Milli Sporcu Gülçin Güreşçi, Balkan Masterlar Salon Şampiyonası'nda Türkiye'ye 2 altın, 2 gümüş madalya kazandırarak büyük başarı elde etti. Atletizm yolculuğunu anlatan Güreşçi, gençlere “Önce başarıya inanmalı sonra da disiplinli bir şekilde çalışmalısınız” tavsiyesini verdi.
Avrupa Atletizm Birliği’nin 10-11 Mart tarihlerinde Belgrad’da düzenlediği Balkan Masterlar Salon Şampiyonası'nda milli atlet Gülçin Güreşçi, 60 metrede birincilik kazanarak Balkan şampiyonu oldu. Aynı zamanda 200 metrede de birincilik elde ederken 4 x 200 metre bayrak yarışında ve uzun atlamada ikinci geldi. Güreşçi, hakkında merak ettiğimiz soruları cevapladı.
Atletizm Türkiye’de yeni yeni popüler oluyor. Böyle bir ortamda sizin nasıl bu spora gönül verdiğinizi merak ediyorum.
Atletizm ile sekiz yaşında tanıştım. İlkokuldaki beden eğitimi öğretmenimiz bizi çalıştırmaya başlamıştı; küçük yarışmalar düzenleyerek bizi motive ediyordu. İlk resmi yarışıma, yine okuldaki bir seçme yarışı sayesinde çıktım. Okul takımına seçilip yarışa katılmıştım. O yarışmada takım olarak ikinci olunca Bartın Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün ilgisini çektik ve onların antrenörü bizi daha ciddi bir şekilde çalıştırmaya başladı. Benim aslında sprinter olduğumu fark eden yeni antrenörüm, kısa mesafe ve üç adım atlama antrenmanlarına ağırlık vererek beni doğru bir şekilde yönlendirdi. Böylece Türkiye şampiyonalarına hazırlanmaya başladım. İlk Türkiye Şampiyonası’na katıldığım gün kaç yaşına gelirsem geleyim atletizmi bırakmayacağımı söylemiştim kendime, öyle de oldu. Çıkış takozunda silahın patlamasını beklerken duyduğunuz heyecan ve mutluluk o kadar büyük ki, o an anlıyorsunuz bu sporu bırakamayacağınızı. Ayrıca dahil olduğunuz kulübünüz ve onların desteği çok önemli. AKUT Sporcusu olmak gerçekten inanılmaz motivasyon sağlıyor bana. Tüm arkadaşlarımın desteği inanılmaz. Bu bana büyük güç veriyor. Bu gücü hissettiğinizde başarısız olmanız imkansız.
Atletizme artan ilgiden çok memnunuz. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Evet, son yıllarda başarıların da artmasıyla atletizm daha çok ilgi görmeye başladı. Daha küçük yaşlardaki sporcularımız da yurt dışında başarı elde edebileceklerine inanmaya ve daha disiplinli çalışmaya başladı. Bu gerçekten mutluluk verici.
“İstediğim gibi hazırlanamadım”
Atletizme başladığınız günlerde bir rol modeliniz var mıydı?
İlkokuldaki beden eğitimi öğretmenim de eski atletti. Bize eski yarışlarını, katıldığı maratonlarda yaşadığı deneyimleri anlatırdı. Bana inanılmaz gelirdi, 42 kilometreyi bir insan nasıl tamamlayabilir… İyi ki tanıdım onu. Hayatta yeterince çalıştığımızda başarısız olabileceğimiz hiçbir konu olmadığını öğrendim ondan; gerçekten de öyle. Önce inanmalı, sonra da başarılı olmak için disiplinli çalışmalıyız. Önümüze çıkan zorluklar bizi yıldırmamalı.
En beğendiğiniz sporcu kimdir diye sorsam…
Tek bir sporcu söyleyemem. Çünkü ben atletizmle birlikte uzun yıllar hentbol ve bocce de oynadım. Daha sonra bisiklet ve dağcılık branşlarına geçtim. Tüm bu branşlarda takip ettiğim, yarışlarını ilgiyle izlediğim sporcular var. Ama geçmişten beri en ilgiyle izlediğim sporcular 100 ve 200 metre koşucuları. Onların yarışları, beslenme ve antrenmanları ayrıntılı olarak incelediğim konular.
Balkan Masterlar Salon Şampiyonasına nasıl hazırlandınız? Bir kamp süreciniz oldu mu?
