Dünyanın zengin ülkeleri ve yatırımcıları yaşlanma karşıtı araştırmalarla ölümsüzlüğe ulaşmak için milyonlarca dolar harcıyor. Peki ölümsüzlüğe ne kadar yakınız?
Bilinen en eski eser olan Gılgamış Destanı’nda maceradan maceraya koşan Uruk kentinin efsanevi kralı Gılgamış, bir macerasında da ölümsüzlüğün peşine düşer. Gılgamış’ın en yakın arkadaşının kaybıyla yüzleştiği ölüme karşı duyduğu korku ve nefret onu bu yolculuğa çıkarır. Gılgamış’ın hikayesi insanlığın korku ve umutlarına dair de önemli çıkarımlar sunar. İşte destanlarda, mitolojilerde, edebi eserlerde, bilim kurgu filmlerinde ve bugün gelinen noktada bilimde de peşine düşülen ortak bir hedef çıkarım “ölümsüzlük”.
Yaşlanma karşıtı araştırmalara imza atan dünya genelindeki uzmanların kurduğu inanması güç olan ortak cümle şu: “Yaşlanma karşıtı çalışmalar sayesinde insan ömrü gelecekte rahatlıkla yüz yıllara uzatılabilir.” Bilim kurgu filmlerini hatırlatan bir gerçekliği gözümüzün önüne getiren bu cümlenin olabilirliğini kabul edersek ölüm ancak kötü şans ya da yapılan ölümcül hatalar sonucu gerçekleşecek bir kavram olarak yeniden tanımlanabilir. Ölüme yakın deneyim yaşayanların gördüğü tünelin ucundaki ışık tarih olabilir.
Zenginler bu işi ciddiye alıyor
Dünyanın en zengin ülkelerinden Suudi Arabistan, ölümsüzlüğe ulaşmak amacıyla yürüttüğü araştırmalara milyonlar akıtırken Richard Branson, Jeff Bezos ve Elon Musk gibi dünyanın en zenginleri de uzun yaşamak ve daha da ötesinde ölüme meydan okumak adına yapılan araştırmalara yatırım yapıyor.
Örneğin Google’ın kurucusu 48 yaşındaki Sergey Brin “uzun ömür laboratuvarı” olarak anılan Calico Labs’e 1 milyar dolara yakın bir yatırım aktardı. 4 milyar dolarlık servetin sahibi olan Rus teknoloji gurusu 59 yaşındaki Yuri Milner ise yaşlanma karşıtı araştırmalara milyonlarca dolar akıtmaktan geri durmuyor. 200 milyar dolarlık servete sahip Amazon’un patronu 57 yaşındaki Jeff Bezos da taşın altına direkt elini koydu ve 274 milyon dolarlık bir yatırımla Cambridge’de yaşlanmayı geciktirecek yeni teknolojileri araştırmak üzere bir laboratuvar kurdu.
Uzun yaşam konusundaki araştırmaları ve kitaplarıyla tanınan ABD’li yazar Michael Rae, finansman kaynaklarının araştırmalara desteğine işaret ederek “2050 yılına kadar ölümsüzlüğün sırrının çözülebileceğini düşünüyoruz” diyor.
Yaşlanmayı durdurmak için çalışılan alanlar
Yaşlanmayı durdurma çalışmalarında bazı alanlara özellikle odaklanılıyor. Bu alanlarda kaydedilmesi planlanan ilerlemeler sayesinde hedef, 25-30 yıla kadar yaşlanmayı durdurmak. Bunu başarabilmek amacıyla odaklanılan 5 araştırma alanı bulunuyor.
Vücudun yaşlanmasını durdurmak
Yaşlanma, ölümsüzlüğün peşindeki bilim insanları ve onları destekleyenler açısından tüm diğer rahatsızlıklar gibi tedavisini bekleyen bir hastalık. Durdurmanın yolu ise hücrelerdeki tahribatın tamir edilmesi ve önlenmesinden geçiyor. Bunun ileri sürülen bir görüş, zarar gören hücrelerin kopyalarıyla değiştirilmesi. Bunun da yeni hücrelerin vücuda enjekte edilmesi yoluyla yapılabileceği düşünülüyor. Aynı bilgisayardaki bozuk parçaların değiştirilerek sistemin yeniden çalışır hale getirilmesi gibi.
Yapay zekayla hayatın devamı
Black Mirror dizisinde ya da Transcendence (Evrim) filminde ele alındığı üzere yapay zekayla ölümsüzlüğü yakalamak da mümkün olabilir. Fütüristler, bilincimizin online olarak depolanabileceğine, ölümümüz halinde bilginin sentetik bir bedene aktarılarak hayatın devam edeceğine inanıyor. Bazı bilim insanları da gelecekte DNA bilgimizin bilgisayarlarda depolanacağını, yapay zeka sayesinde tespit edilen mutasyonların gen terapisiyle onarılacağını düşünüyor. Rus milyarder Dmitry Itskov’ın sahibi olduğu “2045 İnisiyatifi” isimli laboratuvar, bu fikrin en önemli savunucusu.
Beden dondurmak
Kriyojenik beden dondurma veya "Cryonics", insan bedenlerini gelecekte bir gün yeniden canlandırmak umuduyla sıvı nitrojen kullanılarak uygulanan bir işlem. Beden aşırı düşük sıcaklıklarda koruma altına alınıyor ve bir gün canlandırabileceği düşünülüyor. Beden dondurmak 200 milyar dolarlık bir sektör.
Biyolojik programlama
Biyolojik programlama, hücre saatlerinin geriye alınıp yaşlanmanın geriye döndürülmesi fikrine dayanıyor. Bu iddialı konuda faaliyette bulunan Altos Laboratuvarları, dikkat çekiyor. Laboratuvarların Cambridge, California ve Japonya’da çalışma alanları mevcut. İşin başında ise ABD’li kanser uzmanı Richard Klausner var ve bilim insanı 250 milyon dolar bütçeyle biyolojik programlama teknolojisi üzerinde çalışıyor. Altos’un en önemli destekçisi ise ölümsüzlüğe odaklanan Jeff Bezos.
Suudi Arabistan’ın çalışmaları
Suudi Arabistan'da da Veliaht Prens Muhammed bin Salman, yaşlanmaya karşı yeni tedaviler geliştirmek amacıyla Hevolution Foundation adlı bir kuruluşa yılda bir milyar dolardan fazla para ödüyor. Suudi Hevolution Foundation Genel Müdürü Dr. Mehmood Khan, ilk hibe parasının büyük bir kısmının bilim insanlarının insanlar için yaşlanma sürecini yavaşlatan, önleyen ve hatta tersine çeviren tedaviler geliştirmeye çalıştığı ABD'deki üniversitelere ve girişimlere gideceğini açıkladı.
Dünya Sağlık Organizasyonu’na (WHO) göre, yaşlılıkla bağlantılı olarak her gün 100 bin kişi hayatını kaybediyor. Etik tartışmalara rağmen yoluna devam eden araştırmacıların hedefine ulaşması halinde -yaşar ve görürsek- her birimizin ölümsüzlüğü yakalaması mümkün gibi!