Artan nüfus, doğal alanların yerle bir edilmesi, hava kirliliğinin ekosistemi bozması, ormanların yakılması ve yasa dışı avcılık dünya üzerindeki birçok hayvan türünün yok olmasına sebep oluyor.
Dinozorların nesli tamamen doğal sebeplerden tükendi. Gökyüzünden dünyaya düşen bir meteor, dinozorlar dahil birçok canlı türünü yok etti. Sadece yeni ortama adapte olanlar hayatta kaldı ve yaşamını sürdürdü. Ancak bir türün tamamen bencil ve umursamaz yaklaşımından dolayı diğer türlerin yok oluşunu gezegenimiz belki de ilk kez yaşıyor.
Amerikan Doğa Tarihi Müzesi biyologları, 2028’e kadar dünyadaki hayvan nüfusunun yüzde 20’sinin yok olabileceğini düşünüyor. Son 400 yıl içinde 89 memelinin nesli tükendi ve 169 memeli de soylarının tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
WWF’in 2016 Yaşayan Gezegen Raporu’nda, 2020’ye kadar yeryüzündeki canlı nüfusunun üçte ikisinin kaybedilebileceği belirtiliyor. Raporda, 1970-2012 yıllarında omurgalı canlı nüfusunda yüzde 58’lik düşüş olduğunu belirtildi. Hiçbir önlem alınmazsa 2020’de dünyadaki canlı nüfusunun yüzde 67’si tamamen yok olma ihtimali var. Yaşayan Gezegen Raporu'nda canlı yaşamını tehdit eden beş büyük soruna dikkat çekiliyor. Habitat kaybı ve bozulması, türlerin aşırı tüketimi, kirlilik, istilacı türler ve hastalıklar ve iklim değişikliği canlı yaşamı tehdit eden devasa sorunlar.
Yeni bir jeolojik çağ geliyor
Türkiye’deki yaban hayatın ve nesli tükenen hayvanların korunması konularında ciddi çalışmalar yürüten kurumların başında WWF Türkiye Ofisi bulunuyor. WWF Türkiye’nin Nesli Tükenen Hayvanların korunmasıyla ilgili manifestosu şöyle; “Gezegenimizin yaban hayatı krizde: 1970’lerden bu yana türler endişe verici şekilde hızla tükeniyor. Pek çok bilim insanı, giderek artan tüketim ve bunun sonucunda yükselen enerji, arazi ve su talebinin bizleri yeni bir jeolojik çağa sürüklediğine inanıyor. Biyolojik değerleriyle doğa, modern toplumun yapı taşlarını oluşturan çok sayıda hizmet sunuyor; ancak hem doğa hem de biyolojik çeşitlilik endişe verici derecede yok olma sinyalleri veriyor..” Verilere göre ülkemizde 10 binden fazla bitki türü, 170’den fazla memeli, 470 kuş, 480 deniz balığı, 350 kelebek, 106 sürüngen ve 80.000'den fazla omurgasız tür yaşamakta. 2018 IUCN kırmızı listesine göre 401 tür tehdit altında.
İnsanın bozduğunu yine insan düzeltebilir
Peki canlıların yok olmasına neden olan bu tahribatın nasıl önüne geçebiliriz? Bunun cevabı, insanların yaşam alışkanlıklarını değiştirmesi ve devletlerin doğa düşmanı politikalarından vazgeçmesi.
Her yıl birçok yaban hayvanı ateşli silahlarla vurulma, zehirlenme, araç çarpması, bina camlarına çarpma ve evcil hayvan saldırıları sonucu yaralanıyor ya da hastalanıyor. Yavrulama döneminde birçok yavru yaban hayvanı ebeveynlerini kaybederek öksüz kalıyor. Eğer yardıma muhtaç bir yaban hayvanı ile karşılaşırsanız Türkiye yaban hayatı ilkyardım hattını arayabilirsiniz. 0850 203 09 93 numaralı hatta müdahale konusunda danışmanlık veriliyor. Tür tayini, tür hakkında bilgilendirme, yaban hayvanlarına doğru şekilde yaklaşım, tutma, nakletme, barındırma, besleme, yasal mevzuat, temasa geçilecek kurum ve hayvanın teslim edileceği merkezler vb. konularda bilgi alınıyor.
Yok olan nesiller için gen bankası
Bilim adamlarının hayvanlar için bir de b planı var. Ankara Üniversitesi’nde kurulacak Yaban Hayvanları Gen Bankası'nda büyük memeli yaban hayvanlarından toplanacak DNA örnekleri, hayvanların yok olma tehlikesine karşı klonlanacak. Korunan türlerin, tabiatta yok olsa bile gelişen bilimsel imkanlarla yeniden tabiata kazandırılması mümkün olabilecek.
Türleri insan yanlışları sebebiyle zarar görmüş ve tükenmekte olan canlılardan bazıları şunlar;
Kutup ayısı
Kutup bölgesinin simgesi haline gelmiş kutup ayıları izinsiz avlanma ve kutuplardaki buzulların erimeye başlaması sonucu ekolojik dengenin bozulması nedeniyle tehdit altında. Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin etkileriyle her geçen gün daha da azalan kutup ayılarının şu anki sayısının 25 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
Siyah gergedan
Gergedanlar Afrika’da avcılar tarafından en çok öldürülen hayvanlardan. Sahra Altı Afrika’da yaşayan siyah gergedanların nüfusu, 1960-1995 yıllarında 2 bin 500’ün altına düştü. Çevrecilerin desteği ve Afrika’da uygulanan sıkı koruma çalışmaları sayesinde siyah gergedan sayısı artışa geçti. Buna rağmen siyah gergedanlar, hala nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvanlar arasında yer alıyor. Güney Afrika Çevre Bakanlığı verilerine göre, avcılar 2017’de 1028 gergedan öldürdü.