Şampiyona öncesinde bazı sağlık sorunları yaşadım. Önce bileğim burkuldu. Bir aydan daha uzun sürdü yeniden koşabilmem. İyileştikten çok kısa süre sonra bağırsak kanaması geçirdim. Balkan Şampiyonası’ndan 13 gün önce. Ama yine de toparladım ve yarışa girebildim. O yüzden istediğimiz hazırlık sürecini gerçekleştiremedik.
Madalya kazanacağınızı biliyor muydunuz?
Yarıştan önce, derecelerimin geçen yılın şampiyona birincisinden daha iyi olduğunu biliyorduk, ama kısa mesafe yarışları hep çok risklidir. Silah patladığı anda gerekli tepkiyi veremezseniz istediğiniz derece gelemez. O yüzden yarış öncesi çok heyecanlıydı. Ama iki hafta önceki Türkiye Şampiyonası’na göre 60 metre yarışında 0.3 saniye; 200 metre yarışında 0.26 saniye daha hızlı koşarak kendi derecelerimi geliştirebildim ve ilk sırayı aldım.
“Bir sonraki hedef Tıp ve Sağlık Oyunları”
Yarışmalar arasında size en çok zorlayan hangisiydi?
İlk gün sabah 60 metre yarışım vardı ve birincilik elde ettim. Aynı gün akşam ise 4x200 metre bayrak yarışında yer aldım. Bu yarışta son dönemeçte bileğim yeniden burkuldu ama yarışı tamamladım ve ikinci olduk. Ertesi sabah uzun atlama yarışımda çok ağrım vardı. Finale kaldığım atlayışımı ikinci hakkımda gerçekleştirdim ama dört hakkım daha olmasına rağmen ağrıdan atlayamadım ve ikincilikte kaldım. Bu yarıştan yarım saat sonra ise 200 metre yarışı için ısınmam gerekiyordu. Soğutucular ve ağrı kesicilerle son yarışıma da katıldım; gerçekten çok zor bir sınav oldu benim için. Ama ülkemize dört madalya kazandırmış olmak gurur verici, her şeye değiyor. Bazen böyle şanssızlıklar tabii ki oluyor ama hepsi birer deneyim, önemli olan ders alıp yola devam edebilmek.
Bundan sonra önünüzde hangi hedef var?
Bundan sonraki ilk yarışım 39. Tıp ve Sağlık Oyunları, 16-23 Haziran’da Malta’da gerçekleştirilecek. Burada 100, 200 ve 4x100 metre bayrak yarışlarında koşacağım ve uzun atlayacağım. Ayrıca yarışların üçüncü gününde gerçekleştirilecek sempozyumda benim gibi çölyak hastası olan atletlerin performansının geliştirilmesi için yapılması gerekenler ile ilgili 40 dakikalık bir sunum yapacağım.
En büyük hayaliniz nedir?
Spora başladığım ilk günden beri en büyük hayalim ülkemi yurt dışında temsil etmek ve adını en iyi şekilde duyurmaktı. Bunu seçtiğim meslek sayesinde de elimden geldiğince yapıyorum. Bilim alanında da 26 Nisan 2018’de Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de ICAR Yılın Genç Araştırmacısı ödülünü aldım. Böylece ailelerin temel endişesi olan, spor yaparsa çocuklarının derslerine daha az zaman ayıracakları algısının aslında doğru olmadığı ortaya çıkıyor. Spor yapan bireyler tüm hayatlarında disiplinli çalışmayı öğreniyor ve de akademik alanda da daha başarılı oluyorlar bu sayede.
Şu an çalışmalara devam ediyor musunuz? Milli bir atletin günlük rutinini, beslenmesini öğrenmek genç sporculara örnek olacaktır.
Çalışmalarımıza devam ediyoruz, Balkan Şampiyonası’nda yaşadığım sakatlık nedeniyle ağrılarım devam ediyor. O yüzden henüz yüzde 100 yüklenemiyoruz. Ama iyileşme sürecim hızla devam ediyor. Günlük hayatta temel kural her zaman sağlıklı gıdalar tüketmek ve yeterince uyku. Atletizm içindeki branşlarda bile sporcuların günlük beslenme rutinleri farklılık gösteriyor. O yüzden kişiye özel beslenme programı belirlemek çok önemli. Bu konuda bir uzmandan destek almak gerekli, hele ki benim gibi çölyak hastası ve çeşitli gıda alerjilerine sahipseniz beslenme çok daha büyük önem taşıyor.