Rasathane-i Amire’den Kandilli Rasathanesi’ne 150 yıl

Rasathane-i Amire’den Kandilli Rasathanesi’ne 150 yıl

Genelde büyük bir deprem olduğunda gündeme gelen Kandilli Rasathanesi, sadece bir deprem araştırma merkezi değil, Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlı oldukça kapsamlı bir enstitü. Rasathanenin meteoroloji laboratuvarı olmasından Güneş lekeleri üzerindeki verilerin toplanmasına, dini bayramların belirlenmesinden adli astronomiye kadar çok sayıda görevi var. Bu nedenle 152 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Kandilli Rasathanesi’ne biraz daha yakından bakalım istedik. 

İcadiye Tepesi’nde ilk rasat

Kandilli Rasathanesi’nin ilk adı Rasathane-i Amire. 1894 yılında meydana gelen Büyük İstanbul Depremi’nin hemen ardından, 2. Abdülhamid tarafından İtalya’dan getirilen cihazlarla kurulmuş. Aslında bilinen tarihi daha da eski. Çünkü Kandilli’nin ilk temeli 1868 yılında, Pera’daki 74 metre yüksekliğinde bir tepede bulunan meteorolojik gözlem istasyonu ile atılmış. Rasathane Müdürü Dr. Haluk Özener, Pera’da bulunan bu istasyonu “Aslında ilk kuruluş amacı deprem değil. Osmanlı Devleti’nin farklı illerindeki hava durumlarının bir merkezde toplanmasından ibaret bir merkez” olarak anlatıyor. “Büyük İstanbul Depremi sonrasında deprem gözlemlerine başlanıyor ve biz, bu sayede deprem gözlemlerine ABD’den 2 sene önce başlıyoruz” diyor. 1894’te olan deprem, Kandilli’nin bugünkü halini alabilmesi adına milat olmuş. İtalya’dan tanesi 3 bin 200 frank değerinde iki adet sismograf getirilmiş. Bunlardan birisi Kandilli Rasathanesi’ne diğeri ise Yıldız Sarayı’na yerleştirilmiş. Ardından İtalyan Sismolog Agamennone, İstanbul’a gelmiş ve o günün deyimi ile “zelzele servisinin” kurulmasına öncülük ederek rasathane çalışanlarına sismolojiyi öğretmiş. Dönemin astronomi ve jeofizik alanında önde gelen bilim insanlarından Fatin Gökmen zamanında ise rasathane, İcadiye Tepesi’ne taşınmış. 

Kandilli Rasathanesi’nin gelişmesinde büyük emeği olan bilim insanı Fatin Gökmen.
Kandilli Rasathanesi’nin gelişmesinde büyük emeği olan bilim insanı Fatin Gökmen.

Görsel Kaynağı

Cumhuriyetin ilanından sonra donanım olarak daha fazla yatırım yapılan rasathaneye, 1936’da “Kandilli Rasathanesi” adı verilmiş. Böylece sadece bir deprem araştırma merkezi değil, astronomik gözlemlerin yapıldığı, nükleer araştırmaların izlendiği, hava durumumun belirlendiği ve deprem araştırmalarının yapıldığı bir kurum haline gelmiş. 1982 yılına gelindiğinde ise rasathane Boğaziçi Üniversitesi’ne devredilmiş. Hem eğitim hem de araştırma faaliyetleri bu yolla daha da hız kazanmış ve bugünkü adını almış: Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Merkezi.

Prof. Dr. Haluk Özener rasathanenin bugünkü misyonu ile ilgili olarak “Osmanlı’dan bugüne kadar taşıdığımız rasat misyonumuz, aynı zamanda eğitim misyonumuz ile birleşiyor. Dolayısı ile bünyesinde üç farklı özelliği barındıran tek kurum olarak halihazırda faaliyet gösteriyor” diyor. Enstitü bünyesinde bulunan farklı alanlarda ana bilim dalları, merkezler ve laboratuvarlar mevcut. Bu bilim dallarında yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapılıyor. Ayrıca enstitünün Ankara ve İznik’te de merkezleri bulunuyor. 

Kandilli Rasathanesi’nin ilk kurumsal logosu.
Kandilli Rasathanesi’nin ilk kurumsal logosu.

