Sadecilik.com adlı internet sitesini kuran dijital pazarlama danışmanı İbrahim Uzun, minimalizmi yaşam felsefesi haline getirip rahat etmenin yollarını gösteriyor. Uzun’la hem kendi sadeleşme yolculuğunu hem de bu “ferahlatıcı” felsefeyi konuştuk.
Hangimiz evdeki lüzumsuz eşyadan ya da Instagram hesabımızda her Allah’ın günü görmek zorunda kaldığımız, formalite icabı takip ettiğimiz bazı kişilerin yüzlerce kare çektiği aynı pozunu görmekten mustarip değiliz ki…
Hayatımızdaki tüm bu zihin karıştırıcı kalabalıklar, aslında bize artık biraz “sadeleşmemiz” gerektiğinin sinyallerini veriyor. 28 yaşındaki dijital pazarlama danışmanı İbrahim Uzun tam olarak bunu yapmış. Üstelik bu kararından o kadar memnun kalmış ki, bizlerin derdine de derman olmak istemiş ve www.sadecilik.com sitesini kurmuş. Kendisiyle sadeleşme meselesinin püf noktalarını konuştuk.
- Sadeleşme hikayeniz nasıl başladı? Neden böyle bir site kurdunuz?
- 2015’te yeni bir iş ve yeni bir evle birlikte yeni bir gardıroba da geçiş yaptım. Daha önce kullandığım tüm kıyafetlerimden kurtulup, tek tip giyinmeye başladım. Bir çeşit kendini koruma refleksi olarak başlayan sadeleşme maceram, minimalizmi bir yaşam felsefesi olarak ele alıp hayatımın geri kalanına da uygulamamla birlikte kendimi yeniden yorumlamama yardımcı oldu. Minimalizmle ilgili yabancı kaynakları uzun süredir takip ediyordum. Bu felsefeyi pratiğe dökerken hem kendi gelişmemi takip edebilmek hem de benim gibi düşünen başkalarıyla birlikte kolektif olarak üretebilmek adına Sadecilik.com’u hayata geçirdim. Minimalizm bir yaşam felsefesi olarak henüz ülkemizde çok alışılmış değil, bu sebeple Türkçe kaynak bulmak da oldukça güç. Sadecilik’te minimalizme ve kişisel gelişime dair pek çok alanda deneyim ve fikirlerimi paylaşıyorum. Minimalizm başta olmak üzere, sadeleşme, alışkanlık oluşturma, kişisel finans ve sağlıklı beslenme üzerine yazıyorum.
- Peki bu süreci uygularken sizi en çok neler zorladı?
- Bir erkek olarak gardırobumu düzenlemek benim için işin en kolay kısmıydı doğrusu. Bu yüzden buradan başladığım için şanslı hissediyorum. Duygusal bağ kurduğunuz eşyalarınızdan kopmanın ve alışkanlıklarınızı düzenlemenin ise en zor kısım olduğunu düşünüyorum. Tüm bu süreçleri bir çırpıda aştığımı söyleyemem. Hâlâ deneme yanılma yaparak, bebek adımları atıp, karar verdiğim tüm değişiklikleri alışkanlık haline getirmeye çalışarak ilerliyorum.
Özgür ve mutlu bireyler olma çabası
- Sadecilik nedir? Kelime anlamı olarak minimalizmin tam karşılığı mı?
- Sadecilik, minimalizmle ilgili Türkçe içerikleri araştırırken rastladığım bir kelime. İlk kullanan ben değilim fakat yaygınlaşmasına katkıda bulunduğumu söyleyebilirim. Sadecilik için minimalizmin kendi kültürümüze uyarlanmış hali diyebiliriz. Ben sadeciliği, gündelik yaşamımızda minimalizmi ve sadeleşmeyi bir alışkanlık olarak benimseyip; daha özgür, sağlıklı ve mutlu bireyler olma çabası olarak tanımlıyorum.
- Kimler, neden sadeleşmeli sizce?
- Mutluluğuna engel olan bir şeylerin olduğunu hisseden ve daha verimli bir yaşamı hedefleyen herkes sadeleşmeyi bir yaşam felsefesi olarak değerlendirmeye almalı bence. Sadecilik, katı kuralları ve kesin çizgileri olan bir yaklaşım değil. Kısıtlı yaşam enerjisini ve irade gücünü hayatının önem arz eden kısımlarına yönlendirmek isteyenlerin kullanabileceği bir araç. İçinde bulunduğumuz tüketim toplumunda kontrolün elinizde olmadığını ve her şeye yetişemediğinizi düşünüyorsanız, sadecilik size gereken hareket özgürlüğünü sağlamada yardımcı olabilir.
- Avantajları neler?
- Kendimden örnek vermem gerekirse, ben sadeciliği dengeyi sağlamak ve sağlıklı bir şekilde ilerlemek için kullanıyorum. Fiziksel olarak sadeleşmek pek çok başka kapıyı açıyor. Sırt çantanızı ya da gardırobunuzu hafifletmenin sizi sadece fiziksel olarak hafifletmediğini görüyorsunuz. Aynı yaklaşımı hayatınızın her alanında uygulayabildiğinizi görünce bir aydınlanma yaşıyorsunuz. Bugün neredeyse bir uzvumuz haline gelen ekranlar sayesinde, aynı hayaller peşinde koşan büyük bir organizmanın parçaları halinde işliyoruz. Tüketim toplumunun dayattığı kurallar dahilinde sadece metayı değil, insanları ve ilişkilerimizi de çok hızlı tüketir hale geldik. Sadeleşme, durup düşünme ve değer yargılarımızı gözden geçirme aşamasında, nasıl da bir kaosun içinde olduğumuzu anlamamız için çok iyi bir fırsat.
