Birkaç yıldır adını duyduğumuz ve bu sene popülaritesi zirve yapan matcha çayının kökeni 12’nci yüzyıla dayanıyor. 2010 yıllardan sonra tüm dünyayı sarıp sarmalayan matcha’nın içeriğini, üretimini, faydalarını, zararlarını araştırdık.
Hazırlama yöntemi farklı olan yeşil çay
Matcha çayı, kökeni Japonya olan ve toz haline getirilmiş bir yeşil çay çeşidi. Besin değeri, kafein ve antioksidan zengini bu çay, bildiğimiz çaylar gibi demlenmiyor; sıcak suyla karıştırılarak hazırlanıyor. Hazırlığı, sunumu ve içimi meditatif Japon çay seremonilerine dayanan matcha, artık dünya çapında ünlü. Matcha; latte gibi içeceklerde, dondurmalarda ve salata soslarında sıkça kullanılıyor.
Çok eski bir içeceğin, yıldız olma yolculuğu
Matcha’nın doğuşu için 12’nci yüzyılın başlarına gidelim… Henüz çaydanlıkların icat edilmediği zamanlarda, eski Çin gelenekleri arasında çay yapraklarını toz haline getirip ardından sıcak suyla dolu bir kasede çırpmak veya dövmek vardı. Çinliler daha sonra dövülmüş çay yöntemini bırakıp demlenmiş çay yapraklarına yönelse de Japonlar bu yöntemi popülerleştirmeye devam etti. Zen Budist keşiş Eisai, Çin’den dönerken tozdan çay yapma geleneğini Japonya’ya taşıdı ve bu yöntem Zen meditasyonunun bir parçası oldu. Bu dönemde matcha halkın değil, aristokrat camianın tükettiği bir çay oldu ve tapınaklarda tercih edildi.
2010’lu yıllarda, dünyada matcha ünlenmeye başladı. Matcha; sağlıklı yaşam trendlerinde bahsedilen, sosyal medyada paylaşılan, satışı yapılan ve kahveye alternatif olarak sunulan bir içecek oldu. Matcha, 2010’lu yılların sonunda Türkiye’de ünlenmeye başladı. Pandemi döneminde küresel olarak artan sağlıklı beslenmeye tercihi ile matcha, artık birçok insanın adını duyduğu ve denediği bir içecek haline geldi.
Antioksidan, vitamin ve mineral zengini
Hücre hasarını önleyebilen güçlü antioksidan, toksin atmaya yardımcı olan klorofil, odaklanmayı artıran ve enerji veren amino asit olan teanin, yeşil çaydan 2-3 kat fazla kafein içeren matcha, vitamin ve mineral açısından da zengin. Bu çayda magnezyum, demir, potasyum, kalsiyum, A, C, E, K vitaminleri mevcut.
İçerik değerlerinin sırrı, yetiştirilme yönteminde saklı
Titizlikle güneşten korunarak gölgede yetiştirilen çay yapraklarından üretilen matcha, bu sayede kimyasal yapısını koruyor ve farklı bir aromaya sahip oluyor. Gölgede klorofil üretimini artıran bu çayın yaprakları, parlak yeşil bir renk alıyor. Güneş görmemesi ile yapraklarındaki fotosentez azalıyor ve bu da çayın içeriğindeki kafein, şeker, antioksidan ve teanin seviyelerini değiştiriyor.
Matcha’nın birçok yararından bahsediliyor
Matcha, değerli içeriği sayesinde odaklanmayı artırıyor, stresi azaltıyor, vücudu serbest radikallerden koruyor, hücre yaşlanmasını yavaşlatıyor, kötü kolesterolü düşürüyor, metabolizmayı hızlandırıyor ve bağışıklığı güçlendiriyor.
Hiç mi zararı yok?
Matcha’nın zararları, her yiyecek ve içecekte olduğu gibi tüketimi fazla olduğunda ortaya çıkıyor. Yüksek kafein içerdiği için günde 2-3 fincandan fazla tüketmek, uykusuzluk, çarpıntı ve mide sorunlarına neden olabiliyor. Düşük kalitedeki matcha’lar, kurşun veya pestisit gibi ağır metal kalıntıları içerebiliyor. Bu nedenle, organik ve güvenilir marka tercihi yapmak önemli. Bu çay yüksek polifenol içerdiği için mide asidini artırabiliyor, mide yanması ve bulantı yapabiliyor. Kan sulandırıcı gibi ilaçlarla etkileşime girebilen matcha’yı, düzenli ilaç kullanan kişilerin doktora danıştıktan sonra tüketmesi öneriliyor.
Matcha çayı tarifi ve saklanma önerisi
Bir çay kaşığı matcha tozunu kaseye koyun. Üzerine biraz, yaklaşık 70-80 dereceye ısıtılmış su ekleyin. Macun kıvamına gelene kadar geleneksel bambu çırpıcı (chasen) ile çırpın. Macun kıvamındaki matcha’yı fincana alın. Üzerine içeceğiniz kadar su ekleyin ve köpüklenene kadar çırpın. Sade veya süt ekleyerek tüketin.
Matcha’nın, diğer çaylara göre daha hızlı tüketilmesi gerektiğini unutmayın. Matcha öğütülmüş bir çay olduğu için oksijene maruz kaldığı anda renginde ve aromasında bozulma başlıyor. Serin ve karanlık bir yerde ağzı kapalı olarak saklanan matcha, birkaç haftadan birkaç aya kadar tazeliğini koruyabiliyor.