Borneo orangutanı
Son yıllarda sayısı yarı yarıya azalan türlerden biri de Borneo orangutanı. Güneydoğu Asya’da yer alan Borneo Adası’nın nemli tropik ormanlarında yaşayan Borneo orangutanı sayısı, son 60 yılda yarı yarıya azaldı. WWF’e göre, sayıları 104 bini bulan Borneo orangutanlarının yaşam alanları da palm tarımı, kerestecilik ve madencilik nedeniyle son 20 yılda yarı yarıya azaldı. Yasalarca korunmalarına rağmen egzotik hayvan avcıları, özellikle bebek Borneo orangutanlarını kaçak yollarla avlıyor.
Panda
Belki de dünyanın en sevimli canlılarından biri olan pandaların da türleri tehlike altında. Bu savunmasız canlılar siyah beyaz çok özel bir posta sahip. Çoğunlukla, Çin ve Vietnam'da yaşıyorlar. Doğal yaşam alanlarının yok edilmesi pandaların neslini tükenme tehlikesiyle karşı karşıya getirmiş. Şu an kapalı alanlarda üretilerek neslinin korunması sağlanmaya çalışılıyor.
Yaban arıları
Bilim insanları, iklim kaosu ve insanın dünyadaki yok edici etkileri nedeniyle, dünyanın en önemli polen taşıyıcıları olan yaban arılarının sayısında devasa azalış yaşandığı konusunda hepimizi uyarıyor. Yaban arılarının kitlesel yok oluşla uyumlu bir hızla ortadan kalkmakta olduğunu söyleyen uzmanlar sadece birkaç on yıl içerisinde soylarının tükeneceğini ifade ediyor.
Sumatra kaplanı
Sumatra kaplanı da risk altında olan türlerden biri. Kedigiller familyasının en küçük kaplan türü olan Sumatra kaplanlarının sayısı 400'ün altına düşmüş durumda. Sumatra Adası’nın tahrip edilmesi, orman alanlarının yarı yarıya azalması, kaçak avlanma gibi sebepler bu güzel kaplan türünün neslini tükenme noktasına getirdi.
Telli turna
Türkülere konu olmuş telli turnalar da tehlike altında. Hatta nesli tükenmekte olan kuşlar arasında belki de en büyük risk telli turnaların.Telli turnalar genellikle, kış boyunca kuru otlaklarda yaşamını sürdürür. Üreme mevsimi geldiği zaman bataklık alanları yaşam yeri olarak belirler. Bozkır ve çayırlar yaşayabileceği yerlerdendir. Türkiye'de şu anda maalesef sadece 11 telli turna yaşıyor.
Vaquita – Meksika yunusu
Çok özel bir yunus türü olan vaquita’ların sayısı bir hayli azalmış durumda. Doğal alanları Kaliforniya Körfezi olan bu memeli hayvan, sürekli olarak balıkçıların ağlarına takılıyor. Bugün sayılarının 200-300 kadar olduğu tahmin ediliyor.
Ak kuyruklu kartal
Sadece Türkiye’de var olan bu kartal tipi bir hayli özel bir tür. Ormanlık alanlarda yaşamayı tercih eden bu kartal türünün Türkiye'deki yaşam alanı gün geçtikçe daralıyor.
Akdeniz foku
Dünya'da sadece Doğu Akdeniz sahilleri ile Batı Afrika'nın bir sahilinde yaşayan Akdeniz fokları, aşırı avlanma, yaşam alanlarının kaybolması ve deniz ekosisteminin bozulması nedeniyle soyunun tükenmesi tehlikesi ile karşı karşıya. Günümüzde 600 Akdeniz foku kaldığı tahmin ediliyor.
Ala geyik
Filmlere, türkülere, romanlara konu olmuş ala geyik Türkiye’nin simge hayvanlarından biri. Antalya ve Mersin'de ala geyik görmek mümkün. Bu türden az miktarda da Bolu dağlarında da bulunuyor. Ala geyik senelerce bilinçsiz ve acımasız bir şekilde sürdürülen avcılık nedeniyle yok olma noktasına gelmiş durumda.
Macellan pengueni
Küresel ısınmanın etkisinin en çok hissedildiği yerlerin başında Kutup bölgesi geliyor. Burada yaşayan Macellan penguenlerinin soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya. Bu eşsiz penguen türü, yiyecek bulmak için çıktıkları yolda, diğer canlılar tarafından avlanıyorlar.
Caretta caretta
Son yıllarda, Türkiye’de çevreciler caretta caretta’ları kurtarmak için çırpınıyor. Bir kerede 100 yumurta bırakabilen ve Akdeniz sahillerini yaşam alanı olarak benimsemiş olan bu türün yok olmasının sebebi büyük oranda çevre kirliliği.
Kelaynak
Türkiye’nin en çok bilinen kuşlarından biri olan kelaynakların da nesli tükenme tehlikesi altında.Tüm dünyada sadece 500 kelaynak kalmış durumda. Uygulanan yanlış tarım politikaları sonucunda kurutulan sulak alanlar ve böcek öldürmek için tarlalarda kullanılan ağır kimyasallar bu kuşu yok olmanın eşiğine getirdi.