Mevlana ve Hz. Ali’nin sadeliğe dair fikirleri var
- Bu akım dünyada ne zaman, nasıl başladı. Kimler var ünlü isimlerden “sadeci” olan?
- Minimalizm, modern sanat ve müzikte, kökeni 1960'lara kadar giden bir akım fakat bir yaşam tarzı olarak ele alınması yakın geçmişte karşımıza çıkıyor. Kapsül gardırop akımına dahil olan pek çok yabancı ünlü var. Steve Jobs, Mark Zuckerberg, Barack Obama bunlardan en çok bilinenleri. Bu isimlerin minimalizm ve sadeleşme ile ilgili açıklamalarına sıkça rastlayabilirsiniz. Apple ürünlerinin tasarımında ve şirket kültüründe de bu akıma ait izleri görmek mümkün. Tarihe bakacak olursak Einstein, Gandhi, Da Vinci ve Konfüçyus’un sade yaşamla ilgili fikirlerini görebiliyoruz. Şaşırtıcı olabilecek bir örnek de var. Mevlana Celaleddin Rumi ve Hz. Ali’nin sadeliğe dair fikirleri Batı’da çok popüler olmasına rağmen ülkemizde bunlardan pek de söz edilmiyor.
- Türkiye’de durum ne?
- Sadecilik fikri henüz Türkiye’de çok yeni. Dünyaca tanınan ve milyonlarca takipçisi olan The Minimalists ekibinin kitap ve belgesellerinin Türkçe’ye çevrilmesi ve artan Türkçe içerikle birlikte ilginin her geçen gün arttığını söyleyebiliriz. Cem Yılmaz’ın yıllardır değişmeyen tarzıyla bir kapsül gardırop uygulayıcısı olduğunu söyleyebiliriz. Sinan Çetin ve Acun Ilıcalı’yı da bu kategoriye koyabiliriz fakat minimalizm sadece siyah tişörtten ibaret olmadığı için gerçekten sade yaşam tarzını benimseyen ünlüleri görmemize henüz biraz zaman var diye düşünüyorum.
- Hangi alanlara ne şekilde uygulanabilir, bize tavsiyeler verir misiniz?
- Ben sadeleşmeyi üç alt kategoriye ayırıyorum; fiziksel, dijital ve zihinsel sadeleşme. Fiziksel sadeleşme çoğu zaman sadeciliğe giriş olarak yorumlanabilir. Kıyafetlerinizden kişisel eşyalarınıza, mobilyalarınıza kadar hayatınızda fiziksel olarak yer alan her şeyin kontrolünü ele almayı kapsıyor. Dijital olarak sadeleşme, sosyal medyadaki varlığımız olan kişisel hesaplarımız, paylaşımlarımız, dostluklarımız ve kullanım alışkanlıklarımızı içeriyor. Zihinsel olarak sadeleşme aslında bu işin her aşamasında mevcut ve diğerlerinden ayırılabilecek bir yapıya sahip değil. İlişkilerimizde ve düşüncelerimizde sadeleşme olarak özetleyebiliriz. Nihai amaç her zaman zihinsel olarak daha özgür olmak. Sadeleşmenin belirli bir kuralı, kitabı yok. Ülkemizde medyanın yaklaşımından ileri gelen yanlış bir minimalizm algısı var. Minimalizm beyaz duvarlı boş evler, sırt çantasına sığan eşyaları ile dünyayı dolaşan bir çift ya da siyah tişörtle geçen bir ömürden ibaret değil. Kendinize daha fazla özgürlük yaratmak istediğiniz her alanda sadeleşmeye gidebilirsiniz.
Dijital sadeleşme önemli
- Dijital sadeleşme nasıl yapılır?
- Dijital sadeleşme telefon rehberinizdeki kalabalıktan tutun Facebook’taki arkadaş listenize, Instagram paylaşımlarınızdan ekran karşısında geçen vaktinize kadar tüm alanlara uygulanabilecek bir süreç. Bundan 10 yıl önce belki de böyle bir alan açmak mümkün değildi fakat akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte hepimizin bir de sanal kişiliği ortaya çıktı. 2018 yılında cep telefonu karşısında geçirdiğimiz ortalama sürenin günlük dört saati aştığını göz önünde bulundurursak, dijital olarak sadeleşmenin önemini daha iyi kavramak mümkün. Gerçek kişiliğimiz ve yarattığımız sanal kişiliklerin arasındaki boşluk açıldıkça gerçeklikten kopuyoruz ve bu birtakım psikolojik sorunlara yol açıyor. Sosyal medya kullanımı başta olmak üzere tüm dijital ortamlarda geçirilen süre ve ürettiğimiz içeriğin kontrol altında tutulması, dijital sadeleşmenin asıl amacı.