“Özgürlük, açık sözlülük, irade, serbestlik” mottosuyla yola çıkan Freedom Riders, dostluk ve kardeşlik üzerine kurulmuş motosiklet kulüplerinden biri. Kulübün kurucusu Emre Mühürdaroğlu’yla Freedom Riders’ın kuruluşunu ve faaliyetlerini konuştuk.
Çok sayıda motosiklet kulübü varken birine dahil olmak değil de yeni bir kulüp kurma fikri nasıl doğuyor? Freedom Riders nasıl kuruldu?
Ben daha önce başka bir kulüpteydim, onarla bazı noktalarda görüşlerimizin farklı olduğunu keşfettim ve o süreç içerisinde yolarımızı ayırdık. Hatta o kulüpten ayrılma sırasında beraber ayrıldığımız birkaç kişi de vardı. Yani kulüpçe bir altyapımız vardı.
Yani kulüp kurma aşamasındaki basamakları biliyordunuz?
Evet, basamakları, iniş çıkışları biliyorduk. Ama tabii ne kadar bilirseniz bilin yaşarken çok daha fazla şey öğreniyorsunuz. O kural kaidelerin, anlamsız gibi gözüken her şeyin bir deneyim üzerine oluştuğunu yaşayarak anlıyorsun. Biz de ilk başta daha serbest yapıdaki, riders kulüp dediğimiz ilk yapıyla başladık. 2011 yılında altı kişiyle birlikte bu kulübü kurduk. Kurar kurmaz bizim sosyal çevremizden kaynaklı ilk toplantıda üye sayısı 15 oldu. İlk bir buçuk sene içerisinde 45-50 kişi olmuştuk. O zaman da problemler başladı. Çok olmak demek iyi olmak, güçlü olmak demek değildir.
Kulübü kurma amacınız neydi?
En büyük amaçlarımızdan biri, sosyal sorumluluk projelerine imza atmaktı. Biz bu noktada Türkiye'de çok önemli şeyler başardık. Pek çok kişinin isteyip oturtamadığı sistemleri motor camiasına biz kazandırdık. Bunun da çok faydasını gördük. Amaç aslında şu; ortak tutkumuzu ve beraber eğlenelim, gezelim coşkusunu faydalı bir şeye dönüştürmek.
Ne gibi faaliyetler bunlar?
Mesela Otizm Farkındalık Sürüşü, kimsesiz çocuklar yararına düzenlediğimiz partiler... Düzenlediğimiz partilerin gelirlerini derneklere bağışladık. Kan bağışı yaptık. Şehit ailelerini ve gazileri her sene Çanakkale'ye götürüyoruz. İstanbul ve Türkiye'nin geneline yayılmış şubeleri olan yaklaşık 30 kulübü Türkiye'nin Renkleri adı altında topladık. Böylece Çanakkale gibi kapsamlı sürüşlerde yaklaşık 100 motor gidiyoruz. İlk gittiğimizde Kore ve Kıbrıs gazileri vardı, daha sonra Güneydoğu gazilerini götürdük. Yaşlı gazilerimizden biri şöyle bir şey söylemişti, "Çocuklar bizi çok yere davet ediyorlar yemeğe, törene gidiyoruz ama siz bize kendi tutkunuzdan bir kesit yaşattınız, çok mutlu olduk, çok eğlendik” dedi. Ayrıca bu etkinliklerle kulüplerin birbirine de desteği oluyor, birbirlerinin partilerine gidiyorlar. Kulüp kasasında para birikiyor, onlar da kulüp işlerinde kullanılıyor.
Peki, kulüpte ne gibi ihtiyaçlar oluyor?
Mesela kulübe araç alınacaksa, bayrak, peç yaptırılacaksa, o havuzdan harcanıyor. Kulübe göre rakamları değişen aidatlar toplanıyor. Mesela bir gün geziye gideceğiz, bir öğrenci arkadaş gelemeyecek. O da eksik kalmasın diye kasadaki o parayı onun ihtiyaçları için kullanıyoruz. Biz o partiler ve düzenlemiş olduğumuz etkinliklerde topladığımız paraları çocuk esirgeme kurumu, otizm derneği gibi yerlere aktardık. Bunları da lanse ettik ki insanlar bu partiye gelirse bu amaç için gelecek bilsin. Bu da insanların çok hoşuna gitti. Motosiklet camiasındaki insanlar duygusaldır. Çünkü bu iş kardeşlik, dostluk demek ve duygusal olmayan bir adam yapamaz.
