Hayvanların sadece fiziksel sağlığını değil, psikolojilerini de düşünmek bizlerin sorumluluğunda. Hayvanların fiziksel sorunlarının yanı sıra psikolojilerine de eğilen Veteriner Hekim, Veteriner Davranış Uzmanı Gökhan Durukan ile konuştuk.
Hayvan psikolojisiyle ilgilenmeye nasıl başladınız?
Hayvan psikolojisine ilgim, mesleki ve akademik olarak veteriner fakültesinde öğrenciyken başladı. Görev köpeği yetiştiren eğitim çiftliklerinde gönüllü olarak staj yaparken eğitim sistemlerinde gördüğüm problemlerin temelini deşmek, bu işin nasıl doğru ve sorunsuz yapılacağınının akademik ve bilimsel yöntemlerini araştırmak için Köpek Psikolojisi ve Eğitimi adlı üniversite kulübünü kurdum. Daha sonra bu kulüp sayesinde veteriner hekimlere ve halka yönelik eğitim, çalıştay ve seminerler organize ettik. Mezuniyetimin ardından davranış ve psikoloji uzmanlık eğitimini tamamlayarak çalışmalarımı sürdürüyorum.
En sık ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
Sıklıkla insanların hayvanları anlayamamasına bağlı oluşan ve gelişen davranış bozukluklarıyla karşılaşıyoruz. İlişki bir şekilde bozuldu mu biz müdahale edene kadar sürüp gidiyor.
Kedi ve köpek psikolojisinin farkları neler?
Farklı türden olmalarının getirdiği çok ciddi farklılıklar var. Aralarındaki tek benzerlik insanların onları tanımaması ve anlamaması. En temel fark şu: Köpeklerin yaşamları insan etkisine çok açık. Çünkü evcilleştirme sürecinde insan etkisi çok büyük. Bu davranış sorunlarında da çok etkili bir faktör. Kedilerin evcilleştirme süreci insan etkisinden çok az etkilenmiş. Bu nedenle kedilerin psikolojilerindeki insan etkisi diğerleri kadar etkili değil. Ancak bunların dışında da sayfalarca anlatılacak birçok fark var.
“Asıl sorun insanların rahatsız olması!”
Hayvanları anlamaya çalışırken, anahtar olacak hangi yaklaşımları seçebiliriz?
Hayvanları anlamak için onların iletişim yollarını bilmemiz gerekir. Bu, bir köpek stresliyken nasıl davranır, vücut dili nasıldır, nasıl bakar, nasıl nefes alır, tuvalet sıklığı nasıl değişir gibi çok faktörlü bilgiler içerir. Köpek ilgi veya oyun isterken ne yapar, nasıl yaklaşır... Kedilerde de bu böyle. Bir kedi insana ya da diğer canlılara yaklaşım amacıyla ne yapar, uzaklaşmak ya da uzaklaştırmak için ne yapar bilmemiz gerekir. Onları zorlamadan, baskılamadan ve engellemeden bize yaklaşmalarını ya da bizden uzaklaşmalarını kendilerinin seçmesine imkan verecek şekilde iletişim kurmalıyız. Bir kediyi köpeği ısrarla seveceğim diye ısırılıp, kliniğe koşarak gelen çok insan gördüm maalesef.
Kediler hakkında en çok ne gibi konularda terapi yapıyorsunuz?
Kediler de köpekler de çoğunlukla ailelerini rahatsız ettiklerinde ya da komşularından şikayet geldiğinde bize başvuruluyor. Asıl sorun insanların rahatsız olması! Aslında aileleri dinlediğimizde ya da kedileri gözlemlediğimizde aylar önce rahatsızlıklarını bir şekilde ifade ettiklerini ama çoğunlukla görmezden gelindiklerini görüyoruz. Kedilerde en çok, uygun olmayan yerlere tuvalet yapma, insanlara saldırganlık, çok kedili evlerde kediler arası saldırganlık sorunlarına yönelik terapiler yapıyoruz. Bunlarla birlikte, aileler için ön planda olmasa da, kedilerin tüy yolma gibi tekrarlayıcı hareketler, aşırı yeme, hareketsizlik, avcılıkla ilişkili sorunları da bizim terapilere dahil ettiğimiz meseleler.
Peki ya köpekler…
Köpeklerde de çoğunlukla insanlara saldırganlık ve diğer saldırganlık türleri, ayrılık anksiyetesi, havlama, tuvalet sorunları, stres, korku ve erken dönem izolasyon ya da yetersiz sosyal uyarımlara bağlı oluşan sorunlar ön planda.
“Yarış atlarıyla çalışmak istiyorum”
Kedi ve köpek haricinde hangi hayvanlarla ilgili olarak çalıştınız?
Kedi ve köpek psikolojisi haricinde yakın zamanda başka bir hayvan türüyle çalışmayı düşünmüyorum ama ileride hayvanat bahçelerindeki tutsak hayvanlarla ya da atlarla da çalışmak isterim. Yarış atlarının da çok ciddi baskı ve strese maruz kalarak yarışmalara zorlanması ve hayvanat bahçelerindeki doğal ortamlarından alıkonulmuş birçok hayvanın durumu beni üzüyor.
Türkiye’de çalıştığınız alanın eksiklikleri hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bu konuda çalışan, tanıdığım veteriner hekim meslektaşlarımla dünyadaki diğer hekimlerle aynı seviyedeyiz. Hatta bazı durumlarda çoğunun da ilerisinde olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü az sayıda davranışçı veteriner hekim olarak olabildiğince hayvanın sorununu çözmek için fazlasıyla zaman ve enerji harcıyoruz.
“Sokak hayvanları için kaynaklar kısıtlı”
Sokak hayvanlarıyla nasıl iletişim kurmalı ve onlara nasıl yaklaşmalıyız?
Sokak hayvanları diğer hayvanlardan farklı değil. Fakat büyük kentlerdeki kaynak kısıtlılığı nedeniyle hayvanlar sürekli rekabet altında. Buna ek olarak, insanların da sorunlu yaklaşımları nedeniyle sokaktaki birçok hayvan sürekli kaygılı. Benim önerim hayvanları rahatsız etmemek, sizin yanınıza gelmeyen ya da bu konuda istekli olmayan bir hayvanın zorlanmaması yönünde.
En basit adımlarla evde yaşayan hayvanın yaşam alanını nasıl ona en uygun şekilde düzenleyebiliriz?
Irksal farklılıklar, ailenin yaşam tarzı, hayvanın bireysel ihtiyaçları, sağlık durumu gibi kıstaslar göz önüne alınmadan yaşam düzeni kurulmamalı. Ev düzeninin hayvanların dış ortamın etkilerine maruz kalmayacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Kediler için dışarıdaki kedi, köpeğin sesi ya da görüntüsü mutlaka izole edilmeli. Köpekler için de ortam, dışarıdaki hayvan ya da insan görüntü, seslerine tepki vermeyecek şekilde düzenlenmeli. Gıda ve su noktalarının da evin iç noktalarında olması, tuvalet alanlarının da dış etkilerden uzakta olması gerekir.