Gelecekte çocuk yetiştirir gibi yapay zeka asistanları yetiştireceğiz

Gelecekte çocuk yetiştirir gibi yapay zeka asistanları yetiştireceğiz

İnsan zekasını taklit eden ve öğrenebilen yazılımlara yapay zeka diyoruz. Bugün iş hayatının ve üretim süreçlerinin pek çok noktasında yapay zekadan faydalanıyoruz. “Önümüzdeki yıllarda hepimiz çırak eğitir gibi, evlat yetiştirir gibi, yapay zeka asistanları ve algoritmaları yetiştireceğiz” diyen Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin kurucularından Halil Aksu’yla “Robotlar dünyayı ele geçirecek mi?” sorusunu masaya yatırdık.

Alan Turing, 1950 yılında yayımladığı Bilgisayar Mekanizması ve Zeka adlı makalesinde şu soruyu sordu: “Bilgisayarlar düşünebilir mi?” O günden beri bilim, yapay zekanın babası olarak görülen Turing’in sorusuna yanıt arıyor. Bilim insanları önümüzdeki 10 yılda varlığını sürdürmek isteyen şirketlerin tercihini yapay zeka teknolojilerinden yana kullanması gerektiğinin altını çiziyor. Firmalar şimdiden üretim araçları, Ar-Ge süreçleri, müşteri ilişkileri yönetimi, çalışan eğitimi ve hatta işe alım süreçlerinde yapay zekayı kullanmaya başladı. Bunun temel nedenleri arasında; üretim süreçlerinde hataları önceden tespit ederek olası problemleri minimize etmek ve hatta ortadan kaldırmak, verimliliği artırmak, daha inovatif ürün ve hizmetler sunabilmek ve elbette maliyet avantajı elde etmek yer alıyor. Yapay zekanın iş hayatındaki farklı sektörlerdeki kullanım alanlarını ve yapay zeka teknolojilerinin üretim süreçlerini nasıl değiştirdiğini Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi kurucularından Halil Aksu ile konuştuk.

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi nasıl kuruldu?

Uzun süredir yapay zeka alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyorduk. Ocak 2017’de Asilomar’da çok önemli bir konferans düzenlendi. Bu bizi de harekete geçirdi. Bir grup akıl ortağı ile birlikte düzenlediğimiz çalıştaylar sonrasında, Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifini kurmaya karar verdik. Çok hızlı bir şekilde çok büyük ilgi ve destek gördük.

TRAI’nin amaçları nelerdir? Nasıl etkinlikler düzenliyorsunuz?

Temel olarak iki amacımız var. Birincisi yapay zeka farkındalığını artırmak, ikincisi de yapay zeka ekosistemini geliştirmek. Bu bağlamda her ay herkesin katılımına açık meet-up düzenliyoruz. Yüzlerce seminer verdik; şirketlere, yöneticilere, liselere, üniversitelere, merak eden herkese... Yılda bir defa da Türkiye Yapay Zeka Zirvesi isimli dev bir etkinlik düzenliyoruz. 2019’da bin 200’den fazla misafir ağırladık, 2020’de bin 500’den fazla katılımcı bekliyoruz. 

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin kurucularından Halil Aksu.
Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin kurucularından Halil Aksu.

Konuya ilginiz nasıl gelişti? Mesleki geçmişinizden bahsedebilir misiniz?

Bilgisayar mühendisi olmam nedeniyle yapay zekanın temel eğitimini almış durumdayım. Ayrıca bir yönetim danışmanlığı işi yapmamız nedeniyle, iş modellerine, sektörlere ve süreçlere olan etkisini her gün görüyoruz, şirketlere yardımcı oluyoruz. Meraklı ve sorumluluk sahibi bir dünya vatandaşı olduğum için yapay zekanın geleceği ve etkileri üzerine çok okuyorum, çok çalışıyorum ve ilgili herkesle tanışıp görüşmeye gayret ediyorum.

Konuya en temel noktadan giriş yapalım. Yapay zeka nedir?

Yapay zeka öğrenen yazılımdır. Nasıl bir bebek gözünü açar açtıktan sonra, zaman içinde derdini ifade etmeyi, emeklemeyi, yürümeyi, konuşmayı öğreniyorsa yapay zeka da zaman içinde görüntü işlemeyi, doğal dili anlamayı, sesi tanımayı öğreniyor.