Görsel Kaynağı

Prof. Dr. Haluk Özener’den sonra Kandilli Rasathanesi

Rasathane Müdürü Haluk Özener Kandilli Rasathanesi’nin çehresini oldukça değiştirmiş. Televizyon programlarına çıkmayı çok fazla tercih etmeyen Haluk Özener, programlar vesilesiyle kamuoyuna teknik bilgiler veren kişilerin yaptıklarını da çok faydalı bulmuyor. Konuyla ilgili görüşleri ise şöyle:

“20 sene önce yabancı dergilerden birinde yayınladığımız makalemizde, İstanbul’da 7.2 büyüklüğünde bir depremin olacağını zaten yazmıştık. Bu gerçek ve gizli bir şey değil. Bu bilgi son zamanlarda ortaya çıkmadı ki. Zaten biliniyordu. Bir kap düşünün, bu kabın su aldığını biliyorsunuz ama kabın ne kadar su alma kapasitesi olduğunu bilmiyorsunuz. Depremde enerji birikmesini de bu şekilde değerlendirebilirsiniz. Bizler 99’dan beri enerjinin biriktiği noktalar olduğunu biliyoruz. Ancak ne kadar enerji birikebilir sorusunun cevabını veremeyiz. Bunu bilsek zaten şu gün şu saatte deprem olacak diyebiliriz. Bu nedenle yalnızca tahmin yürütülebilir. Bugün günümüzdeki enerji birikmelerini ve gelecek depremlerin olası büyüklüklerini tahmin edebiliriz. Tekrar söylüyorum; deprem önceden bilinemez. En azından bugünkü teknoloji ile... Ben bugün derim ki Elazığ’da şöyle bir enerji birikimi var, deprem bekleniyor. Üç gün sonra da deprem olur. Şimdi ben bilmiş olabilir miyim? Hayır olamam. Halkımıza ‘Deprem şöyle mi olur, burası mı yıkılır, şu kadar hasar olacak’ demek yerine ‘Depremle nasıl yaşanır, ne şekilde önlem alınır?’ bunları anlatmak lazım. Kentsel dönüşümü daha önemsemek, doğru şekilde hayata geçirmek lazım. Şu ana kadar çok sayıda çalışma yapıldı, yapılmadı diyemeyiz ancak yapılanlar tüm ihtiyacı karşılamıyor, yeterli değil. Daha çok çalışmamız lazım.”

Prof. Dr. Haluk Özener, Kandilli Rasathanesi’nin seçimle başa gelmiş ilk yöneticisi.
Prof. Dr. Haluk Özener, Kandilli Rasathanesi’nin seçimle başa gelmiş ilk yöneticisi.

Yerin kalbini dinliyorlar

Deprem izleme ve araştırma bölümünde her merkez renkli bir sinyal sayesinde izleniyor. Ayrıca harita üzerinde anlık olarak tüm depremleri görüyorlar. Hatta bizim hissetmediğimiz, şiddeti çok küçük depremlere kadar hepsi tespit ediliyor. İstanbul’da toplam beş büyük tarihi yapıda izleme yapılıyor. Ayrıca iki minarede izleme yapmak için kullanılan eserler arasında. Bunlardan en eskisi Ayasofya. Diğerleri Süleymaniye, Sultanahmet, Fatih ve Mihrimah Sultan camileri. 

Kandilli Rasathanesi, 1930
Kandilli Rasathanesi, 1930

Görsel Kaynağı

Tarihi teleskop ve astronomi laboratuvarı

Kandilli Rasathanesi’nde güneş gözlemlerinin yapıldığı tarihi bir teleskop var. Bu teleskop günümüzde aktif olarak çalışan ve düzenli şekilde veri üretebilen en eski teleskop olma özelliğine sahip. Astronomi Laboratuvarı bünyesinde bulunan Carl Zeiss Ekvatoryal Teleskop ile günlük Güneş Fotosfer gözlemleri ve değerlendirmeleri yapılıyor. Burada izlenen verilerle, Güneş lekelerine ait parametreler ile ilgili hesaplamalar yapılıyor. Ayrıca tüm veriler, uluslararası merkezlerle de paylaşılıyor. Jeofizik Yüksek Mühendisi Rıza Pektaş, astronomi laboratuvarındaki çalışmalarını şöyle özetliyor: “Bizim burada yaptığımız çalışmalar Güneş odaklı. Haftanın 7 günü, bayram tatilleri ve hafta sonları da dâhil olmak üzere buraya geliyoruz, gözlemler yapıyoruz. Ardından bir değerlendirme odamız var. Güneşle ilgili parametreler de hesaba katılarak günlük güneş gözlemi değerlendirmesi sonuçlanıyor. Bir de 50 küsur yıldır, uluslararası veri merkezleriyle veri paylaşıyoruz. Güneşi neden izliyoruz? Güneş kaynaklı bir takım olayların Dünya’ya tesirleri var. Biz bu yöntemle Güneş’in fiziğini günlük olarak takip etmekle, dünyaya en yakın yıldızı yakından tanıyoruz. Ayrıca dini günler tam ne zaman başlıyor ve bitiyor gibi hesaplamaların yapılması konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak çalışıyoruz.” 

