Üstün zekalı ve yetenekli çocuklar, yani başkalarının göremediğini görebilen, olaylara farklı bakış açısıyla zenginlik katabilen, ufku açık çocuklar… Tüm bu özelliklerinden dolayı, yeteneklerine uygun eğitim almaları gerekiyor.
Ülkemizde eğitsel tanılama çalışmaları çocukların zeka seviyelerini tespit etmekten öteye geçemiyor. Bu nedenle aileler sadece, çocuğun zihinsel skoruyla alakalı rehberlik eğitimi alabiliyorlar. Bu da diğer gelişim basamaklarının göz ardı edilmesi anlamına geliyor. Peki, ne olacak bu dahi çocukların hali?
Türkiye’de ne kadar deha kapasiteli çocuk var, tam olarak bilinmiyor. Daha da kötüsü, bu çocukların önemli bir kısmı tespit edilemediği için toplum içinde uyum sorunu yaşıyor, hatta çevrelerinden dışlanarak depresyona varacak kadar ruh hastalıkları yaşayabiliyorlar.
Çocuğunuz üstün zekalı çıktı; ya sonra!
Üstün zekalı çocuklar ilk olarak okulda sorun yaşamaya başlıyorlar. Bu konuda bilgi ve deneyim eksikliği olan öğretmenler tarafından dikkat eksikliği var, ilgisiz, asosyal gibi ifadelerle yaftalanabiliyorlar. Ama bu noktada ebeveynlere büyük görev düşüyor.
Bu görevler ne mi? Öncelikle ebeveynler çocuklarını doğru yöntemlerle tanılamalarını yaptırarak, uygun eğitim ortamlarına girmelerini sağlamalı. Çünkü üstün zekalı çocukların yaşadığı ilk problem, kendi yaşıtlarıyla anlaşmazlıklar yönünde oluyor.
Üstün zekalıların eğitim programında müfredat ve program kadar etkili olan hususlardan bir diğeri ise öğretmen tutum ve davranışları. Üstün zekâlılara eğitim veren öğretmenlerde bulunması gereken özellikler ise şöyle sıralanıyor: Üstünlerin öğretmenleri duygusal ve empati yönünden gelişmiş olmalı. Yenilikleri takip etmeli ve uyarlayabilmeliler. Alana ait donanımlı bilgiye sahip olmalı ve çocukları rahatlıkla anlamalılar. Esnek bir sınıf ortamı oluşturarak değişik eğitim, yöntem ve tekniklerini kullanmalılar. Farklılaştırma ve zenginleştirme konularına hâkim olmalı ve aktif olarak uygulayabilmeliler.
Biraz daha açıklayıcı olmak gerekirse, üstün çocukların acilen, astronomi ve gök bilimi, genetik, zeka ve akıl oyunları, yazarlık, gastronomi gibi özel atölyelere yönlendirilmeleri gerekiyor.
Üstün zekalı çocuklarda fark edilen özellikler neler?
Üstün zekalı çocuklar bebeklikten itibaren aşırı hareketlilik gösterirler. Anne ve babayı erken tanıyıp bunu gülerek belli ederler. Hassas bir bünyeye sahiptirler; etiket, battaniye gibi ürünlere reaksiyon gösterirler. Erken konuşmaya başlarlar; örneğin yaşıtları iki kelimelik cümleleri iki yaşında söylerken, onlar bir yaşında konuşurlar. Okumayı kendi başlarına öğrenirken yazma konusunda o kadar başarılı değillerdir; çünkü kas gelişimleri aynı hızda devam etmez. Kelime hazneleri geniştir; kolay ezberleyip, ezberledikleri şeyleri hafızalarında uzun süre tutabilirler. Karşısındaki insanların duygu ve düşüncelerini kolayca tahmin eder, liderlik yetenekleri üst düzeydedir. Rutin işlerden çabuk sıkılırlar ve işleri kendi bildikleri gibi yapmak isterler. Aşırı duygusal olabilirler. Kendilerinden daha büyük çocuklarla vakit geçirmeyi tercih ederler. Kitaplara ve görsel nesneler karşı ilgi duyarlar.
Üstün zekalı çocuğa sahip ailelerin dikkat etmesi gerekenler
· Akran zenginliği; yani üstün çocukların kendisi gibi çocuklarla bir arada olmasına dikkat etmek.
· Zihinsel doygunluk alanında çocuklara donanımlı bir eğitim fırsatı sunmak.
· Beceri odaklı eğitim; çocuğun ilgi ve istidadına göre eğitim atölyelerine yönlendirmek.
· Eğitim sürecinde çocuğu anlamak ve çocuk olduğunu unutmamak.
· Üstün olmak her şeyi mükemmel bir şekilde başarmak anlamına gelmediği için çocuğa bu konuda baskı yapmamak.
· Öğretmenlerin de üstün zekâlılarla ilgili bir eğitiminden geçmiş olmasına dikkat etmek.
Üstünlerin eğitimi devlet politikası olmalı
Ülkemizde 2011 verilerine göre 648 bin civarında üstün zekalı çocuk bulunuyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarla birlikte üstün zekalıların eğitimi ile ilgili ciddi bir ivme kazanılmış durumda. Her yıl düzenlenen uluslararası kongre ve etkinlikler dikkat çekiyor. Ancak bu çalışmalar yeterli değil. Özel sektörde de üstünlerin eğitimine dair uygulamalar ve projeler geliştiriliyor. Ancak devlet bünyesinde “Üstün Yetenekli Bireyler Strateji ve Uygulama” planına göre geliştirilecek teknik ve sistemler, bu alanda çok daha önemli. Ve hatta bu plan ile üstünlerin eğitiminin bir devlet politikası haline gelmesi şart. Çünkü ülkelerin geleceği bu çocukların elinde şekillenecek.