Yapay zeka teknolojileri üretim süreçlerini nasıl değiştiriyor?

Devrimsel nitelikte bir değişim olacak ama uzun bir zamana yayılacağı için aslında evrimsel olacak da diyebiliriz. Yapay zeka tabanlı robotlar, üretimin her alanında yaygınlaşmaya devam edecek. Otomotiv sanayinde yıllardır kullanılan, boyahane, kaynak, vb. alanlarda kullanılan robotlar giderek ucuzladığı için, kullanımı hızlıca yaygınlaşıyor.

Üretim alanında planlama ve çizelgeleme önemli yeteneklerden biri. Bunu genelde analitik yetenekleri çok güçlü olan kişiler yapar. Yapay zeka bu kişilerle iş birliği içinde gelişerek katkıda bulunabilir; zaman içinde bu görevi insan kadar iyi, hatta insandan bile iyi yapabilir.

Kalite kontrol alanında görüntü işlemenin gelişmesi sayesinde pek çok üretim sürecinde iyi kameralar ve yapay zeka görüntü işleme yetenekleri yaygınlaşıyor. Önümüzdeki yıllarda veri kalitesinin artması, algoritmaların güçlenmesi ve bu teknolojilerin ucuzlaması sayesinde hızlıca yaygınlaşacağı kesin.

Üretimdeki başka önemli bir alan ise bakım. Endüstri 4.0 kapsamındaki en çok çalışılan konulardan biri de “kestirimci bakım.” Yani bir makinanın veya bir ekipmanın ne zaman arıza yapacağını öngörebilirseniz, arıza oluşmadan önleyici bakım yaparak üretim kapasitesinin düşmesine mani olmuş olursunuz. Bunun için çok veriye, güçlü algoritmalara ve doğru uygulama alanlarının tespitine ihtiyaç var. 

Önümüzdeki yıllarda yapay zeka için kullanılan teknolojilerin ucuzlaması ön görülüyor.
Önümüzdeki yıllarda yapay zeka için kullanılan teknolojilerin ucuzlaması ön görülüyor.

Yapay zekanın iş dünyasının farklı sektörlerindeki kullanım alanlarını bize anlatabilir misiniz?

Bir takım temel evrak süreçleri, RPA robotik süreç otomasyonu teknolojisi ile dijitalleştiriliyor. Kameralar ve görüntü işleme sayesinde insan gözüyle yapılacak pek çok görev yapay zekaya devrediliyor. Güvenlikten kalite kontrole, müşteri tanımadan kazaları önlemeye kadar…

Her sektörde optimizasyon potansiyeli var. Planlamada, tedarik zincirinde entegrasyonda, perakendede talep tahminleme işinde, lojistik sektöründe rotalama işinde kullanılacaktır. Tabii ki en iyi fiyatı hesaplamak, müşteriyi daha iyi tanımak, yaratıcı pazarlama senaryoları geliştirmek alanlarında da yaygın bir şekilde kullanılacak. Müşterinin bir sonraki adımını tahmin etmek ve hayatını kolaylaştırmak gibi faaliyetlerde de yapay zeka ile donanmış tavsiye motorları öne çıkacak.

Yapay zeka, üretimde sıfır hata hedefine ulaşmamızı sağlayabilir mi?

Sıfır hata çok iddialı bir hedef. Buna ulaşmak için sürekli iyileştirme çalışmaları devam edecek. Yapay zekanın öğrenen bir mekanizması olduğu için bu arayışa çok ciddi katkısı ve etkisi olacak. Sıfır hata mümkün ama oldukça zor bir hedef ve varış noktası.

Dijital ikiz yeni tanıştığımız bir kavram. Dijital ikiz nedir?

Dijital ikiz; fiziki bir eşyanın, binanın, fabrikanın, okulun, hastanenin, herhangi bir faaliyetin verilerinin bir ekranda dijital olarak karşılığı, tezahürü diyebiliriz. Yani yakın zamanda bir arabanın nerede seyrettiğini çok uzakta bir ekranda takip edebileceğiz; yakıt bilgisi, tüm sensör verileri, lokasyon, hız, ve benzeri bilgileri ekranda sanki üç boyutlu gibi görebileceğiz. Bir fabrikanın, bir deponun dijital halini ekranda görüntüleyebileceğiz. Gerekirse bir takım simülasyonlar yapabileceğiz. Rafı öyle değil, böyle yerleştirsek nasıl olacak? Mevcut kapasite nasıl artırılabilir? Dijital ekranda fiziki ortamda görünmeyen pek çok bilgiyi renklerle, başka yöntemlerle görülebilir hale getirebiliriz.

