Olimpiyat oyunlarının ana kategorisi atletizm, son günlerde yüzümüzü güldüren başarılı atletlerle gündemimizde. Türkiye Atletizm Federasyonu’nun yürüttüğü çocuklar için atletizm projeleri sayesinde çocukların gelişimi amaçlanırken atletizm sporunun da sevilmesi ve yayılması hedefleniyor.
Dünyanın en eski sporlarından biri atletizm… Günümüz sporlarının çoğunun temeli hatta biraz ileri gidersek anası diyebiliriz. Antik çağlardan beri varlığını sürdüren olimpiyat oyunları, atletizm branşlarından biri ile açılır ve kapanır. Çünkü olimpiyatlarda ana branş atletizm olarak öne çıkıyor. Atlerler, pist ya da alanda koşu, yürüyüş, atlama ve atma yeteneklerini sergiliyorlar. Ülkemizde yaklaşık iki sene sonra kuruluşunun 100. yılını kutlayacak Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF) bu sporu geliştirmek ve yaymak için çalışıyor.
Balkan Atletizm Şampiyonası da Atletizm Federasyonu’na bağlı komplekste düzenleniyor. Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği’nin üyesi olan TAF’ın atletizmi sevdirmek ve yaymak üzere yılın çeşitli zamanlarında okul çağındaki çocuklara yönelik projeleri bulunuyor. Bunlardan amaç, çocukları madde ve teknoloji bağımlılığından uzak tutmak, obezite ile savaşa destek verirken geleceğin şampiyonlarını keşfetmek.
Atletizme başlamak için ideal yaş 10-13 arası
Atletizmde kendisi de madalya sahibi olan TAF Milli Takım Antrenörü Koray Imrak, Ataköy’deki tam donanımlı salonda geleceğin şampiyonlarını yetiştiriyor. Atletizme başlama yaşının kişinin beden ve zihin yapısıyla ilgili olduğunu, kişiden kişiye değişebildiğini ancak ideal başlama yaşının 10-13 olduğunu anlatıyor.
Futbol dışında neredeyse hiçbir sporun yaşam alanı bulamadığı günümüzde atletizm, sadece madalya alan atletlerimiz sayesinde gündeme geliyor. Koray Irmak, tüm sporların temeli olarak kabul edilen atletizmin, çocuklarda beden ve zihin yapısını diğer sporlara göre çok daha iyi geliştirdiğini, atletizm yapan çocukların futbol, basketbol, yüzme ya da diğer sporlara geçiş ve uyumlarının daha başarılı olduğunu anlatıyor. Koray Imrak, “Temel eğitimlerden sonra çocukları yeteneklerine göre branşlara yönlendiriyoruz” diye anlatıyor. TAF’ın IAAF ile birlikte yürüttüğü çocuk atletizmi projesi sayesinde atletizm, kendisine yaşama ve yayılma alanı bulabiliyor. Bu büyük organizasyon için TAF antrenörleri eğitiyor. Her ilde bulunan temsilciler sayesinde çocuk atletizm projesi de her geçen gün daha fazla yol kat ediyor. Okul çağındaki çocuklar oyun ile birlikte atletizmle tanışıyor ve seviyor.
Atletizm ile tanışan ve devam eden çocukların okul başarısı ve kendilerine olan güvenleri artıyor, disiplin kazandıkları için karar mekanizmaları gelişiyor, arkadaşlarıyla daha iyi ilişkiler kurabiliyorlar. El, kol, bacak koordinasyonları çok gelişen çocuklar buradan isterlerse ve yetenekleri varsa diğer spor dallarına daha avantajlı olarak geçiş yapabiliyorlar.
Özetle, eğer siz de çocuğunuzun mutlaka spor yapmasını istiyor ve nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, öncelikle atletizm ile tanıştırabilirsiniz. Zira eğer atletizme yeteneği varsa ve öncesinde başka spor dalıyla ilgilenmişse (örneğin, futbol oynamışsa) atletizmde zorlanabiliyor. Ancak eğer futbola yeteneği varsa ve önce atletizme başlamışsa yeni yaptığı spora uyumu ve ilerlemesi çok daha başarılı oluyor. Konuyla ilgili daha kapsamlı bilgileri TAF’ın web sitesinden edinebilirsiniz.
Branşlaşma, 14 yaşından sonra başlıyor
Çocukların daha küçük yaşlardan itibaren başlayabildiği atletizm sporunda kariyer çizgisi, tüm diğer bireysel sporlarda olduğu gibi aile ve kulüp desteğiyle birlikte yürüyor. 14 yaşında ise yetenekli olduğu branş ya da branşlara yönelmeye başlayan sporcular, önce milli takım ardından uluslararası yarışlarda dereceye girme hedefi için ter döküyor. Ancak şuna dikkat çekmekte fayda var: Çocukların yarışlara katılma seviyesine ulaşabilmesi için ortalama iki-üç yıl düzenli antrenman yapması gerekiyor. Bu antrenmanlar çocukların okul düzenine göre belirlenip hemen hemen her gün gerçekleştiriliyor. Başarı gösterip yarışlara katılan çocukların eğitim hayatı, antrenör ve okul iş birliği ile düzenleniyor.
Atletizm branşlarının neler olduğuna gelince…
Koşu: Kısa, orta ve uzun mesafe, engelli koşu ve bayrak koşularından oluşur.
Yürüyüş: Kadınlarda 10, erkeklerde 20 ve 50 km yürüyüşleri.
Atlamalar (alan yarışı): Üç adım atlama, uzun atlama, sırıkla atlama ve yüksek atlama.
Atmalar (alan yarışı): Disk atma, çekiç atma, gülle atma ve cirit atma.
