Sonumuz geliyorsa nasıl bir son olacak bu? Kendi sonumuzu kendimiz mi hazırlıyoruz yoksa? İşte farklı bilim insanlarının kıyamet senaryoları!
Gelecek bilimci, mucit ve yazar Ray Kurzweil, PBS’te yayınlanan röportajında insanların gelecekte sonsuza dek yaşayabileceğini ve hatta ölülerin de tekrar hayata döndürülebileceğini belirtmiş. Aynı zamanda Google’ın baş mühendisi de olan Kurzweil’a göre tıptaki gelişmeler sayesinde ortalama yaşam süresi giderek artmış durumda. Bugün ortalama insan ömrü 80 yıla yaklaşmakla birlikte, ilerleyen yıllarda bu yaş ortalaması hızlı bir şekilde artacak. İnsanı ve yaşam sürecini bir yazılım olarak görürsek, şu anda bu yazılıma dair çok daha fazla bilgiliyiz. Bu organizasyonun nasıl çalıştığını biliyoruz. Bazı genleri işlemden çıkararak veya yeni genler ekleyerek vücudumuzda değişiklik yapabilir, kök hücre tedavisiyle yeni organlar elde edebiliriz. Kurzweil’a göre günümüzde sağlık bilimi bir bilgi teknolojisine dönüştü ve gücünü her yıl ikiye katlayarak yoluna devam edecek.
Buraya kadar okuduklarınızı ilginç bulduysanız bir de şunu dinleyin: Her ne kadar insan yaşamı uzayabilecek olsa da Kurzweil’a göre 2029 yılında robotların sahip olduğu akıl insan aklına erişecek ve 2045 yılına gelindiğinde ise bildiğimiz dünyadan eser kalmayacak. Peki bu konuda diğer teoristler neler düşünüyor?
Nesbit: “Ya yok olacağız ya da ölümsüz!”
Amerika Ulusal Bilim Derneği hukuki işler ve halkla ilişkiler birimi eski yöneticisi Jeff Nesbit de var olan yapay zeka teknolojilerinin gidişatına bakarak, insan ırkının 2050 yılına dek yok olabileceğini veya bir diğer seçenek olarak ölümsüzleşebileceğini belirtiyor. Nesbit bu düşüncesini temellendirdiği yapay süper zeka teorisini, şu şekilde açıklıyor: Var olan yapay zeka teknolojileri giderek güçlenip bir süper zekaya dönüşecek ve insan ırkının zekasını geçerek yönetimi ele geçirecek.
Anlaşıldığı üzere yapay zekanın geleceğine yönelik büyük umutlar beraberinde büyük endişeleri de getiriyor. Dijital para ve elektrikli otomobillerin öncüsü girişimci Elon Musk ve fizikçi Stephen Hawking’in de imzaladığı, yapay zeka ve robotik araştırmacıları tarafından kaleme alınan mektupta yapay zekanın bugün vardığı noktanın, otonom yani özerk silahlanmayı kısa süre içinde mümkün kılabileceği ve bunun çok kaygı verici olduğu bildiriliyor. Bunun anlamı robotlar önceden verilmiş kriterler sağlandığı takdirde bir insanın müdahalesine gerek olmadan kendi kendilerine silah kullanabilecekler.
Hawking: “Virüsler insanlığın sonunu getirebilir”
Her ne kadar üstte Kurzweil tıptaki gelişmeler ve genetik müdahaleler yoluyla insan ömrünün uzayabileceğinden bahsetse de Hawking’in bu teoriyle ilgili şüpheleri var. Hawking’e göre genetik olarak müdahale edilen virüsler, insanları yeryüzünden silebilir. Genlerin nasıl çalıştığı hala tam olarak anlaşılabilmiş değil ve genler üzerinde yapılan değişiklikler her zaman hedeflenen sonucu getirmeyebilir. Hawking hiç beklemediğimiz bir anda bilim insanları istemeden antibiyotiklere dirençli virüslerin gelişmesine katkı sağlayarak insanlığın sonunu getirebileceklerini savunuyor.
Dijjkgraaf: “Evrenimiz kara delikler tarafından yutulacak”
Teorik fizikçi Robbert Dijkgraaf’in ise insanlığın sonuna dair bambaşka bir görüşü var. Princeton, Amerika’da bulunan Institute for Advanced Study’de öğretim görevlisi olan Dijjkgraaf’a göre, evren var olan genişleme hızıyla devam ettiği takdirde galaksi sisteminin geri kalanından kopuk bir “ada evren” üzerinde yalnız kalacağız. Ve bu evrendeki yıldızların enerjisi bittiği zaman, ada evrenimiz kara delikler tarafından yutulacak.
Oxford Üniversitesi: Kitlesel ölümler, kıtlık ve göçler olacak
İklim değişikliği ve akabinde gelen ekolojik değişiklikler ise uzun zamandır birçok mecrada konuşulmasına rağmen, hala yeterince ciddiye alınmayan bir konu. Oxford Üniversitesi’nin raporuna göre, iklim değişikliği öngörülenden çok daha hızlı bir şekilde gezegenimizi etkiliyor. Buna göre iklim değişikliklerinden en önce ve en şiddetli şekilde yoksul ülkeler etkilenecek ve beraberinde kitlesel ölümler, kıtlık, kitle göçleri ve toplumsal çöküş olacak. Ekosistem değişimi ile dünya üzerinde var olan türler giderek daha hızlı yok oluyor.
Ve diğerleri…
Bilim insanlarının yıllardır üzerinde çalıştığı ve güncelliğini koruyan diğer senaryolar ise güneşin sonunun gelmesi, göktaşı çarpması, volkanik patlamalar ve gama-ışın patlamaları. Bunların yanı sıra savaş politikaları ve siyasi-sosyal rejim değişlikleri de insan ırkının yok olmasına sebep olabilir. Gelecek bilimcilerin çalışmalarına bakılırsa teknoloji ilerledikçe ve dünya değiştikçe, insanlığın bildiğimiz halinin sonunun nasıl geleceğine dair teoriler de beraberinde değişecek. Her ne kadar bu teoriler bilimsel temellere dayandırılsa da gerçekleşme olasılıkları çeşitli görüşlere göre büyük değişkenlik gösteriyor. Bizlere de insanlığı ve dünyayı korumak için bireysel düzeyde elimizden geleni yapmak düşüyor.