İskandinav ülkeleri için adeta bir var olma şekli olan Hygge artık tüm dünyaya yayılıyor.
Hygge, Danca bir kelime ve “hyügeh” diye okunuyor. Türkçede tam karşılığı yok; rahatlık, memnuniyet ve esenlik gibi bir anlamı var. Bu kadarla sınırlı da değil. Barış, dinginlik, sükunet, konfor, varoluş, sessizlik, iç huzuru, ılımlı olma hali, seyretmek, gönül rahatlığı, paylaşmak, rehavet, rahatlık ve huzur gibi kelimelerin tümü birden hygge’yi tanımlıyor. Dolayısıyla bu bir yaşam şekli, hayata karşı bir bakış hatta yaşam felsefesi. Hayattaki basit şeylerden bile mutlu olmayı hedefliyor. Örneklerle tarif etmek gerekirse bahar yağmurunu balkondan seyredip toprak kokusunu içinize çekmek… Kucağınıza sığınan kedinizin başını okşayıp kollarınızda uyumasını seyretmek… Kara kışta dışarıda kar yağarken elinize sıcak çay veya kahve dolu kupayı alıp sevdiğiniz bir filmi seyretmek… Hiç beklemediğiniz bir anda radyoda çalmaya başlayan o çok sevdiğiniz melodiyi mırıldanıp duygulanmak… Bitkin bir halde eve gelip bir duş aldıktan sonra kanepede televizyon seyrederken uyuyakalmak… Ağaçlık bir alanda kuş seslerini dinlemek… Bunların hepsi hygge kavramına dahil edilebilir. Yalnız hemen uyaralım, bu örneklerin tümünü Türkiye’ye göre verdik. Çünkü kelimenin anavatanı Danimarka işin içine girince bakış açısı da değişiyor.
Karanlıkla gelen huzur
Danimarka’nın iklimi ılıman olarak tanımlanıyor. Ocak ve şubat ayları 0 °C civarında seyrederken kış boyu çok az kar yağdığı biliniyor. Öte yandan yaz ayları da bizim bildiğimiz yaz gibi değil, ortalama sıcaklık, ağustos ayında bile 14-17 °C arasında seyrediyor. Hepsi bu da değil. 365 günün 121’inde gün yağmurlu geçiyor. Güneş kışın sabah 8:45 gibi doğuyor ama akşamüzeri 16:00 olmadan da batıyor. Ya yazın? Yazın en uzun günlerinde de sabah saat 04:30 gibi doğuyor ama gece 22:00’de bir zahmet batıyor.
İşte hygge, bu ortamdan çıkmış bir kavram. Bir zamanlar Danimarka’ya has olarak bilinirken şimdi tüm İskandinav ülkeleri ve İzlanda ile birlikte tanımlanıyor çünkü hemen hepsi aynı iklimi, aynı uzun geceleri ve aynı karanlığı yaşıyor. Dolayısıyla hepsi aynı sıcaklığı, samimiyeti, dostluğu, huzuru, gönül ve beden rahatlığını arıyor. Bunu da abartısız, mütevazı, küçük mutlulukları aynı ortamda paylaşarak yaşıyorlar. Zaten bu ülkelerin tamamı, her yıl “dünya üzerindeki en mutlu ülkeler” sıralamasında ilk 10 arasında yer alıyor.
Sadece bir kelime değil
Buraya kadar tamam, en azından kelime olarak hygge’yi epey yakından inceledik. İyi, güzel de, bunun bizim yaşantımıza katkısı ne? Anlatalım…
Hygge’de mutluluk ve huzurun temeli ev ortamında veya sizin kendinizi ev kadar rahat ve güvende hissettiğiniz yerde aranıyor. Ev rahatsa, dinginse, huzurluysa, sıcaksa hygge için gereken ortam da sağlanmış oluyor. Bunun birkaç “olmazsa olmaz”ı var. Mum bunlardan biri ki Danimarkalılar, dünyada en çok mum tüketen halk olarak biliniyor. Loş ışıklar da önemli. Battaniye, yün çorap gibi kışın sizi sıcak tutacak yazın da benzer şekilde yüreğinizi ısıtacak şeyler de önemli. Rahat koltuklar, yumuşacık minderler, üzerine oturduğunuzda adeta içine gömüleceğiniz kanepeler ve bununla uyumlu olacak şekilde rahat, yumuşak, bol döküm giysiler de şart tabii. Yine kitaplar, üzerine bir şeyler çizip küçük küçük notlar alacağınız, belki şiirler yazacağınız defterler, günlükler… Bitkiler hatta bir şömine!
