. Yine yabancı kaynaklarda “procrastination” olarak geçen kronikleşen erteleme alışkanlığı ve yeni şeylere karşı yüksek coşkunun ardından gelen ani soğuma gibi davranışlara da yetişkinlere özgü DEHB vakalarında sıkça rastlanıyor.
Yetişkinlerde sessiz sedasız seyreden bir nöropsikiyatrik bozukluk olan DEHB, günümüz koşullarında en çok da kurumsal şirketlerde insan kaynakları departmanlarının belli periyotlarda yaptıkları performans ölçümleriyle ortaya çıkıyor. Zamanlama, desen eşleştirme, bilişsel verimlilik ve dürtüsellik testlerine yer verilen bu ölçekler iş hayatındaki verimsizliğin derininde çok daha ciddi sorunların yatabildiğini ortaya koyuyor.
DEHB tedavisinde uygulanan yöntemler
Modern psikiyatrik yaklaşımda bilişsel davranışsal terapi ve ilaç tedavileri ile kontrol altına alınabilen DEHB, kimi zaman terapi ve ilacın kombine şekilde verildiği kişiye özgü kürlerle de tedavi edilebiliyor. Ancak DEHB sorunu yaşayan kişilerin, profesyonel destek almanın yanında uygulayabileceği yöntemler de mevcut...
Örneğin günde ortalama bir saat boyunca nabız yükselten kardiyovasküler egzersiz yapmak, anda kalma konusunda eğitim veren meditasyon seanslarına katılmak, uykuya dalınan saati sabitlemek ve doğal besinlerle beslenmenin de DEHB belirtilerini azalttığı biliniyor. Yine dönem dönem sosyal medya detoksu yapıp kitap okumak ve günü daha iyi yönetmek için listeler hazırlamak da DEHB ile başa çıkmayı kolaylaştıran yöntemler arasında.