Deniz, doğa ve tarihi bir arada sunan huzur kenti Sinop, son yıllarda iç turizmin yükselen yıldızlarından biri olma yolunda…
Adını her gün haber bültenlerinde, ana akım medyada ya da turizm dergilerinde duymasak da ülkemizin kuzey ucunda huzurlu ve her şeyiyle kendine has bir doğa harikası var. Elbette Karadeniz’in en sakin ve en bakir kentlerinden biri olan Sinop’tan bahsediyoruz!
En son TÜİK anketlerine göre, yüzde 77’lik mutluluk oranı ile “Türkiye’nin En Mutlu Kenti” seçilen Sinop’u gezdiğinizde bu kente yayılan mutluluğun kaynağını fark etmek hiç de zor olmuyor.
Sinop’taki mutluluğun kaynağı “telaşsızlık”
Bir yarımada şeklinde Karadeniz’in hırçın sularına uzanan Sinop, bulunduğu mavi – yeşil coğrafyanın da etkisiyle tertemiz bir havaya sahip. Hatta öyle ki Sinop’un sokaklarında yürürken akciğerlerinizin her zamankinden daha fazla şiştiğini ve bu kentte sabahları çok daha dinç uyandığınızı fark edebiliyorsunuz. Yani Sinop’un sahip olduğu yüksek hava kalitesi ve bakir doğa da kent geneline yayılan mutluluğun en önemli kaynaklarından biri.
Sinop’u diğer Anadolu kentlerinden ayıran bir diğer özelliği ise trafik kaosu, dakika başı karşınıza çıkan trafik lambaları ve çılgın korna seslerine burada rastlayamayacak olmanız. Şehrin sakinleri kısa mesafelerde genelde yürümeyi / bisiklet kullanmayı tercih ediyorlar, bu durum da Sinop’ta oluşabilecek trafik probleminin önüne geçiyor. Karadeniz’in bu güzel kentinde nüfus yoğunluğunun nispeten az olması, şehrin lezzetli mutfağı ve fiyatların ulaşılabilirliği de Sinop’un mutluluğuna mutluluk katan diğer faktörlerden.
Burada “doğaya dokunmak” doğal bir ihtiyaç gibi
Bir şehir düşünün… Ve o şehrin merkezindeki evinizden / otelinizden çıktıktan sonra kat edeceğiniz 15 – 20 km’lik bir mesafede onlarca benzersiz doğal güzelliğin olduğunu… İşte Sinop tam da bahsettiğimiz gibi bir masallar diyarı! Örneğin Sinop merkeze yalnızca 18 km uzaklıkta Türkiye’nin tek fiyordu olan Hamsilos bulunuyor. Sarp kayalıkların uçsuz bucaksız bir mavilikle buluştuğu bu eşsiz yer, aynı zamanda Sinop halkının güzel havalarda piknik yaptığı, kamp kurduğu ve doğa yürüyüşlerine çıktığı yerlerin başında geliyor.
Yine şehir merkezine 30 km mesafede bulunan Erfelek Şelaleleri de (Tatlıca Takım Şelaleleri olarak da geçiyor) Sinop sınırları içinde yer alan tarifsiz güzelliklerden sadece biri. 28 irili ufaklı şelalenin olduğu bu bölge aynı zamanda profesyonel doğa yürüyüşçüleri ve tırmanışçıların da çok sevdiği bir parkur. Özellikle yaz mevsiminde buz gibi sularında serinleyebileceğiniz bu güzel takım şelaleleri takip ederek yürüdüğünüzde, Erfelek Barajı’nın huzur veren manzarasına ulaşmak da mümkün oluyor. Yine il sınırları içerisinde yer alan Cittaslow ağına bağlı Gerze ilçesi, Ayancık çevresi, Akgöl ve İnceburun da ilin sahip olduğu en büyüleyici yerler arasında.
Sinop merkezde bir gün…
Sinop sadece çevresi ile doğanın cömert davrandığı kentlerden biri değil. Çünkü Sinop merkezde öyle bir nokta var ki bize göre ülkemizde gün batımının en güzel izlenebildiği yerler arasında. Kent merkezinde yer alan ve şahane bir seyir tepesi görevi gören Şahin Tepesi, özellikle gün doğumu ve gün batımı saatlerinde mutlaka uğranması gereken bir mekan. Panoramik Sinop manzarası eşliğinde çayınızı yudumlayabileceğiniz bu güzel tepe aynı zamanda denizle güneşin bir araya geldiği şahane fotoğraflar çekmek için de ideal. Sinop merkezde yer alan ve bir gün içinde ziyaret edilebilecek şu önemli mekanlara değinmemek de olmaz.
Sinop Kalesi: MÖ 7. yüzyılda koloniciler tarafından inşa edildiği düşünülen Sinop Kalesi bugün kente tarihi doku kazandıran en önemli unsurlardan biri. Tarih boyunca Roma, Bizans ve Osmanlı egemenliklerine giren bu kale hem şehrin en iyi fotoğraf çekme noktalarından biri hem de Sinop’un ruhunu anlamak için mutlaka uğranması gereken bir durak.
Tarihi Sinop Cezaevi: “Anadolu’nun Alcatraz’ı” olarak anılan ve koca bir tarihe tanıklık eden Tarihi Sinop Cezaevi, 3 yanının denizle çevrili olmasından ötürü Sebahattin Ali’nin “Dışarıda deli dalgalar, gelip duvarları yalar / Seni bu sesler oyalar / Aldırma gönül” dizelerine ilham vermiş canlı bir tarih belgeseli gibi. Tarihi boyunca Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refii Cevat, Hüseyin Hilmi, Burhan Felek, Osman Cemal Kaygılı, Celal Zühtü Benneci, Sebahattin Ali, Kerim Korcan, Osman Deniz, Zekeriya Sertel gibi yazar ve şairlerin mahkum edildiği bu sarsıcı mekan bugün tarih meraklılarını kendine çeken bir müze olarak açık kalmaya devam ediyor.
Aşıklar Caddesi: Siz de kendinizi Sinop’un telaşsız ve mutlu insanlarının yerine koymak ve şehrin yerlisi gibi birkaç saat geçirmek –ve tabii bu kentte yiyeceğiniz mantıları yakmak- isterseniz Sinop’un kordonu olarak anılan Aşıklar Caddesi’nde keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Sinop mutfağı es geçilemeyecek kadar zengin!
Sinop yalnızca huzurlu sokakları, doğası ve tarihiyle değil aynı zamanda geleneksel mutfak kültürüyle de son yıllarda deneyim odaklı seyahat edenleri kendine çekiyor. Sinop’un imzası niteliğindeki cevizli – tereyağlı Sinop Mantısı, kuru üzümlü bir tür çörek olan Nokul, geleneksel Karadeniz pideleri ve tabii tazecik deniz ürünleri Sinop mutfağının temel taşlarını oluşturuyor.
Eğer siz de seyahatlerinizde salaş ve yerel lezzet deneyimleri yaşamayı tercih edenlerdenseniz Sinop usulü ev yemekleri sunan Cem’s Kitchen’a, mantı için Mantıcı Melahat’e, kahvaltı için Zeyden Mutfak’a ve güzel bir balık ziyafeti için Okyanus Balık Evi’nin yolunu tutabilirsiniz.