Evde huzuru bulmak
Bu da tamam ama ne gibi şeyler evin içinde bir hyyge ortamı yaratabilir? Onu da anlatalım: Öncelikle ve karmaşadan uzak durun ve her şeyi basit tutun. Bu yüzden oymalı kakmalı mobilyaları, devasa koltukları vb. unutun. Renkleri de parlak, koyu, karanlık veya ışıl ışıl olanlardan değil nötr tonlardan seçin. Örneğin tüm bej tonları, toz yeşiller, toz maviler vb. Bu renkleri bir arada kullanacaksanız, birbirleriyle uyumlu olmalarına da dikkat edin.
Şömine kış aylarında ve ev içinde sıcacık bir ortam sağlar. Tabii ki herkesin evinde şömine yok. Üstelik yazın da şömine yakamayacağımıza göre… O zaman iş mumlara düşüyor.
Mumların tek görevi aydınlatmak değil, aynı zamanda sıcak ve insanları yakınlaştıran bir atmosfer yaratmak. Yaydığı ışık güneşin sıcacık sarı tonlarını hatırlattığı için de tercih sebebi. Yalnız bu mumlar kokulu ve renkli olmamalı.
Mumlardan hoşlanmıyorsanız yine sarı ışık yayan küçük ampuller de kullanabilirsiniz. Bunlar yılbaşı ağacı süslemekte kullanılan, vitrinleri yeni yıl yaklaşırken aydınlatan küçük lambalar da olabilir. Bunları yaz aylarında balkonunuzda, verandanızda bile kullanabilirsiniz.
Farklı türde kumaşlar da hygge tarzı dekorasyonun ayrılmaz parçaları. Kışın kalın ve yumuşak yorganlar, büyük battaniyeler, omzunuza alabileceğiniz ya da dizlerinize örteceğiniz şal benzeri kumaşlar bu kategoriye giriyor. Yaz aylarında battaniye ve yorgan yerine özellikle serin yaz akşamları için pamuklu pikeleri, şalları tercih edebilirsiniz.
Burası, huzur köşesi
Evde size huzur veren, rahat edeceğiniz bir köşe hazırlayın. Minderler, kalın dokunmuş kilimler, belki elinizde çay veya kahve ile doğayı, yağmuru, rüzgarın ağaç dallarını sallayışını seyredebileceğiniz, bir köşesinde okumaktan keyif alacağınız kitapların bulunduğu bir pencere kenarı. Mutlaka kitap okumanız da gerekmiyor tabii. Örgü örebilirsiniz, nakış işleyebilirsiniz, resim yapabilirsiniz hatta sadece müzik dinleyebilirsiniz. O köşede huzur bulun yeterli.
Banyo, hygge tarzı dekorasyonun en önemli ögelerinden biri. Bu tarzda banyoyu bir inziva, dinlenme, yenilenme, adeta yeniden doğuş köşesi olarak görmeniz gerekiyor. Ortalıkta gözünüzü yoracak ve banyoyu hemen yıkanıp çıkılacak bir yer olarak algılamanıza sebep olabilecek her şeyi yine banyo dolaplarına kaldırın. Bornozunuz yumuşacık olsun, sabunlarınızı da çiçek kokulu olanlardan seçin. Bu yenilenme seansını uzatmak için yine banyoda mumlar yakabilir, hatta uzandığınız küvette kitap bile okuyabilirsiniz.
Dağınıklık, hygge tarzı dekorasyonun en büyük düşmanı. Bu yüzden evi dağınık görünümden uzak tutun ve bunun için farklı amaçlara hizmet eden depolama birimleri yaptırın. Örneğin altı bazalı yataklar, kanepeler, küçük kasalar olarak kullanabileceğiniz sehpa ve masa altları; duvarlara monte edilmiş geniş ancak eni dar, adeta duvar gibi görünen dolaplar vb. sizi fazlasıyla dağınıklıktan kurtaracaktır. Bunu sadece salon veya oturma odasında değil tüm evinizde uygulamaya da özen gösterin.
