İnsanın kendisiyle barışık olmasını, kendi bedenini sevmesini ifade eden “beden olumlama”, son yılların yükselen trendlerinden. Peki beden olumlamak ne kadar sağlıklı?
Son yıllarda “beden algısı” değişmeye başladı. Bunun en dikkat çekici örneği ise moda sektöründe sıfır beden mankenlerle birlikte büyük bedenli mankenlerin de podyumlarda boy göstermeye başlaması. Türkiye’de bu algı her ne kadar çok yeni olsa da son zamanlarda insanları etkiliyor. Hatta geçtiğimiz aylarda ünlü bir güzellik markası, medya mensupları ve ünlü isimlerin katılımıyla “Güzellik Rakamlarla Ölçülmez” adlı reklam kampanyasını tanıttı ve güzelliğin ölçülemeyeceğinin altını çizdi.
Geçtiğimiz aylarda Pena Yayınları tarafından yayımlanan, Sencer Piyancı’nın Kilostrofobi kitabı da beden olumlamaya odaklanıyor. Kitap okurlarına, ”Kilonu bırak yaşamaya başla, olduğun gibi güzelsin” diye sesleniyor.
Beden olumlamak ne anlama geliyor?
Toplum içinde fazla kiloları yüzünden dışlanan, yeri geldiğinde sözlü ve fiziksel şiddette maruz kalanların yaşadıklarını göstermek ve kendilerini yalnız hissetmemeleri sağlamak için yazılan kitabın yazarı Sencer Piyancı bize, beden olumlamanın anlamını, insan sağlığına etkisini ve kitabını yazarken hangi hareketlerden esinlendiğini anlattı: “Kilonu kafaya takmadan, engel olarak görmeden hayatına devam et demek istiyorum ben kitabımda. Beden olumlama kavramı sadece kiloyla ilgili değil, bir insanın kendi bedeniyle barışmasıyla ilgili. Kilolu ya da zayıf, bedensel engelli veya ampüte, her ne olursa olsun insanın kendi bedenini sevmesi anlamına gelir beden olumlama. Elbette bedenin sağlığı çok önemli, şeker hastası ya da kalp hastası olanların veya kilonun yol açtığı fiziksel sorunların ortadan kaldırılması elbette gerekli. Yani beden olumlama demek bedeninde yaşadığın bütün sağlık sorunlarını, iyimser bir anlayışla görmezden gelmek anlamına gelmiyor.”
Piyancı anlatmaya devam ediyor: “Dünyada beden olumlama yani ‘body positivity’ kavramı aslında çok yeni bir kavram değil. Ancak kendine gerektiği kadar yer bulamıyor medyada. Yeteri kadar görünür olamıyor. Ancak son yıllarda bilindik markaların, bilindik medya kuruluşlarının da bu konuya yer vermeye başlamasıyla görünür olmaya başladı. Ben hem bu kavram hem de kilolarına rağmen kendisini dürüstçe ortaya koyan influencer’lardan esinlendim. Bu konuyla ilgili bir rehber kitap ortaya koymak istedim ve Kilostrofobi de böyle ortaya çıktı.”
Uzmanlar ne diyor?
Popülerleşen beden olumlama hareketine rağmen son yıllarda birçok kişi fazla kilolarından kurtulmak için mide ameliyatlarına başvuruyor. Diyetisyen Damla Arslan’a beden olumlamanın kendisi için ne ifade ettiğini sorduk. Arslan: “Beden kitle indeksi 30’un üzerinde olmadığı sürece fazla kilolar sağlığı olumsuz yönde etkilemiyor. BKİ dediğim şey ise boyun kiloya oranı... Eğer boyunuza göre kilomuz fazla ise kronik hastalıkları tetikliyor. Beraberinde şeker, kalp hastalıkları ve tansiyon problemlerine yol açıyor. Kişinin kendini yargılamadan pozitif düşünerek hareket etmesi kilo vermesini kolaylaştırır. Stres, kilo vermeye engeldir. Kişinin beden sağlığının yanı sıra ruhunun da iyi olması bizlerin işini kolaylaştırıyor.”
Bu hareketin başladığı ABD’de de “beden olumlama”nın sağlıklı olup olmadığı ya da “herkese uygun olup olmadığı” üzerine tartışmalar devam ediyor. Bu akım henüz bu kadar popülerleşmemişken, 1996’da The Body Positive adlı kâr amacı gütmeyen organizasyonu kuran Connie Sobczak, hareketinin “her beden güzeldir” mesajının kaybolmakta olduğundan şikayet ediyor. Soczak’a göre “beden olumlama” büyük firmaların reklamlarının da etkisiyle artık sadece beyaz kadınlara özgü bir hareketmiş gibi algılanıyor. “Oysa,” diyor: “Beden olumlama sağlık sorunu yaşayanları bir kenara bırakırsak herkes ve her beden içindir.”