Kandilli Rasathanesi’nde Güneş araştırmalarında kullanılan teleskop.
Kandilli Rasathanesi’nde Güneş araştırmalarında kullanılan teleskop.

Görsel Kaynağı

Adli Astronomi

Jeofizik Yüksek Mühendisi Rıza Pektaş, astronominin bir de adli vakalarda kullanıldığını anlatıyor: “Tabi istenmez ama ülkemizin herhangi bir kasabasında, bir köyünde adli bir vaka meydana geliyor. Adam öldürme veya adam yaralama gibi durumlarda, mahkeme süreçlerinde bazı anlaşmazlıklar oluyor. Örneğin ifadelerde, gece karanlığında göremedim, karanlıktı, Ay yoktu gibi söylemler oluyor. Bizden olayın olduğu günle ilgili, Güneş ne zaman batmış, Ay ne kadar parlakmış, Ay ne kadar yüksekteydi gibi teknik bilgiler talep ediliyor. Biz de kendilerine yine resmi olarak bu teknik bilgileri veriyoruz.”

Kandilli Rasathanesi, Astronomi Laboratuvarı
Kandilli Rasathanesi, Astronomi Laboratuvarı

Görsel Kaynağı

Rasathanenin en önemli bölümü

Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, burayı şöyle anlatıyor: “Burası enstitünün en önemli bölümü. 92 Erzincan, 99 Gölcük ve Düzce depremleri sonrasında, merkezimiz teknik alt yapısını tamamen çağa uygun, modern ve dünyada kullanılan teknolojilerle aynı şekilde modernize etti. Ekranlarımızda yaklaşık 252 farklı lokasyonda deprem istasyonları var. Ağırlıklı olarak ana fay bölgelerinde, sonrasında ikincil yani tali fay bölgelerinde ve tüm Türkiye’ye yayılmış durumda. Her gün 50-60 arası deprem sinyali alıyoruz. Birincil görevimiz aslında toplumun afet bilincinin oluşturulmasına destek olmak. Yani kamuya, afetle ilgili çalışma yapılan kurumlara, depremin sağlıklı ve hassas olarak yerini, büyüklüğünü ve ilgili parametlerini hızlıca bildirmek ve afetin hızlıca yönlendirilmesini sağlamak. İkincil görevimiz de deprem sonrası oluşabilecek tsunamilerle ilgili de uyarı vermek. Bunu AFAD üzerinden yapıyoruz. Tabi ki burada Pasifik’te olduğu gibi 30 metre dalgalar oluşmuyor ama burada oluşan dalgalar da özellikle dar alanlarda hızlı ilerliyor ve insanın yarım metre suda bile ayakta kalması zor. Suyun gücünü biliyorsunuz.”

99 depremine kadar analog olarak kullanılan sismograflar, yerini dijital olanlara bırakmış durumda. Eski sismograflar, bugün Kandilli Rasathanesi’nde sergileniyor.
99 depremine kadar analog olarak kullanılan sismograflar, yerini dijital olanlara bırakmış durumda. Eski sismograflar, bugün Kandilli Rasathanesi’nde sergileniyor.

Görsel Kaynağı

Deprem oldu, şimdi evimize girebilir miyiz?

Kıvanç Kekovalı, Kandilli Rasathanesi’ne gelen ilginç telefonlardan şöyle bahsediyor: “Zaten deprem olduğunda burada iki üç telefon sürekli çalıyor. Hepsine cevap veriyoruz tabii ki. İnsanlar deprem olur olmaz burayı arıyorlar. Binamız sağlam mı, yine deprem olacak mı, deprem oldu biz hissettik ama siz neden açıklama yapmıyorsunuz, ne zaman deprem olacak gibi sorular soruyorlar. Bu soruların cevabı biz de değil ki. Özellikle ne zaman deprem olacak diye sıklıkla arıyorlar. Bu sorunun cevabı kimse de yok.