Her motosiklet kullanıcısı bir motosiklet kulübüne üye değildir. Bir kulübe üye olma isteğini tetikleyen şey de nedir?
Türk halkının zaten çok özünde olan bir şey bu kulüpçülük. Bizim kanımızda atalarımızdan gelen bir akıncılık, atlı konvoylar, mahallecilik, takım arkadaşlığı kültürü var. Hep bir ekibin, bir bütünün parçası olma üzerine kurulu bir hayatımız var. Zaten senin motosiklet tutkun en büyük enerji kaynağın, o aynı duyguyu aynı mutluluğu paylaştığın insanlarla bir arada olmak da çok keyifli oluyor.
Peki, Freedom Riders’a üye olmak isteyen biri için süreç nasıl işliyor?
Hangaround olarak başlıyor. Bir süre birbirini tanıyorsun. Minimum altı ay hangaround’lık dönemi var. Sonra minimum bir sene prospect’lik dönemi sürüyor. Ondan sonra da member’lık var. Bir MC kulübünde kulübe girmek isteyen bir üyenin member olması iki seneyi buluyor.
MC kulübü diğer motor kulüplerinden ayıran özellik nedir?
Riders kulüpler daha kolay peç verebilen, sadece gezilerde sürüşlerde bir araya gelen insanlar. Ama MC'lerde bu bir yaşam tarzı. Kulüp senin ailen oluyor. Her türlü birbirinden sorumlusun, kardeşlik gibi. Girmek ne kadar zorsa çıkmak ondan daha zor. Çünkü insanlar seni member yaptıklarında bu demek oluyor ki ben sana karımı, çocuğumu, paramı her şeyimi emanet edebilirim. Sen member olduktan sonra bunun üzerine birbirini tartmak, anlamaya çalışmak gibi bir şey kalmıyor, çünkü zaten süreç seni hazırlamış oluyor. Bir sürü motosiklet kulübü çeşidi var. Bunlarda süreçler çok daha kısa ve ilişkiler daha basit. O yüzden MC'ler genelde 15’li, 20’li, 30’lu; yani fazla kalabalık olmayı tercih etmeyen, aile yapısını bozmamaya çalışan ekiplerdir.
Kulüp üyelerinin her birinin bir görevi var mı? Bir Mc kulübü nasıl çalışır?
Başkan, başkan yardımcısı, road captain, treasure, road security, sergeant gibi yapılar var. Gezi düzenleneceği zaman para toplanması ödemesini kasa, yani treasure hallediyor. Koordinasyonu, karar alınmasını yönetim ekibi yapıyor. Kulüp sekreteri diğer kulüplerle olan yazışmaları ayarlıyor. Road captain güzergahı, durulacak, benzin alınacak notaları çıkarıyor. Yemek yenilecek yerlerle önceden anlaşmalarını yapıyor. Head of security’ciler ve Road security’ciler yolculuk sırasında konvoyun güvenliğini sağlıyorlar. Yol ayrımlarını tutuyorlar. Herkesin yeteneğine göre o görevi veriyoruz. Bu görevleri yapanlar yıllar içerisinde artık profesyonelleşiyorlar. Böylece sistem o çok iyi işliyor.
Freedom Riders’a kabul edilmek için aradığınız şartlar var mı?
Bizler vatanını milletini seven, Atatürkçü insanlarız. Bizim kulübe her siyasi görüşten, her dinden insan gelebilir. Tek şartımız vatanını seven ve Atatürkçü bir insan olması. Bu özgürlüğü, Freedom’ı yaşayabilmemizi sağlayan Atatürk’tür. Dolayısıyla Atatürk ile ilgili kötü söylemleri yoksa o, kulübe girebilir. Bu konuda çok hassasız. Biz 20’li yaşlardayken 40’lı yaşlardaki insanlarla çok vakit geçirme imkanımız yoktu. Şimdi gençlere bu ortamı da sağlıyoruz. 22 yaşındaki bir genç member olmuşsa, 45 yaşındaki adam daha prospect ise o member’a saygı göstermek zorundadır. Yaş, makam, mevki, kimin ne kadar kazandığı, zekası önemli değil, kulübe yüreğini ne kadar koyduğu önemli.