TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar:  “Varlıklarımızı Korumada Alacağımız Çok Yol Var”

TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar: “Varlıklarımızı Korumada Alacağımız Çok Yol Var”

TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, Antalya’da düzenlenen 2. Uluslararası Sigorta Fuarı’nın açılış konuşmacısıydı. Sürdürülebilirliğin önemine vurgusu yapan Yaşar: “29 Ekim 1923 sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu değil, aynı zamanda Türk Devleti’nin varlığının ve sürdürülebilirliğinin ilanıdır. Bugün ise Türkiye ekonomisinin, istihdamın, vergi gelirlerinin sürdürülebilirliğini, kalkınmayı sağlayabilecek yegâne unsur sigortacılıktır.” 

2. Uluslararası Sigorta Fuarı “Güçlü Ekonomi Güçlü Sigortacılık Yolunda Gelecek Vizyonu” temasıyla Antalya’da başladı. ANSAD Başkanı İbrahim Düzenli, ATSO Başkanı Ali Bahar, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken, TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, SEDDK Başkanı Davut Menteş ve Antalya Vali Yardımcısı Erol Tanrıkulu’nun açılışını yaptığı fuar 13-15 Kasım 2023 tarihleri arasında birçok seminer ve etkinliğe sahne oluyor.

Türkiye ekonomisine katma değer sağlama hedefiyle çalışmalarını sürdüren Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, fuarın açılışında yaptığı konuşmasında sigortacılığın ülkemizin ekonomik sürdürülebilirliği ve kalkınması için öneminin altını çizerek, Cumhuriyet’in kuruluşunun Türk Devleti’nin varlığının ve sürdürülebilirliğinin ilanı olduğunu belirtti. TSB Başkan Yardımcısı Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstiklal Marşımız, ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım’ dizeleriyle Türk Devleti’nin, Türk Milleti’nin sürdürülebilirliğine atıfta bulunur. Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ sözleri de süreklilik ve varlığı koruma vurgusu yapar. O nedenle 29 Ekim 1923’ü yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş anı değil, aynı zamanda Türk Devleti’nin varlığını ve sürdürülebilirliğinin ilanı olarak da benimsemeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bu ülkenin varlığını ve sürdürülebilirliğini korumak hepimizin görevidir. Öte yandan bu ülkenin varlıklarını ve bu varlıkların sürdürülebilirliğini korumak, biz sigortacıların görevidir. Türkiye ekonomisinin, istihdamın, vergi gelirlerinin sürdürülebilirliğini, kalkınmayı sağlayabilecek yegâne unsur sigortacılıktır.’’ 

“Depremin neden olduğu 103 milyar doların yerine konulması gerekiyor”

Son birkaç senenin hem dünya hem de Türkiye için zorlu geçtiğini hatırlatan Yaşar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Pandemi başta olmak üzere, ekonomik krizler, savaşlar, doğal afetler ve son olarak da bu fuarın ertelenmesine sebep olan 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, ülkemiz için büyük kayıplara yol açtı. Kahramanmaraş depremlerindeki ekonomik hasar 103 milyar dolar civarındadır. Fakat maalesef ki sigortalı hasar 5 milyar dolar civarında. Türkiye’de yüzde 4-5 civarında olan sigortalı hasar karşılama oranı, dünyada yüzde 25 ile yüzde 40 arasındadır. Buradan da görüyoruz ki; varlıklarımızı koruma, sürdürülebilirliğini sağlama konusunda almamız gereken yollar var. Buna çözüm üretme sorumluluğu da en çok biz sigortacılara düşüyor.”

Sigortacılık sektörünün yöneticileri olarak birçok uluslararası toplantıya katıldıklarını belirten Ahmet Yaşar, bu toplantılarda en çok reasürans konusunun masaya geldiğinin altını çizdi. Yaşar, reasürans meselesi için şunları söyledi: “Sektörümüz, çözüm sunmak üzere belli bir disiplin içerisinde el birliği yaptığı ve en son Baden Baden’deki uluslararası mevzuat toplantılarında, SEDDK’nın da büyük teşviki ve katkısıyla, TSB’nin organizasyonuyla ve tüm sigorta şirketlerimizin katkılarıyla hakikaten önemli bir süreç geçirdik. Baden Baden’de çözüm üreterek, anlaşmalarımızı yaparak ülkemize döndük. Yıl sonu bu görüşmeler tamamlanarak önümüzdeki yılın hedefleri, planları, politikaları ortaya çıkacak.” 

“En Büyük Görev Acentelere Düşüyor”

Konuşmasında sigorta acentelerine özel bir yer veren Yaşar şunları söyledi: “TSB üyesi 73 şirketin kılcal damarlarını oluşturan sigorta acentelerimizin Anadolu’daki hizmetlerini yaygınlaştırmak zorundayız. Deprem bölgesinde yaşadıklarımız malumunuz; mesela kaskoda yüzde 25 olan penetrasyon oranı, deprem bölgesinde yüzde 17’ler seviyesindeydi. İş yeri sigortaları ve konut sigortaları da benzer şekilde Türkiye ortalamasının çok altındaydı. Burada bizlere düşen, bugünden tezi yok, sigortalılık oranını ve ürünlerimizi artırmak. Güçlü ekonomi için güçlü sigortacılığın şart olduğunu biliyorum. Güçlü sigortacılık için de en büyük görevin çok değerli aracılarımıza ve başta acentelerimize düştüğüne inanıyorum.”