TÜZDER - Her Çocuk Özeldir
TÜZDER (Tüm Üstün Zekâlılar Derneği), 2006 yılında fikirleri ortaya atılmış, 2011 yılından itibaren de sahada aktif olarak hizmet vermeye başlamış başarılı bir kurum olarak dikkat çekiyor. TÜZDER, “Her Çocuk Özeldir” projesiyle üstün zekalı ve dahi çocukların, erken yaşta tespit edilerek daha kaliteli eğitim almalarını sağlıyor.
Bunun yanı sıra çocukların zihinsel, fiziksel, duygusal, sosyal ve ruhsal yönleriyle değerlendirildiği Bireyi Bütünüyle Tanıma (BBT) programı bulunuyor.
TÜZDER’in çalışmalarını derneğin genel müdürü Tunahan Coşkun’la konuştuk:
BBT’nin (Bireyi Bütünüyle Tanıma Programı) amacı nedir?
BBT, çocuğu zihinsel, duygusal, fiziksel ve ruhsal yönden değerlendirme yapılmasını sağlayan programın adıdır. TÜZDER her çocuğun özel olduğuna inanır ve ölçülebilen her bir yönünün ölçülmesi gerektiğini savunur. Bu sayede bireyin atıl kalan bir yönü varsa onu parlatmayı ya da var olan üstün özelliklerin her birisinin farkındalığını artırmayı hedef edinmiştir. Her yönden taraması yapılan çocuğun gelişimsel süreci bütüncül bir şekilde değerlendirilir. Bu sayede herhangi bir sorunun erkenden tespit edilmesi ve çözüme ulaşılması sağlanır.
BBT sayesinde üstünlere yönelik ne tür veriler elde ediliyor?
BBT, zihinsel değerlendirmelerin yapıldığı zekâ testlerinden yola çıkarak bireylerin yetenek, beceri, işlev ve kişilik özellikleri gibi açıktan gözlenemeyen unsurlarını belirli koşullara dayanarak ölçme ve değerlendirmesini yaparak o birey hakkında derinlemesine bilgi almamızı sağlar. Bireylerin güçlü ve gizli kalmış özellikleri olduğu kadar zayıf yönleri de değerlendirilmek için kullanılır. BBT, uzmanlar tarafından yapılan bu değerlendirmeler ışığında uygulanan yönlendirme ve rehberlik faaliyetlerini içeren programdır.
BBT sisteminde sorunlar erken mi teşhis ediliyor?
Elbette, BBT kapsamında uygulanan testler sayesinde çocukta herhangi bir sorun var ise erkenden tespit edilebilmekte ve kontrollü bir büyüme için gerekli tedbirler alınabilmektedir. Farklı alanları ölçen testlerin tek bir uzman tarafından yapılarak gözlemleriyle desteklemesi daha düzenli ve verimli bir sonuç elde edilmesini sağlıyor.
Çocuğu neler bekliyor?
0-18 yaş arası, normal ve farklı gelişim gösteren çocukların zihinsel, fiziksel, sosyal ve duyusal gelişiminin yaşıtlarına göre durumu değerlendirilir. Bu değerlendirilmeler raporlanarak aileye sunulur. Bu gelişim süreçlerinde yaşanacak herhangi bir problem ya da takip durumunda kişiye özel eğitim-gelişim programları uzmanlarımız tarafından hazırlanır.
Zeka geliştirilebilir mi?
Zeka ve yetenek birbirinden farklı kavramlar olduğundan, üstün zekalı olmak üstün yetenekli olmak anlamına gelmiyor. Yani çok iyi piyano çalıyor ya da resim yapıyor olmanız üstün zekalısınız demek olmuyor.
Zeka gelişebildiği gibi körelebilir de... Zeka ve akıl oyunları atölye çalışmalarına katılan öğrencilerin farklı kazanımlar elde ettiği görülürken yapılan zeka testlerinde önemli artışların olduğu gözlenmektedir.
Zeka testi tek başına yeterli mi?
Zeka testleri sayesinde tanılaması yapılan çocukların daha sonra toplum hayatında yaşayacağı çeşitli sorunlardan bahsedilir. Bu konuda ailelerin izlemesi gereken yol hakkında rehberlik yapılır fakat karşılaşabileceği bu sorunlar, yapılan zeka testiyle somut olarak tespit edilemez. Zeka testleri yalnızca çocuğun zihinsel performansını ortaya koyan IQ skoru elde etmemizi sağlar.
Bu skor vesilesiyle yapılan sınıflandırmalar sonucu çocuklardan beklenen bir performans vardır. Fakat kimi zaman çocuk kendisinde olan bu potansiyeli açığa çıkaramaz çünkü onu açığa çıkarmasına etki edecek faktörler vardır. Bu durumların tespiti için zeka testleriyle beraber BBT uygulanması önerilmektedir. Bu sayede var olan potansiyelin maksimum seviyede kullanılması hedeflenir.