Dünyanın kök hücre yoluyla elde edilmiş sığır etinden yapılan ilk hamburgerini beş yıl önce üreten Hollandalı Mosa Meat şirketi kaynak aldığını açıkladı. Şirket yakın bir gelecekte bir hamburger köftesinin 1 dolara mal olacağını öngörüyor.
2050 yılında dünya nüfusu 9 milyarı geçecek ve BM Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre et talebi bugünkü seviyenin yüzde 70 üzerinde olacak. Tarım arazilerinin çoğu hayvancılık için zaten kullanılıyor. Hayvancılık önemli ölçüde su kıtlığına neden olurken, bu sorunun sürekli büyüdüğünün de altını çizmek gerekiyor. Örnek verelim, “quarter pound” olarak anılan ve yüz gramdan biraz daha fazla bir hamburger köftesi için 5 bin 900 litre su harcanıyor.
İşte bu noktada çözüm olarak laboratuvar ortamında üretilen “temiz et” devreye giriyor. İnsan sağlığına ve çevreye zarar vermeden hızla artan dünya nüfusunun et ihtiyacını karşılamak için üzerinde çalışılan “yapay et” konusunda, son beş-altı yıldır olumlu sonuçlar alınıyor. Geleceğin yemek kültüründe yerini almaya hazırlanan yapay et için üretici firmalar yatırımlar almaya devam ediyor. Yapay etin seri olarak piyasaya sürülmesine sadece 10 sene kalmış gibi görünüyor.
Elbette yapay et söz konusu olunca diğer yapay gıdalarda akla pek de fazla gelmeyen “tadı ete benziyor mu” ya da “sağlığa etkileri neler” gibi sorular daha sık akla geliyor. Bazı gruplar çevreye ve hayvanlara zarar vermediği için temiz eti savunurken sağlık tarafında da tarım ilacı ve zararlı bakterilerden uzak şekilde üretildiği için normal etten daha sağlıklı olduğu görüşünde.
Kök hücreden kas hücresine gerçek et tadı yakalanıyor
Laboratuvar ortamında üretilen et için temiz et kavramı kullanılıyor çünkü bu ortamda üretilen etler hastalık, hormon, antibiyotik ve pestisit etkisinden uzak. Bir hayvandan kas hücresi, geliştirmeye uygun kök hücreler veya miyoblast hücreler alınıyor. Bunun yöntemi değişebiliyor. Örneğin kuşun tüyünden de kök hücre üretilebiliyor.
Son yıllarda, hücrelerin araştırılması ve hücre büyümesi, bilim adamlarının küçük bir numuneden laboratuvarda kas dokusu büyütmek için bir yöntem geliştirmelerine vesile oldu. İnsan organı üretimi için geliştirilen ve çalışmaları hâlâ devam eden bu yöntem, laboratuvar ortamında et üretimine de imkân tanıdı. Elde edilen kök hücreler kas hücreleri haline dönüşmesini sağlayacak beslenmeleri yapan biyoreaktörde geliştiriliyor.
Bugün en çok alıntı yapılan yöntem iskele temelli bir teknik. Prensip olarak bu yöntem, bir beslenme kültür ortamı (kas yemi) varlığında bir iskele üzerinde uygun kas hücrelerinin çoğalmasını sağlıyor. İskele, hayvan hareketlerini taklit etmek için periyodik olarak hareket ettiriliyor, geriliyor ve sonunda gerçek bir hayvan kasını taklit edebilecek yalın ve yapay bir kas üretiliyor. Her üretim süreci sonunda birkaç miyoblast hücresi çıkararak bu işlemi sonsuz bir şekilde sürdürmek, en azından teorik olarak mümkün.
Son olarak kas tam anlamıyla büyüdüğünde iskeleden hasat ediliyor ve sonrasında genellikle kıyılıyor. Gelecekteki gelişmelere bağlı olarak gerçek bir hayvandakiler kadar büyük bütün kasların üretilebileceği öngörülüyor. Bu da tüketim için hayvan eti ile aynı tada ve dokuya sahip bir seçenek anlamına geliyor.
2021’de restoranlarda, 10 yıl sonra da marketlerde
Yapay et üreten firmaların ciddi yatırımlar alması, yeni şirketleri bu pazara çekeceğe benziyor. İlk başta sosis, hamburger köftesi ve tavuk parçaları gibi daha basit et ürünlerinin üretilmesi beklense de sonrasında bonfile, balık gibi zorlu ürünler de üretilebilecek.
Market raflarında yerini alacak ilk temiz et, Maastricht Üniversitesi’nde yıllarca süren araştırmalar sonucu üretilen ve yakın zamanda 8.8 milyon dolar yatırım alan Mose Meat olacak gibi… Mose Meat girişimi Alman ilaç üreticisi Merck KGaA ve İsviçreli et üreticisi Bell Food Group’tan yatırım aldı. Yüzde 70 seviyesinde bir et tüketimi artışını karşılamak için arazi ve su kaynağının sınırlı olduğunu belirten Mose Meat, yapay et üretimi ile yüzde 99 daha az arazi ve yüzde 96 daha az su kullanılacağını ileri sürüyor.
Laboratuvarda üretilen et; su, toprak ve işgücü gereksinimini azaltıyor. 2015’te şirket lansmanını yapan Memphis Meats de 2016 yılında kök hücreden köfte üretti. 2017 yılının Ağustos ayında Bill Gates’in de aralarında olduğu bir grup yatırımcıdan destek alırken, 2018’de yiyecek devlerinden Tyson Foods’dan da yatırım aldı. Şirket dana etiyle sınırlı kalmayıp yapay tavuk ve ördek eti de üretti. Kuzey Amerika’daki en büyük et üreticilerinden biri olan Cargill, aynı zamanda Memphis Meats’da da yatırımcı konumunda...
Yapay etin sağlığa etkileri
Dr. Mert Çınar, temiz et ile ilgili şu görüşleri paylaşıyor: “Omega 3 yağ asidi bol, kolesterolü düşük, sağlığa yararlı kırmızı et üretilebilir. Ucuzladığında üçüncü dünya ülkelerindeki açlık ve yetersiz beslenme sorununa çare olabilir.”
“AB yasalarına göre yeni bir gıdaya ruhsat verilmesi için insan üzerindeki uzun dönem etkilerinin test edilmesi gerek” diyen Çınar, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu da en az iki yıllık hayvan deneyi demek... GDO’lu gıdalara AB, 30 günlük hayvan deneyleri sonrası onay vermişti, Avusturya ise Viyana Üniversitesi’nde iki sene hayvanlar üzerinde yapılan araştırmada hayvanlarda karaciğer hasarı, kısırlık vb. gözlemlendiği için onay vermedi. Buradaki önemli nokta şu: Yapay eti iki sene etobur bir hayvana yedirip sonuçlarına bakacaklar mı? Yoksa zaten içinde GDO yok, besi yerimiz doğal deyip piyasaya sürülür mü?”
Yapay et süreci endüstriyel boyuta getirildiğinde hamburgerin şu anki fiyatının 9 euro olacağı öngörülüyor. Önümüzdeki 10 yılda ise süpermarketteki bir hamburgerin fiyatının 1 euro civarında olması bekleniyor.