Perakendeden üretime, eğitimden sağlığa, lojistikten sigortacılığa kadar, pek çok sektörde son derece yaratıcı ve oldukça katma değerli uygulama alanları bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda bu teknolojinin yaygınlaşacağı kesin. 

Dijital ikiz teknolojisi sayesinde gelecekte bir fabrikanın dijital halini ekranda görebileceğiz.
Dijital ikiz teknolojisi sayesinde gelecekte bir fabrikanın dijital halini ekranda görebileceğiz.

Yapay zekayı kendi şirketlerine uygulamak, başarılı bir dijital dönüşüm gerçekleştirmek isteyen şirketlere ne gibi önerileriniz olur?

Veri, yapay zekanın yakıtıdır. Evlatlarımızı eğitirken en önemli unsur ise sabır. Yapay zeka çalışmaları için de sabır gerekli. İyi uygulama alanları belirlemek lazım. Önümüzdeki yıllarda hepimiz çırak eğitir gibi, evlat yetiştirir gibi, yapay zeka asistanları ve algoritmaları yetiştireceğiz. Elimizi oyalayan rutin, mükerrer ve angarya işleri yapay zekaya devredeceğiz. Kendimiz daha yaratıcı, insani özelliklerimizi ön plana çıkaran işlere odaklanacağız. Bence bunlar müthiş gelişmeler. Eğer güzel tasarımlar yapar, doğru kararlar verirsek çok güzel bir geleceğe doğru gidiyoruz. Neden hafta sonu üç gün olmasın ki?

Yapay zeka kullanımının iş hayatında ve üretim süreçlerinde olumsuz etkileri var mı? Bir başka deyişle robotlar dünyayı ele geçirecek mi?

Teknoloji nötr durumda ancak insanın niyeti bozması ile tehlikeli veya zararlı bir hale gelebilir. Nükleer için, genetik için, barut için olduğu gibi… Yapay zeka kendi başına karar verecek, kendi kendine bilinç geliştirip insanlığı ilhak edecek bir teknoloji değil. Biz onu nasıl kodlarsak, hangi problemleri çözmesi üzerine görevlendirirsek o alanda çalışacaktır.

Türkiye yapay zeka konusunda nasıl bir yerde duruyor? Nasıl adımlar atılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Türkiye her konuda olduğu gibi yapay zekada da orta gelişmişlik seviyesinde yer alıyor. Ne ileride ne de çok geride. Çok canlı bir ekosistem bulunuyor. Ama lider ülkelerin maalesef oldukça gerisindeyiz. Mevcut yaklaşımlarla aradaki farkların kapanması imkansız. Daha çok proje, daha çok yatırım, daha güçlü destekler, daha çok yetenek geliştirme çalışmaları gerekli. Biz elimizden geldiğince katkıda bulunmaya gayret ediyoruz.

Türkiye’de gençlerin teknolojiye ilgisi ne durumda?

Gayet iyi. Hem tüketici olarak, özellikle de meraklıları da üretici olarak çok ilgili. Maker Hareketi çalışmalarımız esnasında çok parlak gençlerle karşılaştık. Aynı şekilde Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi aracılığıyla çok ilginç ve çalışkan gençlerle tanışıyoruz. Ama çok daha fazla sayıda genç ilgilenmeli, çok daha özgün olmalılar, biz de onlara çok daha fazla yardımcı olmalıyız. Farkı ancak çalışarak kapatabiliriz.

Yapay zeka konusunda hangi ülkeler iddialı adımlar atıyor?

Pek çok teknolojide olduğu gibi ABD bu alanda da lider. Ama en hızlı adımları atan, sıkı bir ikinci olan Çin Halk Cumhuriyeti. Kanada bu alanda çok güçlü bir üs. İngiltere temel bilimlerdeki gücü sayesinde bu alanda önemli yer kaplıyor. Matematik ve fizik uzmanları yoğun bir şekilde yapay zeka ile ilgileniyor. Japonya, Almanya, Fransa gibi ülkeler de devlet düzeyinde stratejiler üretiyor, güçlü adımlar atıyor.