Onlar kahramanlıkları ile yedi düvele karşı koydular. Cesaretleri ve atılganlıkları ile en zor maceralardan bile sıyrık almadan kurtuldular.
Kimi zaman uzayın uzak bir köşesinde ilk defa gördükleri bir canlıya karşı savaştılar, kimi zaman yurdumuzu işgal eden düşman kuvvetlerine karşı koydular, kimi zaman da Orta Asya’nın uçsuz bucaksız topraklarında kötülere karşı durdular. İşte Türkiye’nin en “kahraman” çizgi roman kahramanları…
Abdülcanbaz
Türk çizgi roman dünyasının en bilindik simalarından biri olan Abdülcanbaz, usta çizer Turhan Selçuk’un hayal gücünün bir ürünü olarak can buldu. İlk kez 1957 tarihinde Milliyet gazetesinde maceralarına başlayan Abdülcanbaz, hayal gücünün el verdiği en geniş sınırlarda dolaşabiliyordu. Zaman zaman uzaya çıkıyor, masallara dalıyordu. Namusluydu, milletini seviyordu. Zalimlere, kötülere karşı en önemli silahı “Osmanlı Tokadı”ydı. Bu tokat zalimler arasında da nam salmıştı. Aklı ve zekasıyla her zaman bir adım önde olan Abdülcanbaz, aynı zamanda yakışıklılığı ile de çevresinde dikkat çekiyordu.
Deli Balta
Gürzüz Azak’ın kaleminden doğan Deli Balta, adından da anlaşılacağı üzere Deli Fişek bir Osmanlı delikanlısı idi. Adını Osmanlı donanmasındaki bir gemiden aldığı rivayet edilen Deli Balta, uzun saçları ve silah kullanmadaki ustalığı ile kült olarak tarih sahnesindeki yerini aldı. Önceleri basılı materyallerde okuyucu ile buluşan kahramanımız, ardından radyo tiyatrosu formatıyla da maceralarına devam etti. Rüzgar gibi ata binmesi ile Müthiş Süvari lakabını da kazanan Deli Balta, Osmanlı’nın sınırlarında düşmanlarını kovalıyor, zaman zaman da gelen görevlerle sınır dışına da çıkarak ülkesini savunuyordu.
Karaoğlan
Anadolu’nun en eski çizgi roman kahramanlarından biri olan Karaoğlan, son derece atletik vücudu, cesur karakteri, atak ve gözü kara yapısıyla maceralar arasında gidip gelen bir Uygur genciydi. Yaratıcısı Suat Yalaz tarafından ilk kez 1 Nisan 1963 tarihinde, haftalık periyotlarda yayınlanan bir dergiyle okuyucularının karşısına çıktı. Göçebe bir hayat yaşayan ve ailesi küçük yaşlarda öldürülen Karaoğlan, zaman içerisinde tüm Asya coğrafyasında başı sıkışan kim varsa yardımına koşar. Sert bir karakterdir ama zaman zaman en umulmadık anlarda mizahını da yaparak rakiplerini alt eder. Çok tutulan ve yıllarca devam eden Karaoğlan, o kadar beğenilir ki filmleri bile çekilir. Kartal Tibet’in başrolünü üstlendiği “Altay’dan Gelen Yiğit”, Baybora’nın oğlu” ve “Camoka’nın İntikamı” o dönemde büyük gişe başarıları elde eder.
Tarkan
Türk tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir diğer yiğit çizgi roman kahramanımız da Tarkan’dır. İlk olarak 14 Nisan 1967’de, çizer Sezgin Burak’ın kalemiyle canlanan Tarkan, kendisi olduğu kadar kurduyla da ünlüdür.
Bir Hun Savaşçısı olarak türlü maceralara katılan Tarkan, ciddi duruşu ve kılıç kullanımında ustalığı ila fark yaratmıştı. Karakter o kadar ünlü olmuş ve sevilmişti ki İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak farklı ülkelerde de basılmıştı. Sezgin Burak’ın İtalya’da yaşadığı dönemde ilk çalışmalarını yaptığı Tarkan, Büyük Hun İmparatoru Attila’nın Avrupa’da yarattığı korkudan esinlenerek oluşturulmuştu.
Ustura Kemal
Bir İstanbul kabadayısı olan Ustura Kemal, 1972 yılında okuyucuya merhaba dedi. Ressam Haldun Sevel tarafından canlandırılan bir karakter olan Ustura Kemal, Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında vatansever bir kahramandır. Rivayete göre Sevel, tiplemesini oluştururken Kadir İnanır’dan esinlenmiştir. İstanbul sokaklarında gezerek düşman kuvvetlerinin zorbalıklarına karşı koyan Ustura Kemal, namını çok iyi kullandığı usturasında da alır.
Yüzbaşı Volkan
Gazetelerde ressam olarak çalışan Ali Recan tarafından canlandırılan kahraman Türk pilotu Yüzbaşı Volkan var sırada. İlk olarak 1971 yılında gazetelerde boy göstermeye başlayan, ardından da dergi olarak karşımıza çıkan Volkan, Türk Hava Kuvvetleri’nin caydırıcı gücünü simgeleyen bir pilot rolüyle karşımıza maceralara katılıyordu. Son derece eğitimli olan ve girdiği tüm mücadelelerden başarıyla çıkmasını bilen Volkan, barışçıl bir yapıya sahip olan gerçek bir savaşçıydı. Barışı seviyordu ama Türk sınırlarını tehdit eden tüm tehlikelere karşı da göğsünü siper etmeyi ihmal etmiyordu. Çizimlerde verilen dönemin savaş uçaklarına dair teknik detaylar da bir neslin havacılığa olan tutkusunu kabartmıştı.