Sera etkisi 21’inci yüzyıldan itibaren hem bizlerin hem de bilim insanlarının konuştuğu ve yakından takip ettiği bir konu. Sera etkisine neden olan gazları üretmeye devam ettikçe yeryüzü tahrip olmaya devam edecek. Peki sera etkisi nedir? Metan gazı başta olmak üzere adını sıkça duyduğumuz gazların nasıl bir tehlikesi var? İşte tüm yönleriyle küresel ısınmasının baş aktörlerinden sera etkisi!
Sera etkisi nedir?
Sera gazının ne olduğunu irdelemeden önce “sera etkisi nedir?” sorusuna cevap vermeliyiz. Sera etkisi, bir gezegenin atmosferinden gelen radyasyonun, gezegenin yüzeyini normalden daha yüksek bir sıcaklığa ulaştırarak ısıtması sürecine deniyor. Bu durumu açıklamak gerekirse Dünya, üzerine düşen güneş ışınlarından çok kendine yansıyan ışınlarla ısınıyor. Bu ışınlar da atmosferin üzerine bulunan karbondioksit, metan gazı ve su buharı tarafından tutuluyor. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına da sera etkisi deniyor.
Sera etkisinin sebepleri ne olabilir?
Sera etkisinin en büyük sebeplerinden biri elbette biz insanların aktiviteleri. Yıllar boyunca karbon kaynakları doğal bir şekilde artarken günümüz dünyasında karbondioksit ve sera gazlarının şiddetlenmesi ile sera etkisi de doğru oranda arttı. Fosil yakıtların kullanımı, ormanların yok oluşu, aşırı tarım gibi etkenler sera etkisinin artmasına neden olan diğer faktörlerden.
Sera etkisinin sonuçları neler?
Fabrika bacalarından tutun da araba egzozlarından çıkan gazlar, deodorantlar, parfümler sera etkisine neden olan gazlar arasında yer alıyor ve elbette sera etkisinin oluşmasında büyük rol oynuyor. Sera etkisinin sonuçları arasında karşılaşabileceğimiz sonuçlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
● Buzullarda daha hızlı erime ve kıyı bölgelerin sular altında kalması.
● Özellikle kıyı kesimlerinde toprak kayması.
● Buzulların eriyerek okyanus sularını yükseltmesi.
● Kuraklık, sel, çölleşme, kasırga, fırtınanın daha fazla görülmesi.
● Mevsim dengelerinin bozulması
● Hayvanların göç zamanlarının mevsimsel dengelerin bozulması nedeniyle karışması. Bu durum canlı türlerini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya getirebilir.
● Sıcaklık artışı ve akabinde su kaynaklarının hızla azalması.
● Sıcaklık nedeniyle büyük çaplı yangınlar.
● Canlılarda solunum, kalp ve alerji gibi rahatsızlıkların artması.
Peki sera gazı nedir?
Sera gazları, Dünya’nın yüzeyi, atmosferi ve bulutları tarafından yayılan radyasyonu emen gazlar olarak tanımlanıyor. Başlıca sera gazları arasında su buharı, karbondioksit, nitröz oksit, metan gazı ve ozon gazı bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu zamana kadar insan faaliyetleri nedeniyle karbondioksit oranında büyük bir artış görüldü. Araştırmacılar ayrıca bu büyük artışın en son 3 milyon yıl önce gözlemlendiğini de vurguluyor. Eğer sera etkisine neden olan gazların artışı devam ederse 2036 yılında kadar 2°C daha artacağı tahmin ediliyor. Bu artış miktarı Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından tehlikeli seviyelerden kaçınabilmek için üst sınır olarak belirlendi.
Küresel ısınma ve sera gazlarının etkileri nelerdir?
Sera etkisini yaratan gazlar, küresel ısınmaya neden olan gazlar arasında yer alıyor. Küresel ısınma, atmosferin dünya yüzeyine yakın kısımlarında ortalama dünya sıcaklığının doğal yollarla ya da insan etkisiyle artmasından kaynaklanıyor.
Küresel ısınma konusunda sera gazlarıyla ilgili dikkat çeken bir başka husus ise atmosferik pencereler. Atmosferik pencereler, metan gazı, azot oksit ve ozon gibi, karbondioksit gibi sera gazlarını iyi bir şekilde absorbe edememeleri sonucunda meydana geliyor. Örneğin küresel ısınmada en çok dikkat çeken gaz karbondioksit ve normal şartlarda atmosferde 0,3 oranında bulunuyor. Ancak insan etkisiyle artan karbondioksit nedeniyle küresel ısınma daha da hızlanıyor.
Sera etkisini azaltmak için ne yapmalıyız?
Sera etkisini azaltmak için biz insanların alabileceği birçok aksiyon bulunuyor. Bunlardan bazıları ise şu şekilde:
● Yoğun sanayileşmeden az yoğun sanayileşmeye geçiş teşvik edilmeli.
● Yoğun sanayi tesisleri için sera gazı emisyon sınırlamasıyla ilgili çalışmalar yapılmalı.
● Ulaşımda yoğun araç kullanımı aza indirgenmeli.
● Çöp depolanmasına son verilerek depolama alanları biyoreaktörlere dönüştürülmeli.
● Değerlendirilebilen atıklar geri kazandırılmalı.
● Araçlarla ilgili vergi sistemleri yeniden düzenlenerek büyük yaştaki araçların trafiğe çıkması engellenmeli.
● Emisyon değeri düşük kara ve deniz taşıtları teşvik edilmeli.
● Sulak ve ağaçlık alanlar korunmalı.
● Kalorisi yüksek atıklar ve fosil yakıtlar yerine biyoyakıtlar kullanılmalı.