“Gölge oyunu”nu baştan yaratan adam: Vincent Bal

Günlük objelerin gölgelerini basit çizimlerle birleştirerek yeni bir “gölge oyunu” yaratan Belçikalı Vincent Bal, son dönemde sosyal medyanın en çok dikkat çeken isimlerinden biri. Bal’un yaratıcı dünyasına adım atmaya hazır mısınız?

Gölge oyunu yaşadığımız coğrafyanın geleneksel görsel sanatlarından biri. Hepimiz Karagöz ve Hacivat karakterlerini çok iyi biliyoruz. Bu sanat geleneksel olarak, hayvan derilerinden kesilerek hazırlanmış insan, hayvan, eşya gibi figürlerin bir ışık kaynağı önünde oynatılarak, gölgelerinin gerdirilmiş, beyaz bir perdeye düşürülmesiyle icra ediliyor. Bu sanatın kökeninin ise ta 10. yüzyıla, Çin ve Hindistan coğrafyasına uzandığı tahmin ediliyor. Ancak görsel sanatın her dalının zamanla geçirdiği değişimlerden “gölge oyunu” da nasibini aldı! Artık gölgeleri çok farklı yöntemlerle kullanarak bu sanatı icra eden isimler var. En ünlülerinden biri de Vincent Bal. Gölge sanatları uzmanı olarak tanınan, Instagram'da 500 binden fazla takipçiye hitap eden Bal, “shadowologist”lerin belki de en başarılı olanlarından biri.

Belçikalı Vincent Bal aslında ödüllü bir yönetmen. Kendisinin IMDB sayfasına baktığınız zaman birçok ödül kazandığını görüyorsunuz. Şu an Belçika’nın Ghent şehrinde yönetmenlik dersleri veren Bal, “shadowology” terimini kendisinin bulduğunu, yakın zamanda verdiği bir röportajda anlatmıştı: “Bu bilimsel adı gölge ile yarattığım çizimlere ben verdim. Aslında bu uğraş benim için bir oyun ya da bir tür meditasyon gibiydi. Elime aldığım bir objenin gölgesiyle bir şeyler yaratana kadar oynuyorum. Bir anda önümde ne yapabileceğim beliriyor. Bu aslında bulutlara bakarak onları bir şeylere benzetmeye benziyor. Elimdeki objenin gölgesi kafamda bir fikir yarattığı zaman birkaç çizimle bunu tamamlıyor ve fotoğrafını çekiyorum.”

Güzel şeyler bir anda olur

Bal’a aradığı ilhamı veren, fincanının yarattığı file benzer gölge olmuş.

Bal’a göre, hayattaki her güzel şey bir anda olur. Kendisinin gölgelerle çalışmaya başlaması da bu şekilde ve bir “kaza”nın sonucunda gerçekleşmiş: “Bir senaryo üzerine çalışıyordum. Gerçi o senaryo hiçbir zaman beyazperdeye aktarılamadı. Ama bana bir kapı açan da o senaryo üzerine çalışmam oldu. Bir anda fincanımın gölgesini çalıştığım kağıtların üzerinde gördüm. Şekli bir fili anımsatıyordu. Gölgelere gözler çizdim ve fotoğrafını çektim. Sosyal medyada paylaştığımda bu fotoğraf çok olumlu tepkiler aldı. Ben de her gün yeni bir çizim yapmaya ve bunları paylaşmaya karar verdim.”

“Tüm çekmeceleri karıştırdım”

Işık ve gölge, eşsiz eserlere büyük katkı sağlıyor.

Vincent Bal’ın yüzleştiği en büyük zorluksa şimdiden evindeki tüm malzemeleri kullanmış olması: “Tüm çekmeceleri karıştırdım yeni bir şeyler bulmak için. Neyse ki çocuklarımın birçok oyuncağı var. Onları kullanıyorum. Bazen de bir dükkana dalıp ucuz ve işe yarar bir şeyler arıyorum. Ancak kendime bir kural koydum ve 3 euro’dan pahalı bir şey almıyorum.”

Beyninizi özgür bırakın

Bal, en iyi fikirlerin oyun oynarken bulunduğunu anlatıyor.

Peki Bal’a tüm bu yaratıcı fikirler nasıl geliyor dersiniz. Aslında bu sorunun cevabı çok basit. Bal şöyle anlatıyor: “Oyun oynamak aslında en yaratıcı fikirleri ortaya çıkaran süreçtir. Beyniniz özgürdür çünkü. Bunun dışında ben en iyi fikirlerimi yürürken, yarı uykuluyken ya da duş alırken buluyorum.”