Deprem ve Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nde Türkiye’deki her istasyonu gösteren çok sayıda ekran sayesinde depremler olduğu anda izlenebiliyor.
Deprem ve Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nde Türkiye’deki her istasyonu gösteren çok sayıda ekran sayesinde depremler olduğu anda izlenebiliyor.

Kandilli Rasathanesi Deprem Bilgi Sistemi

Kandilli Rasathanesi’nin akıllı telefonlar için çıkardığı Deprem Bilgi Sistemi uygulaması sayesinde anlık olarak tüm depremlerden haberdar olmak mümkün. Anlık bildirimlerde veren sistem, şu anda mevcutta kullanılan çok sayıda uygulamadan çok daha iyi. Ayrıca Kandilli Rasathanesi’nin kendi uygulaması olduğundan dolayı da hepsinden çok daha güvenilir bir konumda.

Meteoroloji laboratuvarı

Kandilli Rasathanesi’nde meteorolojik gözlemler, 1911 yılında başlamış. Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, bu bölümü: “Özellikle Balkan Savaşı, Kurtuluş Savaşı yıllarında, burası meteoroloji merkezi olarak varlığını sürdürdü. Özellikle Beyrut, Şam, Varna, Trabzon, Diyarbakır, yani Osmanlı’nın varlığının bulunduğu noktalarda yapılan gözlemler bu noktaya geliyordu. Bu noktadan da hava tahminleri yapılıyordu” diyerek açıklıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü kurulduktan sonra da Kandilli Rasathanesi ölçümlerine devam ediyor. 1911 yılında yapılan ölçümler ise küresel iklim değişikliği ile ilgili ciddi veriler sağlıyor. 

Kandilli Rasathanesi’nin Gezici Deprem Tırı, halkı bilinçlendirmek için çok sayıda etkinliğe katılıyor ve tamamen ücretsiz eğitimler veriyor.
Kandilli Rasathanesi’nin Gezici Deprem Tırı, halkı bilinçlendirmek için çok sayıda etkinliğe katılıyor ve tamamen ücretsiz eğitimler veriyor.

Görsel Kaynağı

Afete hazırlık laboratuvarı

Bu bölümde halkın afete karşı farkındalığın artırılması için çalışmalar yapılıyor. Sivil toplum kuruluşlarına, öğrencilere, çeşitli kurum ve kuruluşlara afet ve afet hazırlık eğitimleri veriliyor. Gezici deprem eğitim simülasyonu sayesinde çeşitli merkezler gezilerek halk ile birlikte deprem afet öncesi ve sonrası ile afet anı çalışmaları yürütülüyor. 

Bilim Tarihi Koleksiyonu binasında Türkiye’de kullanılan ilk sismograflar sergileniyor.
Bilim Tarihi Koleksiyonu binasında Türkiye’de kullanılan ilk sismograflar sergileniyor.

Geçmişim Sismoloji binası tarihe ışık tutuyor.

Kandilli Rasathanesi bünyesinde eskiden sismoloji binası olarak kullanılan bina, bugün Kandilli’de bulunan tarihi eserlerin sergilendiği bir yer haline getirilmiş. Günümüzdeki adı “Bilim Tarihi Koleksiyonu Binası”. Öğretim Görevlisi Dr. Tahsin Ömer Tahaoğlu bina hakkında şöyle bilgi veriyor: “Rasathanede bilim tarihi koleksiyonu bulunmaktadır. Bunlar nedir? Aletler, cihazlar. Bir kısmı rasathanede kullanılmıştır, bir kısmı daha önce kullanılmış ama buraya getirilmiştir. 200’e yakın alet ve cihaz var. Jeodezi, manyetik, meteoroloji, coğrafya ile ilgili aletler… Hepsi depodaydı. 2005’te yönetim burayı bir müze haline getirmek istedi. Ancak müze statüsü kazanamadığından dolayı bir sergi alanı olarak değerlendiriyoruz.”

Aslında sadece deprem araştırma merkezi olarak sandığımız Kandilli Rasathanesi, sadece bir deprem araştırma enstitüsünden çok daha fazlası. Şu anda pandemi sebebi ile ziyaretçi alımını durdurmuş durumdalar ancak pandemi sonrasında mutlaka gidilmesi gereken, Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri.