Mükemmeliyetçilik kariyerinizi baltalıyor olabilir mi?

Mükemmeliyetçilik kariyerinizi baltalıyor olabilir mi?

Her şey daha iyi ve “kusursuz” olsun diye daha çok çabalamak ve kaygı duymak, başarının önündeki en büyük engele dönüşebilir. Peki bu işin doğrusu ne?

Çoğu zaman bir şeyi yaparken o işin hakkını verme ve yapabileceğinin en iyisini yapma çabası ile karıştırılsa da; mükemmeliyetçilik aslında sağlıklı kabul edilen titizlik davranışının üzerinde, istisnai bir durumdur. Peki her konuda ekstra titizlenmek ve abartılı bir özveri göstermek kariyerinizi nasıl etkiler dersiniz?

Mükemmeliyetçiliğin anatomisi

Mükemmeliyetçilik psikoloji biliminde çeşitli ölçek ve gözlemlerle saptanan bir anomali olarak görülüyor.
Mükemmeliyetçilik psikoloji biliminde çeşitli ölçek ve gözlemlerle saptanan bir anomali olarak görülüyor.

Yazımızın başında da değindiğimiz üzere mükemmeliyetçiliği “çalışkanlık” ya da “azim” gibi kavramlarla karıştırmamak gerek. Çünkü pek çoklarımıza gayet sıradan gelen mükemmeliyetçilik olgusu, aslında psikoloji biliminde çeşitli ölçek ve gözlemlerle saptanan ve tedavi edilmesi gereken bir anomali olarak görülüyor. Klinik psikolojide en yaygın kullanılan bu ölçeklerden biri ise “Frost Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği”. Sorular aracılığıyla kişide var olan mükemmeliyetçiliğin ne boyutta olduğu analiz ediliyor ve bu durumun gelecekte bir psikopatiye dönüşmemesi için gereken önlemler alınıyor.

İşte bu noktada sağlıklı kabul edilen çaba ile mükemmeliyetçilik arasındaki farkları çok iyi analiz etmek gerekiyor:

● Mükemmeliyetçilik, kişinin idealize ettiği sonuç için kendisine acımasızca yüklenmesini öngörür. Örneğin mükemmeliyetçi bir birey bir sunum hazırlamak için gün boyunca aç kalabilir ve hatta kendisini günlerce uykudan mahrum bırakabilir.

● Mükemmeliyetçiler kendilerine ancak “mükemmel”e ulaştıklarında değer verirler.

● Mükemmeliyetçilikte başarı standartları ve yeterlilik kriterleri her zaman normalin çok çok üstündedir.

Mükemmeliyetçilik kariyeri sabote ediyor

Bu sendrom, özellikle Y Kuşağı’nda daha sık görülüyor.
Bu sendrom, özellikle Y Kuşağı’nda daha sık görülüyor.

Hayatın pek çok farklı alanını etkilese de mükemmeliyetçiliğin insan yaşamında en fazla etkilediği alan hiç kuşkusuz ki profesyonel yaşam. Çünkü özellikle “milenyal kuşak” da denen Y kuşağında sıkça görülen bu sendrom, zaman içinde insanın asıl potansiyelinin önünde görünmez bir duvar oluşturabiliyor. Bu zihinsel blokajın başlıca sebepleri ise şöyle:

Zaman yönetiminde aksamalar yaşanıyor

Profesyonel hayatta mükemmeliyetçiliğin insana verdiği en büyük zararlardan biri de “aşırı titizlenme” davranışının kişinin zaman kullanma becerisini negatif yönde etkilemesi. Somutlaştırmak gerekirse, mükemmeliyetçilikten muzdarip çalışanların önemli bir çoğunluğu standartlarının yüksekliğinden ötürü bir işe tam olarak hazır olmadan başlayamadıklarını ve bunun da doğal olarak üzerlerinde bir zaman baskısı oluşturduğunu söylemek mümkün. Halbuki bu noktada yapılması gereken, hızlı ve pratik bir ön hazırlık sonrasında işe girişmek ve iş tamamlandıktan sonra üzerinden geçerek süreci sonlandırmak. Yani psikologların ve motivasyon koçlarının bu konudaki tavsiyeleri de atalarımızın “Kervan yolda düzülür” deyişini destekler nitelikte.

Kendini “eşsiz” ve “en iyi” olarak görmek farkındalığı azaltıyor

Mükemmeliyetçi insanlarda zamanla benmerkezci davranışlar da gelişiyor.
Mükemmeliyetçi insanlarda zamanla benmerkezci davranışlar da gelişiyor.

Mükemmeliyetçi çalışanların en tipik özelliklerinden biri de her şeyi bildiklerini düşünmeleri ve alanlarında “tek” olduklarına inanmaları. Bu durum ilk bakışta özgüveni çağrıştırsa da aslında işin özü öyle değil. Sürekli olarak kendi yüksek standartlarını karşılamak için insanüstü çabalar sarf ettikleri için mükemmeliyetçilerde zamanla benmerkezcil davranışlar gelişebiliyor. Bu da zamanla kişinin kendi hatalarına ve yetersizliklerine karşı körleşmesine sebep oluyor; kendini geliştirmesinin önünde dev bir duvar örebiliyor.

Esnek düşünme ve doğaçlama davranma yeteneği zarar görüyor

Mükemmeliyetçilerin genelinde rastlanan bir diğer davranış örüntüsü de bu bireylerin kendilerine koydukları planlamanın dışına çıkmama konusunda aşırı katı davranmaları. Planlı – programlı davranmanın faydaları elbette malum fakat işin gidişatı ve şartlar dolayısıyla yeni bir plan yapılması gereken durumlarda mükemmeliyetçiler yeni gelişen şartlara uyum göstermekte bir hayli zorlanabiliyor.

Mükemmeliyetçiler empati duygularını kaybediyor

Başta da belirttiğimiz gibi kendi zihinlerinde ulaşmak istedikleri “mükemmel”e ulaşmak için aç kalan, uykudan ve hatta sevdiği insanlardan feragat etmeyi bile gayet doğal karşılayan mükemmeliyetçiler, doğal olarak çalışma arkadaşlarından da aynı tavrı beklemeye başlar. Zamanla empati duygularını yitiren mükemmeliyetçiler ekip motivasyonun da bozulmasına sebep olabilir.