Kros ve dağ koşuları: Açık arazide zaman zaman çamurlu zeminde koşulan kros koşusudur. Krosun mesafesi 10 kilometreye kadar varan ve irtifa yüksekliğinin 300 metreyi aştığı versiyonu dağ koşusudur.
Çoklu branşlar:
● Açık havada erkeklerin dekatlon (onlu yarışma) atletizmin on dalı olan 100 metre koşu, 110 metre engelli koşu, Uzun atlama, Disk atma, Gülle atma, Sırıkla atlama, Yüksek atlama, Cirit atma, 400 metre koşu, 1.500 metre koşuları.
● Kadınların ise heptatlon (yedili yarışma) 100 m Engelli Koşu, Yüksek Atlama, Gülle Atma, 200 m Koşu, Uzun Atlama, Cirit Atma, 800 m koşuları.
● Salonda erkekler heptatlon (yedili), 60 metre koşu, 60 metre engelli koşu, Yüksek atlama, Sırıkla yüksek atlama, Uzun atlama, Gülle atma,1000 metre koşuları.
● Kadınlar ise pentatlon (beşli yarışma) 60m Engel, Yüksek Atlama, Gülle Atma, Uzun Atlama, 800 metre koşuları.
Atletizm eğitiminin maliyeti nedir?
Bu sorunun cevabı; eğitime nerede başlanacağı, çocuğun başarısı, yarışlara katılıp katılmayacağı gibi detaylara göre değişkenlik gösteriyor. Örneğin; Türkiye Atletizm Federasyonu, il müdürlükleri ve belediyelerin tesisleri ve görevlendirdiği antrenörlerin hizmeti ücretsizken özel kulüplerin kimi uygulamaları ücretli olabiliyor. Antrenmanlar için ekipman desteği kulüplerde ve federasyonun tesislerinde yine ücretsiz kullanıma sunuluyor ancak yarış ayakkabısı (ortalama 300-400 TL arasında), kıyafet, yarışlarda kullanılacak sırık, gülle gibi ekipmanları sporcuların tedarik etmesi gerekiyor. Milli takıma girme başarısı gösteren sporculara, gerek kulüpleri gerekse bakanlık tarafından ekipman desteği sunuluyor. Ayrıca Türkiye Atletizm Federasyonu’na dilekçeyle başvuranlara da koşulları uygunsa ekipman desteği verilebiliyor.
Özel kulüpleri düşünenler için belirtelim; Türkiye’de 200’e yakın atletizmde sporcu yetiştiren özel kulüp var. ENKA ve Fenerbahçe, kadın ve erkek tüm yaş gruplarını kapsayan takımlara sahip iki kulüp olarak öne çıkıyor.
Yarış kategorileri neler?
Sporcuların yarışlara katılabilmesi için öncelikle lisans almış olmaları şart. Bağlı bulundukları kulüp üzerinden lisans alabilecekleri gibi özel antrenörlerle çalışıyorlarsa bireysel başvuru ile de lisans alabiliyorlar.
Atletizmde yarışlar, yaş ve branş kategorilerine göre sınıflandırılıyor. Türkiye’deki yarışlar; federasyon denemeleri, lig yarışları ve Türkiye şampiyonaları olarak ayrılıyor. Lig yarışlarına sadece kulüp sporcuları, kulüpleri adına katılabiliyor ve topladıkları puanlar yurt dışı müsabakalarının önünü açacak şekilde kulüplerinin hanesine yazılıyor. Diğer yarış türlerine bireysel sporcular da katılabiliyor. Yaşa göre kategorilendirilmiş yarışlar ise şöyle:
U14: 10-13 yaş arası
U16: 14-15 yaş
U18: 16-17 yaş
U20: 18-19 yaş
U23: 20-22 yaş arası
Büyükler: 23 yaş ve üstü
Milli takıma katılma süreci
Yalnızca büyük şehirlerde değil Türkiye’deki tüm illerde irili ufaklı, yaş kategorilerine göre düzenli yarışlar yapılıyor. Federasyonun görevlendirdiği koordinatörler, yıl boyunca yarışları gezerek belirlenen başarı barajını aşmış sporcuları tespit ediyor ve milli takım kampına davet ediyor. Dolayısıyla çocukların katıldıkları tüm yarışlarda ne kadar çok başarı elde ettiği, milli takıma girme şansını da o denli artırıyor. Uluslararası yarışlara hangi milli takım oyuncularının katılacağını da yine bireysel başarılar yön veriyor.
Kariyer gelişiminde en güzel örneklerden biri U20 Türkiye Şampiyonu Oğuzhan Kaya olsa gerek. Ortaokula giderken Milli Takım Antrenörü Koray Imrak’ın yetenek taramasında keşfettiği Oğuzhan, yaklaşık üç yıllık eğitimin ardından yarışlara katılmaya başladı. Türkiye’deki yarışlarda hızla yükselen bir başarı grafiği çizince, milli takım kampına alındı. Son olarak temmuz ayında gerçekleşen Boras 2019’da 4X400 metre bayrak yarışında yer alarak Türkiye’ye altın madalyayı getiren ekipte yer aldı ve kariyerini taçlandırdı.
Atletlerin her başarısında maddi gelir alternatiflerinin de arttığını belirtelim. Örneğin; başarılı sporculara kulüplerinin ve milli takımın desteği yanında Avrupa şampiyonluğu getirdiklerinde Spor Bakanlığı tarafından da maaş veriliyor. Ayrıca belediyeler gibi kuruluşlardan da burs alabiliyorlar. Öte yandan tüm bu başarılar, üniversiteye girip akademik eğitim almalarını da kolaylaştırıyor.