Hygge, anıları paylaşmakla da huzur bulunacağını savunduğu için evinizi anılarla donatmayı unutmayın. Bu çocuğunuzun ilkokulda çizdiği bir resim de olabilir, aile fotoğraflarınız da hatta çıktığınız tatilden kareler de… Aynı şekilde sevdiğiniz tabloların reprodüksiyonlarına, gerçek doğadan manzaralara da duvarlarınızda yer açabilirsiniz.
Doğayı evin içinde ağırlayın
Evinizin içinde, balkonunuzda, bahçenizde çiçeklere yer açın. Ancak çiçeklerin bakımı, sulanması, toprağın kabartılması size zor gelecekse bu huzurdan çok gerilim sebebi olacağı için vazgeçin. İster sadece yapraklı ister çiçek açan türde olsun bitkilerin hepsi evi doğa ile bütünleştirecektir. Çiçeklerle ilgilenmek de genellikle insanın stresini azaltacağı için hygge tarzı dekorasyonun önemli bir parçasıdır.
Yine dekorasyon amaçlı taş objeler, ahşap mobilyalar, deniz kabukları, dekorasyon amaçlı üretilmiş cam objeler, hasır etajerler; özetle yüzde yüz doğal malzemelerin kullanıldığı dekorasyon parçaları da evinize huzuru ve dinginliği taşıyacaktır.
Sadece evi hygge tarzı dekore etmek yeterli mi? Değil çünkü bunun bir yaşam felsefesi, bir var olma şekli olduğunu söylemiştik. Madem evi dekore ettik, bizler o evde nasıl yaşayacağız, neler yapacağız, ona da değinmek gerek.
Yaşamaya değer bir hayat
* İster tek başınıza olun ister ailenizle birlikte, bu yaşam tarzını benimsediyseniz sinir, stres, gerilim, endişe, kaygı, öfke vb. kapının dışında kalsın, bunları evin içine sokmayın.
* Alerji gibi özel bir nedeniniz yoksa ve elbette bakabileceğinizden eminseniz bir evcil hayvan edinin.
* Olabildiğince az televizyon seyredin, cep telefonlarını, bilgisayar oyunlarını vb. unutun. Bunların tümü sizden saatlerinizi çalar ama karşılığında pek az mutluluk verir.
* Evde herkes birbirine yardım etsin. Hygge evlerde herkes eşit! Hatta o kadar eşit ki, eve gelen misafir de yemeğin yapılmasına ve sofranın kurulup toplanmasına yardım ediyor.
* Tıpkı mobilyalar veya tüm o minderler, kanepe ve koltuk kaplamaları gibi bu evdeki insanlar da birbiriyle uyum içinde olmalı. Egoist tavırlar, “ben bilirim”ci yaklaşımlar, her şeye bir kulp takıp en önemsiz konuda bile eleştirecek bir şey bulanlar sadece gerilimi tırmandırır, hygge evlerde yaşayamaz.
* Evde, özellikle de arkadaş ortamlarında siyaset veya din gibi herkesin farklı düşündüğü konulara hiç girmeyin.
* Evin bir parçası olan ancak evin dışında bulunan balkon, bahçe, veranda gibi yerlerini de ev halkıyla birlikte hygge tarzı yaşam alanları haline getirin.
* Arkadaşlarınızla sizin eviniz de dahil hygge tarzı dekore edilmiş mekanlarda sık sık buluşun. (Bu mekanın mutlaka ev olması gerekmez, İskandinav ülkelerinde hygge cafeler, restoranlar var örneğin.) Dostluk, arkadaşlık, sohbet ve paylaşımın yaşamınıza bu mekanlarda anlam katmasını sağlayın.
Quick Incoming Seyahat Sigortası
Türkiye’ye gelecek yabancılar için en Quick Seyahat Sigortası!
Detaylı bilgi için: